Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, The Journal of Social Science
Türk kültüründe estetik olan eşyanın yaşam alanlarına girmesi ve nesillere aktarılması ananeleşmiştir. Orta Asya coğrafyasından Anadolu ve Avrupa'ya taşınan Türklere özgü olan kültürel öğeler günümüzde elimize geçen örneklerden anlaşılmaktadır. Tekstil malzemesi doğal ortamın koşulları gereği çok fazla dayanım göstermeyebilir. Tarihî önemdeki etnografik eserlerden peşkirler de bu bağlamda düşünülmektedir. Türkler atalarından kalan somut ürünlerin reprodüksiyonunu yaparak özünü koruma ve aktarmayı amaçlamışlardır. Somut olan etnografik eserler grubunda yer alan peşkirler insanların güzellik anlayışını bize tanıtır. Makalede Çanakkale Ayvacık ilçesi Yeşilyurt köyünde tekstil el sanatı ürünü yedi peşkir örneğinin fotoğraflanıp belgelenmesi sağlanmış, peşkirleri günümüzde özenle saklayan ve sehpalarında, vitrinlerinde sergileyen ev sakinlerinin aktardığı bilgiler ışığında ait oldukları dönem, kullanım yerleri, yüzey dokuma ve süsleme özellikleri, üretimlerine ilişkin diğer teknik özellikler ve süsleme detayları incelenmiştir. Ataların güzellik algısının yansıtıldığı peşkirler ile geçmişten gelen kültürel tekstil envanterimizin oluşturulması amaçlanmıştır. Yöreye gidilerek ürün sahipleri ile röportaj yapılmış, edinilen bilgiler kaydedilmiş ve fotoğraflar çekilmiştir. İncelenen peşkirlerin el tezgâhlarında dokunduğu, ölçülerinin değişiklik gösterdiği, altı peşkirin el işlemesi desenlerden oluştuğu, bir tanesinin desenlerinin dokuma tezgâhında yapılmış olduğu, canlı renklerden bezekler oluşturulduğu, bu renklerin doğal boyalarla olmayıp kimyasal yöntemlerle renklendirildiği ve dolayısıyla çok eski bir tarihlendirme yapılamayacağı, elle yapılan dantel işi ile peşkirlerin iki uçlarının süslendiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Journal of Turkish Studies, 2020
According to Islamic belief, when it is time for prayer, the place where human is located is accepted as a place of worship. This was a very necessary belief in the Turkish nomadic culture. For the purpose of worshiping the Turks, they weaved the weavings called namazlık / namazlağ / namazlağa / seccade. Also, if the motifs on the prayer rug are examined; it is seen that these motifs carry the traces of beliefs, beliefs, culture, traditions and lives of Turks. They have symbolic and philosophical meanings from the inner circle or past cultures. These examples starting with carpet borders were enriched by using geometric based motifs with concrete and abstract values. Prayer rug surfaces are decorated with various motifs in the appearance of paradise garden. The neighboring area of Avunya Plain on the Kazdağları region has been the natural transition area to the Ayvacık district. This nature road has been protected since Antiquity. Within the historical process, it is a region where groups of various cultures, beliefs and originated are settled and integrated. In the region, carpet weavers transferred the hordes, tribes and clans, motifs, symbols and signs to the Ayvacık Prayer Rugs. When some motifs of these carpets are examined, it is seen that they are unique to them. In this study; the aim of this study is to bring together the information about the prayers of the Ayvacık Carpet District, the importance of prayer in terms of Turkish-Islam, the motifs, patterns, colors and application features of the carpets determined. Information about the carpets subject to the study will be given and socio-cultural and artistic qualities will be explained in the historical process.
