Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
202 pages
1 file
taallûk ederse veya terimler kendi aralarında bam başka bir münasebette bulunuyorlarsa, kıyasm olma sı imkânsızdır. -O rta terimin, içinde bulunduğu uca bü y ü k u ç, orta terime bağlı olana da k ü çü k uç derim. -O balde A her B ye, B de bazı G ye ait olsun. H e p s i b a k k tn d a ta sd ik e d ilm e k bizim baş langıçta söylediğimiz şeyi ifade ederse, gerekli ola rak A bazı G ' ye aittir. -A biç bir B ye ait de ğilse, B de bazı G ye ait ise gerekli olarak A da bazı G ye ait değildir, bu ise yine lâzım h iç b ir şey e yü klen m iş o lm a m a k tarifimize uygundur. Böylece yetkin kıyas elde olunacaktır. -B G öncülü be lirsiz ise, olumlu olması şartiyle çözüm aynıdır: ger çekte, öncül belirsiz veya bölümcül olsun, kıyas aynı olacaktır. Fakat bütüncül ister olumlu, ister olumsuz ola rak küçük uca taallûk ederse, büyük önerme olumlu, olumsuz, belirsiz veya bölümcül olsun, kıyas olma yacaktır: söz gelimi, A bazı B ye ait olursa veya ol mazsa ve B her G ye ait olursa. Yükleme terimle ri: iy i, hdt, t e d b ir ; yüklememe terimleri iy i, b a l, c a h illik--B ir yandan da, B hiç bir G ye ait olmaz sa, A bazı B ye ait ise, veya ait değilse, veya her B ye ait değilse bu tarzda da kıyas olamaz. Terim misalleri: a k , a t , ku ğu k u şu ; a k , a t, k a rg a , -A B öncülü belirsiz ise yine aynı terimler işe yanyabilirler. Bütüncül ister olumlu ister olumsuz olarak bü yük uca, bölümcül ise küçük uca olumsuz olarak taallûk ederlerse, bu küçük belirsiz olsun bölümcül olsun yine kıyas olmayacaktır: söz gelimi, A her B ORGANON UL ORGANON (İT.
Burada tercümesini verdiğimiz ikinci Analitikler, Aris to'nun mantık eserlerinin ana bölümünü teşkil eder. Birinci Analitikler yalnız her ispatın bağlı olduğu formel şartlan açıklıyordu; ispat alanında sillojistik yöntemin tatbiki ve onun verimliliğinin denenmesini yapmak kalıyordu. Ta apodeiktika, Apodeıktike pragmateia veya apodeiklike adını verdikleri eserde Aristo'nun ele aldığı konu budur: gerçekte, gerekli öncüller üzerine dayanan ve sebebin analitik bilgisi ile yine gerekli sonuçlara varan ispatçı ilmin kendisi bahis konusudur. Kitabın Aristo'ya ait olduğundan şüphelenilmemiştir. Bazı hususlarda Birinci Analitikler'den daha eksik görün mesine rağmen açık bir tarzda, bazı bükümlerini bile bile çeldiği ve birçok defalar adını andığı Topikler'den sonra yazılmıştır. Bir yandan da, doktrinin birtakım esas nokta ları f bilhassa sebepler teorisi) üzerinde Aristo'nun düşün cesindeki kararsızlık //cinci Analitikler'!, son devrenin bü yük kitaplarından önce yazdığını açıkça gösterir. İspat mantığının umumî bir açıklaması bize mevzu dış» görünüyor. W. Maier'in Syllogistik des Aristoteles, Tübingen, 3 cilt, 1896 • 1900 adlı klasik eserine ve /. Chevalier'• nin La notion iu necessaire chez Aristote et chez ses predecesseurs, Paris 1915 adlı eserinin 189 -98 inci nüfuz edici sahifeler ine fcaş vurulmalıdır. Gredt'in eserine, mek tepler için vücuda getirdiği ve umumi olarak doğru bir hülâsa olan Element a pkilosophiae Aristotelico -Tkornişticae, Birinci cilt, Sahif e: 173'e ve devamına da baş vur mak da faydalı olacaktır. J. T. € ORGANON IV -F. 3/4 * 0
Bibliyografya METİNLER Bu tercüme /. Stracke ve M. W aliies baskısı (Leipzigr Bibi. Teubner, 1933) ndan yapılmıştır ki bugün elimizde bulunan en iyi metindir. Bununla beraber, notlar halinde gösterilen bazı yerler için Waitz\a veya Bekker'ln section* Ierini tercih ettik: Bu aon baskıya ait referanslar kenarda, usule göre gösterilmişlerdir. G re k çe ve L a tin c e K om in an t eri er Alezandre d'Aphrodise. -İn Aristo telis Topicorcem libros octo Commentaria, ed, M. Wallies, Berlin, 1891 (Coll. Ac. Berol., II, 2 ).
