Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Türk Edebiyatı
Redhouse, Türk entelektüel hayatının ayrılmaz bir parçası; uzun yıllardır. Sözlükçülüğü, mütercimliği, esrarengiz hayatı ve bitiremediği projeleriyle hâlâ ondan konuşmaya, onun izini sürmeye devam ediyoruz. Son olarak bir kısmının bulunduğu ilan edilen Hazinetü'l-Aziziye isimli 10 ciltlik sözşüğüyle gündeme geldi. Bu yazıda ilgili sözlüğün oluşumu, bulunuş macerası, sözlük için girişilen Kelime.com projesine değinildi. --- James William Redhouse is still a crucial part of Turkish intellectual life. We keep on talking about him and following his footsteps thanks to his studies in lexicography, translation, and mysterious life as well as unfinished projects. Finally, he showed up again with his 10-volume dictionary called Khazinatu'l-Aziziyah, one volume of which was announced to be found earlier. The formation of the dictionary, how it was discovered and announced, and the project initiated by Kelime.com for its transcription and publication are illustrated in the piece you are to read.
2023
Gür, Nagihan. "Kaderine Terk Edilmiş Bir Arşiv: Redhouse'un Evrâk-ı Metrûkesi ve Bize Söyledikleri". M. A. Yekta Saraç Armağanı. Ed. Mücahit Kaçar, Sadık Yazar vd. İstanbul: DBY Yayınları, 2023, s. 71-97.
2017
Sir James William Redhouse (1811-1892) is one of the names that comes to mind when Turkish lexicography is the issue. The dictionary and grammar studies of Redhouse which were prepared on Ottoman Turkish still preserve their significance today. Our information is quite limited since there are not many studies on his life and works. A dictionary which is considered to be “lost” is mentioned in the studies conducted about Redhouse. The information about this dictionary can be accessed only over the letters written by Redhouse to Fuad Pasha, the Minister of Foreign Affairs and Kosthaki Musurus Pasha, the ambassador of London. 4 volumes of this dictionary of Redhouse were found by us and it was required to share this information with the world of science. In this article written as based on this reason, information is provided about the mentioned work over the available resources and the letters of Redhouse and a general introduction of these 4 volumes are given. Moreover, the discovery of the volumes and some interesting points about the chapters are also mentioned. Keywords: Sir James William Redhouse, Redhouse’s letters, Qulliyāt- ı ‘Azīzīyah fi al-Lugāh al-‘Uthmānıyah, al-Khazīnah al-‘Azīzīyah fi al-Lugāh al-‘Uthmānıyah, Ottoman Turkish dictionary
Journal of Linguistics - Dilbilim Dergisi, 2020
Bu makale, 11-12 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 1. Uluslararası Eğitimde Yeni Arayışlar Kongresi'nde sunulan aynı başlıklı sözlü bildirinin genişletilmiş hâlidir.
Toplumsal Tarih, no. 158, February 2007, pp. 34-39., 2007
2011
Bu makalede Turkiye’de din felsefesi alanindaki literature iliskin bilgi verilerek, calisilan konular ve ilgi alanlari izlenmeye calisilmistir. Ele alinan calismalar bazi istisnalar disinda, din felsefesi sahasinda calisan akademisyenlerin calismalariyla sinirlandirilmistir. Sahadaki butun tartismalari incelemekten ote belli basli egilimlere ve meselelere dikkat cekilmistir. Din felsefesindeki klasik meselelerin yani sira, din felsefesi tasavvuru, din felsefesinin islam dusuncesiyle baglantisi ve tahlili gelenek-Kita Avrupasi gelenegi ayirimi gibi hususlarla ilgili literature isaret edilmistir. Turkiye’deki din felsefesi calismalarinin akademik standartlari ile ilgili problemlerin alti cizilmistir.