2010
Bu calismada 1923-1931 yillari arasinda Ayvalik Turk Ocagi’nin kurulusu ve faaliyetleri arastirilmistir. Ayvalik Turk Ocagi, kurulusundan itibaren tasrada etkin calisan subeler arasinda yer almis, duzenledigi sosyal ve kulturel faaliyetlerle kurulus amacina uygun hareket etmistir. Konferanslar, musamereler, sanat, spor, milli bilinci uyandirma, kutuphane, egitim, kurslar, koyculuk, saglik, devrimlerin halka anlatilmasi ve kabulu Ayvalik Turk Ocagi’nin faaliyetleri arasindadir. Turk Ocaklari’nin 10 Nisan 1931 tarihinde feshedilmesi ile birlikte Ayvalik Turk Ocagi da kapatilmis, menkul ve gayrimenkulleri CHP’ye devredilmistir
lnternational Journal of Geography and Geography Education, 2020
Selver ÖZÖZEN KAHRAMAN 3 Öz 2011'de Suriye'de başlayan iç savaş sonrasında Suriyeliler Türkiye'ye göç etmiş ve "Geçici Koruma" kapsamında kamplara ve çeşitli yerleşim birimlerine yerleşmişlerdir. Türkiye'yi transit ülke olarak kullanan ve AB'ye geçmeyi amaçlayan Suriyeliler özellikle Türkiye'nin batı kıyısındaki kara ve deniz sınırlarını düzensiz göç güzergâhları olarak kullanmışlardır. Bu güzergâh üzerindeki Ayvacık (Çanakkale), Midilli adasına (4 mil) en yakın yerleşim yeridir. Bu durum Suriyelilerin Ayvacık'ı düzensiz göç güzergâhı olarak seçmelerinde etkili olmuştur. 2017'nin ikinci yarısından itibaren Yunanistan sınırına yakın kıyılarda alınan tedbirler nedeniyle düzensiz göçler durma noktasına gelmiş, Suriyelilerin Ayvacık'a göçleri azalmıştır. Ayvacık'ı düzensiz göç güzergâhı olarak gören Suriyelilerin, zamanla düzensiz göç girişimleri zorlaşmıştır. Bu nedenle Suriyeliler Ayvacık'ı geçici bir göç güzergâhından ziyade ikamet edilecek bir yerleşim yeri olarak görmeye başlamışlardır. Bu makalede Ayvacık'ta ikamet eden Suriyelilerin demografik özellikleri, ekonomik faaliyetleri, gelecek beklentileri ve yerli halkla ilişkileri araştırılmıştır. Yerli halktan 54, Suriyelilerden 61 kişiyle yüz yüze mülakat yöntemiyle veriler toplanarak analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Suriyelilerin Ayvacık'a göç tercihlerinde iş olanakları ve tanıdıklarının olması etkili olmuştur. Suriyelilerin Ayvacık'tan memnun oldukları görülürken, yerli halkın Suriyelilerle ilgili tutumları mahallelere göre farklılıklar göstermektedir.
Töreli Türk Edebiyâtı Çalışmaları-2: Çanakkale Şehîdlerine (Şerh-Tahlil), 2023
Sanat tarihi dergisi, 2016
Yusuf ACIOĞLU Özet XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra gelişen silah teknolojisi ile birlikte Çanakkale'deki mevcut savunma yapıları yetersiz kalmıştır. Bu nedenle, çağın gereklerine uygun toprak ve kâgir tabyalar yapılmaya başlanmıştır. Tabya inşası, XX. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. XX. yüzyıldan itibaren ise bu tabyaların yerini metal aksamlı beton bonetler almıştır. Çanakkale'deki tabyalar, ağırlıklı olarak boğaz ve çevresinde inşa edilmiştir. Bu yapıların inşa edildiği noktalarda farklı tarihlerde farklı isimlerle yeni tabyalar yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle zaman zaman isimler değişmekte ve bu da karışıklığa sebep olmaktadır. Bu karışıklık, tarihlendirmeyi ve lokalizasyonu güçleştirmektedir. Uzun süren arşiv ve arazi çalışmaları sonucunda, elde edilen bilgiler ışığında yapıların yerleri tespit edilmeye ve tarihlendirilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, Çanakkale'de günümüze ulaşan mevcut otuz iki tabyanın varlığı tespit edilebilmiştir. Çanakkale'de inşa edilen bu tabyalar temelde kara ve kıyı tabyaları olarak ikiye ayrılmaktadır. Her iki tabya türü de işlevleri ile birbirine benzemekle birlikte biçimlenişleri ve barındırdıkları birimlerde bazı farklılıklar bulunmaktadır. İki tabyayı birbirinden ayıran en önemli özellik kara tabyalarında bulunan pusu odaları ve hendeğin kıyı tabyalarında bulunmamasıdır. Toprak ve kâgir olarak inşa edilen bu tabyalarda estetikten ziyade işlev ve sağlamlık ön planda tutulduğundan süslemeye yer verilmemiştir.