Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Biyoloji Kitabı
…
376 pages
1 file
Bu baskının bütün hakları Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti .ne aittir. Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Sentetik Biyoloji T101'in Hedefleri, Bilim ve mühendislik alanlarına bakışınızı geliştirmek ve alanlar arasındaki ilişkiyi anlatmak. Sentetik Biyolojideki temel kavramları kavratmaya çalışmak. Genetiksel parçalar, cihazlar ve sistemleri modifiye edebilmeyi göstermek. Sentetik Biyolojinin uygulama alanlarını göstermek. o Biyosensörler, Biyoyakıtlar, Biyomalzemeler, Biyotıp, Biohack ve BioX. Sentetik Biyolojinin risklerini ve etiği üzerine tartışmak.
2021
Derneğimiz kuruluşundan bugüne tüzüğünde yer alan "nefroloji, hipertansiyon, diyaliz ve transplantasyon alanlarıyla ilgili eğitimin, bilimsel çalışma ve araştırmaların, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin düzeyini ülke çapında yükseltmek, üyeleri arasında mesleki, bilimsel ve sosyal ilişkileri geliştirmek, alanının ve üyelerinin haklarını korumak ve Türk nefrolojisinin ulusal ve uluslararası düzeyde en iyi şekilde temsil edilmesini sağlamak için çalışmalar yürütmek" amacı doğrultusunda sayısız etkinlik gerçekleştirmiştir. Kuşkusuz, bu etkinliklerini bugünden sonra da giderek artan bir ivme ile devam ettirecek ve başarılı işlere imza atmayı sürdürecektir. Türk Nefroloji Derneği'nin temel amaçlarından birisi, alanı ile ilgili hem mezuniyet öncesi hem de mezuniyet sonrası eğitimin düzeyini ülke çapında yükseltmek ve böbrek hastalıklarının tanı ve tedavisi ile uğraşan tüm sağlık personelinin (hekim, hemşire, teknisyen, vb.) eğitiminin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmaktır. Derneğimiz kuruluşundan itibaren düzenlediği bilimsel ve eğitsel toplantılar, yayınladığı dergi ve kitaplar, verdiği burslar ve diğer eğitim destekleri, sürekli güncellediği web sayfası ve diğer etkinlikleri ile bu amacı gerçekleştirmek için çalışmaktadır. Bu kapsamda, güncellenen tekrar basımlarıyla birlikte 31'i telif ve 13'ü çeviri olmak üzere toplam 44 kitap dernek yayını olarak okurların hizmetine sunulmuştur. Bu eserlerin hazırlanmasında emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunarım. Bugüne kadar yayınlanan kitapların en kapsamlı ve görkemlisi olan "Türk Nefroloji Derneği Nefroloji Kitabı"nı, Covid-19 pandemisinden kaynaklanan birkaç aylık gecikme ile de olsa derneğimizin 50. Kuruluş yılı vesilesiyle Nefroloji camiasına kazandırmanın mutluluğunu ve onurunu taşıyoruz. Toplam 118 bölümden oluşan 1700 sayfalık bu dev eserin yazılması, yaklaşık 2 yılı bulan oldukça yoğun bir süreç gerektirmiştir. Bu kitap, 172 yazar ve altı editör tarafından hazırlanmış olsa da aslında derneğimizin kuruluşundan bugüne emek ve bilgi üreten tüm üyelerimizin katkılarının ortak ürünüdür. Gidermek