Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Feminist Sanatta Eleştirel Bir Model Olarak Yapısöküm
…
8 pages
1 file
Bu çalışma yapısökümcü okuma pratiklerinin Feminist Sanat üzerindeki etkilerini ve sanatsal uygulama biçimlerini inceleme amacı taşır. Çalışma iki aşamada ele alınmıştır. İlkinde yapısökümün tanımı, eleştirel stratejisi ve uygulama yöntemleri hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. İkinci aşamada yapısökümün feminist sanat üzerindeki etkileri ve bu etkileri taşıyan sanatçıların üretim biçimleri incelenmiştir. Bu çerçevede konu ile ilişkili yapıtlar çözümlenmeye çalışılmış ve yapısökümün eserler üzerindeki etkileri örnekler eşliğinde analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra feminist hareket içerisinde çalışmalarını yürüten sanatçıların "kadın" kavramına bakış açıları, kavrayış biçimleri, eleştirel yaklaşımları incelenmiş ve tüm bunların yapısöküm ile olan ilişkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda yapısöküm yönteminin feminist sanatta yaygın olarak kullanılan eleştirel bir model olduğu ve sanatçıların üretim biçimlerine, sanatsal yaklaşımlarına önemli oranda katkıda bulunduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte yapısökümün birçok feminist sanatçıda birbirinden farklı estetik yaklaşımlar doğurduğu, konu ve teknik anlamda birçok yeni ifade olanaklarını gündeme getirdiği görülmüştür.
Journal of Turkish Studies, 2014
Despite of Postmodernist Criticism appears as reader centered, it is essentially Structuralist. At the development of "Postmodernist Criticism" the thoughts of "Saussure's-semiotics" and "Derrida'sdeconstruction" are arbiter. Saussure entitles "sign" the combination of sounds or symbols that provides perceiving concepts. He says "signifiant" to the string of audio, text and symbols; "signifié" to the meanings and notions. However Derrida introduces concept named "differance" for draw intention to meaning ties of indicators. He also mentions contrast and dependence of "logocentrisme" and "phonocentrisme". Researcher Structural Postmodernist Criticism which cares to the differences develops its method as stabile hesitations. Postmodernist method pursues hesitations in the text when it wants to mean deep meanings of literary text on the other hand it want to establish new doubts with its critical discourses. It wants to deconstruct the logic center of text which participated its meaning world however it reconstructs the text around the new logic center by a literary and critical discourse. Postmodernist Structural Criticism tries in general to unify in its method text-centered, writer-centered, reader-centered and sociologic criticism that they are four main trends of criticism. That method treats the text collaterally in two steps of criticism. In this method the text are discussed at first stage as "signifiant" and "signifié" at second stage. Critic behaves text and writer-centered at first phase, reader and social environment-centered at second phase. In the first step he analyzes and deconstructs the text at the second reaches to synthesis and reconfigures the text. This type of criticism shows features of anti-article. However the critic attitudes ironically in its language and style. It wants to spread the pleasure of criticism to its readers. In this article we will clarify the Postmodernist Structural Criticism with regard to both its unique aspects and in common with the previous ones.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
Bu makale iThenticate programıyla taranmıştır. This article was checked by iThenticate. *Bu çalışma, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı altında lisanslanmıştır.