Sonçağ Yayınları, 2021
BAŞKA İLLERDEN OLUP ARTVİNLİ ŞAİRLERLE DEYİŞME YAPMIŞ ÂŞIKLAR Ardanuç'ta evinde misafir kaldığım günlerden 22 Ağustos 1969. yanşak: geveze. Cuğulu Âşık Molla Abdullah (Yüksel) Hoca'nın Efkârî'ye verdiği bilgiye göre. 25 Maşukası Serdivar'ın yurdu Gerede idi. 26 "gezem" kelimesinin yerine "gezeyim" olabilir. Cesimî Korkarım mat olup darılalım biz, Gel doğruyu yollara sarılalım biz, Nasıl taksim oldu geceyle gündüz, Haber ver kurudan, yaştan Sümmânî. Sümmânî On iki burçlarda yaratan Mevlâ, Yarattı yılları, ayları âlâ, Üçyüz altmışaltı tam oldu bile, Ayrılmıştır yazlar kıştan Cesimî. Cesimî Cesimî söyliyer gücenme üstat, Usta olan burda eder mi inat, Elimizde nedir acap bir berat, Haber ver doludan, boştan Sümmânî. Sümmânî Sümmânî istiyer almak murattır, İhlâs delil destimizde berattr, Bu dünyadır yedi kere âbattır, Gâh dolmuştur, kâhı boştan Cesimî. 3.2.2.4. İlişme Cesimî Güzel sohbet sözün elinde sazın, Dervişe benzersin Âşık Sümmânî. Atar gurbet ele feleğin çarhı, Yarışa benzersin Âşık Sümmânî. Sümmânî Bendeki sevdayı, bu hülyaları, Görmüşe benzersin Âşık Cesimî. Millet bizi dinler, aşk bizde kaynar, Soruşa benzersin Âşık Cesimî. Cesimî Korkarım meydanda oluruz âsı, Bizi söyletiyor aşkın hülyası, Bizde kapik vardır, bir de abasi, 27 Kuruşa benzersin Âşık Sümmânî. Sümmânî Hak yolunda boyun eğmiş bir kulum, Ne madenim, ne sikkeyim, ne pulum, Hakk'a ayan benim gidecek yolum, Soruşa benzersin Âşık Cesimî. Cesimî Cesimî'nin hata olmaz dilinde, İçerisi yanar sazı elinde, Teşrifiniz bu mu Narman elinde, Gelişe benzersin Âşık Sümmânî. Sümmânî Sümmânî'yi aşk ateşi yakamaz, Hak emir vermezse zaten yıkamaz, Hasım senin ile başa çıkamaz, Zor işe benzersin Âşık Cesimî. 3.2.2.5. Muamma Asma Bu tekellümden sonra, Mehmet Efendi (Çağal) âşıklara dönerek: "Şimdi ben her ikinize bir muamma açacağım. Bunun üzerine sıra ile söyleyeceksiniz ve muammayı açacaksınız." dedi ve muammasını söyledi. Bir acayip nesne gördüm tersine, Baştan (ilkten) canlı sonra cansız tersine, Binmiştir insan sırtına seyrediyer tersine. Kadı Mehmet Efendi, sırtındaki paltonun yakasına dikilmiş sansar derisini muamma yapmıştı. Buna karşı Sümmânî söze başladı. 27 kapik ve abası: Rus Çarlığı devrinde çevrede geçen ufak paralar. 