Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2014, Proceedings of the 1st International Urban Planning, Architecture, Design Congress (UPAD2014). Urban Transformation: Economic, Social and Physical Aspects
Kent merkezleri, Batı Kültürü’nde formel ve enformel karşıtlıkların dengesi ile açıklanabilen, toplumsal belleğin aktarıldığı sosyal mekânlar olarak ifade edildiği gibi, Doğu Kültürü’nde karşıtlıkların yerine, yatay ağların dinamik ilişkileri üzerine kurulu sistemler olarak açıklanmaktadır. Her iki yaklaşımda da dengenin sürdürülebilir olması, var olan mekânsal çeşitliliğin korunması ile mümkündür. 21.yüzyılda, kent merkezlerini tehdit eden yeni küresel dinamiklerin, yukarıda bahsedilen kimliğe ait yerel nitelikleri olumsuz yönde etkilediği ve mekânsal çeşitliliği ortadan kaldırdığı gözlenmektedir. Günümüzde, Birbiriyle yarışan kentlerde hızla inşa edilen benzer kentsel projelerin ve baskın kurum kimliklerini mekâna taşıyan küresel yatırımların, zaman mekân ve aktörler arasındaki ilişkisiyi ayrıştırarak, mekânsal çeşitliliği ortadan kaldırdığı tartışılmaktadır. Bu nedenle bildiride; mekânsal çeşitlilik açısından kent sorgulanarak, mekânın değişimden nasıl etkilendiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sorgulama süreci; diyalektik ve simbiyotik bakış açılarıyla mekânsal çeşitliliğin kavramsal boyutunun belirlenmesi ve bu bağlamda İstanbul’daki yeni ofis kompleslerinin, mekânla kurduğu ilişkinin tartışılması üzerine yapılandırılmıştır. Değerlendirmede,incelenen yüksek yapıların mevcut kentsel ağlarla ilişkilerinde karşılıklı uyum ve denge saptanmamıştır. Mevcut ağların, bu yeni yapıların oluşturduğu yarı geçirken ortamları beslediği buna karşın, kentsel mekânın nitliklerini zaman içerisinde kaybettiği tespit edilmiştir.
spo.org.tr
B u çalıșmada, bir araç olarak mekansal planlamanın -ülke örneğinde imar planlamanın-kentsel mekanın biçimlendirilmesinde ne kadar etkili olduğu üzerinde durulacaktır. Bu inceleme bir yandan mekansal planların kendi öz nitelikleri üzerinden gerçekleștirilirken, diğer yandan bu planların hazırlanma ve uygulanma süreçleri de irdelenecektir. Zira, planların uygulanma süreçlerinde hedeflenenden uzaklașılıp uzaklașılmadığı, bu süreçte yer alan aktörlerin davranıș biçimleriyle birlikte ele alınması gereken bir tartıșma konusu olarak öne çıkmaktadır. Diğer bir anlatımla, mekansal planlamanın kentin biçimlenmesine etkisi salt planlar üzerinden değil, bu planların üretilmesinde ve uygulanmasında etkili olan aktörlerin davranıș biçimleri ile de değerlendirilecektir ve bu değerlendirme Mersin kenti özelinde yapılacaktır.
K ent hayatı içerisinde pek çok birliktelik türünün yanı sıra ayrışmalar dizisi de yaşanmaktadır. Son zamanlarda -özellikle 1980'li yıllarda-yeni ayrışma biçimleri meydana gelmiştir. Bu ayrışma biçimlerinin ve içeriğinin pek çok versiyonu mevcuttur. "Kentsel ayrışmanın kentsel mekânın doğal bir sonucu olduğu söylenebilir. Çünkü kent, benzerlik ve farklılık gibi iki temel kategoriye yol açar. Kent, belli bir kültür ve yaşantı temelinde bir birlik tesis etmekte ve yaşamı sürekli hâle getirebilmektedir. Ancak yaşamın süreğen hâlinde değişimler, farklılaşmalar olagelmekte ve kent de bundan nasibini almaktadır. Bir kapısı birliğe diğer kapısı farklılığa açılan kent, böylece mekânsal ayrışmanın alanı olabilmektedir. " (2009a, s. 61) diyen Alver'e göre; kentsel ayrışma ve yeni biçimlerinin oluşma ortamı, çok yönlü, çok faktörlü sürecin bir ürünü olarak görülmeli. Kentsel ayrışma, bugün küresel sürecin tahakkümü altında sürdürülen bir politika izlenimi veriyor ve onun bütün yeni biçimlerinin ardında büyük oranda rantiyecilik, tüketim ideolojisi, kentin imkânlarının belli gruplar arasında pay edilmesi yatıyor. Kent, bir insan kümesi, değerler dünyası, benzerlik ve farklılıkların harmonisi, ruh iklimi, yaşam alanı yönüyle değil, sadece işlevleri ve avantajlarıyla bir karşılık buluyor.
