Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Toplum Bilimleri Dergisi
https://doi.org/10.29238/tbd.2007.49312…
20 pages
1 file
Bu araştırmanın temel amacı İlkokul ve lisede görev yapan öğretmenlerin duygusal emek gösterim düzeyleri arasında fark olup olmadığının araştırılmasıdır. Katılımcılar Çanakkale ili Gelibolu ilçesinde bulunan ilkokul ve liselerde görev yapan 102 sınıf öğretmeni ve 135 lise öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmaya konu olan, birey ya da nesneler kendi koşulları içinde, olduğu gibi tanımlamaya çalışıldığından nicel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler, Diefendorff (2005) tarafından geliştirilen ve Basım ile Begenirbaş (2012) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Duygusal Emek Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler ve MANOVA analizi kullanılmıştır. Öğretmenlerin, en çok doğal duygular alt boyutunda duygusal emek gösteriminde bulundukları görülmüştür. Yüzeysel rol yapma ile derin rol yapma alt boyutlarında ilkokul öğretmenlerinin lise öğretmenlerine göre daha düşük, doğal duygular alt boyutunda ise ilkokul öğretmenlerinin lise öğretmenlerinde göre daha fazla duygusal emek gösteriminde bulundukları görülmüştür. Cinsiyet açısından değerlendirildiğinde ise derin rol yapma alt boyutunda erkek öğretmenlerin kadın öğretmenlerden daha fazla duygusal emek gösteriminde bulundukları bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca bulgulara ilişkin önerilere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Duygusal emek, Yüzeysel yol yapma, Derin rol yapma, Doğal duygular, Öğretmenler.
Al Farabi international journal of social sciences, 2020
Bu araştırmanın amacı, lise öğretmenlerinin duygusal emek davranışları ile işle bütünleşmeleri arasındaki ilişkiyi saptamaktır. İlişkisel tarama modelindeki bu araştırmaya uygun örnekleme yöntemi ile belirlenen 251 öğretmen katılmıştır. Araştırmada, veri toplama araçları olarak "Duygusal Emek Ölçeği" ve "İşle Bütünleşme Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, lise öğretmenlerinin duygusal emek davranışları arasında yer alan derinden rol yapma davranışlarını ve doğal duyguları çoğu zaman sergiledikleri, yüzeysel rol yapma davranışlarını ise nadiren sergiledikleri görülmüştür. İşle bütünleşmeye yönelik ise en fazla fiziksel ve bilişsel bütünleşme davranışları olmak üzere yüksek düzeyde duygusal bütünleşme davranışları gösterdikleri görülmüştür. Yüzeysel rol yapma boyutu ile duygusal bütünleşme boyutu arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki yer alırken, doğal duygular boyutu ile duygusal bütünleşme, fiziksel bütünleşme ve bilişsel bütünleşme boyutları arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkiler olduğu görülmüştür. Bu ilişki en çok da duygusal bütünleşme ve doğal duygular boyutları arasındadır. Duygusal emek davranışlarının, işle bütünleşme davranışlarından fiziksel bütünleşme hariç duygusal ve bilişsel bütünleşme davranışlarının anlamlı bir yordayıcısı olduğu görülmüştür.