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
Bu çalışmanın amacı, Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan Çanakkale Savaşı’nda kahramanca savaşan Türk askerini konu edinen epik ve destansı bir nitelik taşıyan “Çanakkale Şehitlerine” şiiri içerisindeki önvarsayımları ve önvarsayım tetikleyicilerini tespit ederek bireysel ve toplumsal iletişim açıdan önemini belirlemektir. Çalışmada “Çanakkale Şehitlerine” şiirinin tamamı incelenmiştir. Hem konuşanın hem de dinleyenin bildiği bilgiye önvarsayım denir. Başka bir deyişle önvarsayım, göndericinin iletişime girerken sözcesinde açıkça dile getirmediği fakat sözcedeki sözlüksel ve sözdizimsel yapıya ve bağlama bağlı olarak ortaya çıkan, dinleyici tarafından da bilindiği kesin olarak kabul edilen bilgiler olarak tanımlanabilir. Gönderici karşı tarafın bildiği bilgilerden hareketle bazı bilgileri önvarsayar ve sözcesini bu şekilde kurar. Önvarsayım tetikleyicileri sınıflandırılırken farklı araştırmacılar tarafından farklı sınıflandırmalar yapılmıştır. Bu çalışmada, Yule (1996)’nin sınıflan...
Çanakkale Zaferi'nin 90. yıldönümü kutlanıyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden çıkan yeni bir belge, savaşla ilgili korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı: İhtilaf Devletleri Mehmetçiğe karşı kimyasal silah kullandı. Savaşı anlatan rakamlar ise oldukça manidar. 10 bin askerimiz kayıplara karışmış.20 Temmuz 1915. Yer Çanakkale...
DergiPark (Istanbul University), 2021
Bu çalışmada, Çanakkale ili Ayvacık ilçesinde organik sığır besiciliği yapan işletmelerin ekonomik analizinin yapılması ve besicilik gelirine etki eden faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın materyalini Ayvacık Organik Kırmızı Et Üreticileri Birliğine üye olan 31 üreticinin tamamıyla yapılan anket çalışmaları oluşturmuştur. Sığır besiciliği faaliyetinden elde edilen gelire etki eden faktörlerin belirlenmesinde Cobb-Douglas üretim fonksiyonu kullanılmıştır. İşletmelerde 56,21 baş yerli ırk, 42,86 baş melez ırk besi hayvanı bulunmaktadır. Karkas randımanı yerli ve melez ırklarda sırasıyla %51,08 ve %53,43 olmuştur. Yemden yararlanma oranı, yerli ırk hayvanlarda %355,60, melez ırk hayvanlarda ise %604,07 olarak hesaplanmıştır. Üretim masraflarında her iki ırkta da besi başı hayvan materyali ilk sırada yer almıştır. Net kar yerli ve melez ırklarda sırasıyla 53.995,07 TL ve 89.773,21 TL olmuştur. Besi sonu canlı ağırlık ve besiye alınan hayvan sayısının besicilik gelirini pozitif yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. Besiye alınan hayvan sayısı girdisinin ekonomik optimuma en yakın seviyede kullanılan girdi olduğu tespit edilmiştir. Melez ırk hayvanlarla yapılan organik besicilik faaliyetinin yerli ırk hayvanlarla yapılan besicilik faaliyetine göre daha kârlı olduğu sonucuna varılmıştır.
Journal of Academic Tourism Studies
Bu makalenin konusu '3.Turizmde Mimarlık ve Kültürel Miras Kongresi'nde sunulmuştur.
