Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, İDEALKENT
Büyük ölçekli kentsel dönüşüm projeleri öncülüğünde hızla üretilen postmodern mekân üretimi, Bomonti Semti'nin bir taraftan tektipleşmesine ve standartlaşmasına, diğer taraftan melezleşmesine tanıklık etmektedir. Yerel kültürün ve kolektif belleğin göz ardı edildiği, bulanıklaştığı ve manipüle edilmeye başladığı bu süreçte, gelenekler ve davranış biçimleri birbirine benzer hale gelerek yeniden icat edilmektedir. Metruk sanayi yapılarının sanat galerilerine, butik dükkânlara, kafelere, otellere ve ofis alanlarına dönüştürülmesi, belirli temalar çerçevesinde kopyalanan ve yeniden inşa edilen melez mekânlara örnek oluşturmaktadır. Dolaşım, tüketim ve iletişim odaklı gelişmeleri öne çıkaran ve geleneksel olandan farklılaşan bu alanlar, kısa ömürlü, anlık görüntülerin ve geçiciliklerin yaşandığı ve yer olarak görülmeyen oluşumlara dönüşmektedir. Dolayısıyla, Bomonti'de yaşanan belleğin başkalaşımı, çok boyutlu ve karmaşık mekânsal dönüşümlerin yanı sıra melezleşmenin ve tektipleşmenin bir ürünüdür. Bu çalışma, farklı yaşamların çoğul pratiklerini ve kolektif belleğin örgütlenme biçimlerini planlama ve tasarım sürecine aktarabilmenin önemini vurgulamaktadır. Geçmişten günümüze süregelen kentsel deneyimler ortaklığında toplumsal olarak inşa edilmiş yaşam alışkanlıklarını, mekân ve ortak hafıza ekseninde keşfetmeyi amaçlamaktadır.
2021
İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Bomonti, asırlık geçmişinde sayısız dönüşüme sahne olmuş bir yerleşim yeri. Osmanlı’dan bugüne, bir yanda teneke mahallesi ve gecekonduları, diğer yanda Levanten yaşam tarzı tüm renkliliğiyle hüküm sürerken, tarihi çok eskilere dayanan büyük fabrikalar etrafında gelişen işçi yaşamı ile orta sınıf semt sakinlerinin apartman yaşantısı yan yana varlığını sürdürmüş. Bugün Bomonti, yükselen yeni rezidansları ve sunulan yeni yaşam tarzlarıyla kentsel dönüşümün tam da kalbinde yer alıyor. Bomonti Kentsel Dönüşüm ve Mekânın Belleği, Bomonti’nin geçirdiği bu dönüşümü tüm yönleriyle ele alıyor. Derya Fırat, Bomonti Bira Fabrikası ve Bira Bahçesi’nden yola çıkıp semtin kadim belleğinin izlerini sürüyor. Egemen Yılgür, teneke mahallesinin oluşumunu ve kentsel dönüşüm karşısında mahallelinin düşüncelerini paylaşırken, Şükrü Aslan da bu eski işçi semtinin fabrikalarının, işçi yaşantısının, işçi mücadelesinin izlerini araştırıyor. Aylın Dikmen Özarslan, Bomonti’nin orta sınıf sakinlerinin gündelik hayatını ayrıntılı biçimde sergilerken, Çağlayan Kovanlıkaya da rezidanslarla gelen soylulaştırma hamlesinin hem semtin fiziksel ve sosyal yapısını nasıl dönüştürdüğünü inceliyor hem de rezidans yaşamının yeni görünümlerini ortaya koyuyor. Geniş bir saha araştırmasının ürünü olan bu çalışma, semt sakinlerinin gözünden Bomonti’nin geçmişini, bugününü ve geleceğini okumaya çalışıyor; sadece semtin değil aynı zamanda İstanbul’un da geçirdiği büyük dönüşümü sorguluyor.
Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015
2009
The Bomonti Brewery that was established by the private enterprise of the Swiss Bomonti Brothers at the beginning of 1890's, during the industrialization period of the Ottoman Empire in the late 19th century is significant for the development of beer production and the urban development of the Ferikoy Bomonti industrial district. The factory complex located in Istanbul (Şisli Borough, Cumhuriyet Quarter, sheet: 167, block 1018, plot:1) has developed as a result of the annexation of various factory plants built in different periods which reveals the production processes of a significant era. In the introduction section of this article, the industrialization process of the Ottoman Empire in the 19th century is mentioned along with the historical development of the brewery production process. Then, the location of the Bomonti brewery, the layout of the production units and the general architectural features of the listed historical buildings located on the plot are introduced with ...
Tarihi, ekonomik ve toplumsal gelişmeler ile mekan arasındaki karşılıklı olarak birbirini üreten ilişki, mekan ve bellek arasında da söz konusu-dur. Bu nedenle mekan ve bellek arasındaki bu diyalektik ilişkinin çö-zümlenmesi, fiziksel çevre algısı ve bellekteki temsillerinin araştırılması, tek bir mekansal öğe ya da bütün bir kentin görünen somut varlığının ötesinde, bunların bellekteki soyut karşılıklarını anlamak için önemli olanaklar sunmaktadır. Fiziksel çevre algısının ölçülmesi ve bellekteki temsillerinin araştırılmasında, mekana ilişkin bilginin bilişsel olarak nasıl temsil edildiği, söz konusu bilginin nasıl bir işlemden geçirildiği, ifade edilmesinde ne tür bireysel kısıtlar bulunduğu, bunların ölçümünde ve değerlendirilmesinde kullanılacak uygun araç ve yöntemin ne olduğu gibi çok sayıda sorun hala tartışılmaktadır. Ne var ki, tarihsel gerçekliğin yeniden inşasında, geçmişteki "doğru" nun ne olduğundan çok onun "nasıl" olduğu ya da "nasıl bir iz bıraktığı" ve "ne anlama geldiği" sorularının sunacağı olanaklar dikkate alındığında, söz konusu tartışmaların gölgesinden kurtulmuş çalışmalar yapılabilecektir. Buradan hareketle çalışmada, kentsel mekanın toplumsal bellekteki karşılıkları, araların-daki etkileşimli ilişki çerçevesinde, Mersin örneği üzerinden sözlü tarih yönetimi kullanılarak araştırılmıştır. Mersin'in, Doğu Akdeniz'de önemli bir ticaret ve liman kenti kimliğiyle geliştiği on dokuzuncu yüzyıldan 1960'lı yıllara kadarki dönemde, kentsel mekan ve kent belleği arasın-daki ilişki, bu döneme tanıklık etmiş Mersinliler ile yapılan sözlü tarih görüşmeleri ile ortaya konmaya çalışılmış, kentsel mekan ve kent bel-leği arasındaki ilişkinin neden önemli olduğu, günümüz Mersin'inde ya-şanan kentsel mekan ve kent kimliği sorunları temelinde tartışılmıştır. Anahtar sözcükler: Kent belleği; kent kimliği; kentsel mekan; sözlü tarih. The reciprocal relation between historical, economical and social developments and urban space also exists between urban memory and urban space. Therefore, the analysis of the dialectic relation between urban memory and urban space and investigation of environmental perceptipon and their representation in the memory provides substantial potentials for understanding the abstract repercussions of memory on urban space beyond conceiving it only as a physical asset. There are many questions on evaluation of the environmental perception and analysis of the representations on memory; how is the knowledge on urban space represented through cognition, what are the processes of that, what are the personal restrictions to express the experiences and perceptions on urban space, what are the convenient methods and tools for evaluating all of them. These questions have been still argued. However, thinking on "how" the truth is formed, or "how it left its mark" or "how it reproduced the meaning" , rather than "What the truth is" will provide opportunities to reconstruct the historicity. Thus, in this study, the representations of the urban space on urban memory is examined through the case of Mersin by using the oral history method. The reciprocal relation between urban space and memory is scrutinized through oral history interviews with inhabitants of Mersin, and the improtance of aforementioned relation and the problems embedded on urban space in relation to memory is discussed.
