Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
274 pages
1 file
Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. ÇOCUK VE DRAMA Dr. İnanç ETİ © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. ÜNİTE 1 © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. © Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Çizgi Kitabevi Yayınları, 2021
BÖLÜM 1: ÇOCUKLARIN SPORA BAŞLAMASINDA AİLELERİN ROLÜ Oğuzhan UYSAL, Utku GÖNENER & Cansu GEDİK BÖLÜM 2: ADÖLESAN DÖNEM ÖNCESİ ÇOCUKLARDA KUVVET ÇALIŞMALARI Cansu GEDİK, Hilal ŞEŞEN & Oğuzhan UYSAL BÖLÜM 3: ADÖLESAN DÖNEM ÖNCESİ SÜRAT ÇALIŞMALARI Mustafa BÜLBÜL, Kenan Emre KARA & Osman KABA BÖLÜM 4: ADÖLESAN DÖNEMİ ÖNCESİ ÇOCUKLARDA DENGE Muhammed Abdullah KAPTAN, Serkan Necati TANRIVERDİ & Beyza ÖZER BÖLÜM 5: ÇOCUKLARDA ANTRENMAN VE KARDİYOVASKÜLER SİSTEM Serkan Necati TANRIVERDİ & Utku GÖNENER BÖLÜM 6: ADÖLESAN DÖNEMİ ÇOCUKLARDA SÜRAT Hilal ŞEŞEN& Ahmet GÖNENER BÖLÜM 7: ADÖLESAN DÖNEMDE KUVVET ANTRENMANLARI Kenan Emre KARA & Ahmet GÖNENER BÖLÜM 8: ÇOCUKLARDA KOORDİNASYON Osman KABA, Mustafa BÜLBÜL & Muhammed Abdullah KAPTAN
ÖZET Fert ve toplum hayatında barışın mı yoksa savaşın mı hâkim olacağını belirleyen şartlar sadece politik, ideolojik, ekonomik ve askeri değildir. Bu soru askeri, ekonomik ve politik olduğu kadar, kültürel ve ahlakidir de. Fert ve toplumun kültür ve ahlakını belirleyen en önemli unsurlardan biri de sanattır. Bütün yazılı, sözlü ve görsel biçimleriyle sanat, toplumun kültürel ve ahlaki kodlarının belirlenmesinde ve dönüşmesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu rol, ekonomi ve politikanın aksine kendini pek toplumsal hadiselerin yüzeyinde göstermemektedir. Bilakis sanat fert ve toplumun en ücra hücrelerine kadar işleyen bir nüfuz gücüyle süren hayatın solumalarına sessizce eşlik etmekte, gizlice akışı yönlendirmektedir. Bu çerçevede çalışma özellikle Batı'nın masal, tiyatro, roman ve sinema kültürüne hâkim olan dram sanatının hakikatle ilişkisini ve toplumsal hayat üzerindeki muhtemel etkisini sorgulamaktadır. Anahtar kelimeler: sanat, hakikat, özgürlük, savaş, barış. ABSTRACT/ ABSTRAKT Die Bedingungen, welche die Dominanz der Friede oder des Kriegs über das individuelle und gemeinschaftliche Leben bestimmen, sind nicht nur die Politischen, Ideologischen, Wirtschaftlichen und Militärischen. Das ist nicht nur die Frage des Militärischen, Ökonomischen und Politischen, auch des Kulturellen und Moralischen. Einer der wichtigsten Faktoren, welche die Kultur und Moral der Gesellschaft bestimmen, ist die Kunst. Mit allen schriftlichen, mündlichen und visuellen Formen spielt die Kunst wichtige Rollen bei der Bestimmung und Transformation der kulturellen und moralischen Codes der Gesellschaft. Im Gegensatz zu Wirtschaft und Politik zeigt sich diese Rolle nicht so sehr auf der Oberfläche von gesellschaftlichen Ereignissen. Im Gegenteil begleitet die Kunst mit ihrer die entlegensten Zellen der Gesellschaft und des Individuums wirkende Durchschlagskraft ruhig die Atmungen des dauernden Lebens und lenkt heimlich den Strom. In diesem Rahmen inquiriert die Arbeit die Beziehung des Dramas zur Wahrheit und die vermutliche Wirkung auf gesellschaftliches Leben, welches die westliche Kultur des Märchens, Theaters, Romans und Kinos dominiert.