için yoğun mesai harcanmasına rağmen gözden kaçan hata ve eksiklikler için siz okurların hoşgörüsüne sığınıyor, yapıcı eleştirilerinizi bekliyoruz. Kitabın yazılmasında görev alan tüm yazarlara, yayına hazırlanmasında yoğun emek ve mesai harcayan editörlere, her aşamasında desteklerini esirgemeyen Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu üyelerine ve basımı gerçekleştiren Akademisyen Kitabevi çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Derneğimizin 50 yıllık şanlı geçmişine armağan ettiğimiz "Türk Nefroloji Derneği Nefroloji Kitabı"nın tüm Nefroloji camiasına yararlı olmasını diliyorum. Saygılarımla,
KADERE KARŞI SAVAŞAN BİR KAHRAMAN VE NİKOLOZ BARATAŞVİLİ’NİN “MERANİ” (TULPAR) ŞİİRİ İNCELEMESİ , 2021
“Yürü, tulparım, yoktur senin koşularının ne hududu, ne haddi, Ve rüzgâra katıver şu benim kapkara endişeli fikirlerimi!” 18. yüzyılda başlayan daha sonra Fransız devrimiyle hareketlenen Romantizm sanat akımı, 19. yüzyılın başlarında en üst seviyesine ulaşmıştır. . Klasisizm, bireyin akıl ve düşünce sistemini temel alırken, Romantizm’de bireyin iç dünyasını, coşku ve hayal gücünü ortaya çıkarmaktadır. Romantizm akımında aşk, doğa ve din duygusundan öte iç romantizmin bir öğesi olduğu bilinmektedir. Romantizm’de sürekliliğin düz yazı alanında görülmesinin yanı sıra, epik-lirik şiir de hak ettiği üne bu dönemde ulaştığı söylenebilir. 17. yüzyıl ve sonrasını içeren modern dönemde Gürcü kültürü büyük ölçüde Avrupa kaynaklı kültürel ve edebi yeniliklerden etkilenmiştir. “Avrupa’da görülen etkileri dışında Romantizmin öğeleri, keskin bir siyasal bunalımın sonucu olarak, Gürcü yazınında erken bir dönemde 18. Yüzyıl sonlarına tekâmül edebilir”. (http://mastsavlebeli.ge/?p=3529) Gürcü Edebiyatında 19. Yüzyıl özel bir yeri bulunmaktadır. “1801 yılında Gürcistan Rusya’ya katılışının ardından Gürcü tarihi ve edebiyatı için yepyeni bir dönem başlamıştır.” (Mroveli, 1955: s.58) 1840’lara kadar boyun eğen bir yapı ve buna başkaldıran diğer kesim bulunmaktadır. Klasik bir devre olarak adlandırılan bu dönem eski geleneklerin yaratıcı gelişimi yanında, yeni konular ve düşüncelerle dolu yeni bir süreci de barındırır. Romantizmin öğeleri, keskin bir siyasal bunalımın sonucu olarak ortaya çıkar. Bu noktada, döneme damgasını vuran VI. Vakhtang’ın ve Rusya’ya göç etmiş kimi şairlerin (M. Barataşvili, D. Saakadze, V. Orbeliani) şiirleriyle ön plana çıkacaktır. VI. Vakhtang ve onu izleyenleri kendi ülkelerine dahi yabancılaştıran bu yönetim, hiçbir zaman kabullenilmeyecektir. Buradan anavatana hasretle ve hiçbir umut olmaksızın bakan bu çevre, ülkelerinin geleceğini ümitten yoksun olarak görmüşlerdir. Bir nebze de olsa Gürcistan’ın şanlı geçmişi, köklü edebi ürünleri ve kültürüyle övünebiliyorlardır. Sonuç olarak, kötümserlik ve melankoliyle yüklü bir dönem söz konusudur.