ilef dergisi , 2019
Abstract How memory is conceptualized within and beyond the disciplinary boundaries throughout history determines the spatial references. At the same time, these spatial references provide the historical representations of particular social structures and accompanying worldviews. It is because memory is regarded as the foundation of both theoretical and empirical studies and diverse interventions into place (including political and aesthetical), it becomes necessary to consider the changing relation between memory and place which is transformed through the history of thought and reflected in the recent understandings within Memory Studies. In this framework, starting from the conceptualization of memory as based on a metaphoric topos (place) and following the line of thought through the conceptualization of memory as an analytical concept, the relation between memory and place is discussed also by means of considering the recent debates within the field of Memory Studies. “Right to the city” which is one of the significant concepts of Critical Urban Studies is related to the concept of Right to Memory which is introduced as based on the conceptual repertoire of Memory Studies. The aim of this article is to contribute to such conceptualization by following the transformation of related thought as based on major conceptual mainstays. Keywords: Memory, city, memory studies, urban studies, right to the city Öz Tarih boyunca disipliner sınırların içinde ve ötesinde belleğin nasıl kavramsallaştırıldığı, mekânsal gön-dermelerin niteliğini de belirler. Aynı zamanda söz konusu mekânsal göndermeler belirli dünya görüşleri ve toplumsal yapıları yansıtan tarihsel temsiller sunar. Belleğin mekâna yönelik kuramsal olduğu kadar ampirik çalışmalara ve hatta mekâna yönelik çeşitli (politik, estetik vb.) müdahalelere dayanak olarak gö-rülmesi, bellek ve mekân arasındaki, özelikle toplumsal düşünce tarihi içinde gerçekleşen ve bugün bellek çalışmaları alanındaki temel anlayışları oluşturan ilişkinin değişen boyutlarını hesaba katmayı gerektirir. Bu çerçevede, metaforik bir topos (yer) olarak bellek yaklaşımından, analitik bir kavram olarak bellek yak-laşımına yönelen düşünce çizgisi takip edilerek günümüzde bellek ve mekân arasındaki ilişki, bellek çalış-malarının sağladığı güncel kavramlaştırma olanakları açısından tartışılmaktadır. Eleştirel Kent Çalışmaları alanının önemli bir kavramı olan "Kent Hakkı", bellek çalışmaları alanının kavramsal araçlarından yarar-lanarak oluşturulan bellek hakkı kavramıyla ilişkilendirilmektedir. Bu makalenin amacı, bellek ve mekân arasındaki kavramsal ilişkinin temel uğrakları üzerinden ilerleyen düşünsel dönüşümü izleyerek böylesi bir kavramsallaştırmaya katkıda bulunmaktır.
Anadolu Kültürel Araştırmalar Dergisi
Bellek, mekân ve zaman ile güçlü bir ilişki kurar, geçmişten gelen görüntülerin anlamsal ve duyusal olarak düşünmesini ve uyandırmasını sağlar. Bu ilişki mekânın nasıl algılandığı ile ilgilidir. Yaşanılan yerler bazı kişiler için sadece bir mekân iken bazen bu mekânlarla kurulan kişisel bir bağ orayı mekân olmaktan uzaklaştırır. Zamanla mekânın veya kentin gelişmesi ve büyümesiyle bu alanlar farklı yerlere dönüşse de hâlâ insanların belleklerinde özel olarak kalmaktadır. Bu çalışmada, Orta Karadeniz Bölümü'nde yer alan Tokat'ın Turhal İlçesi'nin zaman içerisindeki mekânsal değişimi kent belleği açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda 55 yaş ve üzerindeki kişilerin geçmiş ve günümüzdeki yaşantılarında etkili olan mekânlar üzerinden aktarılmıştır. Çalışmamızda nitel araştırma yöntemlerinden sözlü tarih araştırması yöntemi kullanılarak bu yaş grubundaki 15 kişiyle görüşülmüştür. Çalışma sonucunda Turhal'ın geçmişte gerek sosyal gerek kültürel anlamda oldukça ileri düzeyde olduğu, tarihi yapılara kültürlere daha önem veren bir şehir olduğu, özellikle 1990'lı yıllardan sonra ise hızlı bir şekilde göç vermesinden dolayı bu alanların kalmadığı görülmüştür. Katılımcıların Turhal kent belleğine ilişkin mekanları Turhal Şeker Fabrikası ve Kesikbaş Cami ve Türbesi'dir.
