Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, MEHMET ÂKİF ERSOY’UN SANAT VE DÜŞÜNCE DÜNYASINA BAKIŞ
…
21 pages
1 file
Journal of Ibn Haldun Studies, Ibn Haldun University, 2018
Bugünün dünyasını belirleyen en önemli olgulardan birinin çatışma olduğu söylenebilir. Elbette çatışma karşısında çatışma çözümü ve barış için çözüm getirici yaklaşımlara ve bu yaklaşımlardan yararlanarak yeni uygulamalara ihtiyaç olduğu açıktır. Bu noktada bugüne kadar birçok düşünür, bilim adamı, aydın ve siyaset adamını etkilemiş olan İbn Haldun'un (1332-1406) icat ettiği Umran İlminin ('Ilmu'l-'Umrân) verilerinden yararlanarak bugünkü çatışma dünyasında çatışma çözümü ve barış için bazı yeni yaklaşımlar getirilebileceği düşünülebilir. İbn Haldun'un umran, medeniyet, çatışma, barış, çatışma çözümü, asabiyet, din, değişim ve mülk gibi kavramlara yüklediği anlamlar, bu çerçevede yardımcı olabilir. Bu çalışmada, İbn Haldun'un bilime ve insanlığa armağan ettiği Umran İlminin çatışma çözümü ve barış yaklaşımlarına katkıları ele alınmakta ve anlaşılmaya çalışılmaktadır.
2019
ÖZET II. Meşrutiyet devri, toplumsal yapı ve dini kurumların temel tartışma konularından biri olarak ön plana çıktığı ve dolayısıyla sistematik olmamakla birlikte din sosyolojisi çalışmalarının da başladığı dönemdir. Bu dönemde yaşamış olan Salahaddin Asım da, Sırat-ı Müstakim dergisinde yayınlanan yazıları ile İslam sosyolojisinin habercilerinden biri olarak kabul edilmiştir. Ancak söz konusu literatürde onun Osmanlıda Kadınlığın Durumu adlı kitabı ve İçtihad dergisinde çıkan yazılarının göz ardı edildiği dikkat çekmektedir. Asım, toplumun o dönemki temel sosyal problemleri içinde kadınların mevcut konumları ile din algısı arasındaki ilişkiyi yazılarında ele almış ve bu alanda yeni sosyolojik kavramlar üretmiştir. Onun, kadının sosyal işlevsizliğini "karılaşmak" olarak kavramsallaştırması bu örneklerden biridir. Bu makale Asım'ın İslamcılığı ve kadın hakları konusundaki feminizme yaklaşan bakış açısı ile onun Osmanlıcılık, Batıcılık, Türkçülük ve İslamcılık olarak adlandırılan düşünce akımlarından birini tam anlamıyla benimsemeyerek kendince bir terkibe mi giriştiğini, yoksa köklü bir düşünce değişikliğine mi yöneldiğini ele almaktadır. Çalışma, Salahaddin Asım'ın eserlerine dayalı olarak ve nitel araştırma yöntemi kullanılarak hazırlanmıştır. ABSTRACT Studies on the history of sociology of religion in Turkey were started from Second Constitution period in which social structure and religious institutions emerged as one of the main topics of discussions. Salahaddin Asım who lived during this period, is considered as one of the precursors of the sociology of Islam due to his approach in the Sırat-ı Müstakim journal. However it was ignored Asım's book (The Status of Women in the Ottoman Empire) and articles published in the Ictihad journal in this literature. Asım's works deal with the relationship beetween women's position in society and the perception of religion among primary concerns of his time and he had produced new sociological concepts. For instance, he conceptualized the dysfunctionality of women as "karılaşma". In this article, we will focus on Salahaddin Asim's approach on women's rights and his being Islamist. At the same time, the article discusses whether it is a radical change of mind or an effort to integrate movements such as Ottomanism, Westernism, Turkism, and Islamism. The study was prepared based on Salahaddin Asim's writings and by using the qualitative research method.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 2003
Erciyes İletişim Dergisi, 2018
OSMANLI BASININDA SA'Y U AMEL TARTIŞMALARI Öz Teşebbüs-i şahsi fikrini savunan Osmanlı aydınları 19. yüzyılda Osmanlı devletinin iktisadi olarak Batı devletleri karşısında geri kalmaların farkına vardıklarından Batı'daki gelişmeleri takip etmeye başlamışlar ve Avrupa devletlerinin iktisadi olarak gelişmesinin arkasındaki ana nedenleri tespit etmeye koyulmuşlardır. Aydınlar, Batı'da halkın teşebbüs-i şahsi fikriyle hareket ederek özel girişim faaliyetlerinde sa'y u amel ettiklerini ve çalışma psikolojisinin ekonominin tüm sektörlerinde önemli bir rol oynadığını gözlemlemişlerdir. Bu nedenle sa'y u amel düşüncesini Osmanlı halkına aşılamak için çabalamışlardır. Bu doğrultuda halkın sa'y u amel etmesiyle ülkedeki ekonomik sıkıntıların ortadan kalkacağını ve üretimin artacağını ifade etmişlerdir. Aydınlar halka ulaşmak ve onları eğitmek amacıyla gazetelerden faydalanmışlar, dönemin gazetelerinde halkı bilgilendirmek ve onlara modern fikirleri aşılamak amacıyla birçok yazı kaleme almışlardır. Bu çalışmanın konusu olan sa'y u amel üzerine de aydınlar dönemin basınında birçok yazı kaleme almışlardır. Bu yazılarla halkın çalışmaya olan rağbeti artırılmak istenmiş ve halkın teşebbüs-i şahsi fikri doğrultusunda çalışmaları gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca halkın maddi sa'y olarak çalışmasının yanında onların akli sa'ya da önem vermelerini ve bugünkü modern teknolojilerin akli sa'y sonucu oluşturulduğunu dile getirmişlerdir. Osmanlı devletinin kalkınması ve ülkede teknolojinin gelişmesi için halkın akli sa'yini kuvvetlendirmesini istemişlerdir. Bu çalışmada Osmanlı basınında görülen sa'y u amel yazıları tespit edilmiş, çıkan yazıların analizi yapılmıştır.
