Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019
…
28 pages
1 file
Kur'an'ın güvenirliği ve korunmuş olmasının rasyonel temelleri
Journal of Analytic Divinity, 2022
Halk inançlarının tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var olduğu her yer ve zamanda ortaya çıktığı, geliştiği, halkın büyük bir kısmını etkisi altına aldığı bilinmektedir. İnsanları hak yoldan uzaklaştırmaları nedeniyle halk inançların batıl olanları, peygamberlerin mücadele ettiği önemli konulardan biri olmuştur. Kur’an’da bu inançların nedenleri, ortaya çıkışları, halkı nasıl yanılttıkları anlatılmakta, ortadan kaldırılması için peygamberlerin mücadeleleri ve sundukları deliller aktarılmaktadır. Kur’an’da özellikle putlar, fal, uğuruğursuzluk ve hayvanlar ile ilgili batıl halk inançları konu edinilmekte ve dayandıkları deliller sorgulanmaktadır. Kur’an’ın halk inançları hakkındaki temel ölçütü kaynaklarının sahih bilgiye dayanıp dayanmadığıdır. Eğer inançlar, kaynağını vahiy kültüründen alıyorsa ortada bir sorun yoktur. Fakat batıl kaynaklı bir inancın toplumsal ilişkilerde pragmatik bir üslupla ve ideolojik bir dille temsili Kur’an’da eleştirilen bir olgudur. Dolayısıyla Kur’an, tüm halk inançlarını değil, geçmişi bilinçsizce taklit eden gelenekçi zihniyetin sahip olduğu sahih olmayan inançları eleştirmiş ve reddetmiştir. Bu çalışmada Kur’an’da bahsi geçen bâtıl halk inançları konu edinilmiştir. Bu inançların insanları sahih tevhit inancından uzaklaştırması ve Kur’an’ın bu duruma yaptığı eleştiriler tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada literatür taraması metodu kullanılmıştır.
Güven Toplumunun Kur’anî Temelleri
İnsanın dünyaya gözlerini açmadan önceki ve dünyaya gözlerini kapattıktan sonraki evreleri bir yana, asıl üzerinde düşünüp emek vermemiz gereken yanı dünya hayatındaki güvenliğidir. Bütün o, dünya hayatında en fazla mücadeleyi güvenliği için verir. Onun aklı burayı alır, gönlü burada mutluluk ve huzur arar, iradesi burada harekete geçer, gücü sadece burada ve buraya yetebilir. Bu çalışmada işte bu meseleye Kur’an-ı Kerim penceresinden bakılmaktadır. İnsanların birbiriyle tanışıp bilişenler olarak bir arada yaşamasını takdir eden Yüce Allah’tır. Esasında Allah’ın gönderdiği din, çekişmeleri önleyerek fertler arasında güven ahlâkını yerleştirmeyi hedefler. Çünkü güven, birlikte yaşayabilmenin esaslarından birisidir. Yine Kur’an’ın/dinin nihai hedefi, dünyada Allah’ın razı olduğu bir hayatın yaşanması, buna eşlik eden insan canının, onurunun ve kazançlarının korunmasıdır. Müslümanlar bu hedefi dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması şeklinde kavramlaştırmıştır. Buna Allah’ın yarattığı ve insana emanet ettiği tabiatın ve hayvanatın hakkının tanınması, hayatlarının korunması da dahildir. Şayet bunlar yerine getiriliyorsa, güven toplumunun gerçekleşmesi yolunda en büyük mesafe katedilmiş demektir. Daha ötesi arayış, insanın tatminsizliği ve aç gözlülüğünün tezahürü sayılır.