Kadınların yaşamına dair bilgiler eril bakış açılarının baskın olduğu bilgi alanlarında yok sayılmış ya da oluşturulmamıştır. Çalışma alanı olarak değer verilen alanlar ve bilginin edinildiği yerler, erkeklerin ilgi alanına giren durumlardır. Özellikle gerek niteliksel gerekse niceliksel sosyal bilim araştırmalarında araştırılan konular kamu alanları ya da erkeklerin sosyal dünyaları üzerinedir. Kadınların kamu alanındaki deneyimleri görünmez kılınmıştır ya da erkeklerin bakış açısından, onların toplumsal alanla ilgili önemli olduğunu düşündükleri soruları sorarak anlatılmaktadır. Bütün bunlardan yola çıkan Feminist araştırma, temeline kadınların durumlarını, sorunlarını ve bakış açılarını yerleştirir. Kadınların toplumsal ortamdaki deneyimlerini onların kendi yorumlarıyla ve dilleriyle belirgin hale getirir, ataerkil sosyal dinamikleri ve ilişkileri kadının bakış açısından araştırıp, ortaya çıkarır. Araştırma yapma, veri toplama ve bulguları biraraya koyma aracı olan metot ile bakış açısı ya da çerçevesi oluşturmak olan metodoloji arasındaki farka (Harding, 1987:2-3) dayanarak, feminist yöntem ya da metot gibi farklı bir yöntemin söz konusu olmadığını, ancak metodolojik olarak bakıldığında bir feminist metodoloji yaklaşımının varlığını vurgulamak gerekir (Letherby, 2003:5). Feminist araştırmalarda sadece ne yapıldığı değil, nasıl ve neden yapıldığı, aynı zamanda seçilen teknik ve yaklaşımların bağlamı da önemlidir. Feminist kuram kadınların yaşamını şekillendiren koşulları incelemek ve kadın olmanın ne olduğu konusundaki kültürel anlayışları araştırmayı hedefler (Jackson ve Jones, 1998:1). Feminist kuramın kurallarını belirleyen en önemli özelliklerinden biri 'içerden bakış'tır (Kümbetoğlu, 2008:53). Bu yaklaşım, anlama çabasını hiyerarşik, otoriter ve yönlendirici olmayan bir uslüpla sürdürmeyi ilke edinir: Empati, karşılıklı anlayış, duygu, deneyim paylaşımı, etkileşim ve ilişki kurmaya dayanır. Kadın ve toplumsal cinsiyet rollerinin birer değişken olarak değil, teorik bir kategori olarak alınması sosyal gerçeklik bilgisine daha ayrıntılı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Feminist yaklaşımda konu başlığının seçiminden verilerin sunumuna kadar araştırmanın tüm aşamalarında feminist ilkeler kullanılır (Jackson ve Jones, 1998:1).
Feminist Tahayyül, 2021
© Bu eser ancak referans verilerek kullanılabilir ve izin almaksızın çoğaltılamaz. “Bazı kadınlar her seferinde biraz, bazıları ise tek seferde silinir. Bazıları yeniden görünür. Görünür olan her kadın, onu görünmez yapan güçlerle mücadele eder. Kendi hikayesini onun adına anlatan, onu hikayenin, soyunun, insan haklarının, hukukun dışında tutan güçlerle mücadele eder. Kendi hikayenizi kelimelerle, görüntülerle kendinizin anlatması zaten kazanılmış bir zafer, bir isyandır.” Rebecca Solnit
Art Unlimited, 2022
Sanatçı kadınların özellikle 1980’lerdan bu yana Türkiye’de açtıkları ve dalga dalga genişleyen bir kamusal alanı işaret etmek, üretimlerin çevresindeki tartışmalı toplumsal dinamiklere dikkat çekmek ve “kadın sanatçı”dan “feminist sanatçı”ya ya da “kadın sanatı”ndan “feminist sanat”a değişen tanımlarla sürecin nasıl evrildiğinin izini sürmek üzere başladığımız Feminist Sanatın Sosyolojisi yazı dizisi dördüncü yazısıyla devam ediyor
Yetiskin, E., Ermiş, D. (2021). "Günümüz Sanatında Feminist Yaklaşımlar", 1. Uluslararası Kadın Çalışmları Kongresi, 8 Mart 2021, International Science and Art Research Center, Ankara, s. 548-566.
