Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2004, Journal of Turkish Research Institute
iiri göstergebilim açısından incelemek için, şiiri yüzeyden derine, içimden içerige do~incelemek gerekir. Şiirin asıl anlamı, mesajı, derin yapısında saklı olan karşıtlıklar ve koşutluklar belirlenerek ortaya çıkar. Yunus Emre'nin şiirini bu bakış açısıyla incelemeye çalışacağız .Anlam araştırması için sözcüklerden başlamak gerekiyor. Sözcüklerin meydana getirdigi anlam aglarını ve bağıntılarını araştırmak, sözcüklerin dilbilgisel bagıntılarını değerlendirmek, şiiri kesitlere ayırarak yeniden okumak gerekiyor. Göstergebilimci Roland Barthes, bir anlatıyı anlamak için şu aşamaları izlernemizi öneriyoL ı
Yunus Emre ve Halil Cibran’ın Şiirlerinde Şiir Ve Mekân: Göstergebilimsel Bir okuma denemesi, 2023
Yunus Emre ve Halil Cibran’ın Şiirlerinde Şiir Ve Mekân: Göstergebilimsel Bir okuma denemesi
Balıkesir Göstergebilim Okulu Serisi-2, 2023
Yunus Emre (Hayatı-Düşünceleri-Eserleri), 2022
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Hakkında çok az bilgiye ulaşılabilen Ara Nesil şairi Abdülkerim Hadi’nin üç şiir kitabı yayımlanmıştır: Aheng-i Sürûr, Bir Müteverrimenin Nevha-i Meyusânesi ve Gözyaşlarım. Bu şiir kitaplarından biri olan Bir Müteverrimenin Meyusânesi aşk acısından verem olan bir kadının şiiridir. Romantizm ve Abdülhak Hâmid şiirinin etkilerinin yoğun olduğu bu şiir, bir bütün halinde gösterge-biçembilim aracılığıyla incelenebilir. Bilindiği üzere biçembilim, yineleme, önceleme, sapma, koşutluk vb. kavramlarla metni daha çok anlatısallık düzeyinde kalarak çözümlemeye çalışır. Gösterge-biçembilim ise yine anlatısallık düzeyini biçembilimin söz konusu kavramları ışığında ele almakla birlikte söylemsellik düzeyini de incelemenin bir parçası hâline getirir ve göstergebilimin kavramsal alanından yararlanmayı tercih eder. Böylece biçem ve anlam bir arada çözümlenebilir. Bu çalışmada Abdülkerim Hadi’nin eseri göstege-biçembilim yöntemiyle çözümlenmiştir. İlk olarak anlatısallık düzeyinde önceleme, koşutluk...
Uluslararası Balıkesir Göstergebilim Çalıştayı: GELECEĞE GÖSTERGEBİLİMLE BAKMAK, 2023
Bu çalışmada Yaşar Kemal'in Kalemler adlı öyküsü göstergebilimsel yöntemle analiz edilmiştir. Bu analizin ardından güncel Türkçe dersi öğretim programının kazanımlarına, programın genel çerçevesine ve analiz edilen öyküye paralel olarak etkinlikler tasarlanmış ve bu etkinlikler takdim edilmiştir. Etkinliklerdeki asıl gaye bireyin metin üretim edincini göstergebilimsel art alan bilgisine yaslayarak geliştirmek, bunu da bir örneklem kesiti üzerinden sunmaktır. İlgili etkinliklerin hangi sınıf düzeyine sunulacağının belirlenmesi için okunabilirlik endeksi kullanılmış, bunun soncunda metnin 7 ve 8. sınıflar için uygun olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda ilgili etkinlikler; metinde zor sözcüğün bulunmaması, gelişim düzeyinde bireylerin bu dönemde soyut düşünme evresinde oldukları da göz önünde bulundurularak 7. Sınıf için tasarlanmıştır. Bu bağlamda ilgili araştırmada alan yazın taramasına ilişkin biçimde meta-sentez yöntemi kullanılmış, ayrıksak kullanıldığı tespit edilen kavramlara açıklık getirilmeye çalışılmış, metin temelli bir yöntem olan göstergebilimin metodsal düzlemi Türkçe eğitimine bir etkinlik ve analiz örnekçesi vasıtasıyla uyarlanmaya çalışılmıştır.
