Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi
https://doi.org/10.18403/emakalat.1013938…
38 pages
1 file
Ahmed Yesevi, Türk Müslümanlığına mührünü vurmuş önemli şahsiyetlerden biridir. Alevi veya Sünni, Türk Müslümanlığının bütün şubeleri, Ahmed Yesevi’yi sahiplenmekte ve onun mirasçısı olduğunu iddia etmektedir. Bütün Türk yurtlarında Ahmed Yesevi’nin etkisi bir şekilde görülmektedir. Bu çalışma, Ahmed Yesevi’nin Alevi-Bektaşi yolundaki yerini incelemektedir. Çalışmanın ana kaynakları, Ahmed Yesevi ve erken dönem Yesevi halifelerinin eserleridir. Bunların yanında Anadolu ve çevre bölgelerde Babailerin, Bektaşilerin ve Kızılbaşların ürettiği eserler yine çalışmanın ana kaynakları arasındadır. Ahmed Yesevi’nin Alevilik ve Bektaşilik üzerindeki etkisi hakkında yapılan güncel çalışmalardan da istifade edilmiştir. Çalışmamız beş ana başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlıkta erken dönem Yesevi kaynakları hakkında değerlendirmeler yapılmış, ikinci başlıkta Dört Kapı müfredatı üzerinden Ahmed Yesevi’nin Alevi-Bektaşi yolundaki etkisi irdelenmiş, üçüncü başlıkta Alevi-Bektaşi şiirinin kuruluşunda Ahmed Yesevi’nin rolü izah edilmiş, dördüncü başlıkta kimi Alevi erenlerinin Ahmed Yesevi ile bağı gündeme getirilmiş, beşinci bölümde ise değişik konulara temas edilmiştir.
EDEBALİ İLAHİYAT DERGİSİ, 2021
Öz Aleviliğin eğitim sürecinin omurgasını teşkil eden Dört Kapı; Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat adlarındaki dört aşamalı bir sistemdir. Genellikle her kapının içinde makam adı verilen onar tane ara basamak vardır ve bunların toplam sayısı kırktır. Bu çalışma, Şeriat kapısının ilk makamı olan "iman getirmek" kavramını araştırmaktadır. Çalışmada cevabı aranan sorular şunlardır: Alevilikte iman getirmenin mahiyeti nedir? Alevilikte iman getirmek kavramı neleri içerir ve bu içerik ne anlama gelir? İman getirmek ile iman etmek arasındaki fark nedir? Alevilikte şehadet kelimesinin anlam altyapısı nedir? Şehadet kelimesinin kısaltılmış bir formu var mıdır? Alevi ibadetlerinde ve tarikat kisvelerinde iman getirmek kavramı ne şekilde geçmektedir? Bu makalede Aleviliğin yazılı kaynakları esas alınmıştır. Başta kolektif belleğin yazılı metinleri olan Buyruk ve erkânname yazmaları olmak üzere, Alevi ariflerinin şiirleri ve risaleleri, velayetnameler, şecereler, icazetnameler vb. çalışmada sıklıkla başvurulan ana kaynaklardır. Konuyla ilgili güncel çalışmalardan da yararlanılmıştır. Çalışmanın sonucunda Alevilikte iman getirmek kavramının "La ilahe illallah Muhammeden resulullah Aliyyün veliyyullah" cümlesinden ibaret olduğu tespit edilmiştir. Alevi bilgi evreninde kısaca "Allah-Muhammed-Ali" olarak kısaca ifade edilen ve Alevi ariflerinin şiirlerinde "Allah bir Muhammed Ali" şeklinde geçen bu üç inançla ilgili kişinin bazı temel bilgilere sahip olması da iman getirmek için zorunlu görülmüştür.