CUMHURIYET'IN 100. YILINDA 100 TÜRK YAZAR, 2023
'ün bizlere emaneti olan Cumhuriyet'imizin 100. Yılında 43 üniversiteden 100 akademisyenle 100 Türk Yazar'ını okurla buluşturmanın sevinci içindeyiz. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e giden yolda Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşıyla sınanmış, uçurumun kıyısında yıkık bir Ülkenin Çanakkale Zaferiyle yeşeren umutlarına, küllerinden yeniden doğan Türk ulusunun Milli Mücadele yıllarına, Kurutuluş Savaşına, bağımsızlık ve hürriyete giden o zorlu yolculuklara tanıklık etmiş ve kalemleriyle destek olmuş, Atatürk'ün sofrasında bulunmuş modern Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020
Toplumların önemli fikir ve kültür miraslarından biri olan atasözleri gerek verdikleri öğüt ve öneriler gerekse onlar oluşturulurken kullanılan sözcük tercihlerinin bir sonucu olarak ait oldukları milletin dünya görüşleri ve geçmiş tecrübeleri hakkında bilgi sağlarlar. Türkçenin atasözlerinde, Türk milletinin tarih sürecinde edind iği deneyimleri, maddi ve manevi yaşadığı sorunları, bunlardan çıkardığı dersleri ve bu dersleri gelecek kuşaklara aktarmak üzere "öz" hale getirdiği söylemleri görmekteyiz. Atasözleri aynı zamanda yazıda ve konuşmada verilmek istenen mesajı kuvvetlendirmek için de kullanılırlar. Toplumun ve dilin geçmişine ayna tutan ve aynı zamanda geleceğini şekillendirme görevini üstlenen bu kıymetli sözlerin satırları arasında tamamen ortaya çıkarılıp işlenmemiş bir alan daha vardır. Kavram alanı olarak adlandırılan bu alanın detaylı bir biçimde incelenmesi, atasözlerinin hem taşıdıkları görevi daha iyi anlamamızı hem de tarihsel bilgiyi daha detaylı bir biçimde görmemizi sağlayacaktır. Bu çalışmada atasözlerinin verdiği mesajın yanında işaret ettiği kavramlar açısından da ilk bakışta görünmeyen birtakım detayları açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Zihinsel bir bilgi işleme süreci olan "anlama"nın Türkçenin atasözlerinde hangi koşullara, duyulara, duygulara, deneyimlere bağlandığı ve anlama süreci gerçekleşmediğinde neler olabileceği gibi hususlar Ömer Asım Aksoy'un Atasözleri Sözlüğü bağlamında incelenip açıklanmıştır.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2014
Bu makalede, aslında, son dönem Osmanlı toplumunda aydınların eğitimle ilgili tartıştıkları konular üzerinde durulmakta ise de, o günlerden hareketle bugünü anlamaya çalışma amaçlanmıştır. İkinci Meşrutiyetten beri, aynı ya da benzeri konular toplumun farklı kesimlerince tartışılmakta, sık sık "eğitimde reform" denemeleri yapılmaktadır. Bu da göstermektedir ki, söz konusu tartışmalardan istifade etmede başarılı olunamamıştır. Osmanlı Devletinin sonlarına doğru ortaya çıkmış olan fikir akımlarının, zaman içinde iyice derinleşerek toplumun birbiriyle uzlaşamayan farklı kesimlere ayrılmış olması bu başarısızlığın nedenlerinden biri olarak düşünülebilir. Oysa, Osmanlı aydını eğitim meselesini farklı fikir akımları çerçevesinde tartışmış olsa da; hem bazen aynı fikir akımı içindeki aydınlar birbirinden farklı düşüncelere sahip olabilmişler, hem de bazen farklı fikir akımı içindeki aydınlar aynı görüşü savunabilmişlerdir. O nedenle, söz konusu dönemin eğitim tartışmalarının yeniden değerlendirilmesi bugünkü ihtilafların giderilmesi bakımından önem taşımaktadır. Eğitimle ilgili problemler biçimsel olarak değişse de, öz olarak değişmemiştir. Makalenin dayandığı bu temel görüş, konuyla ilgili literatür taraması yapılarak detaylandırılmaya çalışılmıştır.