ÖZET: Duygusal emek kavramı, işin gerektirdiği doğru duyguları hissetmek için çaba gösterme işi olarak tanımlanmaktadır. İşgörenler, işlerini yaparken hizmet alanlarda olumlu duygular uyandırarak iyi izlenimler bırakabilmek için yüzeysel sergileme, derinlemesine sergileme ve gerçek olumlu duyguların sergilenmesi olarak isimlendirilen duygusal emek stratejilerini kullanabilmektedirler. Yüzeysel sergileme boyutunda, çalışanlar ilgili davranışları sergilemeyi " zorunluluk " olarak görmekte ve isteksizce hareket etmektedir. Derinlemesine duygusal emekte ise çalışanlar işin gerektirdiği duygusal davranışları sergilemeyi bir " gereklilik " olarak görmektedir ve bu duyguları gerçekten hissederek göstermeye çalışmaktadırlar. Duygusal emeğin üçüncü boyutu olan gerçek duyguların sergilenmesi boyutunda ise samimi ve doğal duygularını ortaya koyulmaktadırlar. Eğitim alanı ve öğretmenlik, insanla doğrudan ilgili çalışmayı gerektiren bir alan olması nedeniyle, duygusal emeğin de yoğun olduğu bir alandır. Yapılan araştırmalara göre, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerle ilişkilerinde duygularını daha çok içten sergilemekte oldukları ortaya çıkmıştır. Kadın öğretmenler erkek öğretmenlere göre daha fazla duygusal emek harcamaktadır. Özel okullarda çalışan öğretmenler kamu okullarında çalışanlara göre daha fazla duygusal emek harcarken, kamu okullarında çalışan öğretmenler duygusal emeğin olumsuz sonuçlarından özel okul öğretmenlerine göre daha fazla etkilenmektedir. Anahtar sözcükler: Duygusal emek, eğitimde duygusal emek, öğretmenlikte duygusal emek, yüzeysel sergileme, içten sergileme, gerçek olumlu duyguların sergilenmesi.
Opus uluslararası toplum araştırmaları dergisi, 2020
Regresyon Analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre; öğretmenlerin duygusal emek gösterimleri yüzeysel rol yapmada düşük, derinden rol yapmada yüksek ve doğal duygularda çok yüksektir. Yine öğretmenlerin duygusal emek gösterimleri cinsiyetlerine göre farklılaşırken, çalıştıkları okul düzeyine, kıdemlerine, eğitim durumlarına, okuldaki öğretmen sayısına ve aynı okulda çalışma sürelerine yönelik farklılaşmamaktadır. Öğretmenlerin psikolojik sözleşmeye uyma düzeyleri yüksektir. Öğretmenlerin psikolojik sözleşmeye uyma düzeyleri çalıştıkları okul düzeyine, cinsiyetlerine ve kıdemlerine göre farklılaşırken; mezuniyet durumlarına, çalıştıkları okuldaki öğretmen sayısına ve aynı okulda çalışma sürelerine göre farklılaşmamaktadır. Öğretmenlerin psikolojik sözleşmeye uyma düzeyleri ile yüzeysel rol yapma gösterimleri arasında negatif yönlü ve düşük; derinden rol yapma gösterimleri ile pozitif yönlü ve düşük; doğal duygular gösterimleri ile pozitif yönlü ve orta düzeyde ilişkilerin varlığına rastlanmıştır. Öğretmenlerin derinden rol yapma ve doğal duygu gösterimleri psikolojik sözleşmeye uyma düzeylerini yordamaktadır.
Özet: Bu çalışmada, kişilik özelliklerinin, genellikle hizmet sektörü çalışanlarında aranan, duygusal emek gösterimlerine etkileri Ankara'da görev yapan 402 öğretmen katılımcı üzerinde incelenmiştir. Çalışmada değişkenler arası ilişkiler ve etkileri korelasyon ve regresyon analizleri ile ortaya konurken, değişkenlere ait ölçeklerin doğrulanması esnasında yapısal eşitlik modelinden istifade edilmiştir. Yapılan analizlerde ulaşılan bulgulara göre, genel olarak beş faktör kişilik özelliklerinin duygusal emeği anlamlı olarak açıkladığı tespit edilmiştir. Özellikle değişkenler alt boyutlar olarak ele alındığında, nörotiklik ile yüzeysel rol yapma, öz disiplin ile derinden rol yapma, uyumluluk ve gelişime açıklık ile de doğal duygu gösterimleri arasında pozitif ve anlamlı ilişkilere rastlanılmıştır. Abstract: In this study, the effects of personal traits on emotional labor displays are examined on 402 teachers working in Ankara district. While the relations between the variables and their effects are asserted with correlation and regression analysis, the structural equation model is used for the validations of scales. According to the findings, five big personalities explain emotional labor significantly as a whole. Especially, at the level of sub-factors, we find positive and significant relationship between neuroticism and surface acting, conscientiousness and deep acting, agreeableness, openness to experience and natural feelings.