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2022
Göstergebilim, göstergeler üzerinden çözümleme yapan bir bilim dalıdır. Hem dil içi hem dil dışı göstergeler üzerinden derin yapıda yer alan anlamları yüzey yapıya çıkarır. Dil dışı göstergeler, bireyin günlük hayatında her an karşılaştığı sembollerden oluşmaktadır. Dil çalışmalarında ise dil içi göstergeler temel alınarak göstergebilim çözümlemeleri yapılır. Yunus Emre’nin şiiri incelendiği zaman da karşımıza yalın ama çok güçlü bir dil çıkmaktadır. Şiirlerinde yer verdiği söz varlığı çok geniş bir alana yayılmıştır. Göstergebilim aracılığı ile de Yunus Emre’nin şiirlerinde yer verdiği dil içi göstergeleri çözümlemek ve derinde yapıda kalıp fark edilmesi güç olabilen anlamları çözümlemek bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Çalışmamızda yer verdiğimiz “insan sevgisi ve iyi insan olma” imgesi Yunus Emre’nin şiirlerinde baskın öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Yunus Emre’nin evrensel bir değerinin olması, ele aldığı bu konular aracılığı ile olmuştur. Bu çalışmada da öncelikle Yunus Emre’nin şiirleri içerisinde insan sevgisinin ve iyi bir insan olma temalarının vurgulu bir şekilde ele alındığı şiirler tespit edilmiştir. Daha sonra tespit edilen bu şiirlerin gösterge türü/gösterge/gösteren/gösterilen incelemeleri yapılıp tablolar hâlinde verilmiştir. Ele alınan göstergeler Peirce kuramında yer alan anlamlandırma (yorumlayan) ögesine göre değerlendirilmiştir. Çalışma Türk dili alanında önemli bir yere sahip olan bir eserin göstergebilim yöntemlerine göre yeniden ve farklı yorumlamalar ile değerlendirilmesi noktasında önem taşımaktadır. Göstergebilim kuramları aracılığı ile eser çözümlemesi yapmak derin yüzeyde yer alan anlamların yüzey yapıya farklı bakış açıları ile çıkarılması açısından önemli görülmektedir.
Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu'da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu, 2020
Mürettibinin kiĢisel zevkine göre oluĢan ve Ģekillenen Ģiir mecmuaları edebiyat tarihimiz açısından son derece önemli malzemeleri ihtiva etmektedir. Daha önce kullanımına rastlanmayan aruz kalıpları, divanlarda görülmeyen nazım Ģekilleri, tezkireler ve kaynaklarda adı geçmeyen Ģairler ve Ģiirleri, bilinen Ģairlerin bilinmeyen Ģiirleri, mecmuanın tertip edildiği dönemin edebî temayülleri ve daha pek çok değiĢik bilgiler mecmualarda karĢımıza çıkabilmektedir. ÇeĢitli konu, tür ve Ģekilden meydana gelen mecmualar olduğu gibi bir form veya tür etrafında Ģekillenen mecmualar da bulunmaktadır. Türe bağlı olarak Ģekillenen mecmua çeĢitlerinden biri de ilahi mecmualarıdır. Bu çalıĢmada, bir ilahi mecmuasında Yûnus Emre adına kayıtlı yayımlanmamıĢ Ģiirler ele alınmıĢ, Yûnus Emre"nin Ģiirleri meselesine katkı yapılmaya çalıĢılmıĢtır.