Humanities and sciences, 2020
Rapidly increasing urbanization in 20th century, has brought many problems. In order to reduce these problems, countries guide economic and social developments through plans. Spatial plans are the most important part of this group. When the spatial plans are considered, it is seen that the legal and administrative framework related to the plans change continuously throughout the historical process, also the institutions responsible for preparing the plan levels, hierarchy and approval characteristics of these plans have also changed. In terms of local and central administrations; increasing number of responsible institutions, the complexity of the processes and elongation, increases the problems. Regulations in central and local government laws, changes in the planning system, and the emergence of special planning areas, lead to the emergence of a fragmented legislation. In this study, Turkish planning system is analyzed in different stages concerning a period starting from establishment of Republic in 1923 up to 1985 containing the Zoning Law numbered 6785, the period between 1985 and 2011 starting of spatial planning process with the Zoning Law numbered 3194, and the period after 2011 started with the establishment of Ministry of Environment and Urban Affairs. Guardianship authority and the reflection of spatial standards on the plans constitute the main theme of this study within the defined periods.
2019
İnsan çevre ilişkisini sorgulayan okunabilirlik kavramı, insanın mekanda kendi pozisyonunu konumlandırabilme, mekanda yol bulabilme ve mekana dair imge oluşturabilmesi olarak tanımlanmaktadır. Kentsel mekan ela alındığında kentin nesnel özellikleri okunabilirlik üzerinde etkili olduğu gibi, kent bir özne tarafından deneyimlendiği için öznel etkenler de okunabilirliğe etki etmektedir. Bu çalışma özelinde bireyler açısından aşinalığın okunabilirlik üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Bu inceleme kentteki öznel ve nesnel işaret öğeleri üzerinden yapılmıştır. Çalışma kentin mimari dokusunun korunması, topoğrafyanın mekansal çeşitliliğe el vermesi ve ölçek olarak algılanabilir düzeyde olması açısından Bolu’nun Göynük ilçesinde yapılmıştır. Çalışmanın iki temel tekniği bulunmaktadır. İlk olarak, Göynük’teki işaret öğelerinin her biri literatürdeki tanımlara göre değerlendirilmiş ve nesnellik puanı verilmiştir. İkincil olarak ise, aşinalığı ölçmek için mekana gelen turistler ve Göynük’ün yerel kullanıcıları ile anket yapılmıştır. Aşinalığın mekansal okunabilirliğe etkisinin sorgulandığı çalışmada, turistler ve yerel kullanıcıların anket yanıtları karşılaştırılmıştır. Alan çalışmasından elde edilen birincil sonuç, kentin okunabilirlik düzeyinin yerel kullanıcılar için turistlere göre daha yüksek çıkmasıdır. Dolayısıyla aşinalığın mekansal okunabilirliğe pozitif etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
21.yy'a girilirken Türkiye'nin sadece nüfusu değil, nüfusun hareketliliği de artış göstermiştir. Toplumsal değişmeye paralel olarak ortaya çıkan bu durum, iç göçlerin yanında ikametgâh değiştirmeksizin yapılan nüfus hareketlerinden meydana gelmektedir. Bunlardan iç göçler, artan boyutları kadar mekânsal dağılım deseni ile de dikkat çekmektedir.
Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi (MBUD), 2020
Bu çalışmanın amacı; Isparta kent merkezinin estetik durumunu peyzaj mimarlığı disiplini açısından ortaya koymaktır. Çalışma mekânı olarak seçilen Isparta kent merkezi üç bölgede sınırlandırılmıştır. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış ve gözleme dayalı analiz yapılmıştır. Bu kapsamda; mekânsal değerlendirme için doğallık, bakım, çeşitlilik, düzen, açıklık ve tarihi önem parametreleri kullanılmış ve değerlendirme için bir form oluşturulmuştur. Toplanan bulgular doğrultusunda, formun değerlendirmesi beşli Likert yöntemi ile yapılmış ve mekânsal mevcut durum tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda Isparta kent merkezinde kent kimliğine uygun tasarımlara gidilemediği, Tarihi kent merkezi olması dolayısıyla güçlü potansiyele sahip mekânın, niteliksiz düzenlemeler ile mevcut potansiyelini yansıtamadığı görülmüş olup, Isparta kent merkezinin mevcut durumu itibariyle orta düzeyde bir estetiğe sahip olduğu tespit edilmiştir.
5. Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Ağı Sempozyumu Bildiriler Kitabı: "Toplumsal Çeşitlilik: Yeni Söylem, Politikalar, Mekânsal Planlama ve Uygulamalar", 2014
Türkiye’de ilgili mevzuatın ve yetkili kurumların türlü gerekçelerle kültürel kimlik ve kültürel çeşitlilik konularına kör kalmayı tercih etmesi, konunun planlama disiplininin gündeminde de çok kısıtlı biçimde yer almasına yol açmıştır. Bu kısıtlı bakış sebebiyle planlama mesleği bugüne kadar, kültürel değerlerin mekana adil biçimde yansıtılması konusunda yeterince başarılı bir performans ortaya koyamamıştır. Bu problematik bağlamında bu makalenin hedefi; kentlerde kültürel kimliğinin devamlılığında mekanın rolü ve planlamanın misyonunu tartışmaya açmaktır. Bildirinin tartışma için kullanacağı örnekler; yazarların Türkiye ve İngiltere’de yaşayan 5 farklı azınlık inanç grubunun mekansallaşma süreçlerini araştıran doktora saha çalışması tespitlerine ve sonrasında yazar tarafından yürütülen “İstanbul Cemevleri Rehberi” projesinde elde edilen verilere dayanmaktadır. Bu çalışmada, farklı inanç gruplarının kendi kültürel kimliklerini sürdürebilmek için korudukları ve yaşattıkları mekanlar ve bu mekanların karşılaştığı sorunlar ortaya konularak planlama disiplininin rolü ve planlama mevzuatı tartışamaya açılmaktadır.
Peyzaj Araştırmaları ve Uygulamaları Dergisi, 2020
By the 19th century, the increase in urbanization and the fact that the effects of climate change were felt more intensely in cities, enabled plants to take a more active role in squares. However, due to the influence of anthropogenic factors, the spatial distribution and composition of plant such urban areas has been constantly changed and ignored. Yet, plant distributions, the distance between plants or the association of the same species in plant design affect ecosystem functions and ecosystem services at the individual level. The aim of this study is to examine the relationship between plant material and spatial distribution in the squares that have witnessed different events throughout history. In this context,
Enstitüsü 'nün 1927, 1960 ve 2000 yıllarına ait sayım sonuçları değerlendirilmiştir. Türkiye gibi endüstrileşme sürecine sonradan katılmış gelişmekte olan ülkelerde şehirleşme, XX. yüzyılın ortalarından itibaren ivme kazanmış, demografik karakterli bir olaydır. Bu durumu toplam nüfus içinde şehirli nüfus oranlarının ve şehirsel yerleşme sayısının artışından izlemek mümkündür. 1927 yılında % 24 olan şehirleşme düzeyi, 1960'da % 33, 2000 yılına gelindiğinde %71 değerini göstermektedir. 1927-2000 döneminde şehirleşme, alansal olarak ülkenin batı kesimlerinden orta ve güney kesimlerine hızla yayılmıştır. Önceleri Marmara ve Ege bölgeleri şehirleşmenin en fazla dikkat çektiği alanlar durumundayken, daha sonra bu bölgelerin yanında Orta Anadolu ve Akdeniz bölgeleri hızlı bir gelişme sağlamışlardır. Şehirleşme farklı bölgelerde etkin olarak kendisini gösterirken, aynı zamanda da Türkiye'de şehirsel hiyerarşi şekillenmeye başlamıştır. Türkiye'deki şehirleşmede dikkat çekici bir başka nokta, şehirlerin aynı hızda büyümediğidir. Şehirler büyüdükçe nüfus daha hızlı artış göstermektedir. Küçük şehirler yıllık ortalama % 2-2.5 nüfus artışına sahne olurken, orta büyüklükteki şehirler % 3.5, büyük şehirler % 4-5, milyonluk şehirler ise % 6 oranında büyümektedir. Bu durum, Türkiye'de şehirleşmenin metropolleşmeye doğru kaydığını göstermektedir. Bu süreçle birlikte Türkiye'de metropolitan köy olgusu hızla yayılmaktadır.
