Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi
…
8 pages
1 file
Amaç: Doğumdan itibaren roller kadın ve erkeğin yaşamını biçimlendirir, tarihsel süreç içinde değişim gösterebilir ya da kültürler arasında farklılıklar olabilir. Toplumsal cinsiyet farklılığı bu anlamda herhangi bir farklılıktan çok daha derin anlamlar kazanır. Bu çalışma erkek üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet algılarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Yöntem: Çalışma kesitsel tipte bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Aydın ilinde bir erkek yurdunda barınmakta olan 267 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmanın verileri anket formu ve toplumsal cinsiyet algısı ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmaya katılma kriterleri üniversite öğrencisi olmak, erkek olmak ve araştırmaya katılmaya gönüllü olmak olarak belirlenmiştir. Araştırmanın bağımsız değişkenleri kişisel bilgiler, bağımlı değişkeni Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği puanıdır. Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 19.98±2.55 olup; %52.1'inin ekonomik durumu orta düzeyde, %71.9'unun aile tipi çekirdek aile; %72.7'sinin annesi ve %49.4'ünün babası ilkokul ve altı eğitim düzeyine sahiptir. Öğrencilerin %88.8'inin annesi çalışmamakta, %74.2'sinin babası çalışmaktadır. Çalışmamızda ölçeğin Cronbach's Alpha değeri 0.908 olarak bulunmuştur. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı istatistiksel analizler, İki Örnekli T test, Anova, Kruskal Wallis testleri kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği Puanları ortalaması 89.04±16.67'dir. Çalışmamızda çekirdek ve tek ebeveynli aileye sahip olan, annesi çalışan öğrencilerin Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği Puanları ortalaması yüksek bulunmuştur. Sınıf, ekonomik durum, anne ve baba eğitim, baba çalışma durumu ile Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği Puanları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Öğrencilerin yaşları ile Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği Puanları arasında bir ilişki saptanmamıştır. Sonuç: Çalışmamızda çekirdek ve tek ebeveynli aileye sahip olan, annesi çalışan öğrencilerin toplumsal cinsiyet algılarının daha olumlu olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda geniş aileye sahip olan ve annesi çalışmayan erkek öğrencilerin toplumsal cinsiyet algısı açısından ele alınması önerilebilir.
2015
‘The Domestic’ of the Academia: Science, Gender and The Case of a Technical University Abstract: The literature on Turkey and education underlines that the process through which women were included in the universities in Turkey has been to some extent different than the Western European and Anglo-Saxon examples. Despite the quantitative stronghold of women in Turkish academia, the organization of the academic institutions and life, the patriarchal structure of the business sector and university demand us to explore this quantitative visibility. As there are many studies that explore the experiences of women in academia in Turkey (Öncü 1979; Günlük-Şenesen 1996; Özel 2007; Hacifazlıoğlu 2010), there is no nationwide study that employs qualitative and quantitative methods simultaneously. Hence the ability to make comparisons on women in academia between scientific disciplines and universities are limited. This study aims to explore women’s experiences in academic life, production, mobility and analyze gendered differences in terms of work-home balance. The research for this study is conducted in 7 universities of Turkey in which a survey was conducted with 1390 respondents and each university team conducted 16 in-depth interviews with the academicians in their universities. This paper, based on the case of Yıldız Technical University aims to analyze women’s academic production with a gender perspective which particularly focuses on the relations between home and academia. YTU data was collected through online surveys (total 134 respondents) and in-depth interviews with 8 female and 8 male academicians. Statistical data of the numbers of male and female students, academicians in faculties and departments and academic managerial positions for the years 2010 and 2012 was also collected during the field study for comparative reasons. Based on YTÜ case, this study aims to delve into ‘the domestic’ of the academia in Turkey by focusing on the different patterns of the gender regime in the universities. Key Words: Science, Engineering, Gender, Women academics, work-life balance.
2020
Normal sartlar altinda insanlarin duyu organlariyla tespiti mumkun olmayan ve metafizik âlemin en gizemli varliklarindan olan cinlerin mahiyeti, yasayis tarzlari insanlarin hep merakini celbetmistir. Fiziki bir bunyeye sahip olmamalari, duyu organlariyla algilanamamalarindan dolayi kimi insanlar onlari inkâr etme yolunu secerken, kimi insanlar da ayet ve hadislerin bu konuya dair bilgilendirmesi sayesinde bu dunyanin bir parcasi olduklarini ve insanlar gibi yasamsal fonksiyonlarini surdurduklerini kabul etmektedirler. Bu calismanin amaci yuksekogretimde din egitimi alan ogrenciler ile din egitimi almayanlar arasindaki cin algisinin tespitini yapmaktir. Arastirmanin orneklemi Giresun Universitesi Islâmi Ilimler Fakultesi ile Egitim Fakultesi’nde ogrenim gormekte olan 494 ogrenciden olusmaktadir. Arastirmada veri toplama araci olarak “Cin Algisi Olcegi” kullanilmistir. Bu calismada toplanan verilerin analizi neticesinde ozetle su bulgulara ulasilmistir. Cinlerin varligi, Allah’a karsi...
İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi / Istanbul University Journal of Women’s Studies
Bu çalışmanın amacı, toplumsal cinsiyet ve rolleri konusunun ayrıntılı bir biçimde irdelenmesi ve bu bağlamda görüşmecilerin ifade ettikleri fikirleri değerlendirmek ve yorumlamaktır. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda nitel çalışma uygun görülüp, odak grup görüşmesi yöntemi kullanılarak içerik analizi yapılması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda "Ben Senin Bildiğin Erkeklerden Değilim" aldı toplumsal cinsiyet rollerinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yansıtılmaya çalışıldığı film seçilmiştir. Altı üniversite öğrencisine, çalışmanın konusuna uygun olarak seçilen filmin izlettirilmesinin ardından önceden belirlenen on iki adet soru yöneltilmesi amacıyla tek oturumluk odak grup görüşmesi yapılmıştır. Verilen yanıtların "Toplumsal Cinsiyet Rolleri", "Cinsiyet Eşitliği" ve "Filme Dair Genel Değerlendirmeler" olmak üzere üç tema altında içerik analizi yapılmıştır. İçerik analizi sonucu üniversite öğrencilerinin duruş ve tutumları incelenip yorumlanmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular alanyazın ışığında sonuç kısmında karşılaştırma ve değerlendirmeye tabii tutulmuştur. Bu çalışmanın seçilmesindeki amaç, toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna dikkat çekmek aynı zamanda alanyazın taramasında bu konu bağlamında nitel çalışmalara pek fazla yer verilmediğinin saptanmasıdır.
2004
Üniversite, kamusal alanın önemli bir birimidir ve diğer kamusal yapılarda olduğu gibi, eril (erkeksi) olanın yanında durur. Üniversitede, erkeklerarası dayanışma, tarihsel olarak normal kabul edilmiş ve bu dayanışmadan doğan güç ve iktidar ilişkileri, cinsiyetçi liği yeniden üretmiştir. Binlerce yıllık geçmişi olan akademide kadınların varlığı bir yüzyıla sığmaktadır. Kadınların ve aslında tüm öteki olanların akademisyen ve öğrenci olarak üniversitedeki konumları, baskın heteroseksüel erkek kültürünün hegemonyası altında şekil lenmektedir. Bizde ise Batı ile karşılaştırıldığında çok farklı görünümler elde edilmektedir Bu yazı, temelde üniversitede heteroseksüel erkeklik normunun dışında olmayı sorgulamayı hedeflerken, öte yandan da bizim akademik dünyamızın Batı ile örtüşen ve ayrıksı duran yanlarına önemle vurgu yapmayı hedeflemektedir.
Hacettepe …, 2007
Araştırma, Kafkas Üniversitesi'nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bakış açılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kesitsel tipte bir araştırmadır. Anket formu, 123 kız ve 113 erkek olmak üzere toplam 236 öğrenciye uygulanmıştır. Öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili konularda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri incelendiğinde, önermelerin büyük bir çoğunluğunda cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) olduğu bulunmuştur. Araştırmada çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili alanlarda erkeklerin daha geleneksel bakış açısına sahip oldukları saptanmıştır. Araştırmanın sonuçları üniversite son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin bakış açılarını ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanısıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir.
Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin bakış açıları, tutumları ve farkındalıkdüzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın evrenini Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenip görüp Kredi Yurtlar Kurumunda kalan 7.200 öğrenci oluşturmaktadır. Rastgele örneklem yöntemine göre seçilen örneklem370 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışmaya toplam 370 kişi katılmış olup 185 kişisi kadın ve 185 kişisi erkektir ve yaş ortalamaları 21,47'dir. Öğrencilerin % 62,1'inin aylık geliri 500 TL'den az, % 68,4'ü çekirdek aile tipine sahip ve % 43,5'i il merkezinde ikamet etmektedir. Öğrencilerin %68,9'u kadın ve erkeklerin eşit olmadığını, % 37,8'i bu eşitsizliğin toplum yapısından kaynaklandığını, %22,4'ü kadınların en büyük sorununun şiddet olduğunu ve % 73,8'i ise cinsiyet eşitliği için kadın ve erkeğe eşit miktarda görev düştüğünü belirtmiştir. Bu çalışma ile elde edilen sonuçlar göstermektedir ki; öğrencilerin çalışma yaşamı (Tablo 5), toplumsal yaşam (Tablo 6) ve aile yaşamı (Tablo 7) ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tüm görüşleri incelendiğinde, erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha geleneksel bir bakış acısına sahip oldukları, evlilik yaşamı (Tablo 7) ile ilgili önermelerde kız öğrencilerin geleneksel bakış açısına sahip oldukları görülmektedir.