47 Sümmânî Hak Taala hiçbir şeyi etmemiştir tersine, Biz doğru gideni, düzü biliriz. Yaratmıştır ins-ü cinni, hayvanı, Koyunun peşinde kuzu biliriz. Cesimî Dünyanın lezzeti denilir, gider, Karışır yemeğin tuzu biliriz, İnsanoğlu izdivaçla mukimdir, Her erkeğe bir de kızı biliriz. Sümmânî Bu sevda biz için düş hayalidir, Bu muamma bil ki boş hayalidir, Âşık gönüllerin kış hayalidir, Bizi sevindiren yazı biliriz. Cesimî Öyle işin tut ki dönersin geri, İstersen söyliyem kabul et biri, Ol canlı, sonradan cansız bir deri, Burada eğriyi, düzü biliriz. Sümmânî Deri bir cesetten ayrılır gider, Âşık değil bunu tabağ halleder, Kul Sümânî burda nasıl bahs eder, Yarın götürülen bezi biliriz. Cesimî Cesimî gözümden yaşlar dökülür, Sevda yollarında ömrüm sökülür, Dişlerim dökülür, belim bükülür, Kürke muhtaç eder bizi biliriz. Ardanuç esnafı bu muammaya bahşiş olarak 300 Manat Rus parası ile 45 arşın saten, çorap, mendil gibi bahşişler getirmişlerdi. Bunlar iki âşık arasında bölüştürülmüş, meclis böylece sona ermişti. 3.3. Cesimî-Cihanî Arasında Cesimî, Ardanuç'un en eski saz şairlerinden Âşık Sıdkî'nin (âşıklığı 1201/1785, yaşadığı çağ yaklaşık olarak 1765-1820) torunudur. Sıdkî'nın oğlu Şöhretî (Şerif Efendi, yaklaşık 1795-1860), Şöhretî'nin oğlu da Cesimî (Yusuf)'dir. Bu üç kuşak âşıklar Ardanuç'un Cuğu (Petekli) köyünde yaşamışlardır. Cesimî, yaklaşık olarak 1835 yılında doğmuş, 14 yaşında iken Bolu'nun Gerede kasabasında Şehri Efendi adlı birinin kızı Servidar'a rüyasında âşıklık gününde ve buhranlı sırasında, onun başucunda oturup hâline bakarak: Oğlum bencileyin düşmüş hicrana, Ayrılık derdine yanar yazıktır. Aşka meftun olmuş şem'a pervâne, Bu mum başa çıkmaz söner yazıktır. mısralarıyla duygularını belirtmişti. Cesimî de babasının sözlerine irticalî olarak ilkten şu cevabı vermişti: Dokunmayın melûl mahzun hâlime, Ateş almış yanıp nâra ağlarım. Avcı olup bir cebelde gezerken, Gözüm kaldı nazlı yâr'a ağlarım. Gönül bu aşk ile karar edemez, Geçip bu sevdadan zarar edemez, Gönül başkasına firar edemez, Gerede'de Servidar'a ağlarım. Cesimî'yim içtim kırklar tasından, Aklımı şaşırdım yâr havasından, Gönül dert çekmede gam kaygusundan, Düştüm Mansur gibi dâra ağlarım. Bu inanış için bakılabilir: Âdil Özder, Doğu İllerimizde Âşık Karşılaşmaları-I. Kitap 1965 Bursa. Kitabımızıda belirttiğimiz gibi Cesimî, Basa (Yolüstü) köyünün ziyaret sayılan Anza mevkisinin "Garip Mezarı" yanındaki bir pelit ağacının dibinde yatıp uyurken rüyasında bâde içip âşık olmuştur. Bu bilgiler Efkârî'ye Cuğulu merhum Molla Fazlı vermiştir. Fazıl Efendi, hafızası çok kuvvetli, bilgili bir kişi idi ve aynı zamanda Cesimî'nin akrabasıydı. Yusufelili Huzûrî'nin de Kararî mahlâslı bir âşıkla karşılaşmış olduğu, fakat bu Kararî'nin, aslında Tercan Abdallarından olup Polathane'de yerleşmiş olduğu bilinmektedir ki Ermeni âşığı olan Kararî'den ayrı olması gerekir.