E-MAKALAT MEZHEP ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2020
SBArD (SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMA DERGİSİ), 2021
Erkân, Alevi-Bektaşi yolunda sıklıkla kullanılan terimlerden biridir. Kimi zaman tek başına, kimi zaman edep erkân şeklinde, kimi zaman yol erkân, kimi zaman da ayin erkân şeklinde kullanılır. Bu çalışmada Alevi-Bektaşi yolunda erkân kavramının ne anlama geldiği, erkân kavramının anlam çerçevesi ve temel özellikleri ayrıca erkânla ilgili deyimler ve kalıp ifadeler araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan ana kaynaklar Aleviliğin iç metinlerinden ibarettir. Başta kolektif belleğin ifadesi olan Buyruklar ve Erkannâmeler olmak üzere Alevi ve Bektaşi ariflerinin risaleleri ve şiirleri, velayetnameler gibi yazılı kaynakları ifade etmek gerekir. Çalışma sonucunda Alevi-Bektaşi yolunda erkân kavramının tarikat kuralları ve tarikat ibadetleri, tarikat ibadetlerindeki parçalar ve Hz. Ali'nin kılıcını sembolize eden derviş değneği gibi değişik anlamlara geldiği tespit edilmiştir. Erkânın kadim olduğu ve Hz. Muhammed ile Hz. Ali'den kaldığı, erkânın bir olduğu ama kimi yerel ve küçük farklılıklar gösterdiği, erkânın öğrenilmesi ve uygulanması gerektiği, erkânın yol ehlinden başkasına anlatılmaması/kurulmaması gerektiği, erkânın doğru kurulması gerektiği gibi birçok farklı özelliğinin olduğu görülmüştür. Son olarak, Alevi-Bektaşi yolunda erkân kavramı merkezli birçok deyimin oluştuğu ve bu deyimlerin içeriğinin zengin bir irfani bilgiyle teçhiz edildiğini söylemek gerekir.
Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi , 2017
Zihinsel bir etkinlik sonucu bilen alim ile ahlaki ve ruhi arınmanın neticesinde "sezgi gücü ve deruni tecrübe ile öğ renen/anlayan arif arasında varoluşsal farklılıklar bulunmaktadır. Bu kapsamda ilimin zıddı cahil, arifin zıddı ise münkir olarak karşımıza çıkmaktadır. Arif, kendisinden örnek alınan ve kendisi ile hidayet yoluna çıkılan kişidir.
E-MAKALAT MEZHEP ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2020
Alirıza ÖZDEMİR 1 Öz Aleviliğin eğitim müfredatının merkezinde yer alan Dört Kapı, bireysel olduğu kadar toplumsal eğitimin de mihenk taşıdır. İnsanı, olgun yani kâmil hâle getirmeyi, toplumu ise rızalık temelinde inşa etmeyi hedefleyen bu eğitim programı, inancın içselleştirilmesi ve davranışa dönüştürülmesi için takip edilen süreci ifade eder. Bu çalışmada Aleviliğin yazılı kaynakları, yani buyruk adı altında toplanan eserler, erkânnâmeler, velayetnâmeler, icazetnâmeler, şecereler ile Alevi ariflerine ait risaleler ve şiirler esas alınarak Alevilikteki Dört Kapı programı incelenmiştir. Programın kaynakları, temel özellikleri, ana çerçevesi, hangi mecazlarla ifade edildiği gibi birçok konu Aleviliğin iç metinlere bakılarak karşılaştırılmış, benzer ve farklı yönleri ortaya konulmuştur. Makalede cevabı aranan sorular şunlardır: Aleviliğin yazılı kaynaklarında Dört Kapı kavramının kökeni nereye dayandırılmıştır? Dört Kapı programının temel özellikleri nelerdir? Dört Kapı kavramı hangi mecazlarla ifade edilmiştir? Dört Kapı kavramının ana hatları nasıl çizilmiştir? Dört Kapı ile kişinin hangi hedeflere ulaşması öngörülmüştür? Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat (Sırr-ı Hakikat) kapıları birbirinden bağımsız mı, yoksa birbirini takip eden
https://kubilaymuhammetozdeemir.blogspot.com/ İstanbul, 2020