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi
İsmail Akkoyunlu verdiği ayrıştırıcı ve ötekileştirici dili nedeniyle hem Şiî-Sünnî ilişkilerine etki etmiş hem de günümüzde dahi referans kaynağı olarak kendisini var kılmayı başarmıştır. Bu nedenle makalemizde İbn Teymiyye'nin Minhācu's-Sünne adlı Şiîlik reddiyesinde tercih ettiği ayrıştırıcı dil ve üslûp; metin tenkidi, mezhebî aidiyet ve mezhepler arası ilişkiler açısından analiz edilecektir.
Özet Bu çalışma, Divânü Lugâti't-Türk ve Kâşgarlı Mahmud üzerine yurt içinde yayımlanan 160 makalenin kısa özetlerini de içeren bir kaynakça denemesidir. Öncelikle Divân üzerine hazırlanmış başka kaynakçalar hakkında kısa bir bilgi verilmiş sonra da yazar adına göre alfabetik kaynakça açıklamalı olarak aktarılmıştır.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Beytü'l-Hikme
Johannes Eckhart, known as Meister Eckhart, was born in Thuringia in 1260 and is perhaps one of the most important theologians, mystics and philosophers of the Middle Ages. In addition to the Eckhart was correlated with his science education and academic studies in Paris in some crowdsourcing, he was also connected with his experience in convent life. Thus, Eckhart played an important role in giving to Christian mysticism a deep perspective and systematizing it because of his monastery experience and the unconventional interpretations of mystical and metaphysical issues in his works. Some certain concepts have a central place in the structure of Eckhart's mystical thought: Birth of God (Gottesgeburt), detachment (Abgeschiedenheit), breakthrough (durchbruch), calmness (Gelassenheit). Among these terms, the concept of the ''birth of God'' can be seen as one of the most important terms in the formation of Eckhart's vision of God. As a matter of fact, because of the meaning, he attributed to the concept of the trinity, Eckhart was judged by the church claiming that he distorted belief in the trinity and rejected the religion. The concept of detachment has evolved into an ontological and metaphysical meaning in his works by capturing the state of the person, before its existence, dissolving the mind from all images, pictures and purposes, and transcending its meaning to the meaning of self-knowledge. This article aims to contribute to the understanding of the mystical thought, of Eckhart, who is described as the father of medieval mystical thought by examining the concept of detachment in depth.
2020
Redhouse yaramaz bir çocuktu; erken yaşta babasını kaybettikten sonra yatılı okulda büyüdü. Defalarca okuldan kaçınca okul yönetimi kovmuştu Redhouse’u. Daha 15 yaşında bıyığı henüz terlemişken gizlice bindiği bir ticaret gemisiyle soluğu İzmir’de aldı. Ardından İstanbul... İstanbul'da başlayan macera geriye muammalı bir hikaye bıraktı... --- Redhouse was a bit naughty; lost his father while he was 9. Then his mom took him to a boarding school. Due to his recurring mischiefs he was dismissed. Got on board a British trade ship Redhouse came to Smyrna, then to Constantinople. Here began the adventure that left back a huge and mysterious story...
