Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi
…
12 pages
1 file
Tıptaki ilerlemelerle birlikte uzayan yaşam süresi yaşlı nüfusunun genel nüfusa oranının giderek artmasına neden olmaktadır. Değişen toplumsal yapı ile birlikte artan yaşlı nüfusunun barınması ve bakımı toplumsal sorunlardan biri olmaya başlayınca kurumlarca üstlenilen bakım modelleri geliştirilmiştir. Yaşlı bakımının yapıldığı kurumsal bakım tesislerinin sayıları hızla artarken, bu tesislerde sunulan hizmetler gibi tesislerin mekansal niteliği de oldukça önemlidir. Yaşlıların zamanlarının büyük kısmını kapalı/iç mekânlarda geçirdiği göz önüne alındığında, kullanıcılarının ihtiyaç ve beklentisine uygun tasarlanmamış alanlar, yaşam kalitesini düşürür. Doğru tasarlanmış kurumsal bakım alanlarındaysa mekânla kullanıcının etkileşimi sayesinde yaşlı kullanıcılar hem psikolojik hem de sosyolojik yönde desteklenmiş olur. Bu çalışmada İzmir'de örnek olarak seçilen huzurevinde konaklayan toplamda 250 yaşlı ile gerçekleşen; psikolojik konfor, görsel konfor, ısıl konfor ve yönlendirme konularını kapsayan anket sonuçları değerlendirilmiştir. Katılımcıların hem kaldıkları kurumsal bakım alanını değerlendirdiği hem de beklentilerini ifade ettikleri anket çalışmasının sonuçlarına göre ele alınan tesisten memnuniyet oranı %76 olarak ortaya çıkmıştır. Bu yayında anket sonuçları literatürden edinilen bilgilerle birlikte irdelenmiş ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir. Sunulan önerilerin hem yaşlı dostu iç mekânların tasarlanmasında hem de başka yayınların hazırlanmasında katkı sağlaması hedeflenmektedir. MAKALE GEÇMİŞİ Geliş 16 Mart 2020 Kabul 05 Haziran 2020 ANAHTAR KELİMELER Yaşlı, huzurevi, iç mekân, görsel konfor, ısıl konfor, psikolojik konfor, yön bulma
Journal of Interior Design and Academy
Mimari bir yapının duyular aracılığı ile algılanması görme ile başlar. Ancak yapı ve iç mekân arasındaki ilk ilişki giriş mekânı ile kurulur. Giriş mekânları sadece görme ile değil diğer duyularla da algılanabilir ve kullanıcı belleğinde izler bırakabilir. Örneğin bir konser salonunu işitme duyusu, bir restoran koklama duyusu üzerinde bıraktığı izlerle hatırlanabilir. Bu çalışmada iç mekânda duyu kavramını incelemek için öncelikle mimaride duyu kavramı ele alınmış, daha sonra giriş mekânlarının önemi ve mekânın duyularla nasıl algılanabileceği üzerinde durulmuş, son bölümde de iç mekânda duyular kavramı, bir sağlık yapısının giriş mekânı özelinde incelenmiştir. Örnek olarak seçilen sağlık yapısı İstanbul Memorial Bahçelievler Hastanesi’dir. Bu amaçla hastane yönetimi ve proje ekibi ile iletişime geçilmiş, alan ziyaretleri yapılarak alınan izin çerçevesinde fotoğraflanmıştır. Çalışmada giriş mekânı tasarımının, görme, dokunma, işitme, koklama ve tatma duyularına nasıl hitap ettiği; k...
