Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
Geçtiğimiz aylarda; Ebru Yetişkin, Cem Erciyes, Ali Akay gibi sanat eleştirmenleri, günümüzde sanat eleştirisinin ve eleştirmeninin işlevine ilişkin bir tartışma başlattı. Artunlimited'te çıkan Şikâyetim Yaradana adlı yazısında Ebru Yetişkin önemli bir tespit yaptı: "… bugün mesele eleştirinin ve eleştirmenin oynadığı işleve yönelik bir baskıcı dönüşüm arzusu ve bu baskıcı dönüşüm arzusunun ortaya çıkardığı hegemonik güç ve iktidar ilişkileri içindeki üretimin niteliğidir" 1 . Yetişkin kabaca şunu söylemek istiyor; sanat eleştirisi ve eleştirmen, kapitalist/neoliberal hegemonik güç ve iktidar ilişkileri içinde baskı altındadır ve üretiminin niteliği de bu baskı altında buna paralel olarak şekillenmektedir. Söz konusu olan artık, sanatın eleştirel düşünmeyi mümkün kılan potansiyelini görmeyen, sanatı piyasanın güdümüne sokmuş eleştirel olmayan bir sanat eleştirisidir. O yüzden, Yetişkin'e göre, Radikal Gazetesi'nde Cem Erciyes'in "… eleştiri ve eleştirmenlik ile ilgili yaptığı tartışmanın aksine, mesele, eleştirinin ve eleştirmenin ne anlama geldiği, yargılama gücünün kullanılması ve sanat işini beğenip beğenmemesi mesele değildir bugün" 2 . Temel mesele, ona göre, eleştirmenin sanat sermayesi ile olan organik ilişkisi içinde sermayenin hegemonik gücüne teslim olması ve böylece eleştirellikten uzak pasif bir kurumsal bileşene dönüşmesidir.
Modern (Dijital) Eleştirelin Serüveni Dijitallik aracılığıyla bu çağda verilmekte olan amansız savaş; modern olanın yaşama dürtüsü ile kendisine bir iktidar alanı devşirme hevesinden kaynaklanmaktadır. Modern olan, kitle fethine çıkmış daimi 'biyo-politik' bir bedenden ibarettir. Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma. Çıkma kendinden dışarı, serseri olma. Kendi içine sefer et erenler gibi. Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma. Ömer Hayyam Dijital olanın kısa tarihinde kendi benliğinden kopuk, dünya seyrine dalmış insan, hayata dair kat ettiği yolda, yaşamanın türlü olasılıkları ile karşı karşıya kalmıştır. Yolculuğun en cezb edici tarafı ise, toplumda yaşayan her bir bireyde daima bir şeyler üzerinde tahakküm kurma arzusunun hâsıl olmaya başlamasıdır. Böylesi bir arzunun peşindeki insan, finaldeki son sahnenin ölüm olacağını unutmuş ve yaşamını gün sonuna kadar devam ettirmiştir. Bu düşüncede hareket eden insan, temelde tahakkümü altındaki dijital 'ethos'larda iktidarını pekiştirmek için belirli kavramlar bulmak zorunda kalmış ve onlara sımsıkı sarılmıştır. Nitekim insanın bu karmaşa dolu yolculuğunu tanımlayan kavramları Marx; eşitlik, özgürlük, mülkiyet hakkı ve belki Benthamcı bir faydacılık biçimi şeklinde sıralamış ancak insan doğasının da bu kavramların tam zıddını yapmaya meylettiğini tecrübe etmiş ve yazmıştır. 1 Belli ki olagelen tek bir krallıkta bu krallığın fatihi olmaya çalışan milyarlarca arzu biçimi, bahsi geçen kavramların anlam alanını şekillendirmiştir. Varoluş yolculuğu boyunca insan; finalin, yani ölümün mutlak bir son olduğunun farkına vardığından beri 2 bir diğerinin eleştireni olmuş ve kamusal alan da el verdikçe kanonik değerler bırakmaya çalışmıştır. Ancak kamusal alan her zaman onu arzulayanın tahakkümünde olmamıştır, her daim onu yönetebilen sınırlı sayıda, görece daha güçlü hükümran(lar) olmuştur. Böylesi sonlu bir alanda, sonsuzluk arzusu içerisinde olan ve bu uğurda türlü devrimler, savaşlar ve daha nice olgu ve olayı gerçekleştiren insan, eleştirel olana/alana ait birçok neferin de ölümü görmesine sebep olmuştur. Nihayetinde eleştirel insan bu serüven içerisinde hikâyesini bugüne kadar sürdürmüş ve karşısına çıkan her şeye hakim olarak iktidarını kurma arzusunu devam ettirmiştir. Eleştirel olma ideası ile yola çıkan insan,
