Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
44 pages
1 file
Çalışmak, her bireyin en temel haklarından biri olmanın yanında bireyleri topluma entegre eden, içsel tatmin sağlayan psiko-sosyal bir ihtiyaçtır. Engelli bireylerin düşük istihdam oranları ile bu temel haktan mahrum oldukları, istihdam halinde olanların da çeşitli sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. Tüm engelli grupları içinde görme engellilerin de çalışma yaşamında karşılaştıkları kendilerine özgü zorluklar mevcuttur. Zorluklar karşısında görme engelli bireyler ya çalışma yaşamından yoksun kalmayı tercih etmekte ya da olumsuz çalışma koşulları altında çalışmayı sürdürmektedir. Çalışma yaşamında görme engellilerin yaşadıkları zorlukların tespit edilmesi, bu olumsuz durumların düzeltilmesi ve görme engellilerin istihdamlarının arttırılması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı istihdam halinde olan görme engelli bireylerin çalışma yaşamında karşılaştıkları zorlukları tespit etmektir. Bu amaçla Çanakkale ilinde istihdam edilen görme engelli vatandaşlarla nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir.
3. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu, Ankara, , 2012
Bu çalışmada girişimci, girişimcilik ve kişilik kavramlarına değinilmiş olup, girişimciler ile maaşlı çalışanlar arasında kişilik özellikleri bağlamında bir fark olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada, Gençöz ve Öncül (2012)’nin Türk kültürüne yönelik geliştirdiği ve 45 maddeden oluşan “Temel Kişilik Özellikleri” ölçeğinden yararlanılarak bir anket formu hazırlanmıştır. Hazırlanan anket formu, 1 Kasım-15 Aralık 2016 tarihleri arasında, Çanakkale il merkezinde yer alan 450 girişimci ve maaşlı çalışana yüz yüze görüşme yöntemi aracılığıyla uygulanmıştır. Girişimciler ile maaşlı çalışanların kişilik özellikleri arasındaki farklılıklar, T-testi ve Anova testleri aracılığıyla analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda girişimci – maaşlı çalışanların kişilik özellikleri bakımından yaş, medeni durum, gelir seviyesi ve iş durumuna göre, “Dışadönüklük”, “Sorumluluk”, “Uyumluluk”, “Duygusal Tutarsızlık”, “Gelişime Açıklık” ve “Olumsuz Değerlik” boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı tespit edilmiştir. Girişimciler ile maaşlı çalışanların kişilik özellikleri arasındaki farklılıklar cinsiyet değişkenine göre incelendiğinde ise, “Sorumluluk” ve “Uyumluluk” boyutlarında anlamlı bir farklılık olduğu; kadınların erkeklere göre daha fazla sorumluk sahibi ve uyumlu oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Girişimciler ile maaşlı çalışanların kişilik özellikleri arasındaki farklılıklar eğitim değişkenine göre incelendiğinde ise, “Duygusal Tutarsızlık” boyutunda ilköğretim–lise ve lise–ilköğretim eğitim seviyeleri arasında farklılık olduğu; lise eğitim seviyesine sahip girişimci ve maaşlı çalışanların, eğitim seviyesi ilköğretim olanlara göre daha fazla duygusal tutarsızlığa sahip oldukları görülmüştür. Türk kültürüne yönelik olarak geliştirilen “Temel Kişilik Özellikleri” ölçeğinden yararlanılarak gerçekleştirilen bu çalışmanın sonuçlarının literatüre katkı sağlayacağı ve ileride konu ile ilgili yapılacak çalışmalarda yol gösterici olacağı düşünülmektedir. In this study, the concepts of entrepreneur, entrepreneurship and personality are mentioned and also it has been examined whether there is a difference between entrepreneurs and salaried employees in terms of their personality traits. A questionnaire form was prepared by using the "Basic Personality Features" scale developed by Gençöz and Öncül (2012) for Turkish culture and consisting of 45 items for the study. The prepared questionnaire was applied between 1 November and 15 December 2016 through 450 entrepreneurs and salaried employees, faceto-face interviewing methods in Canakkale province center. Differences between personality traits of entrepreneurs and salaried employees were analyzed through the t-test and Anova tests. As a result of the study, it is determined that there is no