SineCine, 2023
Céline Sciamma’s Petite Maman intervenes fantastically in the linear flow of temporality and transforms the mother-daughter relationship into a friendship. This intervention, emphasizing the constitutive role of temporality in man’s relation to the world, invites one to reconsider man’s relation to time. Opening with Nelly’s loss of her grandmother, Petite Maman reminds us of the inevitability of finite human existence and also of the fact that death is an experience that concerns the relatives of the deceased rather than the deceased. Faced with her grandmother’s death at a young age, Nelly witnesses her mother Marion’s mourning experience in her old house, where they go to collect her belongings. And she searches for her childhood in this house, a museum of her mother’s childhood. Nelly’s quest reveals the inseparable relationship between time and space, as her mother’s childhood is embodied in the furnishings of this derelict house. This is where Sciamma obviously expresses his objection to the traditional understanding of time. Bergson’s determinations on duration offer a guide in following Sciamma’s narrative. According to Bergson, the conventional and everyday approach, which treats time as a succession of moments, falls into a deadlock because it deals with time mathematically and reduces it to space. However, according to Bergson, time is not a sequence of moments that follow each other homogeneously. The structure of time is heterogeneous and qualitative. We may encounter a memory from the distant past today, an intrusion that often takes place through particular objects. This indicates that time is embodied in space and revises traditional views on the relationship between temporality and spatiality. Sciamma treats Nelly’s search as an expression of her expectation to see her mother at her age, and this expectation of hers takes place in the woods around the house. Nelly, who loses the squash ball her mother played with as a child in the woods, encounters a girl the same age as her while searching for the missing ball. When she visits the girl’s house to avoid a sudden downpour, she sees that the house is her grandmother’s house from twenty-three years ago and realizes that the little girl is the childhood version of her mother. Moreover, in Sciamma’s narrative, Nelly is not trapped in the old years of that house but has a chance to switch back to her usual temporal flow. During these time travels, Nelly becomes playmates with her mother, sees her fears at her own age, encourages her, tells her about her own hesitations, and becomes “friends” with her mother. Sciamma’s narrative implies that Nelly must be peers with her mother to establish a friendly relationship with her. Sciamma’s fantastic intervention in the temporal flow calls into question the investment of the history of philosophy in equality in friendship. Intersubjectivity is a problem inherited from Descartes’ philosophy. To solve this problem, the tradition of phenomenology tries to overcome the Cartesian dualities and the problem of intersubjectivity by emphasizing the human as a relational being. Unlike Descartes’ solitary, isolated, and substantial subject, the relational and ever-active subject of the phenomenological tradition is dynamic and in constant contact with other-selves, the environment, and animals. As one of these relational models, the friendship relationship is a model that not only the phenomenological tradition but also many twentieth- century scholars return to. This relational model is reconsidered, especially by returning to its sources in Ancient Greece. For example, Aristotle, whose name I will mention in this study, determines the founding principle of friendship as equality, closeness, and love. However, Sciamma objects to the principle of equality, which is the traditional founding principle of friendship, and argues that the founding principle of friendship is “difference.” At this point, Sciamma, who approaches the issue of friendship with a difference-based reading, as Derrida mentions in his book The Politics of Friendship, confirms Derrida’s claim that there is an umbilical cord between friendship and patriarchal law that manifests in the ethical and political projection of temporal difference. This temporal difference builds its dominance on the difference of age, experience, and status in the relationship between the mother and her child, making the friendship relationship impossible even between a mother and her daughter in the absence of a man. By introducing time travel, Sciamma problematizes the dominating differences in friendships. Keywords: friendship, intersubjectivity, temporality, embodiment, Sciamma
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2008
DergiPark (Istanbul University), 2018