Journal of Analytic Divinity, 2017
Osmanlı devletinin son dönem şeyhülislamlarından olan Musa Kâzım Efendi (1858-1920), İmparatorluğun en çalkantılı ve sıkıntılı zamanında beş yıl şeyhülislamlık görevini ifa etmiştir. Resmi görevinin yanında, çeşitli İslami ilim dallarında birçok eser vücuda getirmiştir. Bu eserlerden birçoğu ilim dünyası tarafından bilinmekte ve kendi dönemine ışık tutan önemli bilgiler sunmaktadır. Önemli eserlerinden biri "Safvetü'l-Beyân" adlı tefsiri ise maalesef ilim dünyası tarafından yeterince tanınamamış ve kazanması gereken itibara henüz sahip olamamıştır. Türkçe (Osmanlıca) kaleme aldığı tefsiri Safvetü'l-Beyân, Bakara Sûresi 73. ayetine kadardır ve tek cilt halinde basılmıştır. Eser, "dirayet" tefsirine bir örnektir.
2015
Imam Ebu Mansur Muhammed el-Mâturidi, Hanefi Mezhebinin en onemli fakihleri arasinda yer alir. Ayni zamanda o, adiyla anilan bir mezhebin Imami kabul edilecek kadar Akaid ve Kelam ilimlerine vakiftir. Diger Islam ilimlerinde de gayet yuksek bir mertebeye sahip olan Mâturidi’nin Te’vilâtu’lKur’ân adli bir tefsiri bulunmaktadir. Dirayet tefsirinin ilk ve onemli temsilcilerinden olan bu eserinde o, ayetleri aciklarken mesnetsiz hareket etmemekte, belli bir nizam ve tertip icerisinde birtakim veri kaynaklarindan yararlanmaktadir. Biz bu kaynaklari, biri dahili (zorunlu, zaruri, birincil), digeri harici (gerekli, tali, ikincil) olmak uzere ikiye ayirabiliriz. Kur’an’in Kur’anla, sunnetle, Arap lugatiyle, nuzul sebepleriyle, yazim ve kiraat farkliliklariyla tefsiri dahili kaynaklari olusturmaktadir. Harici kaynaklar ise, Arap Edebiyati ve Belâgatinden, sahabe kavillerinden, tâbiinin ve diger ulemanin fikirlerinden, mezheplerin goruslerinden, orf ve gelenekten ve Isrâili rivayetlerden meyd...
Özet Fal, çok eski zamanlardan itibaren insanoğlunun gaipten yahut gelecekten haber almak için başvurduğu önemli bir kaynak olmuştur. Bu nedenle de fal olgusu sosyal hayata ve kültüre mal olmuş folklorik bir inceleme sahası olarak kendisini göstermiştir. Kültürün en muteber kaynaklarından olan dîni unsurların, türlü yönlerden fal konusu yapılışı bu anlamda dikkati çekmektedir. Kutsal kaynaklara dayandığını iddia eden birçok fal türü ile onları konu alan metinlerde bu husus tüm açıklığıyla kendisini göstermektedir. Bu minvalde yazılan Kuran falları ise, falcıya duyulan şüphe unsurunu en aza indirgemek üzere tasarlanmış bir fal türü olarak ön plâna çıkmaktadır. Hem malzemesi hem de mucitleri itibariyle geçmişte gayba duyulan ilginin odak merkezlerinden biri olan Kuran falları, İbnü'l-Arabî ve Caferü'l-Sâdık gibi eski kültürümüze mal olan isimlere dayandırılmaktadır. Kimi Kuran falları manzum olmaları hasebiyle edebi bir değer arz etmektedir. Bu çalışmada incelenip metnine yer verilen " Fâl-ı Kur'ân-ı Azîm " isimli eser de bu türün karakteristiğini yansıtmaktadır. Abstract Fortune has been a major source of the application to receive information about the future and unknown since the earliest times. Therefore, the fact of fortune shows itself as a folkloric study area which sets back to social life and culture. Religious elements which are one of the most respected sources of culture are seen to make as subject offortune from any type. Many fortune types that claim to based on the divine sources and texts with them in this regard subject area show themselves in all this clarity. Quran fortunes are a type of fortune which has minimized the elements of doubt to fortune teller. Quran fortunes which are one of the focal centers of interest with materials and inventors in past, are based on Ibn Arabi and