Shopping places have been the most important part of cities since ancient times. In these heart-of-the-city areas, it is seen that the needs of shopping and gathering, sociocultural sharing, are met. These places are also significant memory places that connect between the past, the present and the future. The concept of collective memory supports this connect. According to Aldo Rossi, the collective memory of society is the city itself. In other words, collective memory, landscaping, architecture, location, that makes up the city. the object, etc., is the entire elements. Based on Rossi's idea, it is the main output of this thesis study to study the interaction of individuals within the context of memory. This study has been aimed at determining how the periodic changes in the Hamamyolu Bazaar, the first commercial core in Eskişehir, are in the memory of users and what memory elements are that preserve the importance of the area from the past to the present. Following the literature searching on the subject, there was an archival study for the importance of the field in the historical process and its urban use, the parameters that Kevin Lynch uses to comprehend The City's Image were analyzed and space-specific space elements were determined to understand the physical structure of the chosen area today and to question the values it has with survey and location transfers. The interaction between the Hamamyolu Bazaar and its users has been studied in the context of memory, and the transforming structure of urban culture has been evaluated within the framework of their place of memory. As a result, the Hamamyolu Bazaar has been identified to be concerned that the main structure and presence of the city over time will be lost in the near future, with the disappearing of many places of memory, the change of shopping culture, and the change of urban and collective memory.
VII. Kent Araştırmaları Kongresi - VII. Congress on Urban Studies Bildiri Özet Kitabı / Proceedings Book, 2022
Kentler içinde yeni gelişen konut alanları, bir yandan mevcut kentsel doku ve mekânsal kimlik ile bağ kurmaya çalışırken bir yandan da vadettikleri yeni kimlikler ve yaşam tarzına uygun yeni fiziksel mekânlar ortaya çıkarmaktadır. Özellikle ‘marka konutlar’ söz konusu olduğunda, mevcut doku ve yeni yapılaşma tarafından vadedilenler arasında büyük bir çelişki doğmaktadır. Kent merkezinde bu yeni durum tarafından yaratılmış olan sosyo-ekonomik yarılmaya ilişkin eleştirel çalışmalar literatürde çokça bulunurken (Şen, 2011; Meydan vd., 2017), fiziksel mekânın yarattığı yabancılaşma ve uyumsuzluk üst ölçek kararlar ve bağlantılar üzerinden veya kamusal alanlar ve mekânsal ilişkiler üzerinden ele alınmaktadır (Firidin, 2012; Özdemir, 2016; Gürkan, 2018).
11. Ulusal Sanat Sempozyumu, Sanatın Değişkenleri Bağlamında Kentsel Adalet, Tam Metin Bildiriler Kitabı, 2015
Tüm yayın hakları Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne aittir. Bu yayının hiçbir bölümü herhangi bir biçimde ya da her ne olursa olsun-grafik, elektronik ya da mekanik olarak, fotokopi yapmak, fotokopi ile çoğaltmak, kaydetmek, dizmek ya da bilgi depolama ve tekrar o bilgiyi kullanma sistemlerini de kapsayarak-tanıtımlar ya da kuramsal araştırmalar için (kitabın tüm kimlik bilgisinin belirtilmesi koşuluyla) yapılacak kısa alıntılar dışında, adı geçen kurumun yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz. Yazıların içeriğinden yazarları sorumludur.