difference between the dimensions of "Outwardness", "Responsibility", "Compatibility", "Emotional Inconsistency", "Developmental Clarity" and "Negative Validity" according to age, marital status, income level and employment status of entrepreneurs and salaried employees. When the differences between personality traits of entrepreneurs and salaried employees are examined according to gender variable, it is seen that there is a meaningful difference between "Responsibility" and "Compatibility" dimensions. According to this difference, women are more responsible and accountable than men. When the differences between personality traits of entrepreneurs and salaried employees are examined according to educational variables, it is found that there is a difference between primary and high school and primary school education levels in the dimension of "Emotional inconsistency". Entrepreneurs and salaried employees with a high school education level are found to have more emotional inconsistency than those with an education level of primary education. It is considered that the results of this study, which is realized by using the "Basic Personality Traits" scale developed for the Turkish culture, will contribute to the literature and will be a guide for the future studies about this subject.
Bu araştırmanın amacı kurum içi iletişimin çalışanların iş tatmine etkisini incelemektir. Bu araştırma için Çanakkale'de faaliyet gösteren büyük ölçekli bir işletmenin çalışanlarından 386 personel ile anket yöntemi uygulanarak 2018 yılı Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan dönemde kolayda örneklem yöntemi ile veri toplanmıştır. Ankette Weiss vd., (1967) tarafından geliştirilen iş tatmini ölçeği ve Miles vd., (1996) tarafından geliştirilen iletişim ölçeği kullanılmıştır. Toplanan verilere T testi, ANOVA, güvenilirlik analizi, faktör analizi, korelasyon ve regresyon, analizleri yapılmıştır. Bu çalışmada kurum içi iletişimin, çalışanların iş tatminlerini pozitif yönde etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır. İletişimin iş tatmini üzerindeki önemi dikkate alınarak, yöneticilerin kurum içi iletişim kanallarını geliştirmeleri gerekmektedir. Çalışanların demografik özelliklerinden cinsiyet, medeni durum ve yaşlarına göre iş tatmini ve kurum içi iletişim yönünden anlamlı bir fark olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Bunun yanında çalışanların eğitim seviyesi, aylık gelir ve çalışma yıllarına göre ise, hem iş tatmini hem de kurum içi iletişim algısının farklılaşmakta olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
International Congress of the Turkish Association of Geographers as a joint event with the EUROGEO 2015 Conference, 2015
Günümüzde Türkiye’de tarihsel ve kültürel geçmişinin zenginliğini yansıtan çok sayıda gelenekselleşmiş etkinlik bulunmaktadır. Bunlar arasında Nevruz ve Hıdırellez gibi ülke sınırlarını aşan kutlamaların yanı sıra daha çok belirli yörelerde gözlenen şölen, şenlik ve törensel etkinliklerin çeşitliliği dikkat çekicidir. Bu çalışmanın odaklandığı “köy hayırları”, daha çok Güney Marmara bölümünde yer alan Çanakkale, Balıkesir ve Bursa illerinin kırsal alanlarında halen yaşatılan geleneksel bir etkinliktir. Seçilen örneklem köyler, Çanakkale ilinin 5 ayrı ilçesinde yer alan Dümrek, Taşlıtarla, Geyikli, Umurbey, Çırpılar ve Tuzla yerleşmeleridir. Çalışma, Çanakkale ilindeki köy hayırlarının güncel bir envanteri olmanın yanı sıra; bu etkinliğin dağılış özelliklerini değerlendirmektedir. Araştırmanın temel verileri saha çalışmalarında uygulanan mülakat, gözlem ve anketlerden elde edilmiştir. Ziyaret edilen örneklem hayırlarda 171 katılımcıya 21 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Anket, katılımcıların sosyo-ekonomik özellikleri ile köy hayırı etkinliklerine karşı yönelik tutum ve düşüncelerini belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışma sonucunda Çanakkale ilinde köy hayırlarının dağılış özellikleri ilçeler ölçeğinde belirlenmiş; sosyal ve kültürel açıdan taşıdığı öneme dikkat çekilmiştir.