2020
Arastirmanin amaci ilkogretim kurumlarindaki ogretmenlerin duygusal emek davranislari ile yasam doyumu duzeyleri arasindaki iliskiyi demografik degiskenlere gore incelemek ve duygusal emek ile yasam doyumu arasindaki iliskiyi saptamaktir. Arastirma 2015-2016 Egitim Ogretim yilinda Canakkale ili ve ilceleri icerisinde yer alan ilkogretim kurumlarinda gorev yapan ogretmenlerle yapilmistir. Veri toplama araci olarak “duygusal emek olcegi” ve “yasam doyumu olcegi” kullanilmistir. Veriler IBM SPSS 21 paket programiyla analiz edilmistir. Arastirma sonucuna gore ogretmenlerin duygusal emek davranislari ve yasam doyumlari orta duzeyde bulunmustur. Erkek ogretmenlerin kadin ogretmenlere nazaran daha fazla yuzeysel rol yaptigi saptanmistir. 21 yil ve ustu kideme sahip olan ogretmenlerin 16-20 yil kideme sahip ogretmenlerden daha cok duygusal emek davranisi gosterdikleri saptanmistir. 16-20 yil kideme sahip ogretmenlerin diger kidem grubundaki ogretmenlere gore daha az yasam doyumu algisina sa...
Uşak Üniversitesi Eğitim Araştırmaları Dergisi, 2019
Bu araştırmanın amacı, öğretmenlerin örgütsel politika algıları ile duygusal emek düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırmanın evrenini Uşak ilinde çalışan 3660 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise, 370 ortaokul öğretmenidir. Araştırmada kolay ulaşılabilir örnekleme yoluna gidilmiştir. Araştırma verileri "Örgütsel Politika Algısı Ölçeği" ve "Öğretmenlerin Duygusal İşçilik Ölçeği" ile toplanmıştır. Araştırmada veriler tek yönlü varyans analizi, Pearson Momentler Çarpımı Katsayısı ve Çoklu regresyon analizi ile test edilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; öğretmenlerin örgütsel politika algıları orta düzeydedir. Öğretmenlerin örgütsel politika algıları cinsiyetlerine ve okullarındaki öğretmen sayısına göre farklılık göstermektedir. Erkek öğretmenler kadın öğretmenlere, kalabalık okulda görev yapan öğretmenler daha küçük okullardaki öğretmenlere göre daha yüksek örgütsel politika algısına sahiptirler. Bununla birlikte öğretmenlerin örgütsel politika algıları kıdemlerine ve aynı okuldaki çalışma süresine göre farklılaşmamaktadır. Öğretmenlerin duygusal emek düzeyleri ise orta düzeydedir. Öğretmenlerin duygusal emek düzeyleri cinsiyetlerine, kıdemlerine ve aynı okulda çalışma sürelerine göre farklılaşmaktadır. Erkek öğretmenlerin kadın öğretmenlere, aynı okulda çalışma süresi daha fazla olan öğretmenlerin diğerlerine, daha kıdemlilerin daha az kıdemli öğretmenlere duygusal emek düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Okuldaki öğretmen sayısına göre ise, öğretmenlerin duygusal emek düzeyleri farklılık göstermemektedir. Yine araştırma sonucuna göre öğretmenlerin örgütsel politika algıları ile duygusal emek düzeyleri arasında anlamlı pozitif yönlü düşük bir ilişki
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin okul müdürüne güven düzeyleri ve okul yöneticisi tarafından sergilenen etik liderlik davranışlarının örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Konya ilinde görev yapmakta olan 380 öğretmenden oluşmaktadır. Veri toplama araçları olarak; öğretmenlerin örgütsel sessizlik nedenlerini belirlemek amacıyla Çalışan Sessizliği Ölçeği, okul müdürüne güven düzeyini belirlemek amacıyla Çok Amaçlı T Ölçeği, yöneticilerin etik liderlik davranışlarının belirlenmesi için ise Etik Liderlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre okul müdürüne güven ve okul müdürü tarafından sergilenen etik liderlik davranışları ile örgütsel sessizlik arasında negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Ayrıca okul müdürüne güven ve etik liderlik davranışları birlikte örgütsel sessizliğin yaklaşık %24'ünü açıklarken, örgütsel sessizliğin tek anlamlı yordayıcısının etik liderlik davranışları olduğu gözlenmiştir. Bu bulgular doğrultusunda, konu ile ilgili yapılacak sonraki çalışmalara ve yönetim uygulamalarına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
2013
Emotional labour is named as the efforts of employees who are in face to face or phone to phone with customers in people-oriented professions, in the process of displaying organizationally desired appropriate emotion in verbal or non-verbal way. General aim of this study consists relationships among emotional labour antecedents, emotional labour behavoirs, emotional dissonance, outcomes of emotional labour and organizational communication satisfaction and to develop new ideas at the direction of findings. Parallel to this aim one of the emotional labourintensive profession call center employees perspectives about variable of emotional labour process and organizational communication satisfaction are determined. Network of relationships, which is described depend on literature, is examined among emotional labour antecedents, emotional labour behavoirs, emotional dissonance, outcomes of emotional labour and organizational communication satisfaction. A sample of 383 call center employee...