Redhouse’un “An English and Turkish Dictionary” Adlı Sözlüğüne Göre 19. Yüzyılda Ses Değişmeleri, 2024
Türkler, V. yüzyıldan başlayarak değişik dönem ve bölgelerde girdikleri din ve kültürlerin etkisiyle çeşitli alfabeler kullanmışlardır. Kaynaklarda Türklerin on üç farklı yazı ve alfabe kullandıkları belirtiliyorsa da bunlardan Köktürk, Uygur, Arap, Latin, Slav (Kiril) alfabelerinin hem dönem hem de alan bakımından yaygın olarak kullanıldığı söylenebilir. 2 Arap alfabesi, bin yıllık bir zaman aralığında Türklerin en uzun kullandıkları alfabedir. Ancak Arap alfabesi Türk dilinin seslerini karşılamakta yetersizdir. Bu alfabe ile yazılmış metinlerde Türkçenin seslerinin doğru bir biçimde karşılanmadığı görülmektedir. Bunun birtakım nedenleri vardır. 3 Arap harfli metinlerde Türkçenin seslerinin doğru bir biçimde belirlenememesinin nedenlerden birincisi Arap alfabesinin Türkçe gibi ünlüsü bol bir dilin seslerini karşılamakta yetersiz kalmasıdır. Türkçenin dokuz ünlüsüne (a, e, é, ı, i, o, ö, u, ü) karşılık Arap alfabesinde yalnızca üç işaret (a, i, u) bulunması nedeniyle yazıda a ile e, ı ile i, o ile ö, u ile ü bire bir gösterilememektedir. Bununla birlikte he'yi gösteren harf hem h ünsüzünü hem de a, e ünlülerini, vav'ı gösteren harf hem v ünsüzünü hem de o, ö, u, ü ünlülerini, ye'yi gösteren harf hem y ünsüzünü hem de ı, i ünlülerini karşılamaktadır. İkincisi Arap alfabesi ünsüzler yönünden de iyi bir yazı düzeni sayılamaz. Arap harfleriyle Türkçenin ünsüzlerini de metinde doğru bir biçimde ayırmak kolay olmamaktadır. Bu alfabede bir şekil, iki sese karşılık gelmektedir. Yani b ile p ve c ile ç harfleri tek noktalı yazılıp iki ses yerine kullanılmaktadır. Örneğin Arapça b harfiyle yazılırken Türkçe p sesi yine bu harfle yazılmaktadır. Arapça كتاب kitāb, Türkçe كوروب görüb ~ görüp; Arapça عالج ilāc, Türkçe آ غاج aġac ~ aġaç gibi. Arap harfli metinleri çeviri yazıya aktaran araştırmacılar, kimi kez görüb kimi kez de bunun bir yazım şekli An Analogical Table of the Vowel: Simple or pure vowels; a pa-per, a fa-ther, a wa-ter, e me-tre, o no-ble, oo ..coo. Compound or impure vowels; i ..ti-tle, y cy-der, u lu-cid, w powder. (Walker, 1817, s. 22). Ünlülerin karşılaştırıldığı bu tabloda Walker, Redhouse'un tablosunda görüldüğü gibi üç tür /a/ ünlüsü vermiştir. "Bunlardan birincisi Almancadaki a gibidir ve ball [bawl] 12 'top'], wall [wawl] 'duvar' sözcüklerinde vb. duyulur. Neredeyse daire şeklinde açık olan ağızdan alınan nefesin güçlü ve ciddi bir ifadesiyle oluşurken, dilin 8 wall, wawl, (n.) douvar... (Moran, 1924, s. 658). 9 Türkçede bir çeşit a vardır. O da uzuvların sükûn hâlinde en yakın bulunmaları sırasında teşekkül eden kalın a'dır. Türkçede bunun dışında ve a ile e arasında teşekkül eden bir a vokali yoktur. Türkçeye girmiş bazı yabancı kelimelerde ise böyle bir a'ya rastlamaktayız. Gerçekten bazı yabancı kelimelerde teşekkül noktası a ile e arasında olan bir ince a bulunmaktadır. Türk ağzında ancak hususî bir gayretle söylenen bu vokalin inceliği kendisinden sonra gelen Türkçe eklerin ince vokalli olmasında da anlaşılmaktadır: hakikat-i, dikkat-e misallerinde olduğu gibi. (Ergin, 2013, s. 56). 10 wall wawl, (n.