kuzeyindeki yer alan Mastaura'nın İmparator III. Gordianus Dönemi (İS 238-244) sikkeleri üzerine hazırlanan bu çalışma, yayınlanmış kataloglardaki dokuz adet Mastaura sikkesinin bir araya getirilerek derlenmesiyle oluşturulmuştur. Amaç, İmparator III. Gordianus Dönemi'nde Mastaura'da darp edilen sikkelerin ön yüz-arka yüz tip ve lejantlarının değerlendirilmesidir. Mastaura henüz kazısı yapılmamış bir antik kent olduğundan eldeki dokuz adet sikke, Sylloge Nummorum Graecorum, British Museum gibi özel koleksiyonlarda ve müzelerde bulunan örneklerden oluşmaktadır.
Metafizik kitabının İlk cümlesi şöyle başlar; "πάντες άνθρωποι του ειδέναι ορέγονται φύσει". "Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister 1 " diye çevriliyor olsa da, Bütün insanlar, doğası gereği bilmek ister kulağa daha doğru gelmektedir. Aristoteles' e göre insanın doğal olarak bilmek istemesinin kanıtı, duyularımızdan aldığımız zevktir. Duyularımız bilmek için vardır. Bunun en iyi örneği görme duyumuzdur. Çünkü görme bütün duyular arasında bize en fazla bilgi kazandırandır.
In this research, we tried to analyze the concept of "concept" in Aristotle"s thought. In this direction, we have examined in detail his works called Posterior Analytics and First Philosophy. First, we tried to analyze scientific questions and definitions through Posterior Analytics, and secondly, statements about definition and concept through First Philosophy. According to the conclusion we reached in the study, the concept itself has three styles: concept as form or essence, concept as definition, definitional concept and concept as covering judgment. We can name the first one as the objective concept and the last two as the subjective concept in terms of being in the mind.
Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 2015
Bu çalışmada, M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen, yazarı Pseudo Aristoteles olduğu düşünülen üç kitaplık Oeconomica, yani Ev İdaresi Sanatı adlı yapıtın üçüncü kitabı incelenecektir. İncelediğimiz kitap karı-kocanın evlilik kurumu içerisinde izlemesi gereken bir takım ahlaki kuralları içerdiği için öğretici niteliktedir. Çalışmada önce, Yunan düşüncesinde Ev idaresi Sanatı üzerine yazma geleneğinin kimlerle nasıl başladığı, ayrıca bu gelenek içerisinde Ksenophon'un (M.Ö. 430-355) taşıdığı önem vurgulanıp, Oeconomica'nın yazarının neden Pseudo Aristoteles olarak adlandırıldığına açıklık getirilecektir. Sonra, yapıtın kadın-erkek ilişkisine odaklanan genel bir özeti verilecektir. Böylece Oeconomica'da bu bağlamda aktarılan görüşlerin, bu yazma geleneği çerçevesinde yapıtlar verip evlilik üzerine düşüncelerine yer veren, Aristoteles ve Ksenophon'la hangi noktalarda benzeştiği, hangi noktalarda ise ayrıldığı vurgulanacaktır. Oeconomica'nın evlilik kurumunu düzenleyici bir takım kuralların verildiği üçüncü kitabının, kendisinden sonraki kuşaklar üzerinde bıraktığı etkiye değinilecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sosyolojik Bağlam Dergisi, 2022
YBS Ansiklopedi (3)3, 2014
Sosyolojik Bağlam Dergisi 7 Journal of Sociological Context, 2022
Sosyolojik Baglam Cilt 2 Sayi 3, 2021
Sosyolojik Baglam Cilt 3 Sayi 3, 2022
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi, 2014
KİTAP INGRAM SPARK INC. TARAFINDAN YAYINLANMIŞTIR, EDİNMEK İSTEYENLER E-KİTAP VEYA BASILI OLARAK LİNKLERDEN SATIN ALABİLİR, 2007
Nazariyat Dergisi, 2024
Yeni Türkiye Yayınları / Ankara , 2002