Türk -İslam Tıp Tarihi Araştırmalarında Kaynaklar, 2024
Biyoloji ya da dirimbilim, özellikle yirminci ve yirmi birinci yüzyıllara damgasını vurmuş bir bilimdir. Canlı varolanları inceleyen bir bilim olması sebebiyle de konusu, yöntemleri ve kapsamı bakımından diğer tabiat bilimlerinden ayrılmaktadır. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki yıllarda ve asırlarda biyolojinin önemi giderek artacaktır. Bu yüzden biyolojinin tarihine ve felsefesine daha çok rağbet gösterileceği de düşünülebilir. Böylece biyoloji tarihine ve biyoloji felsefesine ışık tutacak metotların ortaya koyulması gerektiği açığa çıkar. Bu çalışmada, Aristoteles’in bilgiye bakışından ilham alınarak, biyoloji tarihinde üç farklı bakış önerilmiştir. Bu bakışlar Ereksiz-Zorunsuz Bakış, Adcı-Terimci Bakış ve İçerikçi- Bağlamcı Bakış olarak isimlendirilmiştir. Buna göre, biyolojinin kökleri Aristoteles‘e kadar uzatılabilir. Biyolojinin Aristoteles’ten başlatılabilecek bir bilim olduğu ve Aristoteles’in ne ölçüde biyoloji alanında yazdığı eserlerinin sayfa sayısına atıfla gösterilmiştir. Ayrıca Aristoteles ve İbn Sînâ arasındaki entelektüel izdüşüme işaret edilmiştir. Bu işaret İbn Sînâ’nın güncellemeler ve sentezlerle orijinal üretimler yapan bir âlim olduğunun altını çizmektedir.
Bu yazıda biyopolitika kavramı üzerinden Türkiye’de hayvancılığın, daha doğrusu hayvancılık etrafında belirli yaşama şekillerinin ve mekânların nasıl dönüştürüldüğü anlatılıyor. Bu dönüşümün iki ayağı var. Bunlardan ilki, daha büyük bir sürecin parçası: Sermayenin daha az elde daha hızlı bir şekilde birikmesini hedefliyor; verimlilik ve büyüme gibi normatif kavramlarla ifade ediliyor. Diğeri ise “güvenli” gıda ile devletin güvenliği gibi çetrefil iki meselenin iç içe geçmesiyle ortaya çıkıyor. Sıkı kontrol altına alınmış yeni yaşam şekilleri (inekler, tavuklar, keçiler ve bunlara bakan insanlar...) hem üretim ağlarındaki bağımlı konumları hem de yaşadıkları alanların yeniden tasarlanmasıyla denetim altına alınıyor. Bilhassa Türkiye’nin güneydoğusundaki şiddet ortamı, bu dönüşümün hızlanmasına önayak oldu/oluyor. Mayınlanan arazilerin yerine Organize Hayvancılık Bölgeleri kuruluyor. Dolayısıyla güvenli gıda teminine yönelik politikalar (ve buna eşlik eden şiddet) toprağın kullanımında, üretici ve sermaye ilişkisinde, hayvan ırklarında, teknolojik altyapıda ve iktidar kurgusunda radikal bir dönüşüme yol açıyor. Yaşama, verimliliğe ve nüfusa dair yeni kategoriler ortaya çıkıyor.
Sanatsal Araştırmalar II, 2024
Geçtiğimiz on yılda, sürdürülemez kalkınmanın küresel krizinin görmezden gelinmesi giderek zorlaştıkça (iklim değişikliğinin, türlerin kitlesel yok oluşunun vb. birleşik etkileriyle birlikte), sanat dünyasında ekolojik sorunlara ve ilgili temalara olan ilgi arttığı gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, “ekolojik sanat” ve “eko-sanat” etiketleri son yıllarda daha fazla ilgi görmüş ve çeşitli uygulayıcılar ve yorumcular tarafından bazen “çevresel sanat”, “arazi sanatı” veya “doğadaki sanat” gibi ifadelerle birbirinin yerine kullanılmaktadır. Ancak, "ekolojik sanat" teriminin ortaya çıkışı ve orijinal kullanımı daha net tanımlanmış bir dizi sanatsal uygulamaya atıfta bulunur: "Ekolojik sanat" adı, 1960'ların sonlarından itibaren ortaya çıkan sanatsal uygulamaları nitelemek için 1990'larda ortaya çıkmıştır.
