Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
33 pages
1 file
GİRİŞ "Halkla İlişkiler"in tarihsel yolculuğu, PR, lobicilik, tanıtım, reklam, propaganda, pazarlama ve spin doktorluk kavramlarının ayrışan ve örtüşen özellikleri boyutunda yaşanan gel-gitler ve bunun yol açtığı tartışmalar eşliğinde tüm hızıyla devam etmektedir. Kavramsal tartışmaların, küreselleşme olgusu ve bilgi iletişim teknolojilerinde kaydedilen hızlı ve tüm yönetsel mekanizmaları dönüştürücü etkisiyle önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşması sürpriz olmayacaktır. Yasama, yürütme ve yargı organlarının elindeki kamu gücünün karar ve müdahalelerini doğrudan ya da dolaylı biçimde etkilemeye yönelik bir faaliyet olan ve 20. yy. ortalarına dek halkla ilişkiler ile bağlantısından söz edilmeyen lobicilik de bu tartışmalarda yerini almış bulunmaktadır. Artık PR terimi neredeyse iletişim adına yapılan her şeyi kapsayan, hatta geribesleme (feedback) içermeyen iletiyi bile halkla ilişkiler etkinliği sayan bir anlam kazanmıştır. Bu durumu, gelişmesini kapitalizme borçlu olan halkla ilişkilerin, gene kapitalizmin içerdiği acımasız rekabet koşullarının etkisiyle yozlaşması, daha kötüsü herkesin, büyük olasılıkla işine öyle geldiği için "fili tuttuğu yerden tarif etmesi" olarak nitelendirmek mümkündür. Bu çalışmada halkla ilişkilerin doğuşu ve mevcut konumu, işlev yönünden pek çok benzer özelliklere sahip diğer kavramlarla birlikte ele alınıp değerlendirilecek, daha sonra son yıllarda insanlık toplumuna bir PR uygulaması olarak sunulan halka dayalı lobicilik mercek altına alınacaktır.
Lobicilik; uzun dönemde kar sağlama, toplum yararına hizmet etme ve baskı gruplarının devamını sağlama gibi amaçların yanında, politik güç ve kamuoyu oluşturmayı hedefleyen ve böylece çevresel her türlü faktörü örgüt lehine çevirip kullanımını sağlayan bir halkla ilişkiler işlevi olarak tanımlanabilir. Bu tanımlamadan yola çıkarak, lobicilik faaliyetinde bulunan örgüt için kamuoyunun desteğinin önemini ayrıca vurgulamak gerekir. Kamuoyunun nezdindeki itibar, örgütün hayatta kalması ve hedeflerine ulaşabilmesi için en önemli unsurdur. Son dönemde neredeyse tüm batı toplumlarında bir takım etnik gruplarca yürütülen lobicilik faaliyetleri, yazık ki Türkiye'de imaj kaybına uğramış ve bu faaliyetleri yürüten ülkelerin Türkiyeye karşı olumsuz bakış açısıyla yaklaşmasına yol açmıştır. Bu duruma neden olan en büyük etkenin Ermeni lobi çalışmaları olduğu düşünülmektedir. Türkiye'nin zedelediği bu imajı tekrar elde etmek ve yeniden güven sağlamak için lobicilik faaliyetlerinden yararlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda lobicilik olgusunun hem kamu eliyle hem de STK düzeyinde kurumsallaşmış etki düzeyi yüksek lobicilik yapıları kurulmaya ve de hızla güçlendirilmeye çalışılmalıdır. 7 7
HAVACILIKTA HALKLA İLİŞKİLER, 2022
Eğitim, 2022
İnsanlığın varlığıyla başlayan iletişim, yine insanların bir arada yaşamalarını kolaylaştırmak adına birtakım düzenlemelerin yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu anlamada iletişimin bir uzantısı gibi algılansa da aslında kurum/kuruluş/işletmeler bağlamında faaliyetlerin disipline edilmesinde oldukça önemli bir yer tutan halkla ilişkiler kavramının değeri her geçen gün daha da iyi anlaşılmaktadır. Tıpkı Freud’un ifade ettiği gibi kurum/kuruluş/işletmelerin ilişkili oldukları paydaşları için yaptıkları unutulabilir. Ancak yine aynı paydaşlarla kurdukları iletişim ve onlara kendilerini özel ve önemli hissettirmeleri için başvurdukları halkla ilişkiler faaliyetleri, akılda kalıcı olması bakımından değerlidir. İşte tam da bu noktada kurum/kuruluş/ işletmelerin varlık gösterdikleri alanda sürdürülebilir ilişkiler geliştirebilmeleri ve başarılı halkla ilişkiler faaliyetleri gerçekleştirebilmeleri için kendilerinden “halkla ilişkiler” kavramanı içselleştirmeleri beklenmektedir. Bu bağlamda çok basit bir kavrammış gibi görülse de derinlikli bir disiplin olan halkla ilişkilere ait felsefenin anlaşılması kurum/kuruluş/işletmeler için hayati değer taşımaktadır. Bilimsel anlamda geçmişi yüzyıllar öncesine dayanmasa da hızlı bir ivme kazanan halkla ilişkiler, geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu kitapta da adı geçen kavrama ait tanımlamaların yapılmasından dünyada ve Türkiye’deki gelişim sürecine, kavrama ait modellerden kavramın ilişkili olduğu diğer kavramlara, örgütsel yapısından hedef kitlesine, kullanılan ortam ve araçlardan mesleğin uygulanışına, örgütsel türlerinden etik yaklaşımına kadar pek çok başlık ilgili kavramla ilişkilendirilerek anlatılmaya çalışılmıştır.