STED / Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencileri örnekleminde toplumsal cinsiyet rolleri ve homofobi arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan çalışma bir devlet üniversitesinde okuyan 1048 üniversite öğrencisi ile yürütüldü. Veriler Bilgi Formu, Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği ve Eşcinsellere İlişkin Tutumlar Ölçeği ile toplandı. Çalışma verileri bilgisayar ortamında SPSS 21 paket programı kullanılarak analiz edildi. Veriler değerlendirilirken değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilks testi ile analiz edildi. Sosyodemografik özellikler ve ölçek puan dağılımı tanımlayıcı istatistiksel analizler, bağımsız iki değişkenin karşılaştırılmasında normal dağılıma uygunluk sağlanıyorsa student t testi, sağlanamadığında ise Mann Whitney U testi ile analiz edildi. Ölçek puanları arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile incelendi. Tüm analizler için anlamlılık p<0.05 düzeyinde kabul edildi. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,39±2.23'tü ve %43,9'u erkekti. Öğrencilerin eşcinsellere yönelik tutum ölçeği puan ortalaması 86,71±24,88 olup, %49,04'ü ölçekten ortalamanın üstünde puan aldı. Öğrencilerin toplumsal cinsiyet rolleri puan ortalaması 66,49±22,33'tü. Toplumsal cinsiyet rolleri ve eşcinsellere ilişkin tutum ölçekleri puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönde ilişkiler (r=,310 ile ,651; p=,000) olduğu bulundu. Sonuç: Üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rolleri tutumları daha çok gelenekseldir ve yaklaşık yarısının eşcinsellere ilişkin tutumları homofobiktir. Üniversite öğrencilerinde toplumsal cinsiyet rolleri ile homofobi ilişkilidir ve toplumsal cinsiyet rolleri ölçeğinden alınan puanlar arttıkça homofobi ölçeğinden alınan puanlar da artmaktadır.
deu.edu.tr
Giriş: İnsanın cinsel davranışlarında din kuralları, ön yargılar, örf ve adetler geniş ölçüde egemen olmakta ve tabu oluşturan bu kavramlar yaşamın bir parçası olan cinsellik üzerinde doğal ve açık görüşlerin oluşmasını engellemektedir. Amaç: Çalışmamız, üniversitede okuyan erkek öğrencilerin cinsellikle ilgili toplumsal tabulara yönelik görüşlerini saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirilmiştir. Yöntem: İstanbul ilindeki Marmara Üniversitesinde, dört farklı fakültede gerçekleştirilen çalışmanın örneklemini; araştırmanın yapıldığı tarihlerde ulaşılabilen ve çalışmaya katılmayı kabul eden toplam 400 erkek öğrenci oluşturdu. Verilerin toplanmasında 37 soruluk anket formu kullanıldı. Verilerin istatistiksel analizi; yüzdelik, ki-kare testi ve lojistik regresyon analizini kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda, yaş ortalamaları 21.33 ± 2.10 olan öğrencilerin %99.5 ile tamama yakınının bekâr olduğu belirlenmiştir. İlk cinsel deneyimlerini ortalama 17.28 ± 1.81 yaşlarında yaşadıkları ve halen %31.0'nın aktif cinsel yaşamlarının olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin %85.8'nin cinsellikle ilgili toplumsal tabuların var olduğunu düşündükleri ve %26.5'nin tabuları onaylamadığı tespit edilmiştir. Bu tabular arasında öncelikle %22.3 ile cinsel eşitliğin olmamasını, %21.5 ile de bekareti belirttikleri saptanmıştır. Öğrencilerin %60.5'nin bekareti "çok önemli / önemli" olarak ifade ettikleri, %47.8'nin de çok eşliliğe olumsuz baktığı belirlenmiştir. Sonuç olarak; Üniversitedeki erkek öğrencilerin kendilerinin de yaşayarak deneyimlediği cinsellikle ilgili toplumsal tabuların farkında oldukları, düşünceleri ile toplumsal normların dışına çıkamadıkları söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Erkek üniversite öğrencileri, Cinsellik, Cinsel tabular. Male Students' Opinions About Sexual Experience and Social Taboos Related To Sexuality Background: Religious rules, prejudices, customs and habits have, to a large extent, taken precedence in human sexual behavior and these concepts which become taboos interfere with natural and open expression of opinions about sexuality, which is a part of life. Objective: Our study was conducted as a descriptive study for the purpose of determining the opinions of male university students about social taboos related to sexuality. Methods: The study sample was comprised of 400 male students who were registered at four different faculties at Marmara University in Istanbul province, who were present on the dates the research was conducted and who agreed to participate in the study. 