Gaziosmanpasa Universitesi Sosyal Bilimler Arastirmalari Dergisi, 2007
Bu araştırma ikincil yazının oluşmasında eleştirmenlere düşen görevleri incelemektedir. Araştırma betimleme yolu ile yapılmıştır. Araştırmacı, eleştirmenlerin üstlendikleri görevleri; okur ile yazar arasında üstlendikleri sorumlulukları saptama amacını güder. Bu araştırma sonucunda, eleştirmenlerin kaleme aldıkları tanıtıcı yazılar ve eleştirel incelemeler aracılığıyla hem okurlara hem de sanatçılara yol gösterici bir görev üstlendikleri tespit edildi. Edebiyatın gelişebilmesi için ikincil yazını oluşturan eleştirel incelemelerin gerekliliği anlaşıldı. Anahtar sözcükler: ikincil yazın, eleştirmen, eleştiri, okur, yazar, sanatçı On the role of critics on the formation of the secondary literature.
Bu yazının meselesi, Sadettin Özçelik’in kendisinin iki ciltlik Dede Korkut Kitabı ile ilgili eseri üzerine yazdığım FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi’nin 9. sayısında yayımlanan tanıtma ve değerlendirme yazısına yönelttiği eleştirilerdir. Sayın Sadettin Özçelik’in iki ciltlik çalışmasının künyesi şöyledir: Özçelik, Sadettin (2016 / I). Dede Korkut -Dresden Nüshası- Giriş, Notlar (1. Cilt), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları: 1166 / 1. ÖZÇELİK, Sadettin (2016 / II). Dede Korkut -Dresden Nüshası- Metin, Dizin (2. Cilt), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları: 1166 / 2.
Kerim Sadi, one of the important figures in the history of Turkish thought in the Republican era, has written various critical texts since the 1930s. In these texts, many prominent figures of Turkish literature such as Namık Kemal, Ahmet Haşim, Mehmet Âkif Ersoy were discussed in line with the data and perspective of Marxist teaching/historical materialism. Kerim Sadi, who mostly moves from the logic of criticism of the Russian Marxist critic Georgi Plekhanov and embodies a way of reading around the emphasis of class/economic conditions, is among the first Marxist critics of Turkey. However, when it comes to Marxist criticism in particular and Turkish criticism in general, his name is not mentioned much, and criticism texts are often not taken into account. There is no independent study on the critic aspect. In this article, an effort has been made to fill a gap in this framework; Kerim Sadi has been handled as a critic and tried to be brought to the attention of the current literary public. Considering his obscurity in the history of Turkish criticism, firstly, some introductory explanations about Kerim Sadi’s life and world of thought are presented, and then the prominent points of his understanding of criticism and the way he handles the literati in the relevant texts are discussed. While focusing on Kerim Sadi’s understanding of criticism, relevant sources in the Marxist criticism literature were used, thus revealing the theoretical foundations of her critical orientations. While examining the related texts, a chronological order has been observed in general, and Kerim Sadi’s words on the poets and writers are mentioned with an interpretive point of view and main lines.