Yaşadıkça eğitim, 2022
©2022 Yaşadıkça Eğitim Dergisi. Bu makale CC BY-NC-ND lisansı altında açık erişimli bir makaledir.
Journal of International Social Research, 2018
Tarihsel süreç içerisinde yönetim bilimindeki yeni gelişmelerle birlikte, kurumlarda insan faktörü ön plana çıkmakta ve çalışanların salt maddi ihtiyaçların karşılanmasına yönelik görüşlerden çok hem maddi hem de duygusal ihtiyaçların tatmin edilmesinin gerekli olduğu anlayış̧ geçerlilik kazanmaktadır. Buna bağlı olarak, günümüzde çalışma yaşamında duyguların daha çok ele alınması ve tartışılması gerekliliği benimsenmektedir. Çalışanların, duygularını yansıtan davranışlarını, çalıştıkları kurumların beklentileri doğrultusunda sergilemesi şeklinde tanımlanan ve özellikle hizmet sektöründe giderek önem verilen bir kavram olan duygusal emek, beraberinde tükenmişlik sendromu, motivasyon düşüklüğü gibi birçok olumsuz sonuçları getirebilmektedir. Bu noktada, kurumlarda çalışanlarıyla etkili iletişim kurmada, hem kendisini hem de çalışanlarının duygularını anlayıp yönetmede önemli rol üstlenen etkili bir liderin varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmanın, pek çok açıdan ele alınan liderlik olgusunun yeni bir alan olan duygusal emek ile olan ilişkisini irdelemek, teorik anlamda literatüre, pratik anlamda da sektöre ve çalışanlara somut katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
Toplum Bilimleri Dergisi, 2019
Öz: Bu çalışmanın amacı, duygusal emek teorisinin eğitim örgütleri açısından önemini ortaya koymaktır. Eğitim örgütleri öğrenci iletişim ve etkileşiminin en yoğun düzeyde yaşandığı dolayısıyla duyguların en çok devreye girdiği eğitim ortamlarından birisidir. Bu iletişim ve etkileşim ortamında öğrencilere rol model olacak tutum ve davranışlara sahip olması gereken öğretmenlerin kimi zaman duygularını yönetebilmesi, değiştirebilmesi ya da baskılayabilmesi gerekmektedir. Çünkü yönetsel açıdan, öğretmenlerin gerektiğinde gerçekte hissettikleri duygulardan uzaklaşarak olumsuz duygularını baskılayabilmeleri, olumlu duygularını daha çok gösterebilmeleri, özellikle içten duygular sergileyerek duygusal emek gösteriminde bulunmaları beklenmektedir. Bu açıdan sağlıklı bir örgüt iklimi ve değerlere dayalı güçlü bir örgüt kültürüne sahip olması gereken eğitim örgütlerinde, duygusal emek davranışları ortaya koyabilen, duygularını düzenleyebilen ve örgütsel hedeflerle uyumlu olacak şekilde duygularını değiştirebilen öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun nedeni öğrencilere sunulan eğitim hizmetinin niteliğinin geliştirilmek istenmesidir.