37-item questionnaire was used for data collection. The data statistical analysis was conducted using percentage, Chi square test and logistic rejection analysis. Results: The mean age of the students in our study was 21.33 ± 2.10 years and nearly all (99.5%) of the students were single. The students' first sexual experience occurred when they were at a mean age of 17.28 ± 1.81 years and 31.0% stated that they still have active sexual lives, 85.8% thought that there were social taboos about sexuality and, in particular, identified lack of sexual equality at 22.3%, determination of virginity at 21.5%, and that they did not agree with the taboos at 26.5%. It was determined that 60.5% of the students stated that virginity is "very important/ important" and 47.8% looked negatively on having multiple partners. Conclusion: It can be stated that male students at the university are aware of communal taboos and they do not cross over the communal norms with their considerations about sexuality of which they experince as well.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 2024
Bu çalışmada, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin akademideki izdüşümlerinin açığa çıkarılması amaçlanmaktadır. Artvin kentindeki akademisyen kadınlarla yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmış ve kendi hikâyeleriyle akademisyen kadın olma deneyimleri incelenmiştir. Görüşmeler neticesinde, akademisyen kadınların cinsiyet eşitsizliği ile mücadele ettikleri ve taşra kültürünün bu eşitsizliği derinleştirdiği anlaşılmıştır. Akademide cinsiyet eşitsizliğine dair yapılan vurgular; yatay ve dikey ayrışma, eril dil ve uygulamalar, istenmeyen feminenlik, baskı, dedikodu, mobbing ve taciz üzerinde yoğunlaşmaktadır. Sorunun çözümü için toplumsal cinsiyete duyarlı bir bakış açısının benimsenmesi elzemdir
1st.International Scientific Researches Congress Humanity an Social Sciences, 2016
Özet Toplumda, çocukluktan itibaren her bireye yüklenen belirli roller ve sorumluluklar vardır. Bu roller ve sorumluluklar, toplumsal cinsiyeti oluşturmaktadır. Sosyal yapıyı belirleyen kadın-erkek rollerinin dağılımında, hegemonik erkeklik büyük bir etkiye sahiptir. Son dönemlerde feminizm ve kadın çalışmaları, toplumsal rollerin arasındaki farkları dengelemeyi ve hegemonik erkeklik etkisini azaltmayı amaçlamaktadır. Yapılan çalışmaların çoğu, mevcut yapıda erkeğin avantajlı olduğu fikri üzerinde yoğunlaşsa da, özellikle de geleneksel yapıda, hem kadınlar hem de erkekler toplumsal norm ve baskılardan zarar görmektedirler. Erkekliğe ve erkeklere çocukluktan itibaren yüklenen kimlik ve roller, bunun en açık örneğidir. Bu çalışma erkeklerin toplumsal cinsiyetçi yaklaşımlardan nasıl zarar gördüğünü açıklamayı amaçlamaktadır. Abstarct In society, there are some spesific roles and responsibilities encumbered on people. These roles and responsibilities generate the social gender. The hegemonic masculinity implies powerfull effect on the role distribution of male and female is which shape the social structure. Recently, feminism and woman studies aim to bring equality to differences between male and female roles and decrease the effect of hegemonic masculinity. Both male and female suffer from social norm and presusures however, most of the studies focus on the idea that men has more advantage than women especially in the traditional structure. The social roles and identity that is implied to man and masculinity from childhood is a clear example of that. This study aims to explain how males are ravaged from these sexist social aproaches.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Hikmet Özdemir Armağanı, 2019
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi eğitim fakültesi dergisi, 2021
Mavi atlas, 2020
Journal of Turkish Studies, 2014
Hacettepe Universitesi Hemsirelik Fakultesi Dergisi, 2008
Hitit İlahiyat Dergisi, 2021
STED / Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi
Toplumsal Cinsiyet, 2020
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Masculinities: Journal of Identity and Culture, 2017
Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies, 2022
INTERNATIONAL REFEREED JOURNAL OF NURSING RESEARCHES
Sosyoloji Konferansları, 2013
Turkish Studies, 2021
Yaşam Becerileri Psikoloji Dergisi, 2019
Journal of Economy Culture and Society, 2021
Türkiye'de Kadın: Tarihi ve Talihi, 2021
DergiPark (Istanbul University), 2023
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
Türkiye din eğitimi araştırmaları degisi, 2021