Türklük Bilimi Araştırmaları , 2016
Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'un, sonradan Türkçe Şiirler adıyla kitaplaştırdığı şiirlerinden sonra edebiyat hayatımızda yankı bulan Türkçe Şiirler tartışması da II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı içerisinde değerlendirilmesi gereken, yalnız dönemin ediplerinin edebî anlayışını göstermesi bakımından değil; tenkit, teori ve fikrî açıdan dönemin zenginliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Bu makalede, Türkçe Şiirler tartışmasının bir uzantısı olarak, Hicri 1315 yılının Mart ayında, Âşık Coşkun ile Ahmet Rasim arasında başlayan sadeleşme, dilin ıslahı, Türkçe şiir, dönemin ihtiyaçlarına uygun bir şiir ve edebiyat dili oluşturma düşüncesi etrafında şekillenen edebî tartışma ve bahsi geçen tartışmada kullanılan "Âşık Coşkun" müstearı üzerinde durulacaktır.
Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 2002
Bilindiği üzere, M.Ö. II. bin yıl başlarında Eski A sur Devleti ile Anadolu Beylikleri arasında bir antlaşm a yapılarak, Asurlu tüccarlar, Anadolu şehirlerinde ticaret yapm a im tiyazı elde etm işlerdir. Asurlu tüccarların, A nadolu'da varlığından haberdar olduğum uz kraliyet saraylarının ihtiyaçlarını karşılam ak şartıyla ticari imtiyaza kavuşm uş oldukları anlaşılm aktadır. Böylece, Asurlu tüccarlar pek çok Anadolu şehrinde yerleşm ek suretiyle başta kalay olmak üzere sarayın ihtiyacı olan diğer mamul ve ham m addeyi sağlam ışlardır. Asurlu tüccarlar yerleştikleri şehirlerde yerli beyden aldıkları imtiyaz gereği, serbestçe ticaret yapabilm ekte, aralarındaki davaları kendi m ahkem elerinde çözm ekteydiler. Asurlu tüccarların A nadolu'daki tem silcilerinin olduğunu bilmekteyiz. H er şeyden önce, onların kurdukları karum teşkilatı bulunm aktadır. Burası bir tür ticaret odası görevini üstlenmiştir. T üccarlar buraya vergi ödem ekte ve mallarını depo etm ektedirler. Ayrıca, faiz oranları, taıtı ve ölçülerin de kontrolünü bu daire yapm aktadır. Tüccarların aralarındaki antlaşm azlıkların çözümünde yine bu dairenin devreye girdiği görülm ektedir. Kassum "A nadolu'da yüksek dereceli bir m em ur" 1 "bir kült görevlisi"" olarak , yorum lanm ıştır. Ancak, belgelerim izde, kassum adı verilen bu şahısların pek çok fonksiyonunun bulunduğunu görm ekteyiz, Kassum m em urunun resmi bir dairesi bulunduğu, vergi aldığı, tapınakta görevli olduğu ve kendisine ticari mal em anet edildiğini ve hamustumluk görevini üstlendiğini gösteren belgeler m evcuttur. Şimdi bu belgeler ışığında kassum'un görevleri ve yetkileri üzerinde durm ak istiyoruz.
ġÎA'NIN ASLI VE DOĞUġU ÜZERĠNE GÖRÜġLER ġaban ÖZ Özet Bu makalede ġîa'nın aslı ve doğu-Ģu konusundaki görüĢler incelenmeye çalıĢılmıĢtır. Her iki konuda da, farklı görüĢler, bakıĢ açıları ve hareket noktaları ileri sürülmekle beraber, genelde tarihî gerçeklikten ziyâde, tarihî kurgular hesaba ka-tılmıĢtır. ġîa'nın teĢekkülünde tarihî olguların dikkate alınması, tarihî süreçteki geliĢimini de takip açısından önemlidir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sosyal Bilimler Işığında Doğa, İnsan, Toplum ve Kültür, 2021
Sebilürreşad Dergisi, 2024
Al -Farabi Journal 7. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2020
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
Rasim Özdenören’in “Çatışma” Adlı Hikâyesine Çatışma Yöntemiyle Bir Bakış, 2023
Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları III. ULUSLARARASI DİL, DÜŞÜNCE VE DİN BİLİMLERİ KONGRESİ "EKOLLER VE KURUMLAR" KONGRE ÖZET KİTAPÇIĞI Editörler M. Nesim Doru, Kamuran Gökdağ, 2022
Nesimi’nin Türkçe Divanında “Bahr”la İlgili Tasavvufi Kavramlar
Sakarya Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2005
FOLKLOR/EDEBİYAT, 2022
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 2019
Nesne Dergisi, 2015
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2000