Küreselleşmenin ve teknolojik gelişmelerin de etkisi ile rekabet baskısı işletmeler tarafından daha fazla hissedilir hale gelmiştir. Neredeyse her faaliyetin başına getirildiği gibi "e" ön ekini alarak dijital platforma taşınan ticari faaliyetler şirketleri hem tehdit etmekte, hem de onlara sonsuz fırsatlar sunmaktadır. İşletmeler bir yandan yeni pazarlara ulaşma imkanı yakalarken, bir yandan da stok ve haberleşme gibi giderlerini azaltma şansı yakalamaktadırlar. Diğer taraftan internete erişebilen her işletmenin eşit imkanlara sahip olmasından dolayı da rakip sayısı artmaktadır. Müşteri perspektifinden bakılacak olursa bol çeşit ve ucuz fiyatlı ürünlere zaman ve mekandan bağımsız olarak ulaşabilme imkanları karşımıza çıkmaktadır. Bunların da ötesinde söz konusu faaliyetlerin ülkelerin ekonomilerini canlandırması da söz konusudur. Çeşitli istatistikler incelendiğinde farklı etkenlerden dolayı dünya nüfusunun giderek yaşlandığı, yaşlı bireylerin bilişim teknolojilerini ve interneti kullanım oranlarının arttığı ve yaşlı bireylerin interneti sadece haber okumak için değil aynı zaman da alışveriş için de yoğun olarak kullandıkları görülmektedir. Elde edilen bu bilgiler, internet ortamında faaliyet yürüten başta ticari kuruluş olmak üzere tüm aktörlerin tasarımlarında yaşlı bireyleri de gözetmeleri gerektiği konusunda uyarıcı niteliğindedir. Gelecek öngörüsüne sahip işletmeler web sitelerini yaşlıların kullanımına uygun hale getirip, bu kitleyi kendilerine çekerek avantaj elde edebilir ve rakiplerine üstünlük sağlayabilirler. Dolayısı ile internet sitelerinin yaşlı dostu olup olmadıklarının araştırılması bir çalışma alanı olarak belirmektedir. İnternette faaliyet gösteren pek çok farklı sektör için uygulanabilecek araştırma konusu bu çalışmada elektronik ticaret siteleri özelinde mercek altına alınmaktadır. Alexa şirketinin sunmuş olduğu Türkiye'deki ilk 50 web sitesi arasında bulunan ve Hürriyet Gazetesinin yayınlamış olduğu "Türkiye'deki en başarılı 10 e-ticaret sitesi" başlıklı haber kapsamındaki elektronik ticaret siteleri ile örtüşen 10 e-ticaret sitesi çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Söz konusu 10 e-ticaret sitesi Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından yayınlanan "Making Your Website Senior Friendly" belgesindeki yaşlı dostu web sitesi kriterleri esas alınarak incelenmiştir.
İletişim kuram ve araştırma dergisi, 2024
Medya iletilerinin bireylerin algıları üzerindeki etkileri, çok çeşitli yaklaşımlarla teorileştirilmiştir. Gerbner'in Yetiştirme Teorisi de bunlardan biridir. Teori, televizyonun, bireylerin toplumsal gerçeklik algıları üzerinde önemli etkileri olduğunu savunur. Medya iletilerinin bireylerin algıları üzerindeki etkisinden hareketle, filmler aracılığıyla üretilen yaşlılık fikrinin, yaşlılığa dair gerçek yaşamdaki anlayışımızı şekillendirdiğini söylemek mümkündür. Diğer yandan, medya iletilerinin izler kitleyi dönüştürme sürecinde duyguların rolü oldukça büyüktür. Buradan hareketle çalışmamızda, sinema filmleri aracılığıyla kurulan yaşlılığın gerçek yaşamdaki anlayışımızı nasıl şekillendirdiğine dair farklı bir perspektif geliştirebilmek amacıyla, yaşlılık temalı filmlerin diyaloglarındaki duygu yapısı araştırılmıştır. Bu doğrultuda, bir asırlık zaman diliminde üretilen tüm yaşlılık temalı filmlerin diyaloglarında, metin madenciliği yöntemiyle duygu analizi gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar tarihsel perspektifte ve ülke sinemaları çerçevesinde, betimsel bir yaklaşımla yorumlanmıştır. Çalışmamızın, sinemada metin madenciliği araştırmalarına örnek oluşturması ve sinemada yaşlılık olgusuna yönelik tartışmalara alternatif bir bakış açısı sunması beklenmektedir.
Senex:Journal of Aging Studies, 2017
Özet Yaşlılığın mekânsallaşması, apartman, sokak, mahalle vb. mekânlarda yaşlı nüfusun artması sonucu ortaya çıkan yeni bir durumu anlatmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul Kadıköy ilçesindeki eski yerleşim bölgelerinden biri olan Moda semtinde yaşayan yaşlıların, kullandıkları mekânlarla ilişkilerini incelemek ve ayrıca yaşlıların gündelik hayatlarını nasıl şekillendirdiklerini bir apartmandan hareketle ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu apartmanın yaşlı nüfusun yoğun olduğu bir semtte ve sokakta yer alması ve kendi içinde de neredeyse tamamının yaşlılara ev sahipliği yapması araştırmaya konu edilmesinde etkili olmuştur. Araştırmada nitel araştırma geleneği içerisinde yer alan durum çalışması deseni kullanılmıştır. Bu çerçevede 14 kişi ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiş ve apartmanda, sokakta ve semtte gözlemlerde bulunulmuştur. Betimsel analiz yöntemi ile değerlendirilen veriler, Michel De Certeau'nun strateji ve taktik kavramları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Yaşlıların, yerinde yaşlanmanın önemli imkânlarını hâlihazırda kullanabildikleri ancak yaşlılığın mekânsallaşması sürecinde yeni kentleşme dinamiklerinin yaşlıların taktikler geliştirmesini sınırladığı görülmektedir.