Mitolojinin Gücü: Kitap Tanıtımı, 2014
KEBİKEÇ İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, 2017
İÇİNDEKİLER Kudret EMİROĞLU: Sunuş Oktay ÖZEL: Halil İnalcık: Bir Tarihçi Bir İnsan Yasemin AVCI – Safi AVCI: Osmanlı İmparatorluğu’nda Siyasi Meşruiyet ve Propaganda Aracı Olarak Anıtın İcadı (1840-1917) Mehmet Taylan ESİN: Osmanlı Basınında İhtikâr: Temsil, Mizah ve Mağduriyet (1917-18) Eray YILMAZ: Türkçe Çocuk Gazetelerinde Osmanlı Kimliği (1869-1908) Oya Gözel DURMAZ: 1908 Sonrası Dinde Reformun Bir Adımı Olarak Türkçe Hutbe Tartışmaları Dosya: Biyocoğrafya Ergi Deniz ÖZSOY: Sunuş Utku PERKTAŞ: Filocoğrafya: Coğrafi Varyasyon Örüntüleriyle Geçmişe Bakmak Ferhat KAYA: Anadolu’nun Neojen Dönem Memeli Paleobiyocoğrafyası ve Paleoekolojisi Hakan GÜR: Anadolu Diyagonali: Bir Biyocoğrafi Sınırın Anatomisi Mutlu Kart GÜR - Hakan GÜR: Küçük Bir Memeli Türünün Ekofizyolojik ve Evrimsel Coğrafyası: Anadolu Yer Sincabı Didem AMBARLI: Anadolu Bozkırları Utku PERKTAŞ: Anadolu Bozkırları ve Bozkırın Kuşları Tolga KANKILIÇ ve Teoman KANKILIÇ: Anadolu Körfarelerinin Kromozomal Evrimi ve Filocoğrafyası Gülşah Merve KILINÇ: Tarımın Yakın Doğu ve Avrupa Biyocoğrafyasındaki Yolculuğu: Arkeogenomik Yaklaşımlarla Yeni Bulgular Kahraman İPEKDAL: Osmanlı Arşivlerinden Mitokondriye: Doğu Çam Kese Böceğinin Hikâyesi Çağatay TAVŞANOĞLU: Anadolu Bozkır Ekosistemleri Üzerinde İşleyen Müdahale Rejimleri Çağatay TAVŞANOĞLU: Yangın Coğrafyası: Vejetasyon Yangınlarının ve Ekolojik Sonuçlarının Alansal Dağılımı Nilgün DALKESEN: İlhanlı Valisi Emir Timurtaş’ın İsyanı Abdullah BAY: Osmanlı Gümrüğünde Bir Geçiş Belgesi: Pasavan veya Geçit Tezkeresi Bora AYERDEN, Zeynep DOKUR, Burcu DOYURAN, Melis KIZILDEMIR,Gülce PULAT: Kore Savaşı ve Bir Dostluk Hikayesi: Yüzbaşı’nın Kızı Min Ja Özgü ÇİLLİ KUTAN: D’Angleterre Oteli ve Kral Missirie Eski Sol Üzerine Yeni Notlar: M. Bülent VARLIK: “Sol”a Savrulan Dergi Yürüyüş (İstanbul/1941-1943) Özden BİLEN: Atatürk’ün Kuran-ı Kerim ve Piyano Hediye Ettiği İlkokul Turan TANYER: Ankara Ansiklopedisi 2
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi, 2019
Biyocoğrafya -Genel Prensipler-Bitki Coğrafyası-Hayvan Coğrafyası
Uluslararası Beden Eğitimi Spor ve Teknolojileri Dergisi, 2024
DOĞU AKDENİZ BÖLGESİ SEYAHAT ACENTELERİNİN WEB SİTELERİNİN VE ELEKTRONİK PAZARLAMA UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ , 2019
Kilikya Felsefe Dergisi, 2021
Asya Öğretim Dergisi
Cukurova Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2011