Arrademento Mimarlık, 2012
Konut kavramı, 'Bir kişiye, aileye ve sosyal gruba ait, içinde yaşanabilecek yeterli şartları sağlayan bağımsız bir birim' olarak tanımlanmaktadır (Bulut ve Taş, 1998;139).. Toplumdan topluma farklı anlamlar içeren konut, Türk toplumunda değerler bütününün yaşandığı bir mekân anlamını taşımaktadır (Bulut ve Taş, 1998;139). Bu yüzden mekânı kullanan insanların (bu çalışma özelinde konut kullanıcıları) yaşadıkları çevre ile bütünleşmeleri önem kazanmaktadır 98). Tirkeş (2008) kent içinde ve kent dışında farklı konut alanlarında ikamet eden ve orta sınıfı temsil eden bireylerin kent içinde kalma ve kent dışında çıkma nedenlerini araştıran çalışmasıyla konut yer seçiminin etkileyen parametreleri tartışmaya açmış, ekonomik parametrelerin haricinde yaşam tarzının da önemli bir parametre olduğunu vurgulamıştır. Berkoz (2009) kapalı sitede yaşayan site sakinlerinin diğer bölgelerde yaşayanlara kıyasla konut seçiminde farklı değerlere önem verdiğini ampirik bir çalışmayla ortaya koymuştur. Yukarıda adı geçen çalışmalara temellenen bu çalışma, orta ve üst sınıfın konut yer seçimini etkileyen parametreleri incelemeyi, farklı konut bölgelerinde ikamet eden benzer ekonomik düzeye sahip grupların yaşam tarzlarını ve konut çevrelerinden memnuniyetlerini karşılaştırmayı hedeflemiştir. Bir başka ifadeyle, bu çalışmada kapalı sitelerin şehir merkezinde yer alan konut bölgesine göre kullanıcıların ihtiyaçlarını ne ölçüde karşıladığı sorusuna yanıt aranmaktadır. Çalışma Alanı İzmir'de orta ve üst gelir grubuna hitap eden iki farklı konut bölgesi çalışma alanı olarak seçilmiştir (Şekil 1). Şekil 1. Çalışma alanlarının İzmir kenti içinde konumları. Kent çeperindeki toplu konut alanlarını temsilen seçilen Karya Evleri (Mavişehir) konum olarak İzmir Çevre Yolu (Mavişehir Girişi) ile Cahan Dudayev Bulvarı'nın kesişiminde yer almaktadır. Alanını çevreleyen ana yollar toplu taşıma güzergâhlarını içermektedir, metro durağı ve otobüs garajı alana 5-10 dakikalık yürüyüş mesafesindedir. Çalışma alanı içerisinde sadece site sakinlerinin faydanabileceği büyük bir havuz, ortak alanda bir sosyal tesis, çocuk oyun alanları, parklar, spor alanları ve otoparklar bulunmaktadır. Çalışma alanının hemen doğusunda özel bir hastane ve batısında ve güneyinde büyük alışveriş merkezleri (Carrefour, Kipa, Ege Park, Darty, Koçtaş) ve kapalı spor salonu (Sports International) yer almaktadır (Şekil 2). Alışveriş merkezleri, özel hastaneler ve büyük ölçekli spor merkezi çalışma alanına 5-10 dakikalık araç mesafesindedir. Alanın çevresinde yüksek katlı apartmanlardan oluşan toplu konut alanları yer almaktadır (Mavişehir Modern, Albatros, Soyak, Elit Residence, vb.). Kapalı site alanı her biri 9 katlı olmak üzere toplam 8 bitişik nizam apartman bloğundan oluşmaktadır. Kapalı site yönetimi ve alanda yaşayanlar ile yapılan görüşmelerden, kooperatif olarak kurulan toplu konut alanında ev planlarının tek tip; yaklaşık 160 m 2 ve 3 oda-1 salon
2021
Our country is very rich in terms of cities with historical layers; however, their numbers are gradually decreasing. It is very important for the continuity of societies to pass on historical values to future generations without deterioration. The common points and the differences between the layers are provide this continuity. Antakya is one of the few cities that has strong identity elements belonging to different layers and continues its development by preserving its historical value. In this study, different layers of the city were analyzed and compared in urban and architectural scales, in order to preserve the cultural continuity; and historical common points and differences in the city were tried to be determined. The study aims to make a reference to the future growth