eski - yeni yayınları- Fıkıh Sosyolojisi ed. Prof Dr. Mustafa Tekin Ankara 2016
2019
Belâgat tarihine baktığımız zaman, bu ilme katkıda bulunmak için gayret sarf eden birçok âlim vardır. Onlar tabiri caizse bütün ömürlerini bu ilme hasretmişlerdir. Amaçları belâgat ilminin inceliklerine vakıf olmak, sırlarını keşfetmek ve ondaki güzellikleri anlamaktır. Nedeni ise, Kur'ân-ı Kerîm'i anlamada belâgat ilmini bir vasıta olarak telakki etmeleridir. İşte bu âlimlerden birisi de Fadl Hasan Abbâs'tır. Fadl Abbas, Arap belâgatinin Arap ürünü olduğunu, başka milletlerin kültürüyle karışmadığını, başka milletlerin belagatlerinden etkilenmediğini, taklit ve iddia edilen intihal olmadığı düşüncesini savunmuştur. Nitekim o, verdiği derslerde ve konferanslarda, belagatin orijinalliğini ispat etmek, bu düşünceyi temellendirmek ve ispatlamak için teşekkürü hak eden bir çaba göstermiştir. el-Belâğatü'l-Mufterâ 'Aleyhâ Beyne'l-Asâleti ve't-Tebe'iyye adlı değerli eseri, onun Arap belagatinin asaletine dair düşüncesine ve başka milletlerin belagatlerine bağımlılık, taklit ve benzerlik iftirasından berî olduğuna açık bir delil teşkil etmektedir. Bu makalede belâgat âlimlerinden Fadl Hasan Abbâs'ın kısaca hayatına temas edilmiş ve belâgate atılan iftiralara verdiği cevaplar ve yazdığı reddiyeler anlatılmaya gayret edilmiştir.
History Studies Volume 12 Issue 1 February 2020 , 2020
En büyük İngiliz oryantalistlerden biri olan James William Redhouse, 1826-1853 yılları arasında 20 yılı aşkın süreyle Osmanlı Devleti adına muhtelif kurum ve görevlerde istihdam edildi. Türkiye'de başladığı Türkçe sözlük çalışmalarını ömrünün sonuna dek sürdürdü. Bugün eseri yaşıyor olsa da vefatının ardından bir buçuk asra yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen Redhouse, ülkemizde hâlâ tam olarak tanınmamaktadır. İstisnai bir-iki çalışma dışında hakkında söylenen ve yazılan pek çok şeyse "bilim" vasfını taşımamaktadır. Türk bilim camiasının da gündemine gelmiş olan "Müslümanlığı" meselesi spekülatif birtakım söylemlerin eseridir; ayrıca kaybolduğu söylenen misalli büyük Türkçe sözlüğünün akıbeti şimdilik meçhuldür. Bu makale çalışmasıyla Redhouse'un hayatı, gerek kültürel ve gerekse siyasî faaliyetleri daha bilinir kılınmaya çalışılmıştır. Abstract James William Redhouse, who was dubbed an British Orientalist, was employed by the Ottoman Empire for more than 20 years between 1826-1853 in various posts and institutions. He went on studying Turkish lexicography till his last days. Though his work still lives and referred Redhouse is not deservedly known even almost one and half century after his death. Except only one-two studies on his life and work nearly all the stuff said and talked about him bears not the naming of science. The matter of his conversion to Islam is a kind of speculation; what has happened to his "magnum opus" (A multi-volume Turkish lexicon with exemplary sentences) is still unknown. This study aims at putting forth a bit of additional information on the life and work of Redhouse, as well as his cultural and political activities. Giriş James William Redhouse ya da daha kısa ve meşhur deyimle Redhouse, Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Türkçe sözlük denince akla ilk gelen isimlerden biri, belki de ilkidir. Yaklaşık 25 yıl (1826-1853 yılları arasında) Osmanlı Devleti'nde muhtelif hizmetlerde görev alan Redhouse'un hayat hikâyesi, muhtasar biyografisini yazan, Osmanlı bürokrasisi üzerine sair 1 Bu makale tezden türetilmiştir.