Şübhe yok ki, “insanlar iki guruba ayrılmıştır: Hadîs ve Eser[1] sahipleri ile fıkıh ve nazar ehli (Fakîh ve Müctehid) olanlar. Bunlardan her biri, ihtiyaçta, kardeşinden ayrılmaz, istediğine varabilmekte de ondan müstağnî kalamaz. Çünki hadîs, asıl olan temel, fıkıh da, onun fer’i (dalı) gibi olan bina rütbesindedir. Bir kâide ve temel üzerine kurulmayan her bina yıkılır. Bina ve imâretten boş olan her temel de çorak ve haraptır.”[2] İmâm Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî (Ö:189 H) şöyle söylemiştir: Hadîs’le amel etmek ancak rey ile doğru olur. Rey ile amel de ancak hadîs ile doğru olur.[3]
Usul İslam Araştırmaları, 2019
Geschichte des Qorāns (Kur'ân Tarihi), Theodor Nöldeke'nin Kur'ân tarihi hakkında 1860 yılında kaleme aldığı eseridir. Kitap, 1909-1919-1938 yıllarında Friedrich Schwally, Gotthelf Bergsträßer ve Otto Pretzl'in de katkılarıyla üç cilt halinde bazı eklemeler yapılarak yeniden yayınlanmıştır. Yaklaşık bir asra yakın bir zamana yayılan baskı süreci kitaba yeni konu ve kaynakların dâhil edilmesine imkân sağlamıştır. Başta Nöldeke olmak üzere diğer üç yazarın da gerek Doğu'da ve gerekse Batı'da yapılan çalışmaları kaynak göstermeleri kitabı kaynak açısından zengin bir hale getirmiştir. Söz konusu kaynakların sayısı beş yüzü geçmektedir. Geschichte des Qorāns'daki kaynakları kategorize etmek gerekirse bunları İslâmî ve Batılı kaynaklar olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Batılı kaynakları da Kur'ân, hadis, siyer, tarih, linguistik, paleografi, literatür ve çeşitli konularda yapılan araştırmalar olarak kategorize etmek mümkündür. Biz bu çalışmamız da sadece Batılı kaynaklara yer verdik. İslâmî kaynaklar ise bir başka makalenin konusu olacaktır.
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2020
Öz Çalışmamızda Hz. Musa'nın peygamberliği dönemindeki firavunun dinî konumu çerçevesinde ele alınabilecek âyetler üzerinden tefsirlerde ortaya konulan yaklaşımların ve bunların nedenlerinin tespit edilmesi, böylece tefsir kaynaklarının ilgili konuya yaklaşım seyrinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu yaklaşımlar tespit edilirken asa-yılan mûcizesi ve zikri geçen firavun bağlamındaki âyetler üzerinden hareket edilmiştir. Zira Kur'an'da mezkûr konunun ilgili âyetler bağlamında zikredildiği, tefsir kaynaklarında da bu âyetler kapsamında açıklamaların yapıldığı görülmektedir. Araştırmamızda tefsir kaynaklarındaki veriler merkeze alınmakla birlikte özellikle modern dönemdeki yaklaşımların kaynağı hakkında bilgi vermek amacıyla konuyla ilgili çağdaş araştırmalar da kullanılmıştır. Makalenin "dinler tarihi" değil de "tefsir" merkezli olması hedeflendiğinden kadim Mısır dinine dair çağdaş araştırmaların sunduğu verilere daha çok dipnotlarda yer verilmiştir. Konunun işlenişinde ve okuyucu bağlamında, müfessirlerin âyetlere bakışını etkileyen tefsir anlayışları, bunun sonucunda söz konusu âyetler hakkında ortaya koydukları parçacı ve bütüncül yaklaşımları, konuyla ilgili olarak yararlandıkları kaynakların çeşitliliği ve zihin yapıları gibi unsurlar üzerinden hareket edilmiştir. Kaynak çerçevesinde ise firavun bağlamında Kur'an'ın, kadim Mısır dininin farklı yapı taşlarına karşılık gelen ifade tarzı/üslubu üzerinde durulmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2018
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2015
Cappadocia Journal of History and Social Sciences, 2021
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
Eskiyeni, 2013
Kilis 7 December University Journal of Theology, 2019
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
DSpace - AKÜ (Afyon Kocatepe University), 2019
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD), 2021