Türkiyat Mecmuası, 2024
Bu çalışmada, Cahit Zarifoğlu’nun İns adlı öyküsü göstergebilim yöntemiyle incelenmiştir. Bu yöntemle, sinematografik anlatı tekniği kullanılarak insanoğlunun tarihî seyrinin işlendiği öyküdeki anlam katmanları, semboller ve karşıtlıklar açıklanmaya çalışılmıştır. Öykü, yoğun imgelerle ve mistik gönderimlerle donatılmış çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Çalışmada bu yapı, göstergebilim yöntemi kullanılarak; temel karşıtlıklar, izlekler ve dönüşümler üzerinden ortaya konulmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde, öykünün anlatı düzeyi incelenmiştir. Bu başlık altında öyküde yapılan kesitleme işlemi, anlatı izlencesi kapsamında; dönüşümler, anlatı izlencesinin evreleri ve eyleyenler örnekçesi açıklanmıştır. İlgili kısımda, edebî olanda anlatım ve içerik olmak üzere iki temel düzlem olduğundan bahsedilmiş ve göstergebilimin araçlarıyla bu düzlemlerin anlatı çeperindeki ilişkileri çözümlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde öykünün söylem düzeyi analiz edilmiştir. Söylem düzeyinde izleğe yönelik roller kategorize edilmiş ve daha sonra sembolik göndermelerin anlatıda nasıl kullanıldığı hakkında detaylı bilgi verilmiş, bu kullanımlar göstergebilimin araçları ile tahlil edilmiştir. Araştırmanın son bölümünde mantık-anlam düzeyi incelenmiştir. Bu kısımda öykünün mantıkanlam düzeyinin hakîkat/giz ekseninde oluştuğu ifade edilmiştir. Bu eksen, anlam/anlam yoksunluğu; dil yoksunluğu/dil yoksunu olmama karşıtlıkları ile şekillendirilmiştir. Sonuç olarak yoğun sembolik gönderimlerle insanlığın tarihî serüvenini ele aldığı belirtilen öyküde, bu sürecin İns’in varoluşa yönelik anlam inşası üzerinden aktarılmaya çalışıldığı ve en nihayetinde hakîkat/giz ekseninde İns’in dil yetisini elde ederek anlama yani vahdete eriştiği ifade edilmiştir.
XIII. asırda yaşayan ve hayatı ile ilgili bilgiler muhtelif görüşlere dayanmakla birlikte Yûnus Emre’nin şiirlerinden hareketle yapılan değerlendirmeler, tahliller ve araştırmalar, onun İslâmi anlayışla şekillenen dünya görüşünü, insana bakışını, aşk anlayışını, hâsılı fikir dünyasını ortaya koymaktadır. Mutasavvıf olan ve tasavvufi şiirler söyleyen Yûnus Emre’nin şiirlerinde dile getirdiği ve lirizmin hakim olduğu tasavvufi heyecanlar, onun dil ve üslubuyla adeta kemale ulaşmıştır. Dili kullanmadaki başarısı, şiirlerindeki düşünce derinliği, lirizmi, samimi ve içten ifadeleriyle yaşadığı yüzyıldan itibaren hak ettiği şöhrete ulaşmıştır. Yûnus’un şairliği ile Türkçe’nin edebî dil olmasında ve paralelinde edebiyata olan katkısı da şüphesiz değer biçilemeyecek cihettedir. Onun şiirleri, her döneme ve her kişiye hitab eden bir özellik taşımaktadır. Yaşadığı dönemden itibaren 8 asır geçmesine rağmen bugün hâlâ onu anlamak ve yorumlamak üzere birçok tahlil, araştırma ve inceleme yapılmıştır ve yapılmaktadır. Hazırlanan bu çalışmada, Yûnus Emre’yi anlamak, onun his ve düşünce dünyasının ortaya çıkmasına katkı sağlamak amacıyla, Yûnus Emre’ye isnad edilen “Sırâtdan gel sıfâta anda safâ bulasın” mısraı ile başlayan şiirin, âlim ve mutasavvıf olan İsmâîl Hakkı Bursevî tarafından yapılan Türkçe şerhi Latin harflerine aktarılmıştır. Eser, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi kataloğunda nr.1521/ vr.178,189 şeklinde kayıtlıdır.1
Yunus Emre'nin Vefatının 700. Yıl Dönümü Anısına Uluslararası Türkçenin Anadolu'da Yazı Dili Oluşu Sempozyumu, 2021