2010
ÖZET Emek ve kent birbirini etkileyen ve şekillendiren olgulardır. Emek bir yandan kenti inşa ederken, kent de emeğin doğasını biçimlendirir. Kentleşme tarihi içinde yaşanan süreçlerin emeğe biçtiği rol ise insan hayatını ve toplumsal tahayyülleri şekillendirmektedir. Bu nedenle ortada derin bir bakış açısıyla okunması gereken bir kavram vardır. Bu çalışma, emek ile kent arasındaki karmaşık ilişkiyi tarihsel olarak anlamaya yöneliktir. Araştırma, Bomonti Bira Fabrikası tarihinde yer alan emek deneyimlerini konu alırken, bu deneyimlerin gerçekleştiği yer olan Bomonti semtinin tarihsel olarak toplumsal yapısını ve mekânsal dönüşümünü ortaya koymuştur. Sermayenin, emeğin kentlerde başrolü oynadığı zamanlardan farklı olarak kentsel çevreleri emeğin yarattığı birikimlerden ve zenginliklerden yoksun bırakması, çalışma hayatının giderek daha da sertleşmesine ve sosyal hayatın renksizleşmesine yol açmıştır. Emeğin yaşadığı ortamın, bir zamanlar sırtını devletine dayadığı işini kaybetme korkusu yaşamadığı, yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu, dolayısıyla bireyin şimdiki gibi yalnızlaşmış değil, kalabalık hissettiği bir ortamdan, güvensiz ve tedirgin yaşanılan bir ortama dönüştüğü görülmektedir. Unutulmaması gereken başka bir nokta kuşaklar arası aktarımın sekteye uğradığı gerçeğidir. Bundan dolayı bu eksikliğe bir katkı yapmak üzere yaşanan dönüşüm, deneyimleyenlerin anlatılarına başvurularak kurgulanmıştır. Çalışma, emeğin anlamının sorgulanmasıyla başlayarak, Türkiye‟de emek tarihi ve kentleşme sürecine yönelik farklı dönemleri inceleyen birinci bölümü, Bomonti semtinin tarihsel gelişiminin değerlendirildiği ikinci bölümü, Bomonti Bira Fabrikası üzerinden emek deneyimlerinin incelendiği üçüncü bölümü içermektedir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı Kentsel Planlama Programı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Besime ŞEN MAYIS 2010 ABSTRACT Labor and city are phenomena that effect and shape each other. While at one hand labor builds the city, the city in turn shapes the nature of the labor. The role given to labor by the processes in the history of urbanization shapes the human life and societal aspirations. Because of this reason this is a concept which needs to be looked into with a deeper perspective. This work is towards understanding the complicated relationship between labor and the city. The research investigated the labor experiences in the history of the Bomonti Beer Factory in a frame that involves the societal and environmental transformations of the historic Bomonti district. In contrary to the times when labor had the leading role in the cities, when capital deprived the city environment from the experiences and richness of the labor it lead to a tougher work life and a less colorful social life. The time when labor lived the individual was backed up by the government, had no fear of losing a job and had a higher life quality and therefore the individual felt populated instead of feeling alienated like now. We now see that this setting has transformed into an insecure and troublesome environment. Another point that should not be forgotten is the fact that the transfer