ÖZET Ahmet Yesevi şairliğinden ziyade oluşturduğu tarikat ve dervişleriyle tüm Türk beldelerinde İslamiyet’in yayılması ve kalıcı olmasında önemli bir rol oynamış büyük bir din âlimi olarak kabul edilir. Kendisine bu yüzden Pir-i Türkistan veya Hazret-i Türkistan’da denilmiştir. Ahmet Yesevi, Anadolu ve Balkanların İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde çok büyük etkileri olmuştur. Aynı şekilde dini ve tasavvufi olarak Türk Halk Edebiyatı’nın zeminini oluşturmuş ve Türk kültürünün gelişmesine çok büyük etkileri olmuştur. Aynı zamanda İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasını sağlamakla birlikte bazı zararlı görüşlerin Türkler arasında yerleşmesine engel olmuş bu sayede Türk-İslam dünyası arasında birlik ve beraberliği tesis etmiştir. Ahmet Yesevi bunun yanı sıra Kur’an’ın mesajlarını Hz.Muhammed’in güzel ahlakını topluma benimsetmek amacını kendisine ülkü edinmiştir. Onun bu düşünceleri ile oluşan Türk Süfiliği, felsefi fikirlerin ötesinden çok uzak basit ve sade dini ve ahlaki ilkeleri telkin etmesi yönüyle eski Hind ve İran bağlamında oluşan İran Süfiliğinden çok farklıdır. Anahtar Kelimeler; Ahmet Yesevi, Türk, Tasavvuf, Din
ÖZET Alevî-Bektaşî geleneğinden önemli zatların kerametlerinin anlatıldığı eserlere velâyetnâme denilmektedir. Ejderha ise mitolojik bir varlıktır. Çok kültürlü bir konumu olsa da, ağırlık merkezi kadim doğu ve Orta Asya olan ejderha; doğuda üstün, kutsî vasıflara sahip, uzayın ve doğanın simgesiyken; batıda kötülüğü, düşmanlığı çağrıştırmaktadır. Değişik toplumlarda ejderhanın dış görünüşünde de farklılıklar mevcuttur. Kimi zaman yılanken, kimi zaman dört bacaklı, bazense çok başlı olarak tasvir edilir. Ejderha psikanaliz açısından çeşitli anlamlara sahiptir ve arketipsel yaklaşımda gölge arketipi konumundadır. Kahraman arketipi açısından ejderha, karakter erginlenmesinin bir aşaması durumunda önem arz eder. Kahraman, bir ejderha ile dövüşür ve olgunlaşır. Türk kültüründe de dikkate değer bir figür olarak karşımıza çıkar. 13. yüzyılda Anadolu’ya gelen Yesevi dervişlerinin kerametleri arasında dağları yürütmek ve ejderha öldürmek vardır. Alevî-Bektaşî velâyetnâmelerinin içinde de bu varlığın yer alması, konuyu inceleme açısından dikkat çekici kılmaktadır. Çalışmada; Hacım Sultan, Sarı Saltuk, Şuca’eddi̇n Veli̇, Koyun Baba, Demi̇r Baba, Otman Baba ve Hacı Bektâş-ı Veli velâyetnâmeleri̇ndeki ejderha motifinin farklı açılardan ele alınması amaçlanmaktadır. Makalenin ilk kısmında; öncelikle güç figürleri kavramı açıklanmıştır. Ardından, karşılaştırmalı mitolojide ejderha motifi ve bu motifin üstlendiği roller anlatılmıştır. İkinci kısımda, velâyetnâme metinlerine geçilmeden önce, ejderha imgesinin bu eserlerde yer alışı, Şamanizm, Budizm ve Hristiyanlık gibi çeşitli inanışlarla olan bağlantılar açısından ele alınmıştır. Temel konunun işlendiği bölüm olan üçüncü kısımda ise, yedi Alevî-Bektaşî velâyetnâmesindeki ejderha kavramı, diğer bağlantılı ögeler de göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Ejderha figürünün çok merkezli bir motif olduğu; değişik kültürlerin mitolojik efsanelerinde yer alması dolayısıyla açıkça kendini göstermektedir. İki kahramanın ejderha ile mücadelesi şeklindeki motif hem ilgili velâyetnâmelerin bazılarında hem de değişik kültürlerin mitlerinde görülmektedir. Bazı kerametlerin içinde yer alan kahramanların maceraları süresince yaşadıkları aşamalar, Campbell’in Karakter Çemberi ile benzerlik göstermektedir. Çalışmanın ekler bölümünde ise velâyetnâme metinleri, karakter çemberi şekilleri ve kıyaslama tablosu sunulmuştur.