Özet Yunus Emre, Oğuzcaya dayalı olarak oluşturulan yazı dilinin ana kurucuları arasında yer almaktadır. Yunus’un XIII. yüzyıl sonu ile XIV. yüzyıl başında yaşadığı düşünülmektedir. Yunus’un farklı bölgelerde yaşamış olduğu iddia edilse de tüm Anadolu’ya, Türk coğrafyasına mal olmuş; şiirleri dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılarak halk arasında büyük ilgi görmüş ve günümüze kadar gelmiştir. Bu durum, Yunus mahlasını kullanan pek çok şairin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Pek çok kimse Yunus mahlasını kullanarak onun açtığı yolda, onun gibi şiirler söylemeye ve yazmaya gayret etmiştir. Bu sebeple çok sayıda Yunus Emre şiiri ortaya çıkmış, bu da Yunus Emre araştırmalarının çözülmesi en zor problemlerinden birisini doğurmuştur. İBB Atatürk Kitaplığı T811 1 OE-Yz-0615_16 demirbaş numarası T811 Şİİ 1 yer numarasıyla kayıtlı bir şiir mecmuasında Yunus Emre şiirleri bulunmaktadır. Bu mecmuanın 181a-192a varaklarında meşhur “çıktım erik dalına” şiirinin şerhi yer almaktadır. Yazmanın 250b no’lu varağında 1’er; 239b, 240b ve 243b’de 3’er; 239a, 240a ve 243a’da 4’er tane olmak üzere Yunus Emre/Âşık Yunus’a ait toplamda 23 tane şiir bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonucunda bu yazmaya ve bu yazmadaki şiirlere literatürde temas edilmediği tespit edilmiştir. Yapılan incelemelere göre burada verilen şiirlerin bazılarının daha önce yayımlanan Yunus Emre şiirleri arasında yer aldığı, bazılarının yer almadığı, bazılarınınsa daha önce yayımlanan şiirlerin farklı varyantlarına örneklik teşkil ettiği anlaşılmıştır. UNESCO’nun 2021 yılını Yunus Emre yılı ilan etmesiyle, Yunus Emre üzerine yapılan çalışmalar artmıştır. Bu vesileyle bu bildiride Yunus Emre külliyatına katkıda bulunulabilir düşüncesiyle söz konusu yazmadaki mevcut Yunus Emre şiirlerinin tanıtılması, şiirlerin literatüre göre Yunus Emre şiirleri içerisindeki mevcudiyetinin tartışılması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Yunus Emre, Eski Anadolu Türkçesi, Yunus Emre Divanı, Şiir Mecmuası.
The Journal of Academic Social Science Studies
Dönemlerin özelliklerini tespit etmek, ancak o dönemden kalan eserlerin varlığıyla mümkün olmaktadır. Türk dili tarihi içerisinde de Orhun Kitabeleri, Kutadgu Bilig, Divanü Lugati't-Türk, Dede Korkut Hikâyeleri, Divan-ı Hikmet gibi kök eserler bulunmaktadır. Bu kök eserlerden bir tanesi de söylemiş olduğu şiirlerle Türkçenin gücünü gösteren Yunus Emre ve Divanı'dır. Sözün en doyurucu imkânlarını kullanarak, şiirini güzel söylemek kaygısı güden Yunus Emre, sözün kifayetsiz kaldığı durumlarda da şiirlerini başka araçlarla destekleme yoluna gitmiştir. Etkili bir iletişimde sözlü ifadeyle birlikte sözsüz iletişim olarak adlandırılan beden dili de kullanılmalıdır. Beden dili hiç konuşulmadan kullanılan bir anlaşma şekli değildir. Sözlü iletişimi destekleyen bir tamamlayıcı ögedir. Yunus Emre'nin şiirlerinde yer alan kişiler/nesneler/kavramlar çoğu kez beden dilinin tamamlayıcı özelliğinden yararlanılarak ifade edilmektedir. "El bağlamıştır çoğusu hep Allah'tandır umusu", "Gördüm Pir'imin yüzünü ol kaygıyı sildi bugün", "Âşık oldum ol ay yüze nisar oldum bal ağıza/ Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim", "Kudret ününü işittim, kaynayarak coşa geldim", "Ey aşk eri aç gözünü yer yüzüne eyle nazar", "Onun körklü nazarı gönlümüz aynasıdır" vb. mısralarda örneklerini gördüğümüz sözlü anlatımın beden diliyle desteklenerek ortaya konulması şiirlerin genelinde çok sayıda karşımıza çıkmaktadır. Yunus Divanı'nda beden dili açısından belirgin ifadeler olan "baş, yüz, el, kol hareketleri, göz ve bakış, giyim, kuşam, dış görünüş, davranış ve adap vb. unsurlar destekleyici öge olarak yer almaktadır.