İşler, E. İ. (2007). Halkla İlişkiler, Mitler ve Gerçekler . Ankara, Türkiye: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Kırkıncı Yıl Kitaplığı., 2007
Halkla İlişkiler tarihi ve eğitimi hakkında kuram-kritik
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
XII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI TARİHİ FOLKLORU KONGRE KİTABI, 2019
Halkla İlişkiler toplum önderleri ve şehir idarecileri için önemli bir başlık olarak özellikle son çeyrek asırdır Türkiye genelinde kullanılan bir kavramdır. Elitlerin insanlar ve toplumlar ile diyaloglarını sağlayıcı temel bir etken ve son zamanlarda da bir bilim dalı olarak öne çıkan halkla ilişkiler çeşitli kavramlar ile ilişkilendirilirken modern dünyanın bir izdüşümü olarak kültür ile tam manası ile ne yazıkki anılmamaktadır. Halbuki kültürel diyaloğunu sağlam temellere oturtmuş yapılar ilişki biçimini tartışmasız şekilde sürdürebilme yeteneğine haiz olacaktır. Bu kültürel alt yapının halkla ilişkiler bağlamında ki gücünün ve etkisinin analiz edileceği bu makalede kültür, kültürel diyalog ve kültürel kalkınma ile halkla ilişkiler arasında ki korelasyon araştırılacak olup literatür taraması ile Konya şehri örneğinde uygulamaların ne şekilde gerçekleştiği test edilmeye çalışılacaktır. Public relations is a concept used throughout Turkey as an important topic for community leaders and city administrators especially in the last quarter of a century. While public relations, which has emerged as a major factor in the elites' dialogue with people and societies, and recently a branch of science, has been associated with various concepts, it is unfortunately not fully mentioned with culture as a projection of the modern world. However, structures based on cultural dialogue will have the ability to continue the relationship without any doubt. In this article, the power and impact of this cultural infrastructure in the context of public relations will be analyzed and the correlation between culture, cultural dialogue and cultural development and public relations will be investigated and the literature review will be tried to test how the practices take place in the city of Konya.