TOPLUMSAL CİNSİYET VE KADIN FOLKLORU YAZILARI, 2019
Savaş tarihinde ilk defa Çanakkale savaşlarında, hepsi aynı anda olmak üzere, havada uçaklarla, denizde savaş gemileri ile karada top tüfek ve süngülerle, denizlerin altında denizaltı gemileri ile yoğun çarpışmalar olmuştur. Fakat aynı zamanda gözden kaçan bir savaş alanı daha vardır ki oda yerin altında devam etmiştir; Lağım Savaşları. Çanakkale Kara Savaşları, ortalama sekiz buçuk ay sürdü. 18 Mart Boğaz Savaşı'nın ardından 25 Nisan 1915 tarihinde Kumkale, Seddülbahr ve Ârıburnu bölgelerine çıkarma yapan itilaf Devletleri'ne mensup askerler, bu süreçte bu bölgelerde tutunmaya çalışmışlardır. Kumkale'de barınamayan Fransız birlikleri, iki gün sonra burayı terk ederek, takviye kuvveti olmak suretiyle, Seddülbahr bölgesindeki İngiliz birliklerine katılmışlardır. Nitekim İtilaf Devletleri'ne mensup askerler, 27 Nisan'dan itibaren, Seddülbahr ve Arıburnu bölgesinde tutunabildikleri gibi savaşın sona erdiği 9 Ocak 1916 tarihine kadar bu iki bölgede kalmayı başarabilmişler ve bu tarihte de tamamen çekilmişlerdir. İngiliz birliklerine mensup Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin yani ANZAC kuvvetlerinin 25 Nisan akşamında Arıburnu bölgesinde elde ettikleri sınırlar, savaşın sonuna kadar neredeyse hiç değişmeden kalmıştır. 26 Nisan'dan 6 Ağustos'a kadar geçen süreçte her iki taraf da çeşitli taarruzlar yapmış olsa da bulundukları yerlerden bir adım bile geriye gitmemişlerdir. Buna neden olan iki taraf kuvvetlerinin kuvvet olarak birbirine denkliğinin yanı sıra arazinin kimi yerlerdeki sarp yapısıdır. Bu bakımdan Gelibolu Yarımadasındaki sarp yamaçlarda muharebeler tıkanma noktasına gelmiştir. Çanakkale'de iki tarafın siperleri, Birinci dünya savaşının birbirlerine en yakın mesafedeki siperleri olmuştur. Tüm bu sebeplerden dolayı, sarp yamaçlarda siper hatları oluşturulmak sureti ile tıkanan muharebeler, ilginç uygulamalara sahne olmuştur. Askerlerin siperden çıkmadan herhangi bir hedefe ateş etmesini sağlayan aynalı tüfekler, konserve kutularından yapılan el bombaları ve siperleri zarar görmeden ele geçireceği düşünülen zırhlı otomobiller siper muharebelerinde düşmandan bir adım da olsa ileri gidebilmek amacına hizmet etmiştir. İşte bu uygulamalardan biri de, gerilerde açılacak bir lağım ile düşman siperlerinin altına kadar ilerlemek ve burada patlatılacak bombalarla düşman siperinin yok olmasını sağlamak esasına dayanan lağım muharebesidir. Patlamadan sonra yapılacak bir taarruz ile siperlerin ele geçirilmesi amaçlanmıştır. Yani bir anlamda Çanakkale Savaşında Kara, Deniz ve Havadan sonra açılan 4. Cephe Lağım tünelleri olmuştur
Halk kültürünün belirli bölgeler bazında derlenmesi ça lışmalarının tarihi Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar uzanmaktad ır. Halkevlerinin derleme ça lışmalarıyla başlayan bu süreç, peyderpey akademik düzlemde yapılan monografık ça lışmalarla günümüze kadar ge lmiştir. Yöresel öl çe kte yapılan bu araştırmalar, söz konusu yöreye ait halk kültürü birikiminin kayıt altına alınması ve toplu bir katalog oluşturulması noktasında önem arz etmektedir. Halk kültüründe olası değişim ve dönüşümün takip edilebilmesi, başka yörelerde yapılan araştırmalarla karşılaştırılabilmesi, bu ça lışmaların yayınlanması ve akademi dünyasının incelemelerine sunulmasıyla mümkün olabilecektir.