Business & Management Studies: An International Journal, 2019
Bu araştırmanın amacı; eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin duygusal emek algılarının örgütsel vatandaşlık davranışı sergileme düzeylerine olan etkilerini analiz etmek ve bu eylemlerin bazı değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bununla birlikte bu araştırma değişkenleri arasındaki ilişkilerin düzeyinin ve yönünün de tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda, Akdeniz bölgesinde yer alan Kahramanmaraş ve Mersin illerinde faaliyette bulunan eğitim kurumlarında çalışan 829 öğretmene anket uygulanmıştır. Anketler sonucunda elde edilen verilere SPSS paket programı kullanılarak korelasyon, regresyon, Kruskal Wallis ve Mann Whitney U analizi testleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; örgütsel vatandaşlık davranışı ve duygusal emek arasında pozitif yönde anlamlı ilişkinin varlığı, duygusal emek alt boyutları olan yüzeysel davranış, derinden davranış ve samimi davranışın örgütsel vatandaşlık davranışı alt boyutları olan diğergamlık, vi...
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2016
Bu araştırmanın temel amacı, öğretmenlerin duygusal emek davranışlarının iş doyumuna etkisini belirlemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırmanın çalışma grubunu Batman il merkezinde basit tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen 380 öğretmen oluşturmaktadır. Öğretmenlerin duygusal emek davranışlarını ölçmek için Begenirbaş ve Meydan (2012) tarafından öğretmenlere uyarlanan Duygusal Emek Davranışları Ölçeği'nden ve Oran (1989) tarafından Türkçeye uyarlanan Minnesota Doyum Ölçeği'nden yararlanılmıştır. Çalışmada öğretmenlerin duygusal emek davranışları ve iş tatmin düzeyleri için aritmetik ortalamalardan yararlanırken, boyutlar arası ilişkiler ve etkileri korelasyon ve regresyon analizleri ile ortaya konulmuştur. Yapılan analizlerde ulaşılan sonuçlara göre, genel olarak duygusal emeğin işdoyumunu %7 yordadığı tespit edilmiştir. Özellikle alt boyutlar olarak ele alındığında boyutlar arasında (duygusal emek ile içsel doyum arasında) pozitif ve anlamlı ilişkilere rastlanılmıştır.
Turkish Studies-Economics,Finance,Politics, 2020
Cite as/ Atıf: Aksoy-Kürü S. & Kayış A. (2020). Türkiye'de eğitim sektöründe duygusal emek ile ilgili yapılan çalışmalar üzerine bir içerik analizi.
Sportif bakış spor ve eğitim bilimleri dergisi, 2019
This study aimed to evaluate the level of the academics' emotional labor, which has become an economic value and which can be the predecessor or successor of many organizational behavior variables, and to evaluate what kind of relatively superior features it contains in terms of superficial, deep role-playing and natural emotion. In this study; 398 academicians from 4 universities in Hacettepe, Gazi, Ankara and Bilkent University participated in Ankara. The reason for collecting data from academicians is that they are among the occupational groups that are most expected for emotional labor. In the study, we used quantitative research model, and to gather data in addition to personnel information form, we used the Turkish version of Diefendorff et all' s emotional labor scale. The data analyzed with SPSS 21 package program using frequency, percentage, independent samples t-test, and one-way ANOVA. According to the analysis results, when we examined the demographic data of the participants, we found that 49.7% were female, and 50.3% were male. When the age groups were examined, it was found that the average was 40.63. In the findings of the study conducted to determine the emotional labor levels of academic staff, significant differences were found only in the 'superficial role-playing' sub-dimension of the t-test results according to gender, while no significant difference was found in the other sub-dimensions. There was a statistically significant difference in the overall scale (p = .0200; p <.05). According to ANOVA results, there were no significant differences in overall and in the sub-dimensions of the scale. Considering that the concept of emotional labor is essential for employees who are mostly in face-to-face communication, more meaningful and generalizable results can be achieved by applying this scale in different occupational groups other than academics.