Sanat eserlerini eleştirme işi oldukça zahmetli bir faaliyettir. İlmî ve kuramsal açıdan eleştirmenin kendisini hazırlaması ve yetiştirmesi önemlidir. Bu anlamda Bedrettin Cömert, genç yaşına rağmen yıllarını sanat, sanat tarihi, sanat eleştiri bağlamında geliştirmiş eleştirmenlerimizden biridir. Yazar, eleştiri ve deneme yazıları ile eleştiri ve eleştirmenin niteliklerini, sınırlılıklarını ve eleştirme hususunda gelinmesi gereken noktaları cesurca kaleme almış bir eleştirmendir. Onun bu tavrını olabilecek en kapsamlı şekilde sergileyen eser olan Eleştiriye Beş Kala bu çalışmanın konusu olacaktır. Çalışmada, Cömert'in eleştiri yazılarından yola çıkılarak onun Türk eleştiri dünyasındaki konumu ve eleştirme işine yüklediği anlamlar ile kendisinin ne derece bu işi incelikleriyle yerine getirdiğini anlamak ve aktarmak amaçlanmıştır. Yazarın, denemelerindeki duruşu ile eleştiri yazılarındaki bağın sağlamlığı ve beslenmiş olduğu eleştiri kuram ve yöntemleri nasıl işlediği, yorumladığı incelenmiş, sınıflandırılmış bunun yanında da eserlerinden yola çıkılarak Cömert'in kendi anlayışı, üslubu ve dil kullanımı ortaya konulmuştur.
(1923-1938) 102 • Hüseyi n Özçelebller/Cum/ııır/yet Döııeıç;e Edehf Eleştiri (1939-/96()) 124 • Nurullah Çelln//960-2000 Yılları ı\rasıııda Türk Edebiyat ıııda Eleş-' 1 1 ; .'çotışıııaları J {ı7 • Himmet llç/Elf!ştiriıı iıı Bat ıdan Bize Serilııeııl F/lnzoflar-Rnınuııcılar-Eleşıirmeıı/er 185 il. BÖLÜM : ELEŞTİRİ YÖNTEMLERİ Nurullah Çcl in/Öıııel!İıleııiıııci Eleştiri 2{)(ı • Hilmi Uçan/Dl/, Yu zor. Metlıı. Eleştiri BaAlam111da Yapı.ralcı/ık 209 • Hilıni llçan/f/q riı i)'öııtenıleri ı •e
2002
This article discusses the parameters of the criticism method of Egyptian critic Muhammad Mandûr. The attempt by Mandûr at transforming the criticism method in line with sociopolitical change in Egypt has been evaluated both quantitatively and qualitatively. The author of the article assesses critically the critique by Mandûr with respect to the problems of Arabic poetry, social role of literature and socialist realism, etc. Keywords: Muhammad Mandûr, Arabic criticism, Arabic poetry, socialist realism
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Çağdaş görsel sanat eserleri özellikleri, nitelikleri ve temsil gücü bakımından klasik ile modern estetik ve sanat anlayışından farklı bir anlayışı temsil etmektedirler. Çağdaş görsel sanat eserleri sanat izleyicileri tarafından anlaşılmak için haklarında yazılan açıklayıcı metinlere gereksinim duymaktadırlar. Ancak çağdaş sanat eserlerinin anlamlarının inşa edilmesi sürecinde rol alan aktörlerin yazdıkları bu metinler, sanat eserinin ait olduğu sanatçı ile sanat eseri arasında anlamsal bir kopuş yaratmaktadır. Sanat eserine sanatçı dışındaki aktörler tarafından bağlam, yorum ve anlam atfedilmesi bir özne olarak sanatçıyı dışarıda bırakmaktadır. Bu durum Roland Barthes'ın yazarın ölümü olarak bahsettiği bağlamda sanatçının ölümü anlamına gelmektedir. Böylece bu çalışmanın amacı günümüz çağdaş görsel sanat alanında üretilen sanat çalışmalarına anlam, bağlam üretilmesi sürecinin bir özne olarak sanatçıdan uzaklaşması ve sanat eseri ile sanatçı arasında ortaya çıkardığı sonuçları incelemek ve tartışmaktır. Bu doğrultuda çalışmanın kuramsal dayanakları olarak Roland Barthes, Umberto Eco ve Jean Baudrillard'ın yaklaşımlarından faydalanılmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Academic Perspective Procedia, 2022
Gür, Ş. Ö., Eleştirel Yorumlarda Mimari Kavramlar (3), Yapı (198), Mayıs 1998, 75-83., 1998
Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2024
Türk Edebiyatı, 2023
Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/22, p. 367-376, 2017
Okul öncesinde eleştirel düşünme ve etkinlik örnekleri , 2023
Değerler Eğitimi ve Eğitim Programları
Gür, Ş. Ö., Eleştirel Yorumlarda Mimari Kavramlar (2), Yapı (197), Nisan 1998, 65-80., 1998
Sosyal Bilgilerde Güncel Okumalar 2, 2020