Başka Kayda Rastlanmadı, der. Bülent Tanju, Cansu Yapıcı, Ezgi Yurteri, Gülce Özkara ve Masum Yıldız, İstanbul: Salt E-Yayın, 2023
International Journal of Language Academy, 2015
In the definition of the terms of meaning and consept, different ideas are put forward. Various disciplines have defined these terms from different view points, especially linguistics and philosophy have developed approaches from different aspects and done hypothetical studies. The referred disciplines have assessed according to their interests and tried to generate equivalents to the contents of the terms. Nowadays in which the solution of the mystery that is originated from the own nature of the problem, hasn't been done yet, the situation in terms of Turkish seem more complicated than it is supposed. The approaches relating to the meaning and notion of the hypothetical studies whose general principles haven't become clearer, carry the same complication's signs. The basic reference point in this study is the diagram on which Ogden and Richard study and shows the meaning's occurence. Our purposes are to present historical perspective in occurence of the meaning and to perform current readings by looking at this diagram. The article consists of three main parts. The first part which follows the introduction part is seperated for the meaning, second part is seperated for the consept and the last part is seperated for the commentary and result.
Edward Said'in otobiyografik olarak yazmış olduğu kitabı, Yertsiz Yurtsuz Türkçe çevirisi ile 2014 yılında Metis Yayınları'ından çıktı. Kitap, adını Edward Said'in I bölümde bulunan "Her koşulda, bunların tümüne baskın çıkan his, kendimi bildim bileli yersiz yurtsuz olduğumdu'. sözlerinden almaktadır. Said, Yersiz Yurtsuz kelimesini ise kitabın önsözünde bulunan şu sözleri ile açıklamaktadır: "Yersiz Yurtsuz, Büyük ölçüde yitik ya da unutulmuş bir dünyanın çetelesi".
Rize İlahiyat Dergisi, 2023
Hadisçilerin metin tenkidi konusu günümüzde hayli tartışma konusudur ve hadislerin muhafazası noktasında büyük önem arz eden bir meseledir. Bu araştırma notunun amacı konuyla alakalı son dönemde yazılmış dikkat çeken bir araştırmanın tanıtımını yapmak ve daha çok, sorunlu gördüğümüz yerlerini eleştirmektir. Bu yazıda Mu’tez el-Hatîb isimli araştırmacının Reddu’l-hadîs min ciheti’l-metn, dirâse fî menâhici’l-muhaddisîn ve’l-usûliyyîn isimli aslı 2009 senesinde hazırlanmış bir doktora tezi olan çalışması hakkında bazı mülahazalarımız kaydedilmiştir. Mu’tez el-Hatîb bu çalışmasında muhaddislerin ve fıkıh usulcülerinin metin tenkidi yöntemlerini tahlil etmek ve karşılaştırmak istemiştir. İncelediğimiz eser usul kitapları hakkında tatminkâr seviyede malumat sunmakta ve titiz ve dikkatli bazı tahliller içermektedir. Ancak muhaddislerin metin tenkidi faaliyetleri hakkında önceki araştırmalara herhangi bir katkı sağlamamış ve yeni bir bulgu ortaya koyamamış olması eserin en önemli eksikliğidir. Ayrıca müellif muasır çalışmaları mütekaddim/müteahhir ayrımı yapmamakla eleştirmekle beraber kendisinin bu ayrıma birçok yerde riayet etmeden oldukça hatalı istidlallerde bulunduğu görülmektedir. Yine, yazarın pek çok yerde geç dönem merkezli değerlendirmeler yapıp bunları tüm muhaddislere genellemesi ve muhaddisler ve fukahanın yöntemlerine dair tezat teşkil eden tespitler yapması da sorunludur. İçerdiği zengin malumat sebebiyle öğretici sayılabilecek eserin metin tenkidi konusunda alt yapısı bulunmayan okuyucu için aynı zamanda yanıltıcı olabileceğini de belirtmekte fayda vardır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.