İlkel toplumun sona ermesiyle iş paylaşımı sürecinin başlamasının ve ferdin cemaatten ayrılmasının, içtimai gelişmenin her alanda kesin değişmeleri yansıtması, tabiat, insan, toplum ve şuur mefhumuna yönelik yeni fikirlerin oluşmasına zemin hazırladı. 1 Şamanizmin dini fikirler sistemi olarak gelişmesi işte bu zamana denk geldi. Bunu birçok bilim adamı da doğrulamaktadır. 2 Demek ki, şamanizm en eski dinlerden biridir. Türk halklarının kültür hayatında bu zamana kadar etkisini kaybetmeden sürdüren eski bir mirastır. Şamanizm Kırgızların toplumsal şuurunun gelişme sürecinde büyük rol oynamıştır. Bu konu hakkında S.M. Abramzon 3 , S. İlyasov 4, B.Amanaliyev 5, T. Bayaliyeva 6, v.b. tarihçi, etnograf, felsefeci bilim adamlarının eserlerinde bahsedilmektedir. Sonraki yıllarda ortaya çıkan tarihi kaynaklar yukarıda söylenen bilim adamlarının fikirlerini yeni veriler ile tamamlamaktadırlar. Onların arasında ilk Kırgız tarihçilerinden biri olan B. Soltonov ile Doğu Türkistan Kırgızlarından gelen tarihçialim A. Baytur'un eserlerinin aynı bir yeri vardır. 7 B. Soltonov " .... en eski Kırgız dinine "kam" demektedir ..... Kırgızların, bakşı, bübü, tölgöçü ve dalı'ya inanmışlardır. Ekin ve otun yetişmediği, yağmur yağmadığı kuraklık zamanında halk tarlaya giderek yağmur duası (tülöö) yaparlardı." Kam ve tayu anlayışı şimdiki Kırgızların anlayışında yoktur. Şaman'a (Kırgızca Bahşı) Tuva, Hakas, Altay Türklerinde şimdi de "Kam" denmektedir. 8 Tayu'nun da Altaylıların taylagan telakkisi ile aynı olduğuna şüphe yoktur. İşte bu eski dönemlerde Şamanizmin Türk boylarının eski ideolojisi olduğunu göstermektedir. Onların tarihi, genetik yakınlığı, tarihin son dönemlerinde ayrıldıklarını, başka dünya dinleri ile karıştıklarını ispatlamaktadır. A. Baytur'un araştırmasında ise, birçok sözlü ve Çin yazılı kaynaklarına dayanılarak M.S. IX. Yüzyılda, " Yenisey Kırgızlarının Hanlığının çok güçlü olduğu dönemde Şamanizmin de güçlendiği 9 " belirtilmektedir. Onların Gök Tanrı, Gün Tanrı, Ay Tanrı, Yıldız Tanrı, Ateş Tanrı, Su Tanrı denilen dokuz tanrısı olduğunu, hepsinin başının Kök Tanrı olduğu hakkında bilgiler verilmektedir. 10 Bu bilgiler de Kırgız halkının kültürüyle, eskiden, aynı dini anlaşışı paylaşan halkların kültürlerinin aynı kökenden olduğunu göstermektedir. Şamanizmin başka din anlayışları ile karışarak onları kendi içine aldığını da göstermektedir. Burada dokuz sayısının kullanılması ilgi çekmektedir. Kırgızların içtimai hayat tarzında dokuz rakamı kutsal sayı olarak kabul edilmektedir. 11 " Baygeni (yarışma hediyesi) dokuzar koyun", Tanrı adına dokuz ekmek (babedin) verin", Dokuz Korgool oyununu oynayan gelinlere "eğildiklerinde ikiz, diz üstü düştüklerinde dokuz doğur" diye dua ederlerdi. "Dokuz defa, yuvarlan" diye beddua edilirdi. Folklorda kahramanları, annesi dokuz gün sancı çekerek doğururdu. Dokuz yolun kesiştiği yere şehir kurmaları 12 v.b. TürkMoğol halklarının folkloru ile etnografyasındaki dokuz sayısının kutsal rakam olarak kullanılmasını, poetik anlamlarını, fonksiyonlarını mukayese ederek araştırmak, bizi muhakkak ki ilginç sonuçlara ulaştıracaktır kanaatindeyim. Kırgız Şamanizm'indeki bazı kavramlardan, halkımızın bu dini kültürünün kökünün TürkMoğol halklarının eski inançları ile benzerliği fark edilmektedir. 13 Örneğin; daha konuşamayan çocuk ağlarsa, şımarırsa, onu ağlatmamak için korkutarak " mokoço geliyor" denirdi. Dilin şiveleri, lehçelerinde ise, bu " bököçö geliyor", " böö geliyor" diye değişiyor. 