of the city by determining the reasons why and how those common points took place and under which conditions. For this purpose; The city in the Roman Period was examined on an urban scale. Important buildings were mentioned and highlighted where the Roman period villas, in order to focus on the residential fabric of the settlement in more detail, were examined on a plan basis, in architectural scale. Similarly, The Ottoman Period of the city was also examined on an urban and architectural scale, and common features were revealed in the context of the city plan and residences. The current situation of the city of Antakya, on the other hand, has not been investigated in the same detailed manner since it does not reflect the historical and local characteristics of the city that are mentioned previously, to that extent. As a result, the urban and architectural characteristics of the historical layers of the city are both determined and compared. The evaluation of the data obtained through focusing on the architectural common and differing points of those layers, belonging to different cultures in the history, determined and act as a reference to guide future designs.
2015
Historical Urban centers are areas in which different urban usages are together, and are in intensive relationship. To perceive the cultural, social and economic layers on the historical urban centers will make it easier to both perceive the city identity in the right sense, and will also make it easier to bring into action the appropriate projects. For this reason, putting the studies made in the historical cities with traditional values, which are pretty difficult to gain back, in a mathematical order has a special importance
Artium , 2014
1995-2000 döneminde, kent nüfusunun onda biri, yaklaşık 1 milyon insan, İstanbul içinde hareket etmiştir. Hareketli nüfus kimdir ve kentlerin değişim/dönüşüm süreçlerindeki rolleri nelerdir? İstanbul kenti özelinde yapılan bu çalışma yukarıdaki sorulara hareketsiz ve göçmen nüfusları da içerecek şekilde kapsamı bir analiz üzerinden yanıt ararken, kent-içi hareketlilik sürecine ilişkin ülkemiz yazınına da katkı koymayı amaçlamaktadır. 2000 nüfus sayımı İstanbul ham veri seti kullanılarak yapılan LQ analiz sonuçlarına göre; gençler, üniversite mezunları, işverenler ve küçük hane halkları en hareketli grup iken, yaşlılar, ilkokul mezunları, işsiz ve geniş aileler ise en hareketsiz grubu temsil etmektedir. Yine analiz sonuçlarına göre, eğitimin hane halkının kent-içi hareketlilik oranlarını arttırıcı bir etkisi vardır: bireylerin eğitim seviyeleri arttıkça kent-içi hareketlilik değerleri de artmaktadır. Kent-içi hareketlilik ve konut piyasası arasındaki organik ilişki dikkate alındığında, bulgular İstanbul kent mekânının değişiminde hareketliliği yüksek grubun etkin olduğu tezini destekler niteliktedir.
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Although in generally differences between generations are an attractive issue for centuries, it is a quite new research topic in academic business literature. Businesses have been discussing differences between generations since the year 2000 and since then non-academic reports have been published. However almost for 5 years especially researches in management literature have gain importance. Also this worldwide issue have the same trend in Turkish literature. As it is discussed by some academics, the sociological background of generation concept is needed to be examined as a sub cultural issue. From this point of view with emic approach, this research is designed to understand differences about generations’ work mentality and work values in Turkish Businesses and also try to give some advices about how to manage generations together.