Edebî metinlerde okuyucuya verilen mesajın, hissettirilen duygunun ve vurgulan düşüncenin ifade edilmesinde bazı eşyaların kullanımı yaygındır. Somut nesneler ile soyut kavramların ilişkilendirilmesi esasına dayanan bu yöntemin yazınsal metinlerde, özellikle de şiir türünde uygulanabilmesi büyük bir edebî maharet gerektirmektedir. Şiirin biçimsel, anlamsal ve lirik bütünlüğü bozulmadan gerçekleştirilmesi gereken bu estetik işlem, aynı zamanda, şairin gücünü ve edebî üslubundaki becerisini gösteren belirleyici hususlardan biridir. Dinî-Tasavvufî Türk şiirinin en önemli şairlerinden biri olan, etkisini yüzyıllardır sürdüren ve dizeleri günümüzde adeta bir yaşam rehberi olarak kullanılan Yunus Emre'nin, şairliğine güç katan unsurlardan biri de tasavvuf düşüncesini birtakım nesneler üzerinden ifade etmesidir. Nitekim bu çalışmada, Yunus'un şiirlerinde mevcut olan ve tasavvufi düşünce çerçevesindeki temel hususları temsil eden eşyalar tespit edilmiş; bu fonksiyona sahip olan eşyaların yer aldığı dizeler metin şerhine tabi tutularak şairin kimi sembolik anlatımları tahlil edilmiştir. Mutasavvıfın tasavvufi-mistik bir kimlik kazandırdığı bu eşyalar, kullanıldığı ortama göre tasnif edilmiş ve böylece Yunus'un her varlıkta mevcut olan hakikati görebildiği düşüncesine destek oluşturulmuştur. Bu bağlamda Yunus'un gözünde eşyalar; Allah'ı idrak etmesi, yaratılışın ve var oluşun sırrını haiz olması, ilahî aşk yolculuğunda nefsi mağlup etmenin önemi ve içinde bulunduğu ilahî döngüyü kavraması noktasında insana rehberlik eden, yol gösteren öğretici varlıklar niteliğindedir.
Ege Üniversitesi Yayınları, 2022
En eski devirlerden beri insanların sıkça başvurduğu edebî türlerden biri hiç şüphesiz “şiir” olmuştur. Bilindiği gibi şiir; zengin çağrışımlar ve ahenkli sözlerle bir olayı, düşünceyi, izlenimi, hayali vs. yoğun ve sıradanlıktan uzak bir şekilde dile getiren edebî anlatım biçiminin genel adıdır. Tarihî seyirde bazı şairler sadece sanat yapmak kaygısıyla hareket ederek şiirlerinde bireysel meseleleri ön plana çıkarırken, bazıları ise toplumun genelini ilgilendiren konulara yönelmiştir. İlk grupta yer alanlar, şiirin kişisel bir eylem olduğunu ve sanat adına üretimde bulunmanın gerekliliğini vurgulamış; her fırsatta bireysel zevkleri ön plana çıkarmıştır. Toplumu referans alan şairler ise tanık oldukları siyasi, sosyal, ekonomik değişim ve dönüşümleri mısralarına taşımış, hatta zaman zaman şiiri toplumun sözcüsü haline getirmiştir. Böylece Behçet Necatigil’in de dediği gibi şiir “bir durum, bir sorun üzerinde ölçülü konuşan, susunca da bizim düşünmemizi bekleyen bir olgunluk” düzeyine ulaşmıştır. Bireysel veya toplumsal konulardan birini ele almak yerine ikisini aynı potada eritmeyi tercih eden şairler de yok değildir. Bunun örneklerinden biri, Yunus Emre için yazılan şiirlerde karşımıza çıkmaktadır. Şairler bir taraftan büyük mutasavvıf Yunus Emre’ye duydukları sevgi ve hayranlığı dile getirirken diğer taraftan toplumsal yapıda meydana gelen çözülmeleri de eleştirmekte ve bu kötü gidişatı durdurmanın yollarını aramaktadır. Bu çalışma, Yunus Emre’ye adanmış şiirlerde yer alan toplumsal eleştiri unsurlarını konu edinmektedir. Söz konusu şiirler tespit edilirken Yunus Emre için yazılmış şiirleri içeren 13 eser detaylı olarak taranmış, sonunda 24 şairin 29 şiirinde Yunus Emre’nin örnek vasıfları üzerinden günümüz toplumuna çok sayıda eleştiri yöneltildiği görülmüştür. İnceleme aşamasında, makale metninin bir antoloji hüviyetine bürünmemesi için şiirlerden uzun pasajlar alınmamış, ihtiyaç halinde ilgili şiirin sadece birkaç mısraına yer verilmiştir.