2021
Kültürün nesiller boyunca aktarımında ya da bir yerden başka bir yere taşınmasında birçok farklı unsur rol oynamaktadır. Bu işlevleri üstlenen önemli bir bileşen de giyimkuşamdır. İnsanlığın ilk döneminden itibaren korunma, süslenme, utanma gibi birçok farklı sebeple giyim-kuşam ürünleri kullanılmıştır. Giyim-kuşamın sebebi kimi zaman kutsalla ilgiliyken kimi zaman da tamamen toplumsal konum belirlemektir. Özellikle imparatorluk çağlarında kişilerin toplumdaki statüsünü, mensubu olduğu dini topluma yansıtmasında giyim-kuşam tercihleri belirleyici olmuştur. Meslek ya da dini görüş belirtmenin dışında kıyafetler cinsel kimliği ya da politik duruşu da simgeleyebilmektedir. Modern dönemde ise giyim-kuşam tercihleri bu çeşitli kalıpların dışına çıkmak için bir yol olarak görülebilmektedir. Daha küçük topluluklarda ise giyim-kuşam çoğunlukla kişinin medeni durumunu belirtmekte bir araç olarak kullanılabilmektedir. Bu tip semboller ise çoğunlukla geleneksel giyim-kuşamda kendini göstermektedir. Günümüzde geleneksel giyim alışkanlıkları çoğunlukla terk edilmiş olsa da belli bölgelerde ve görece kapalı topluluklarda hala görülmektedir. Ayvacık'ta yaşayan yerleşik Yörük kadınlar da geleneksel giyim-kuşam ürünlerini kısmen modernleştirerek kullanmaya devam etmekte ve bu ürünlerdeki renkler, semboller aracılığıyla yaşadıkları toplumda onlara bir kimlik kazandırmaktadırlar.
ASIA MINOR STUDIES
All the settlements located in and around Ayvacık, Ezine, Can and Kaz Mountains within the region of Canakkale have been a centre for carpets and flat weave rugs. Weaving in Yukarikoy located between the districts of Ezine and Ayvacık goes quite back in the history. The people of the region who were a part of Karakecili Tribe and who led a life between summer pastures and winter quarters up until 1950s have adopted a sedentary life after this date. The weavings from Canakkale region features the characteristics generally observed in Turkish weaves. Canakkale weaves on which bright colours are used, colours such maroon, blue, yellow, green and purple as well as red, dark blue and white are used.
2017
Bu arastirma, geleneksel Canakkale seramiklerinin, Tabaklar Koyunde ne duzeyde ve cesitlilikte kullanilmis oldugunu saptamak amaciyla gerceklestirilmistir. Geleneksel Canakkale seramiklerinin yogun olarak uretildigi 17-20. yuzyillar arasinda, buyuk bir kismi Canakkale disina ihrac edilmesine karsin, Canakkale genelinden sectigimiz gelir durumu yuksek olmayan koylerden birine ornek olusturan Tabaklar Koyu'nde bu seramiklerin kullaniminin, geleneksel Canakkale seramiklerinin ic piyasadaki yayilimi hakkinda fikir verici sonuclar dogurmasi onemlidir. Camur, astar, sir ve dekor yonunden degerlendirildiginde, bulunmus olan seramik orneklerin zengin bir cesitlilik sundugu gorulmektedir.
Ziraat, Orman ve Su Ürünleri Alanında Yeni Trendler, 2022
Ayçiçeği, dünyanın en önemli yağ bitkilerinden biri olmakla birlikte, Balkan ve Karadeniz Bölgesi'nde en çok yetiştirilen, en çok tüketilen ve üretilen yağlı tohumdur. Bölgede aynı zamanda dünya ayçiçeği üretiminin de %60'dan fazlasını üretilmektedir. Orijini Amerika da olsa, ayçiçeği Rus araştırmacılar tarafından yağ bitkisi olarak geliştirilmiş ve ilk olarak bu bölgedeki yetiştiriciler tarafından üretilmiştir. Ayçiçeği, kumlu, çorak tuzlu ve kayalık topraklara kadar yetişen yabani akrabalarından gelen genetik çeşitliliği daha fazla koruduğu için, çok kuru ve normal mevsimsel yağışla birçok değişik bölgelerde yetişebilir (Skoric, 2012; Kaya ve ark., 2012; 2020). Ayçiçeği, ülkemizde ve dünyada yazlık ve genelde sulanmadan yetiştirildiğinden kuraklık, aşırı sıcaklık vb çevresel faktörlerden en fazla etkilenen bitkilerden biridir. Ülkemizde ilkbaharda ekilen ayçiçeğinin ilk gelişme döneminde ihtiyacı olan su miktarı, kış yağışlarıyla toprakta biriken sudan karşılanmaktadır. Tane verimi için kuraklık açısından en kritik periyot, Haziran-Temmuz ayları olup, bu dönem tabla oluşumundan başlayıp, tane dolumunu da içerisine almaktadır (Kaya ve ark., 2005, 2012; 2020; Skoric, 2012; Sahin ve ark., 2020). Yapılan araştırmalarda ayçiçeğinde bu kritik dönemde kuraklığın 5 haftadan fazla sürmesi durumunda, kuraklığın önemli verim kayıplarına yol açtığı, tozlanmayı durdurduğu ve yağ verimini de etkilediği bildirilmiştir (Hussain ve ark., 2000; Fernandez ve ark, 2009; Skoric 2012).