KBAM 2014 Sempozyumu, 2014
Öz:. Günümüzde ötekileştirmenin artması, toplumsal yapıda ayrımlaşmanın hızlanması ve farklı kesimlerin birbirlerine yönelik davranışlarında artan olumsuzluklar kentsel çeşitlilik ve kentsel çeşitliliğinin yönetişimi konusunu ön plana çıkarmaktadır. Bu bildiride öncelikle mevcut yazında kentsel çeşitlilik kavramının nasıl evrildiği ve kapsamının nasıl değiştiği özetlenerek, bugünkü içeriğinin ne ölçüde mevcut politikalara, kentin yönetişimine ve planlamasına yansıdığı tartışılacaktır. İkinci olarak, Türkiye'de çeşitlik konusuna yönelik bakış açısının ve geliştirilen politikaların nasıl şekillendiği üzerinde durulacak ve mevcut merkezi ve yerel yönetimlerin bu konudaki eksikliklerine değinilecektir. Bu kapsamda, küreselleşen ekonomik ilişkiler ve ulusal ve uluslararası nüfus hareketleri ile farklılıkların arttığı Türk metropollerinde, artan sosyal kutuplaşma, sosyal eşitsizlikler, ayrımlaşmış yaşam alanları gibi sorunların nasıl ele alınması sorusu üzerinde durulacaktır. Kentleri ekonomik büyümeyi finanse etmek için kullanmayı öngören egemen bakış açısının kentsel çeşitlilik konusu ile ne ölçüde bağdaşacağı da bildiride üzerinde durulan konular arasında yer almaktadır. Bildirinin ana amacını ise çeşitlliğin katkılarından yararlanabilmek için oluşturulacak yönetişim yapısının kurgulanmasında ilkelerini belirlemektir. Abstract: In the comtemporary decade the increasing social segmentation, the emphasis on otherness in political discourse and daily practices, the negative attitude of different social groups to each other make the governance of diversity an important issue. In this paper first the evolution and the changing context of the urban diversity concept will be introduced, besides the discussion on how the existing definition of diversity is reflected in current policies, governance and planning. Second, the paper will focus on the main characteristics of the existing approach and policies towards diversity and the drawbacks of central and local governments in governing diversity. In this respect, the main question is defined as how the issue of diversity has to be handled in Turkish metropolitan areas, which are becoming more diverse as a result of domestic and international migratory flows. One of the key question addressed in this paper is whether the policies that evaluate urban areas as source of income generating tool can be consistent to the needs of the diverse social structure. The main aim of the paper, however, is defining the principles of governance for using diversity as an asset.
2020
Kentsel yasamda bireyler tarafindan en yaygin kullanilan alanlardan biri kent meydanlaridir. Meydanlar, tarih boyunca gerek kentsel siyaset gerekse ulusal siyaset acisindan oldukca onemli mekânlar olmustur. Kentte yasayan bireylerin ortak kullanim alani olmasinin yaninda meydanlarin sosyal, siyasal ve ekonomik islevleri de bulunmaktadir. Siyasi iktidarin topluma, toplumun da siyasi iktidara mesajini ilettigi iletisim alani olan meydanlar, politik bir yapiya sahiptir. Meydanlarin siyaset ile olan iliskisi basta Avrupa ulkeleri olmak uzere bircok ulkede gecmiste oldukca guclu iken, bugun kent meydanlarinin siyasal islevi geri planda kalmis durumdadir. Kent meydanlari, alisveris merkezleri arasinda kalan ve boylece siyasal islevlerinden uzaklasan mekânlar haline gelmektedir. Makalenin temel arastirma sorusu, kent meydanlarinin kentlerin yapisinda onemli degisimlere neden olan gelismelerden nasil etkilendiginin incelenmesidir. Bu kapsamda oncelikle kent meydanlarinin kentlerdeki konumla...
DergiPark (Istanbul University), 2013
Bu araştırmada küreselleşen İstanbul metropoliten alanında yabancı sermayenin oluşturduğu mekansal örüntü 1925-2006 yılları arasında İTO'ya (İstanbul Ticaret Odası'na) kayıt yaptırmış kuruluşlar üzerinden analiz edilmiştir. Yabancı yatırımcıların yer seçimi kararı kentsel gelişimi etkilemekte midir? sorusundan yola çıkan bu araştırma kapsamında yapılan analizlerde veri tabanlarını bilişsel algı düzeyinde okumaya olanak tanıyan, açıklayıcılık düzeyi yüksek ilişkisel katmanlaştırma modeli [1] kullanılmıştır. Bu makale hem özgün bulgularının varlığı hem de kullandığı model kapsamındaki yeni yöntemler olan mütekabiliyet (correspondance) analizleri-haritaları ve Bertin çizelgeleri ile diğer çalışmalardan ayrılmaktadır. Bu çalışmanın temel bulgusu İstanbul'da yabancı yatırımlar kent makroformunu şekillendirmede önemli olduğudur.