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, 2013
Bu çalışma Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda çalışan öğretmenlerin yaşam doyumu ve duygusal zekâ düzeylerini incelemek amacı ile planlanmış ve yürütülmüştür. Öğretmenlerin yaşam doyumlarını belirlemek için Yaşam Doyumu Ölçeği (Köker, 1991), duygusal zekâ yeteneklerini belirlemek için de Acar (2001) tarafından Türkçeye uyarlama çalışmaları yapılan Bar-On EQ Anketi kullanılmıştır. Araştırma evrenini Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Kuruluşlarda görev yapan 200 öğretmen araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma sonucunda; cinsiyet, görev süresi, işinden ve iş yerinden memnun olma gibi değişkenlerin yaşam doyumu üzerinde etkili olmadığı; yaşam doyumu düzeyinin yaşa göre farklılaştığı belirlenmiştir. Duygusal zekâ açısından kişilerarası beceriler ile stresle başa çıkma becerilerinde cinsiyetin ve yaşın etkili olduğu; duygusal zekâ puanları ile yaşam doyumu puanları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunduğu saptanmıştır.
Journal of International Social Research, 2018
Duygular hem günlük hayatta hem de örgütte bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Çoğu zaman okul yöneticileri yoğun olarak duygusal emek sarf eden öğretmenlerin duyguları ile ilgilenmemektedir. Bu ise tükenmişlik, kaygı ve iş tatminsizliği gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları engelleyebilmek ve çözüm sunabilmek için öncelikle öğretmenlerin çalıştıkları süreç boyunca yaşadıkları duygu durumlarına bakılması gerekmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı; okul öncesi öğretmenlerin mesai zamanlarında yaşadıkları duygu durumlarının belirlenmesidir. Çalışmaya öğretmenlik mesleğini isteyerek seçtiğini ve işinden memnun olduğunu söyleyen 49 kadın okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Betimsel yöntemin kullanıldığı araştırmada veriler; araştırmacılar tarafından Weiss ve Cropanzano'nun (1996) ortaya attığı duygu kategorileri ve türlerini göz önünde bulundurularak hazırlanan Duygu Durum Çizelgesi aracılığı ile toplanmıştır. Öğretmenler; 9 mesai günü boyunca mesai başlangıcı, ortası ve sonunda çizelgeyi doldurmuşlardır. Yapılan frekans analizi sonucunda; okul öncesi öğretmenlerinin çalışma başı ve ortasında en çok yüksek olumlu duygular hissederlerken, çalışma sonunda bu duygularının azalmaya başladığı ve düşük olumlu duyguların daha çok hissedildiği saptanmıştır. Yüksek olumsuz duygular; mesai süresince en az yaşanan duygular olarak bulunmuştur. Yüksek olumsuz duygulardan gerginlik ve stres, çalışmanın ortasına doğru artarken sonuna doğru azalmıştır. Düşük olumsuz duygular arasında yer alan yorgunluk duygusunun ve düşük olumlu duygular arasında yer alan rahatlamışlık duygusunun mesai boyunca sürekli olarak arttığı, yüksek olumlu duygulara bakıldığında ise öğretmenlerin mesainin başından sonuna doğru daha az neşeli ve mutlu hissettikleri görülmüştür. Okul öncesi öğretmenlerin duygu durum düzenlemeleri için yöneticiler tarafından öğretmenlere çeşitli duygu durum düzenleme faaliyetlerine katılım imkânı sunulması ve okulda öğretmenlerin danışabileceği uzmanların bulundurulması önerilmektedir.