History Studies, 2020
Değerli okuyucular History Studies Dergisi'nin 57. sayısını yayımlıyoruz. Bu sayının bilim dünyasına hayırlı olmasını diliyoruz. Dergimizin bu sayısında da kıymetli araştırmacılarımızın değerli çalışmalarını bulacaksınız. Tarihin derinliklerinden araştırmacılarımızın büyük emek ve alın terleriyle günümüze taşınan bu değerli bilgileri zevkle okuyacağınızı umuyoruz. Amacımız bilime, kültüre, sanata ve insana gereken ve hak ettiği değeri vermektir. Dergimizin Haziran sayısına çalışmalarıyla katkı sağlayan değerli bilim insanları Ahmet
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2018
Ticaret ve alıĢveriĢ tarihinin en uzun ömürlü ve renkli türlerinden birini temsil eden panayırlar, Türkiye"de de uzun yıllar boyunca ekonomik, toplumsal ve kültürel yaĢama damgasını vurmuĢtur. Türkiye"de birçok yörede halen "geleneksel emtia ve hayvancılık panayırı" adıyla bilinen bu organizasyonların bir kısmı oldukça köklü bir tarihe sahiptir. Osmanlı dönemine uzanan panayırları ve günümüzde panayır varlığının zenginliği ile dikkat çeken çevrelerden birisi de Çanakkale yöresidir. Burada sunulan çalıĢmada, Osmanlı arĢiv belgelerinden günümüze uzanan süreçte Çanakkale panayırları ele alınmaktadır. Yöredeki panayırlar hakkında çeĢitli bilgiler içeren Osmanlı arĢiv belgeleri, Çanakkale panayırlarının geçmiĢini tarihlendirmeye ve önemini ortaya koymaya yardımcı olmaktadır. ÇalıĢma ile tarihsel süreç içinde Çanakkale panayırlarının varlık durumları, kuruluĢ yeri ve tarihleri belirlenerek; zaman içinde meydana gelen değiĢimler ortaya konulmuĢtur. Pazarlama, alıĢveriĢ ve eğlence kültüründe değiĢimler, teknolojik geliĢmeler vb etkiler altında Türkiye"de geleneksel panayırların giderek ortadan kalktığı bir süreç yaĢanmaktadır. Buna karĢın günümüzde Çanakkale ili, 11 yerleĢmede her yıl kurulan 14 panayır ile Türkiye"de en fazla panayır kurulan iller arasında Balıkesir"den sonra ikinci sıradadır. Çanakkale"nin geleneksel panayırları kurulduğu çevrelerde toplumsal, kültürel ve ekonomik katkılar sağlamayı sürdürmektedir. Çanakkale ve Balıkesir"in yer aldığı güney Marmara bölümünde geleneksel panayırların kapsamlı bir Ģekilde ele alınarak planlanması çalıĢmanın önerileri arasındadır. Böylece, geçmiĢten günümüze ulaĢan bu miras değerlerin varlıkları destekleneceği gibi, toplumsal-kültürel ve ekonomik bakımlardan sunduğu fırsat ve yararlar da geniĢletilebilir.