HALKLA İLİŞKİLER UYGUKAMALARI, 2023
Günümüzün yoğun rekabet ortamında kurum ve kuruluşlar iletişim stratejilerini daha geniş kitlelere ulaşabilmek adına sürekli güncellemektedir. Kurumların pazardaki varlığını sürdürebilmesi ve faaliyette bulunduğu sektörde rekabet avantajı sağlayabilmesi için toplumsal duyarlılığa sahip güvenilir bir marka olarak tanınması gerekmektedir. Kurum ile kitleleri bir araya getiren iletişim çalışmalarından biri olan sponsorluk, firmaların toplumda kabul görmesine destek olan bir halkla ilişkiler aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmenin imajını ve itibarını belirleme noktasında önemli bir yere sahip olan halkla ilişkiler, işletmeleri yalnızca dış dünyaya tanıtmayla kalmayıp aynı zamanda da dış dünyada yer alan kesimin işletmeyi nasıl tanıyacağıyla da ilgilenmektedir (Çalışır, 2022: 37). Halkla ilişkiler, bir şirketin ya da markanın farklı kesimlerle kurduğu ilişkiler bütünü şeklinde değerlendirildiğinde de bu ilişkinin gerçekleştirilmesinde kullanılan en önemli aracının sponsorluk olduğunu söylemek mümkündür. Spor, sanat, sağlık, eğitim, gezi gibi faaliyetleri desteklemek amacıyla nakdi ve ayni yardımlardan oluşan sponsorluk; kuruluşların ve markaların çeşitli platformlarda tüketicilerle buluşma ihtiyacına cevap veren, markanın ismini tanıtarak, marka imajını oluşturup güçlendirerek firmalar için olumlu sonuçları beraberinde getiren etkin iletişim yöntemlerinden biridir. Firmalar, rakip firmalardan farklılaşmak, toplumla yakınlaşarak rekabet üstünlüğünü sağlamak amacıyla sponsorluğu; halkla ilişkiler, satış promosyonu, pazarlama ve reklam alanlarının bir parçası olarak kullanmaktadır. Sponsorluk faaliyetinin uygulanması sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise, kurumun katılmış olduğu sponsorluk alanının kurumun hedef kitlesiyle ve kurum felsefesiyle örtüşmüş olmasıdır. Aksi takdirde faaliyete katılan kurum açısından maddi kayıp olmakla birlikte hedef kitle tarafından da görünmezlik durumu ortaya çıkacaktır. Bu bölümde halkla ilişkilerde bir iletişim aracı olarak sponsorluk kavramı, sponsorluğun yapılış amaçları, sponsorluğun kullanıldığı alanlara özgü sponsorluk türleri ve sponsorluğun uygulama süreci gibi başlıklara yer verilmiştir.
Karadeniz İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Kapsamlı bir literatür taraması yapıldığında, halkla ilişkiler, reklam ve propaganda disiplinine ilişkin en fazla göze çarpan durumlardan biri bu üç disipline ilişkin bir epistemolojik zeminin bugüne kadar kurulmamış olmasıdır. Dahası, bahsedilen üç disipline ilişkin bir epistemolojik zemin kurma girişimi ya da bu üç disiplini bir bilimsel mantık çerçevesinde açıklama girişimi de bulunmamaktadır. Halkla ilişkiler, reklam ve propagandayı, belirli bazı kavram, durum ve olgular ekseninde yeniden tanımlamaya yönelik bazı çalışmalar bulunsa da söz konusu çalışmalar bir epistemolojik zemin veya bilimsel mantık kurmaktan oldukça uzaktır. Buradan hareketle, bu çalışmanın sorunsalı; halkla ilişkiler, reklam ve propagandaya ilişkin bir epistemolojik zemin ya da bilimsel mantığın eksik olmasıdır. Dolayısıyla çalışmanın amacı, halkla ilişkiler, reklam ve propaganda disiplinlerinin epistemolojik zeminin kuracak ve/veya bilimsel mantığını açıklayacak bazı kavramlar ortaya koymaktır. Yani çalışmanın amacı bu üç disiplinin epistemolojik zeminini ve/veya bilimsel mantığını kurmaktır. Buna göre çalışma halkla ilişkiler disiplinin akademik güzergahını Heidegger’in “dasein” kavramının, reklam disiplininin akademik güzergahını Hegel’in “geist” kavramının ve propaganda disiplininin akademik güzergahını ise Descartes’ın “cogito” ve Kant’ın “numen” kavramlarının projekte ettiği iddiasına odaklanmaktadır. Bu bağlamda çalışmada öncelikle insanların halkla ilişkiler, reklam ve propagandayı zihinlerinde nasıl kavramlaştırdıklarını açıklamak amacıyla Jerry Fodor’un “kavram öğrenme” teorisi açıklanmış daha sonra halkla ilişkiler, reklam ve propagandanın temellendirilmesine ilişkin kavramlar açılanmış ve sonuç olarak halkla ilişkilerin “dasein” ile reklamın “geist” ile propagandanın ise “numen” ve “cogito” ile örtüştüğü tespit edilmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Güncel Yaklaşımlar, ed. S. Hoştut &S. Deren van het Hof, s.39-59, 2016
Halkla İlişkilere Giriş, 2022
asosjournal, 2016
uvt.ulakbim.gov.tr
Social Sciences Studies Journal , 2019
Halk Kültüründe Sağlık, 2021
Sosyal Bilimlerde Seçme Konular 4, 2022
İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi, 2018
Halkla İlişkilerde Yeni Yönelimler , 2023
Güvenlik Sektöründe İnsan İlişkileri, 2014
Dijital İletişimde Güncel Çalışmalar, 2024