Ordu Üniversitesi Hemşirelik Çalışmaları Dergisi, 2020
Bu araştırmanın amacı, hemşirelik öğrencilerinin duygusal emek davranışlarını belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma, 9-13 Mart 2020 tarihinde bir üniversitenin sağlık yüksekokulunda hemşirelik bölümünde okuyan, araştırmaya katılmaya gönüllü olan 230 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma için üniversitenin etik kurulundan ve kurumdan yazılı izin alınmıştır. Veri toplamada "Öğrenci Bilgi Formu" ve "Hemşirelerin Duygusal Emek Davranışı Ölçeği" kullanılmıştır. Veriler SPSS 22.0 programında Mann Whitney U, Kruskal Wallis H ve Spearman korelasyon testleri kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistiksel anlamlılık sınırı olarak p<0.05 kabul edilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin "Hemşirelerin Duygusal Emek Davranışları Ölçeği" toplam puan ortalamaları 3.97±0.03 olarak bulunmuştur. Kadın öğrencilerin "Hemşirelerin Duygusal Emek Davranışı Ölçeği" toplam, derinlemesine davranış ve samimi davranış alt boyutları puan ortancaları erkeklere oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0.05). Yaş ile ölçek toplam, samimi davranış ve derinlemesine davranış alt boyut puan ortalamaları arasında negatif yönde zayıf bir bağıntı olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin samimi davranış alt boyutunda aile tiplerine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği tespit edilmiştir (p<0.05). Sonuç: Araştırmanın sonucunda, öğrenci hemşirelerin duygusal emek davranışlarının fazla olduğu belirlenmiştir. Lisans eğitiminde teorik derslerde duygusal emek ve duygu yönetimini ele alan konuların müfredata eklenmesi, klinik uygulamalarda öğretim elemanları ve klinik hemşirelerin öğrenci hemşireleri hastalarla ve ekip üyeleri ile iletişim, bakım ve tedavi süreçlerinde yönetici olarak desteklemeleri önerilir.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2015
Bu araştırmada, ortaokul (5, 6, 7, 8. Sınıf) öğrencilerinin duygu durumlarına göre dinledikleri müzik türlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma genel tarama modelindedir. Ankette öğrencilerin en çok hangi duygu durumunda müzik dinlediklerine yönelik sorunun cevapları, Parott'un (2001) sosyal psikolojideki duygu durumları sınıflandırmasının "birincil duygu durumları" esas alınarak analiz edilmiştir. Birincil duygu durumları; sevgi-aşk, eğlence-mutluluk, şaşkınlık, öfke, üzüntü ve korku olmak üzere altı duyguyu kapsamaktır. Araştırmada, öğrencilerin bu duygu durumlarına göre dinledikleri müzik türleri ve seslendiriciler tespit edilmiştir. Çalışmanın örneklemini; Mardin, Tokat ve İzmir'de öğrenim gören ortaokul öğrencileri (5, 6, 7, 8. sınıf) oluşturmaktadır (N=608). Maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi kullanılarak tespit edilen bu iller; farklı sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerine sahip öğrencilere ulaşmak ve çeşitliliği sağlamak için seçilmiştir. Bu seçim, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü'nün 2011 tarihli "İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE)" adlı raporu dikkate alınarak yapılmıştır.Analiz işlemleri sonucunda verilerin frekans (f) ve yüzde (%) değerleri tespit edilerek çeşitli grafikler oluşturulmuş, bulgular görselleştirilerek sunulmuştur. Araştırma sonucundaöğrencilerin en çok Türk Pop-Rock müziğini tercih ettikleri tespit edilmiştir.Parrot'un duygu durumlarına göre öğrencilerin en çok eğlence-mutluluk duygusunda müzik dinlemeyi istedikleri saptanmıştır. Öğrencilerin en çok dinledikleri seslendiricinin iseliteratürde henüz bir tanımı olmayan, "Arabesk-Rap" olarak tanımlanabilecek bir müzik türü kapsamında performans gösteren "Arsız Bela" olduğu tespit edilmiştir.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Çalışanların hizmet verdikleri kişide duygu yaratma çabası olarak tanımlanan duygusal emek, sağlık alanında daima tartışma konusu olan bir kavramdır. Sağlık çalışanları hizmet ve bakım sürecinde etkili sonuca ulaşmak için duygusal emek sergilemek durumundadır. Ebelik mesleği de duygusal emek gerektiren bir meslektir. Gebelik ve doğum olayı sürece dâhil olan herkes için duygusal açıdan olumlu ya da olumsuz çok fazla deneyim barındırır. Bu duygularla başa çıkmada ve ailelere destek sağlamada ebeler kilit rol oynamaktadır. Anne ve çocuk sağlığı açısından önemli bir konumda olan ebelik mesleğinin duygusal yönlerinin incelenmesi önem taşımaktadır. Bu derleme, ebelik mesleğinde duygusal emeği literatür bilgileri eşliğinde incelemek ve literatüre katkı sağlamak amacıyla yazılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.