Co, 2011
Öz: Farklılık, kentsel yaşamı tanımlayan bir özellik olsa da küreselleşme ve ekonomik yeniden yapılanma günümüz kentlerinde sosyo-mekânsal farklılaşmayı daha da artırmaktadır. Sosyo-ekonomik farklılaşma büyük metropoliten alanlardaki ayrışmanın en önemli unsurudur. Bununla birlikte kentli nüfusun yaş, doğurganlık, aile ve hanehalkı yapısı, eğitim düzeyi ve göç örüntüsü kentsel alanlardaki sosyal yaşam üzerinde merkezi bir öneme sahiptir. Bu nedenle belli grupların kentin belli bölgelerinde yaşamayı tercih etmeleri sonucunda kentsel doku içerisinde demografik farklılaşmayı gösteren örüntüler oldukça belirgindir. 2000 yılı Nüfus ve Bina Sayımları verileri kullanılarak yapılan bu çalışma Ankara kentinde sosyo-mekânsal farklılaşma ve ayrışmayı konu edinmektedir. Çalışmada sosyo-mekânsal örüntülerin oluşumunu sağlayan dinamiklerin ortaya çıkarılması için k-ortalamalar kümeleme yöntemi uygulanmıştır. Analiz, kentteki yapısal farklılaşmayı yansıtan altı bölgenin/kümenin olduğunu göstermiştir.
A Holistic Framework fro Urban Identity), …, 2011
Günümüzde endüstrileşme, küreselleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte köklü değişimler yaşayan dünya kentlerinin gitgide birbirine benzer hale gelmesiyle yaşanan kentsel kimlik sorunu, duyarlı siyasi liderlerin, profesyonellerin ve kentsel tasarımcıların başlıca endişelerinden birini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, kentsel kimliğe ulaşmanın yollarının belirlenebilmesi için estetik bir yüzeyselliğe indirgenmeden, kavramın ayrıntılı bir analizinin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada, bütüncül bir bakış açısının öneminin bilincinde ve yazarın dünyanın farklı ülkelerinden kentlerde yaptığı gözlem ve incelemelere dayalı olarak, güçlü kimliğe sahip ayrımsanabilir yerlerin yaratılması ya da desteklenebilmesini kolaylaştıran ögelere yoğunlaşılmakta ve bir yer ile bütünleşmenin, fiziksel çevre ögeleri kadar sosyal çevrenin karakteristiklerine bağlı olduğu savlanmaktadır. Bu çevresel bütün kapsamında, yoğunluk, cadde/sokak ve meydanları içeren kamusal alan, kentsel işlevlerin örüntüsü, bina ve kamusal alan ilişkileri, semtler ve anıtlar, kentsel kimlik analizinin ögeleri olarak tartışılmakta ve "kentsel yaşam"a odaklanmanın gereğine dikkat çekilmektedir.
B ugünlerde çok boyutlu bir olgu olarak tartışılan ve neredeyse her tartışmanın ucunun oraya bağlandığı bir realitedir küreselleşme. Ekonomi, siyaset, kültür ve daha birçok alan doğrudan ya da dolaylı olarak küreselleşmeden nasibini almıştır. Üzerinde bu kadar çok söz söylenen ve bu sayede bir o kadar da çetrefilleştirilen bir kavram olan küreselleşmenin net bir tanımı olmamakla birlikte yararlı ya da zararlı olduğuna dair ortak bir konsensüse de varılmamıştır. Küreselleşmenin zorunlu ve doğal bir süreç olduğunu savunanların yanında, 1980 sonrası neoliberal politikaların yarattığı merkez-çevre ilişkilerinin yapay bir sonucu olduğunu savunanlar da mevcuttur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.