Feminizm, kadını önceleyen değil, kadın-erkek ikilemine karşı çıkmanın ötesinde eğitim, sağlık, oy verme gibi sosyal, ekonomik ve politik alanlarda eşitlik sunan bir yaklaşımdır. Ayrıca feminizm, her türlü tahakküm ve ataerkil bilgi üretiminin varlığını eleştirir. Feministler, çeşitliliği ve çoğulculuğu vurgular ve kadın bakış açısının üretim, yazma ve tasarım süreçlerinde daha etkili ve görünür olması gerektiğini savunurlar. Bugün feministler insan kaynaklı antroposen döneminde, ekolojinin tahakkümcü oluşumlar tarafından tahrip edilmesi ile kadınlığın ve feminist tarih yazımının toplumda ikincil olarak görülmesini birbirine eşdeğer tutar. Tahakküm eden baskıcı ve zorlayıcı unsurların otoritesini tersine çevirerek eksikliklerini ortaya çıkarır, sorgulama ve müdahale olanaklarını çeşitlendirerek çoğaltır, başkalığın yeniden üretimine katkıda bulunurlar. Günümüzde sanatta feminist yaklaşımlar da bu yönde gelişiyor. Kadınlara atfedilen nitelikleri ortaya çıkararak, alt konumlarını değiştirerek diğer anıları, görme biçimlerini, hayal gücünü, bilgi üretme yollarını ve sorgulama olasılıklarını çeşitlendirir ve çoğaltırlar. Çağdaş sanatın ilk dönemlerinde fotoğraf, video, enstalasyon gibi teknikler kullanılırken, bu alanda üretim yapan feminist sanatçılar günümüzün tekno-bilimsel olanak ve araçlarını sanatsal üretimlerine dahil ediyorlar. Bu makalenin amacı feminizmin günümüz sanatına etkilerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda bilhassa teknobilimsel olanakları kullanan günümüz sanatı örnekleri analiz edilecek, bu örneklerin feminizm yazını ile güncel feminist hareketlere ne gibi katkılar sağladığı tartışılacaktır. Makalede öncelikle günümüz sanatının temellerinden birini oluşturan kavramsal sanatın nasıl ortaya çıktığı ve sanat kavrayışında neleri değiştirdiği irdelenecektir. Daha sonra feminizmin 1790’lardan bu yana geçirdiği tarihsel dönüşüm gözden geçirilerek bu dönüşümün feminist sanata yansımaları incelenecektir. Son olarak, vaka incelemesi yöntemi benimsenmek suretiyle, Morehshin Allahyari’nin “She Who Sees the Unknown” (2017- halen), Heather Dewey-Hagborg’un “Stranger Visions” (2012-2013), ve Kathy High’ın “Blood Wars” (2010-2011) adlı sanat eserleri feminist bir bakış açısıyla analiz edilecektir.
ULUSLARARASI İSLAM VE MODEL İNSAN SEMPOZYUMU 26-27 NİSAN 2018, 2018
Arap Edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Zemahşerî’nin gençlik dönemi Selçuklu imparatorluğunun en parlak devrini yaşadığı, ilmî ve edebî faaliyetlerin teşvik ve himaye edildiği, müderrislere hazineden maaş bağlandığı ve medrese eğitimi alanların önemli makamlarda görevlendirildiği Sultan Melikşâh (ö. 485/1092) ile veziri Nizâmulmülk dönemine zamanına rastlar. Bu sebeple Zemahşerî iyi bir makam veya para elde edebilmek için başta Selçuklu veziri Nizâmülmülk olmak üzere Horasan ve İsfahan gibi çeşitli yerlerde devlet adamlarını öven kasideler yazmıştır. Kırk beş yaşına kadar bu tutumunu sürdüren Zemahşerî, kırk beş yaşında “nâhika” diye isimlendirdiği ağır bir hastalığa yakalandığında yaptıklarından pişmanlık duymuştur. Allah’a yalvararak iyileştiği takdirde makam ve mevki arzusundan vazgeçeceğini vaat etmiştir. Zemahşerî’nin bu hastalıktan sonra yazdığı ilk eser, Makâmâtu’z-Zemahşerî isimli eseridir. Zemahşerî, “mukaddimetu’l-kitab” ve “hutbetu’l-kitab” adlı bölümlerde makâmelerini yazmasına sebep olan asıl faktörün nefsini irşat etmek ve tevbe etmek olduğunu belirtmiştir. O, bu Makâmeleri okuyacak kişiden ondaki mana ile edebi sanatları anlamasını istediği gibi, nefsi arındırdığı ve kalbi temizlediği için onda geçen nasihatlerle de amel etmesini isteyerek, kendi üzerinden model bir insan profili ortaya koymaya çalışmıştır. Örneğin artık kanaatkâr olmanın tükenmez bir hazine olduğuna inanan Zemahşerî Makâmât’ının bir yerinde kendisine yönelttiği hitabında model insanı şöyle ifade etmiştir: “Ey Ebu’l-Kâsım! Şan ve şöhretinin yayılmasını, muasırlarının parmakla gösterdikleri bir kimse olmayı dileyerek geçirdiğin ömrüne esef ediyorum. Uzun yıllar boyunca hep bunu istedin, fakat hiçbir şey elde edemedin. Ey gâfil! Model insan kimdir bilir misin? Model insan gösterişten uzak, sessiz çalışan, insanların nazarında değersiz, fakat Allah’ın katında değerli olandır.” Bu çalışmada Zemahşerî’nin hayatında dönüm noktası niteliği taşıyan hastalığından sonra yazmış olduğu Makâmât isimli eseri ele alınacaktır. Diğer Makâmelerin aksine monolog bir tarz ile nasihatleri önce kendi nefsinde tatbik ederek nefsini irşat etmeye çalışan Zemahşerî’nin ulaşmak istediği veya tavsif ettiği model insanın özelliklerine değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Model İnsan, Makâmât, Zemahşerî, Nasihat, İrşat.