Mecmua
Günlük kullanıma yönelik üretilen ve incelendikçe Türk seramik tarihinde ayrı bir yeri olduğu daha iyi anlaşılan Çanakkale seramikleri, form ve dekor açısından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Erken ve geç dönem olarak ikiye ayırdığımız Çanakkale seramiklerinin her iki döneminde de hayvan figürlerine sıkça rastlanmaktadır.
2022
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na dâhil olmasıyla Çanakkale Boğazı, İtilaf devletlerinin birincil hedefi olmuştur. Bunun ana sebebi başkent İstanbul’un ele geçirilmesi ve Osmanlı Devleti’nin bir an önce savaş dışı bırakılmasıydı. Bu sayede Alman İmparatorluğu önemli bir müttefikini, Osmanlı Devleti’ni kaybedecek, tarafsız Balkan devletleri İtilaf devletlerine katılacak ve Alman-Avusturya ittifakı Avrupa içinde kıstırılarak mağlup edilecekti. İtilaf devletlerinin bu hedefe ulaşmalarının önündeki en önemli engel Çanakkale Boğazı’nın geçilmesiydi. Osmanlı-Alman ittifakı ise Almanya’nın kendi tarafında savaşa dâhil olan Osmanlı Devleti’ni koruma altına almasını öngörmekteydi. Ayrıca Avrupa cephelerinde savaşın ilk aylarındaki olumsuz gidişat dolayısıyla Çanakkale Boğazı’nın savunulması Alman İmparatorluğu için de hayati bir mesele hâline gelmişti. Bu genel tabloya bakıldığında Almanya’nın, Çanakkale Boğazı’nın savunmasında etkin olması beklenen bir durumdur. Savaşın ilk yılı olması ve Balkanlar üzerinden iki müttefik arasındaki bağlantının sağlanamamış olması ise bu etkinliğin kısıtlı kalmasının başta gelen nedenidir. Bununla birlikte Alman ordu ve donanma mensupları, sayıca öne çıkmasalar da Çanakkale Boğazı’nın savunması için organize edilen askerî birimlerde, bilhassa komuta düzeyinde etkili konumlarda görev almışlardır. Ağırlıklı olarak Alman kaynaklarının kullanıldığı bu çalışmada öncelikle Alman İmparatorluğu açısından Osmanlı Devleti ile yapılan ittifakın gerekliliği ve Çanakkale Boğazı’nın önemi ortaya konulmuştur. Daha sonra Çanakkale Cephesindeki Alman etkinliği, Boğazın denizden saldırılara karşı savunulması için görevlendirilen Alman bahriyeliler merkeze alınarak incelenmiştir. Bir kısmı Boğaz savunmasında bir kısmı Osmanlı Donanmasında görev alan Alman bahriyelilerin, Boğaz savunmasına yönelik hazırlık sürecinden başlayarak Çanakkale deniz muharebelerindeki etkileri ve ayrıca kara muharebelerine katkıları savaşın bütünü içerisindeki müttefiklik ilişkisi bağlamında incelenmiştir.
Türk Yurdu Dergisi, 2022
Ayvalık tarihi üzerinde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yunan kaynaklı bazı yazılar ve romanlar kaynak alınarak Osmanlı döneminde Ayvalık’ta ‘Rumlara Özerklik’ verildiği yönünde bir söylem, propaganda vardır. Birçok tarih araştırması veya yazılarda bu konuda bilerek ya da bilmeyerek alıntılar yapılmaktadır. Tarihi kaynaklar ve Osmanlı arşivleri incelendiğinde böyle bir durumun söz konusu dahi olmadığı, Ayvalık’ta herhangi bir zümreye veya şehre özerklik verilmediği görülmektedir. Osmanlı’da belirli bölgelerdeki Hristiyan tebaanın önde gelen, tanınmış, bazı hallerde kendilerine danışılan bir nevi ihtiyar heyetini oluşturan sivil temsilcilerine verilen kocabaşılık görevinin ‘özerklik’miş gibi yansıtıldığı düşünülmektedir. Makalemizde Ayvalık tarihi ile ilgili bu hatalı söylemi ve yazımı, mevcut literatür ve arşiv belgeleri ışığında inceledik.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.