ÖZET Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her geçen yıl yaşlı nüfus oranı ve buna bağlı olarak yaşlılara yönelik hizmet talebi artmaktadır. Bunun sebebi yaşlılıkta günlük yaşam ile ilişkili birçok aktivitenin kısıtlanması ve bağımlılığın artmasıdır. Bu dönem genellikle yaşam alanının sınırlandığı bir dönemdir. Yaşlı insanlar diğer insanlara göre zamanlarının büyük bir bölümünü konutlarında geçirirler. Bu sebeple yaşlı bireylerin kendi kendine yetebilmesi, bağımsızlaşabilmesi, güvenliği ve konforu, özetle yaşam kalitesi konutun fiziksel özellikleri ile doğrudan ilişkilidir. Mevcut konutlarda yaşlı insanların fizyolojisine uygun olmayan tasarımlar onların günlük yaşamlarında birçok eylemi zorlaştırmakta hatta engellemektedir. Yapılması gereken yaşlı bireylerin fiziksel, duyusal, algısal ve bilişsel özellikleri dikkate alınarak tüm gereksinmelerinin belirlenmesi ve bu gereksinmeleri karşılamaya yönelik tasarım prensiplerinin oluşturulmasıdır. Bu aşamada sosyo-kültürel özellikler, sosyo-ekonomik statü vb.nin sebep olacağı farklılıklar da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmanın amacı, kullanıcı gereksinmeleri-ergonomik tasarım ilişkisi temelinde konutta yaşlı bireylerin gereksinmelerine uygun ergonomik tasarım prensiplerini belirlemektir. Çalışma kapsamında, konuttaki ergonomik tasarım prensipleri fiziksel çevre faktörleri, mekansal organizasyon prensipleri ve donatı-ekipman tasarımı olmak üzere üç temel başlıkta ele alınmıştır. Ergonomik tasarım prensipleri ve kullanıcı gereksinmeleri (fiziksel-psiko-sosyal gereksinmeler) bu temel başlıklarla ilişkilendirilerek tasarım prensipleri sıralanmıştır. ABSTRACT Every year the elderly population rate and the demand for services for the elderly are increasing accordingly in Turkey as well as in the whole world. This is why many activities related to daily life in the elderly are restricted and increased in dependence. This period usually limits living space. Compared to other, elderly people spend most of their time indoors. For this reason, the self supporting, independence, safety and comfort in brief quality of life of elderly people are directly related to the physical characteristics of the home. Designs that are incompatible with the physiology of the elderly in existing homes make it difficult or even hamper many actions in their daily lives. It must be done determination of all needs of elderly individuals considering their physical, sensory, perceptual and cognitive characteristics and creation of design principles to meet these needs. In this
2017
Tarihi çevreler, geçmiş dönemlerin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını, yaşam biçimi yansıtmaları, doğabina ve bina-insan ilişkileri arasında kurdukları ilişkinin doğruluğu açısından büyük bir birikimin ifadesidir. Böyle bir birikime sahip olan Diyarbakır kenti, tarihi surları, anıtsal yapıları ve tarihi geleneksel evleriyle mimaride önemli bir yere sahiptir. Ancak köyden kente göçler hızlı bir nüfus atışı, buna bağlı olarak ortaya çıkan çarpık kentleşme, tarihi mimariye büyük zarar vermiştir ve vermeye devam etmektedir. Tarihi dokuda görülen bu tahribat, zaman içinde yapıların yıkımlarına varan sonuçlar doğurmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi, 2022
İçeriden ve Dışarıdan Bakış Açıları, 2023
Akademik Hassasiyetler, 2020
The Journal of Academic Social Sciences, 2019
Batı anadolu eğitim bilimleri dergisi, 2022
Senex:Journal of Aging Studies, 2021
Bağımlılık dergisi, 2021
Karadeniz Fen Bilimleri Dergisi
Yaşli Ve Engelli̇ Kullanicilar İçi̇n Sosyal Yaşam : Si̇nema Salonlari Üzeri̇nde Bi̇r Anali̇z, 2016
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2022