firat.edu.tr
Bu çalışmada toplam kalite yönetiminde (TKY), kariyer süreci içerisinde çalışanların tatmininde etkili olan değişkenler araştırılmıştır. Bu amaçla Gebze Organize Sanayi Bölgesinde (GOSB) yer alan 23 kalite belgeli firmada anket çalışması yapılmış, çalışanların tatmininde etkili olan değişkenler belirlenerek, bu değişkenlerden hangilerinin kariyer süreci içerisinde etkili olduğu incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda kariyer süreçleri farklı olan çalışanların iş tatminlerinde de farklı değişkenlerin etkili olduğu görülmüştür. İş öncesi deneme aşamasında (18-24 yaş grubu) yer alan çalışanların iş tatminlerini çalışma koşulları, işletmenin vermiş olduğu eğitim ve ücret etkilemektedir. İşe başlama ve ilerleme aşamasında (26-44 yaş grubu) yer alan çalışanların iş tatminlerini, çalışma koşulları, iş arkadaşlarıyla olan ilişkiler ve yöneticileriyle olan ilişkiler etkilemektedir. Durağan dönemde (45 + yaş grubu) yer alan çalışanların iş tatminlerini yöneticileriyle olan ilişkiler ve katılımcı yönetim etkilemektedir.
Yerleşmeleri oluşturan farklı dinamik ve bileşenlerin geçmişten günümüze gösterdiği süreklilik ve süreksizliklerden oluşan yerleşme tarihi çalışmaları, yerleşmelerin bugününün anlaşılması ve geleceğinin yönlendirilmesinde önemlidir. Yerleşme tarihi analizine ilişkin mevcut yöntemlerin (ölçek, zaman, disiplinlerarası bakış açısından) yetersiz kaldığı, yeni ve kapsamlı yöntemlere ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Araştırma amacını yerleşme tarihi analizi olarak belirlemiş olmasa da kentsel morfoloji ve tarihsel coğrafya araştırmaları, analiz araçları ve kavramsal çerçeveleri açısından önemli yaklaşımlar sunmaktadır. Tarihsel coğrafya bakış açısını kentsel morfoloji araştırmalarına dahil eden Conzen ve onu takip eden araştırmacıların analiz yönteminde yer alan kavram ve bileşenlerin yeniden düşünülmesi ve yerleşme tarihi analizi odağında ele alınmasının, bu açıdan önemli açılımlar sağlayacağı düşünülmektedir. Burada yerleşme tarihi analizine yeterince dahil olmadığı düşünülen görsel verilerin de yazılı verilerle eşzamanlı olarak araştırma sürecine dahil edilmesi, yerleşme tarihi çalışmaları açısından önemli bir eksiğin kapatılmasına olanak sağlamaktadır. Bu yeniden okuma ile oluşacak çerçevede; Antakya’ya dair eski harita, plan ve çizimler ile yazılı kaynakların sistematik biçimde incelenmesi ile yerleşme tarihi analizi için yeniden bir ele alış öneren “yerleşme tarihi analizi bileşenleri” kapsamında yapılacak veri tasnifi, Antakya’nın yerleşme tarihinin bu yöntemle farklı katmanlarını ele alacak biçimde incelenmesi bu çalışmanın hedeflerini oluşturur. Böylece toplumsal, ekonomik, kültürel bileşenler ve değişimlerin mekândaki izlerinin, sürekliliğinin ve etkileşiminin anlaşılabilir bir çerçevesinin çizilebileceği düşünülmektedir. Çalışmanın diğer hedefi de, farklı nitelikteki yerleşmelere -koşulları ve kısıtlılıkları ifade etmek kaydıyla- uyarlanabilir