Feminist Tahayyül Akademik Araştırmalar Dergisi, 2024
Feminist Tahayyül, 5(2): 213-239 Bu makalede posthümanist dönemde bir sanat yapıtını feminist kılan özelliklerin neler olduğu sanatçıların hem kendi mecrasının malzemeleri hem de insan olmayan canlı ve cansızlara özgü bir ihtimam (care) gösterdiği sanat yapıtları üzerinden irdelenecektir. Ayrıca mecranın ve malzemenin farklı içerik ve ifade potansiyellerini açığa çıkaracak şekilde yapıtın kendisi haline getirildiğinde nasıl feminist olarak nitelendirilebileceği hakkında bir tartışma yürütülecektir. Bu tartışma kişinin hayatını sürdürebilmesi için ve maddi çıkarları yararına en etkili, en verimli araçları belirlemesi olarak tanımlanabilecek araçsal akıl ile erkeklerin kadınlar üzerindeki eğitim, istihdam, ev içi emek, ücret ve bakım eksenindeki tahakkümünü ifade eden ataerki kavramının karmaşık ilişkisi üzerinden ele alınacaktır. Bu nedenle öncelikle feminist sanat tartışmalarındaki konumlar, ardından bakımın kadınlara atfedilme koşulları ve buna karşı başlatılan mücadeleler, son olarak, feminizm, bakım ve tahayyül mefhumları çerçevesinde şekillenen malzemenin özerkliğini ortaya çıkarmakla ilgilenen sanat yapıtlarının posthümanizm tartışmalardaki yeri açıklanacaktır.
Art-Sanat, 2016
Vernaküler mimarlık, bir yörenin kendine özgü mimari biçimlenme dili olarak tanımlanmaktadır. Bu mimari biçimlenmeyi anlatan; sivil mimari, halk mimarlığı, yerel mimarlık, geleneksel mimarlık, mimarsız mimarlık, spontene, indigene, primitif, etnik, folklorik, anonim, bölgesel mimarlık gibi bir çok kavram bulunmaktadır. Bu çalışmada bu kavramlar arasında en tarafsız karşılığı olduğu düşünülen “vernaküler mimarlık” kavramının kullanılması tercih edilmiştir. Vernaküler mimariyi oluşturan yapılar tanımlanırken yapıların benzerliklerinden hareket edilmekte ve bu benzerlikleri ortaya çıkarmak için tipolojik sınıflandırma yönteminden yararlanılmaktadır. Bu yöntem, yapılardaki çeşitliliği görmemeye ve yapıları birbiri ile özdeş kılmaya yol açmaktadır. Çalışmada, vernaküler mimarlık alanında kullanılan tipolojik sınıflandırma yönteminin Türkiye’de neden güncelliğini koruduğu sorgulanacak ve vernaküler mimarlıkta sınıflandırma ısrarının nedenleri üzerine savlar ileri sürülecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
TÜRKİYE'DE KADIN SIĞINAKLARINA YÖNELİK FEMİNİST MODEL TARTIŞMALARI - DISCUSSIONS ON FEMINIST MODEL OF WOMEN'S SHELTERS IN TURKEY , 2019
Art-e Sanat Dergisi, 2017
the Journal of Academic Social Sciences, 2018
felsefelogos 53, 2014
Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2018
Mantık, Matematik ve Felsefe V. Ulusal Kongresi, İstanbul Kültür Üniversitesi, 2008, 2008
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi/26306220
Art Unlimited, 2022
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA KADIN - IV Güçlenme ve Zorluklar, 2023
Türk Gölge Oyunu Üzerine Feminist Kuramsal Bir İnceleme, 2023
Mimarlıkta Eleştirel Düşünce: Yapay Zeka Aracılığıyla Bir Deneyim, 2024
İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi , 2013
Feminist Tiyatro için Yurt Dışı Literatür Değerlendirmesi, 2015
OSMANGAZİ JOURNAL OF MEDICINE