Afyon Kocatepe University Journal of Social Sciences, 2021
Yunus Emre Divanı"nın bilinen 40 kadar yazması vardır. Bu yazmalara kimi zaman yenileri de eklenmektedir. Bununla birlikte varlığı uzun süredir bilinip üzerinde çalışma yapılmamış yazmalar da vardır. Kahire yazması bunlardan biridir. Bu yazıda Yunus Emre Divanı"nın Kahire yazması hakkında kısa bir bilgi verilecek ve yazmadaki "şimden girü" redifli şiir aktarılıp bir dilbilgisel yapı üzerinde durulacaktır. Kahire yazmasındaki "şimden girü" redifli şiir, yazmanın 7a-b yaprağında bulunmaktadır. Bu şiir Fatih yazmasında yoktur, Mustafa Tatcı"ya (1990) göre bu şiir Nuruosmaniye yazmasında bulunmaktadır. İncelemeye aldığımız metinde "-sA gerek şimden girü" yapısı birinci beyitte iki ve diğer beyitlerde birer kez olmak üzere toplamda 10 kez geçmektedir. Bu beyitlere bakıldığında "-sA gerek şimden girü" yapısının beyitlere kiplik anlamları (ayrıntılı bilgi ve karşılaştırma için bk.
Erdem, 2020
Yunus Emre, şüphesiz ki Türkçenin ve Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Hakkındaki bilgilerde hâlâ bazı sis perdeleri ve tartışmalar bulunmakla birlikte Yunus Emre, ülkemizde hakkında en çok kalem oynatılıp kelam üretilen şairlerden biri olarak karşımıza çıkar. Başta Divan'ındaki ilahilerle oldukça geniş bir okur kütlesi tarafından asırlardır benimsenen, çok sevilen ve şiirleri toplumsal hafızaya kazınan Yunus Emre, modern Türk edebiyatında pek çok roman, tiyatro ve hikâyede kimi zaman tarihî bir figür kimi zaman da hayalî bir kişilik olarak ele alınıp işlenmiştir. Benzer şekilde modern Türk edebiyatında pek çok şairin Yunus Emre'yi bir şiir kahramanı olarak şiirlerinde ele aldıkları ve değerlendirdikleri görülür. Necip Fazıl'ın "Yunus Emre", Fazıl Hüsnü Dağlarca "Yunus Emre'de Olmak", Cemal Süreya "Yunus ki Sütdişleriyle Türkçenin" adlı şiirinde olduğu gibi bazı şairlerin şiirlerinin başlıklarından başlamak üzere yalnızca Yunus Emre'yi merkeze alan metinler kaleme aldıkları, bazı şairlerinse çeşitli şiir parçalarında Yunus Emre'ye çeşitli bakış açılarıyla atıflar yaptıkları görülür. Sunacağımız bildiride Yunus Emre'nin modern Türk şiirinde bir şiir kahramanı olarak nasıl ele alınıp işlendiği bir bütün hâlinde değerlendirilmeye, neticede Yunus Emre'nin modern Türk şairlerince nasıl algılandığı ile ilgili bir sonuca ulaşılmaya çalışılacaktır.
Paradigma Akademi Yayınları, 2021
Kadim medeniyetimizin inşasına ve tekâmülüne katkı sağlayan isimlerden biri de Yunus Emre’dir. O, şiirleriyle bir taraftan insanları iyiye, güzele davet ederken diğer taraftan Türkçenin yazı dili olarak gelişimine hizmet etmiştir. Geriye dönüp bakıldığında, kültür ve medeniyetimize sanat, mimari, bilim, felsefe vb. alanlarda katkı sağlayan pek çok bilim insanı, sanatçı, düşünür, tarihçi, ozan arasından Yunus’u ayıran en belirgin özellik, Türkçe hassasiyeti ve bu konuda kazandığı zafer olmuştur. Bugüne kadar Türk edebiyatının pek çok mensubu Yunus’u konu alan edebî ürünler ortaya koymuş, onun yaşayış tarzını ve felsefesini kendince yorumlamıştır. Elinizdeki bu çalışma âşık şiirinden tekke şiirine, divan şiirinden günümüz şiirine kadar geniş bir alanda manzumeler kaleme almış şairlerin Yunus Emre’ye adadığı şiirleri kapsamaktadır. Vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO, 2021 yılındaki anma programlarının arasına Yunus Emre’yi de almıştır. Cumhurbaşkanlığımız da bu seneyi “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan etmiştir. Böylesine önemli bir yılda yayımlanan bu eserin, Yunus Emre çalışmalarına katkı sağlayacağı ümidini taşımaktayız.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.