between generations has came to a halt. The research begins with questioning the meaning of labor and consists of three parts. First chapter investigates the different periods in the history of labor and urbanization in Turkey. In the second chapter the historic development of Bomonti district is assessed and in the third chapter the labor experiences from Bomonti Beer Factory is analyzed. Mimar Sinan Fine Arts University İnstitute of Science and Technology Department of City and Regional Planning Urban Planning Programme Advisor: Assistant Prof. Besime ŞEN MAY 2010
Bu yazıda öncelikle, kısaca bellek ve ardından toplumsal bellek kavramları ortaya konulmaya çalışılacaktır. Söz konusu kavramların tanımlanmaya çalışılmasın‐ daki temel amaç, toplumsal belleğin bir parçası olan kent belle i kavramı üzerin‐ de düşünmeye çalışmaktır. Yazıda, özellikle son yüzyılda toplumsal tarihin araştırılmasında önemli bir başvuru alanı olarak kent belleğinin ne anlama geldiği ve neye hizmet ettiği ortaya konularak, bir kent belleği için model olabilecek Mersin Üniversitesi Ak deniz Kent Ara tırmaları Merkezi ele alınacaktır. Bu noktada kentler, özellikle sanayi devriminin ardından toplumsal belleğin bileşenleri arasında ilk sıralardaki yerini almıştır. Zira kültürel çeşitliliğin bu‐ luşma noktası ve toplumsal yaşamın birincil mekanı olarak kentler, toplumsal belleği oluşturan bütünün önemli bir parçası olagelmiştir. Bu nedenle, “kent belleği” kavramı, özellikle son yüzyılda toplumsal tarihin araştırılmasında önemli bir başvuru alanı olarak belirmiştir. Bu alan, kentin mekansal gelişim tarihinden, kentte yaşayanların anıları, kentte yaşanan olayları içeren gündelik yaşam tarihine dek uzanan oldukça zengin bir içerik sunmaktadır. Dolayısıyla, “kent belleği” kavramı, kente ait her türlü bilgi ve veriyi içine alan bir hafıza kaydı anlamına gelmektedir. Çalışmanın temel hedefi, söz konusu merkezden yola çıkarak, kent belleğinin oluşturulmasında, ortak kent kimliği, yerel bilgi ve yerel tarihin paylaşılmasına yönelik etkileşimli çalışmalar yürütülmesi ve etkinlik odaklı yaklaşım ile bilgi‐ nin birlikte üretilmesinin sağlanması için somut öneriler geliştirmektir.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Fransız İhtilali ve Viyana Kongresi’nin ardından günümüz Avrupa Devletlerinin sınırları şekillenmeye başlarken bu sınırlar içerisinde yaşayan toplumları “tanımlama” anlayışı da değişmiştir. Milliyetçiliğin ideolojik olarak hükümetlerin gündeminde olması, hâkim ideoloji çerçevesinde topluma yön verilmesi ile sonuçlanmıştır. Yönetimler tarafından toplumu kendi baskın görüşleri altında toplayabilmek için çeşitli araçlar üretilmiştir. Bu süreçte kentler, toplumsal dönüşüme neden olan esas araçlardan biri olarak öne çıkmıştır. Medeniyetin beşiği olarak göz önünde bulundurulan kentler, tarih boyunca baskın ideolojinin nesiller arası aktarımını sağlayan dinamiklerden olmuştur. Kentlerin kırsal bölgelere nazaran her türlü imkana sahip olması, bu bölgelerin demografik merkez haline gelmesini sağlamıştır. Kentlerde ortaya çıkan demografik üstünlük, topluma aynı ülkü etrafında birleşme imkanı verdiği gibi, benzer davranış şekilleri geliştirmede de etkili olmuşt...
