Academia.eduAcademia.edu

Anadilinde Yaşam Hakkı ve Ötesi

Türkiye ve Kürdistan'da son 10 yılın siyasi gelişmelerinin muhasebesini yaptığımızda üzerinde en fazla konuşulan konulardan biri de dil meselesi, diğer adıyla anadili veya Kürtçe konusudur. Bu durum hem Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti için hem de en geniş anlamıyla Kürt hareketi açısından böyledir. Zira hükümetin, kendisini Kürt meselesi konusunda gelmiş geçmiş en demokratik hükümet olduğunu iddia etmesini açıklama biçimine baktığımızda sadece Kürtçe ile ilgili attığı bir takım adımların öne çıktığını görebiliriz. Örneğin Kürtçe yayın yapan TRT 6, okullarda 5. ve 6. sınıflarda Kürtçe seçmeli derslerin yapılabilmesi ve Kürt siyasi tutsakların masraflarını kendileri karşılamak koşuluyla anadilinde savunma yapabilmelerini mümkün kılan değişiklikler ve benzeri birkaç adım bu dönemde birçok mecrada tartışıldı. Buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de bu adımları eleştirip, hükümeti bölücülük yapmakla suçlayarak tartışmalara dahil oldu. Kürt tarafında ise son 10 yılda anadili hakkı için birçok eylem, gösteri, mecliste gündemleştirme, açlık grevinde anadili hakkının talep edilmesi, anadilinde eğitim hakkının tanınması için okul boykotları, çokdilli belediyecilik uygulamaları, yüzlerçe Kürtçe kursunun açılması, birçok konferansın düzenlenmesi hep anadiline bu dönemde ne kadar önem verdiğini açıkca gösteriyor. 2012-2013 döneminde yürütülen anayasa yazımı çalışmalarında da bu konunun sık sık gündeme geldiği, çatışma konusu olduğu hepimizin malumu. Komisyondaki siyasi partilerin bu konudaki tutumları da medya üzerinden kamuoyu ile paylaşıldı. Bilindiği gibi AKP, CHP ve MHP bir takım farklılıklarla beraber az çok önceki anayasalarda kabul edildiği biçimiyle "devletin dili Türkçe'dir"