VI. ULUSLARARASI ŞEYH ŞA’BAN-I VELÎ SEMPOZYUMU -YESEVÎLİK, 2018
Ahmad Yasawi (d. 562/1166), in the book “Divan al-Hikmah”, included the Sufis issues as well as theological topics. Yasawi has developed his own theological-mysticism. It can be seen that the subjects of faith in Yasawi's Divan Council are shaped mainly in the axis of Ahl al-Sunnah especially reviews of Mâtürîdî (d. 333/944). In this way, Yasawi, in accordance with the conditions of his time in the religious understanding, has given priority to the beliefs, and the mystical orientation of the mature approach in line with the Mâtürîdî thought has demonstrated a unique method. Both Mâtürîdî and Yasawi aim to be the main target of al-Ma’rifa in the mystical method. Mâtürîdî and Yasawi's main source were Imam Abu Hanifa (d.150/767). In line with the Ahl al-Sunnah, they have the right belief and a practical religious understanding in different lanes. Key Words: Mâtürîdî, Yasawi, Tasavvuf, Aqaid, Diwan al-Hikma
Bu araştırmada Ahmed Yesevî ile Hacı Bektaş Veli arasındaki tüm ilişkiler aydınlatılmaya çalışılmıştır. Hacı Bektaş Veli, Ahmed Yesevî’nin en önemli haleflerindendir. Divan-ı Hikmet ile Makalât arasında büyük benzerlik ve paralellikler mevcuttur. Ahmed Yesevî’nin Türkistan’da yaptığı kutsal görevi, Hacı Bektaş Veli, Anadolu ve Balkanlar’a taşımıştır. Ahmed Yesevî ve Hacı Bektaş Veli, bilim ve hoşgörüyü temel alan evrensel düşünceleri ve kişinin alınteri ile geçinmesinin kutsallığını öne çıkaran yaşama biçimleri ile Türk kültürüne büyük hizmetler yapmışlardır.
VI. Uluslararası Şeyh Şaban-ı Velî Sempozyumu (Yesevîlik), 2018
Hoca Ahmed Yesevî’nin insan eğitimi anlayışında önemli bir sorun, kişiler arası etkileşim ve toplumsal bütünleşme olayıdır. O, öğretici çalışmalarında; dinî motif ve değerler, bunlarla ilgili bilgiler, deyim, atasözü ve menkıbeler aracılığıyla toplumsal bilincin canlı tutulmasına katkıda bulunur. Hoca Ahmed Yesevî karmaşık ifadelerden, özellikle felsefî değerlendirmelerden uzak durmaya çaba göstermiştir. Günümüz pedagojisinde önemli yer tutan yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene ve basitten karmaşığa ilkelerini o dönemde en güzel şekilde uygulamıştır. Kaynakları incelediğimizde Ahmed Yesevî’nin kullandığı sohbet yoluyla insanları Allah yoluna güzellikle çağırmak, Allah’ı sevdirmek, müjdelemek, korkutmamak, nefret ettirmemek onun öğretisinin bir parçasıdır. Yesevî dervişleriyle bütün Türk dünyasına yayılan hikmet tarzı en güzel meyvelerini “ilahî” adıyla Anadolu’da Yunus Emre ile vermiştir. Türk illerinin fethine baktığımız zaman, İslamiyet’in Türkler arasında yayılışı, tasavvuf ve birer halk kahramanı olan Alp-Erenler vasıtasıyla olmuştur. İslam tasavvufunun, insan-ı kâmil evliya anlayışı hiç de yabancı bir anlayış değildi. İlahî nurun dünyada insanın bedeninde tecellisi, millî kahramanlarının böyle bir nurdan yaratıldığına asırlarca inanmış bir millet için yabancı bir tasavvur değildi. Gerek Ahmed Yesevî’nin gerekse Yesevîliğin Türkler arasında bu derece sevilip tutulmasının sebebi sade bir eğitimi ve yaşantıyı tebliğ etmesiydi. Ahmed Yesevî, daha çok şer’i ve ahlakî birtakım meseleleri nasihat verici bir şeklinde tebliğ ederek, uhrevî saadet için mutlaka onlara bağlı kalma lüzumunu anlatmaya çalışmıştır. Eserlerinde genel olarak ilahî aşk, Allah’ın birliği, sonsuz gücü ve kudreti, peygamber sevgisi, sünnete bağlılık, ibadete teşvik, kıyamet ve ahiret ahvali, zühd ve takva, insan sevgisi konuları işlenmiştir. Bu tebliğde büyük mutasavvıf Hoca Ahmed Yesevî’nin özellikle Divan-ı Hikmet adlı eserinden ve diğer yazılı mevcut kaynaklardan yola çıkarak örnekleriyle ahlak ve eğitim öğretisi incelenmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2022
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2022
ULUSLARARASI TÜRK LEHÇE ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (TÜRKLAD), 2024
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 61, 109-130, 2012
ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (ETA JOURNAL), 2020
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2024