2022
Kamusallık ve Alternatif Sahnelerin Kentsel Belleğin Sürekliliğindeki Etkisi/The Impact of Publicness and Alternative Stages on the Continuity of Urban Memory
2021
ÖZ Çalışmada, kentin sosyal ve kültürel yaşamında yer alan spor yapılarının yıkılmasının spor kültürü ve toplumsal bellek açısından etkilerine dikkat çekmek amaçlanmıştır. Problem, yakın dönemde yıkılan spor yapılarının tespiti ve bir örnek üzerinden değerlendirilmesi şeklinde ele alınmıştır. Spor yapıları kent içerisinde sahip oldukları mimari ile kentin referans yapıları olurken, işlevsel olarak spor ve diğer etkinlikler ile kentsel yaşamı yönlendiren en önemli yapılardır. Çalışmada, Trabzon kenti özelinde konu irdelenmiş, genel durum değerlendirilmiştir. Kuramsal olarak konu yıkma eylemi, kent kimliği ve bellek kavramları çerçevesinde ele alınmıştır. Trabzon kentinde spor yapılarının kentte üstlendiği görevler, spor yapılarına yüklenen anlam ve yıkımının yarattığı etki ortaya konulmuştur. Bunun için öncelikle yapıların bulunduğu alanın ve spor yapılarının kentte üstlendiği görev ve anlamını belirleme adına literatür taraması yapılmıştır. Sonra yıkımın yaratığı etkiyi ortaya koyma adına ise bir anket uygulanmıştır. Elde edilen verilere bağlı olarak kent kimliği ve bellek açısından bu derece önemli yapıların sahip olduğu değerlerin göz ardı edilerek, yıkılmasının önemli bir kayıp olduğu görülmektedir. Trabzon kentinde yıkımların kent ve kentli üzerinde olumsuz etkileri olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak kentlerin hızlı değiştiği ve birbirine benzediği günümüzde kentsel değerlerin korunması ile kent kimliği başta olmak üzere aidiyet duygusunun sağlanması ve yabancılaşma duygusunun önüne geçmesi açısından önemlidir. Kentsel yaşam ve spor kültürünün devamlığı için yerin devamında benzer işlevlerle değerlendirilmesinin, kent ve kentli açısından yıkımın etkisini minimalize edeceği ve sürekliliğin bir ölçüde sağlanabileceği öngörülmüştür. Anahtar sözcükler: Kolektif bellek; mimarlık; spor yapıları; yerin ruhu; yıkım.
Bellekten Mekana: Mimari Tasarım Stüdyosu Aracılığıyla Eskişehir Kentinin Toplumsal Bellek İzlerini Oku(t)mak, 2020
Özet Çok boyutlu ve katmanlı ilişkiler ağını bünyesinde barındıran kent, birey-toplum-kent etkileşimleri, gündelik hayat pratikleri, değişen toplumsal koşullar ile dönüşüme uğrayan dinamik bir organizmadır. Kentlerin dönüşüm süreci doğası gereği olağanken, bazı keskin müdahalelerle süreç hızlanabilir. Bu durumda bazı kent parçaları anlamlarını ve bağlamlarını yitirerek, bütünle ilişkisini kopartıp birer kent fragmanlarına dönüşürler. Değişen ilişkiler ve dinamikler yeni kavramsal açılımları gerektirir. Bireysel hafıza, kolektif hafıza ve kentsel kimlik gibi açılımlar bu noktada ortaya çıkar. Mekandan bağımsız olarak düşünülemeyen kentsel hafıza, değişimle beraber aşınarak, unutmayı zorunlu kılar. Kentsel hafıza, somut karşılığını gündelik olma arakesitinde tesadüfen bulduğunda ise sürekliliğini korur. Eskişehir kentinin yerleşimi ise, 19.yüzyılda Berlin-Bağdat trenyolunun kente gelmesiyle beraber fiziki, mimari, kültürel ve sosyal bağlamda demiryolunun etkileri doğrultusunda gelişmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte de devlet eliyle ya da özel girişimlerle kurulan sanayi yapılarının demiryolunun çeperlerinde inşa edilmesi, kentin mekânsal gelişimini belirlemiş ve böylece demiryolu kent kimliğinin kurucu öğesi olmuştur. 