bir yerleşme tarihi analizi çerçevesine erişilmesidir. Yerleşme tarihi çalışmalarında rastlanan ve yerleşmeyi anlamaya olanak vermeyen, yerleşmenin geleceğine dair öngörü geliştirmeye imkân sağlamayan durağan yapıdaki anlayışa dair bir eleştiri ve bu sorunu aşmak için alternatif bir çerçeve önerisine ulaşmak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmada yerleşme tarihi analizine ilişkin olarka hazırlanan çerçeve ile Antakya kenti hem kuruluşundan günümüze hem de 19. yüzyıldan günümüze kadar olan dönem için ölçeklerarası, dönemler arası ve disiplinlerarası bir bakış açısıyla analiz edilmiştir. Anahtar sözcükler: yerleşme tarihi, Antakya, tarihsel coğrafya, kentsel morfoloji
MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR DERGİSİ, 2024
Günümüzde farklı donanım ve mecralardan, farklı türler ile bireylerin ilgisine sunulan dijital oyunlara yönelik akademik çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. Bu çalışmaların bir uzantısını oluşturan dijital oyun okuryazarlığı, oyun oynayan bireylerin çeşitli nitelikleri kazanmasını sağlamakta ve bireylerin oyunlarla ilgili analitik düşünme yeteneğini geliştirmekle ilgilenmektedir. Bu noktadan yola çıkılarak yapılan bu çalışma akademik literatürde dijital oyun okuryazarlığı farkındalığına ilişkin bir veri oluşturma amacı taşımaktadır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan görüşme tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar olasılıksız örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme yoluyla seçilmiş, veriler yarı yapılandırılmış sorularla toplanmış ve betimsel analiz yöntemi ile yorumlanmıştır. Çanakkale şehrinde 17 katılımcı ile gerçekleştirilen bölgesel araştırma sonucunda oyun türü tercihlerinde erkek katılımcıların çoğu aksiyon odaklı, kadın katılımcıların çoğu ise zekâ ve bulmaca türü oyunları tercih ettiğini belirtmiştir. Katılımcıların dijital oyun okuryazarlığı kapsamında görsel ve grafiksel metinleri anlayabildiği, yorumlayabildiği görülmektedir. Araştırmaya dair elde edilen bir diğer önemli bulgu ise katılımcıların oyun içerisinde maruz kaldığı olumsuz tutumlar karşısında yasalara karşı bilgisiz ya da güvensiz olduğudur. Ayrıca katılımcıların oyun bileşenlerini ve oyun içeriklerini ayırt edebildiği saptanmıştır. Dolayısıyla katılımcıların çoğunun dijital oyun okuryazarlığına ilişkin seçici yeteneklere sahip olmaları çalışmanın önemli sonuçlarından biridir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
21. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ , 2022
Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Teori ve Araştırmalar Cilt II, 2020
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2021
Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Sosyolojik Düşün Dergisinde Yayınlandı, 2023
HAMDULLAH ÇELEBİ’NİN MİRAÇLAMASI MERKEZİNDE, MİRAÇLAMALARIN ALEVİ VE BEKTAŞİ GELENEĞİNDEKİ YERİ: TOKAT ÖRNEĞİ, 2024
7th INTERNATIONAL MARDIN ARTUKLU SCIENTIFIC RESEARCHES CONFERENCE, 2021