14 Bu sözlerin kökü mo/ böö mokurmasa dayanmaktadır. Burada Buryat ve Moğollarda bahşıya (şamana) böö dendiğini göz önünde bulundurursak, konu daha iyi anlaşılacaktır. Demek, Kırgızlar ağlayan, şımarık bebeği şaman, korkunç bir ruh geliyor diye, şaman dininin tipik karakterleriyle korkutmaktadırlar. Elbette, Şamanizmin, Kırgız kültüründe dini ve dünyayı tanıma anlayışındaki yeri hakkında tarihi etnografik, felsefi folklor araştırmaları yapılabilir. Bu kısa bildiride, Şamanizmin Kırgız içtimai düşünce sistemindeki yerini tespit etmeyi amaç etmemekteyiz. Sadece, çocuk folklorundaki, özellikle, çocuğun doğumu, adının konulması ve gelişme dönemlerinde uygulanan bir takım adetlerdeki, Şamanizm izleri konusunu ele alacağız. Kırgızların şaman anlayışısın temelinde, çeşitli kara ve ak güçlere, cinlere, şeytanlara inanmaları bulunmaktadır. Yeni doğan bebeğin ve annenin destekleyicisi UmayEne kabul edilmektedir. 15 O bir ruh, yardımcı güç, tipleştirilmiş bir unsur olarak karşımıza çıkar. Çocuk doğarken, çocuğun ve annesinin canını almak için martua denilen kara güçler gelir. Eğer böyle güçler gelmişse, o zaman, çocuk ve annenin hayatını ancak kuugunçu'nun kurtarabileceğine inanılmaktadır. Kuugunçu, martuu'yu etkileyebilen, şaman niteliğine sahip erkek kişidir. Kadının doğum sancıları zorlaştığında, anneçocuğun hayatı tehlikede olduğunda veya martuu bastığı fark edilince,Sultan_Mambetkaliyev_Samanizm_ve_Cocuk_Folkloru
2017
İnternet teknolojilerinin yaygınlaşması, yeni medya iletişim kanallarının gelişmesiyle birlikte insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabildiği, zaman ve mekân sınırlaması olmadan paylaşımın, tartışmanın esas olduğu çift taraflı ve eş zamanlı bilgiye ulaşılmasını sağlayan yeni medya mecraları hayatımızda hızla yer edinmektedir. Ülkemizde 2004 yılında % 18,8 olan internet kullanımı 2016 yılında % 61’e ulaşmıştır. Ülkemizde 42 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunmakta, kullanıma açık olan 71 milyon cep telefonunun 36 milyonunda sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Ülkemiz sosyal medyada en fazla zaman geçiren ülkeler arasında 2,5 saat ile ilk on ülke arasında yer almaktadır. Ayrıca insanların % 83’ü uyumadan önce telefonlarını ve sosyal medya hesaplarını kontrol etmektedir. İnternet, sosyal medya insanlara yeni iletişim olanakları sağlamakla birlikte çocuklarımız ve aileleri için yararlarının yanında bazı riskler de içermektedir. Çağa ayak uydurup, yasaklayan değil yönlendirici rolünü üstlenerek zararlarından koruyup çocukların kişisel, sosyal, düşünsel ve akademik gelişimlerine katkı sağlayacak şekilde internet ve sosyal medya kullanımını yönlendirmek ve şekillendirmek gerekmektedir.
Suç ve çocukluk tarihin her döneminde toplumsal düzen içerisinde insanoğlunun karşısına çıkmış olgulardır. Toplumlar arasında düzeni sağlayıcı kurallar değişim gösterse de bu kurallara uyulmamadan kaynaklı suç olgusu her daim var olmuş ve olmaya devam etmektedir. Günümüzde bozulan ailevi ilişkiler, medyanın yönlendirici etkisi, yasa dışı kurulmuş ve aktif faaliyetler gerçekleştiren örgütlerin varlığı, işsizlik, ekonomik problemler, göç olgusu ve bu olgunun sebep olduğu ötekileştirilme hissi özellikle çocukların suça yönlendirilmesinde arttırıcı etkiye sahip unsurlardır. Güven dolu bir gelecek için var olan bu sorunlarla mücadelenin önemine dikkat çekmek ve farklı öneriler sunmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışma, bu konuda yapılmış çeşitli araştırmaların derlemesinden oluşmaktadır. Bu derleme yoluyla çocukların suçlu davranışlara yönelmelerini azaltmak adına konunun önemini kurum, aile ve bireylere hatırlatmak ve öneriler sunmak hedeflenmiştir. Anahtar kelimeler: Çocuk, Çocuk Suçluluğu, Terör ve Çocuk, Müdahale Yöntemleri
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ZİRVEDEN DRAMATİK SONA MÜSLÜMAN SULTANLAR, 2021
DRAMA VE İSMAiL HAKKI BALTACIOĞLU, 2020
Avrasya 7th International Conference on Social Sciences, 2023
ÇOCUK, ÇOCUKLUK KAVRAMLARI VE ÇOCUKLUĞUN TARİHSEL GELİŞİMİ, 2020