20.yüzyılın sonlarına kadar bu kimliğini büyük ölçüde koruyan kent, 2000'li yıllardan itibaren hızlı bir dönüşüm içerisine girmiştir. Bu süreçte yapılan müdahaleler kent kimliğini oluşturan öğelerin yavaş yavaş hem fiziki mekandan hem de kentlinin toplumsal belleğinden silinmesine neden olmuştur. Bu nedenle bu çalışma, 3. Yarıyıl mimarlık öğrencilerinin kent kimliğini ve kolektif hafızayı tartışarak, dönüşen kentte kaybolan kent kimliği öğelerinin güçlü tasarım fikirleri aracılığıyla gündelik hayatın bir parçası haline gelmesi ve bellekte mekânsal kodlarıyla beraber yeniden yer bulmasını amaçlamıştır. Çalışmada elde edilen bilgilere literatür araştırması ve stüdyo sürecinde üretilen maket ve görsellerle ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: mimari tasarım stüdyosu, bellek ve mimarlık, kent kimliği, tasarım yöntemleri Abstract A city where embodies the multi-layered relationship network and is a dynamic organism transformed by individuals-society-city interactions, daily-life practices, and changing social conditions. However transforming process is usual due to the nature of cities, some sharpen interventions may accelerates it. This causes some parts of the cities lose their context, meanings and they are transformed to city fragments which are disconnected from the city whole. Changing relationships and dynamics necessitates new conceptual discourses. Individual memory, collective memory and urban identity are arisen at this point. The collective memory which can not be thought independent from the space necesitates the forgetting with the changes and deformations in the memory. When the urban memory finds its tangible response accidentally in intersection of being dailiness. Eskişehir settlement is developed by the effects of construction of Berlin-Baghdad-Railway in physical, architectural, cultural and social context. After the proclamation of the Republic, railway determined the spatial development of the city. In this way, the railway has become the founder element of the city identity. The city which conserves idential features until the end of 20th century enters into a rapid transformation process
Kentler insan yaşamının önemli bir bölümünü kapsaması açısından insan hafızasında önemli yer tutarlar. Birçoklarınca; kentin kendisi yaşayan ve sürekli olarak değişen bir olgu olduğundan, kendine ait bir belleği vardır ve kent yaşamı devam ettikçe bu bellek sürekli olarak büyür, yenilenir. Bu yazının konusu; kentsel dönüşüm gibi, kentte ve özellikle mahallelerde gerçekleşen geniş çaplı yenileme hareketlerinin, kentin mimari belleğine olan etkileridir. Makalenin genelinde sözkonusu etki, dönüşümün gerçekleştiği mahalleler, onların mevcut dokuları, kamusal alan kavramı ve mahallelerdeki kamusal alanlar üzerinden ele alınacaktır. Bu bağlamda; Küçük Armutlu bölgesinde tasarlanan proje de bunlara bağlı olarak irdelenecektir. Anahtar kelimeler : Kentsel dönüşüm, mahalle, doku, kamusal alan, kent belleği
DergiPark (Istanbul University), 2017
Modern mekânsal üretimin kendisini açıkça gösterdiği odaklardan birisi yeni kent merkezleridir. Bu çalışmada, Tekirdağ il merkezi olan Süleymanpaşa ilçesinde 2000'li yıllardan sonra gerçekleşen mekânsal üretim, "yeni kent merkezi" ekseninde ele alınmakta ve yeni kent merkezi oluşumunun toplumsal ve mekânsal sonuçları değerlendirilmektedir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda yerel karar vericilerle ve ilgili aktörlerle derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. 39 kişiyle yapılan derinlemesine mülakatlar betimsel olarak analiz edilmiştir. Çalışmada: (1) Eski kent merkezini modern tüketim kalıplarına uygun hâle getiremeyen yerel politikacıların, yeni kent merkezi yaratma yolunu seçtikleri, (2) yeni kent merkezinin, eski kent merkezinin mekânsal ve toplumsal işlevleri ile tezat oluşturduğu ve kentte sosyomekânsal ayrışmanın yaşanabileceği, (3) şehrin küreselleşmeye dönük yüzünü yansıtan yeni kent merkezinde yaşayanların, kentin eski kimliği ile bağ kurmakta zorlanabilecekleri ve (4) eski kent merkezi sakinlerinin yeni kent merkezi nedeni ile dezavantajlı konuma gelme potansiyelinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.