Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Trahom, tarih boyunca insan varlığını ve toplumları tehdit eden önemli salgın hastalıklardan biri olmuştu. Mısır ve Suriye'den Anadolu'ya geçerek yayılan hastalık varlığını Cumhuriyet döneminde de sürdürmüştür. Cumhuriyetin ilanından sonra trahomla mücadele kapsamında güney ve güneydoğu sınır kapılarında gerekli önlemler alınarak salgın kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Siirt, Cumhuriyet döneminde trahomun büyük ölçüde etkilediği vilâyetlerden birisidir. İkliminin elverişsizliği, susuzluk ve trahomun etkilediği vilâyetlere yakın olması hastalığın burada da etkili olmasına neden olmuştu. Siirt'te oldukça zor şartlar altında sürdürülen trahom mücadelesinde hastane, dispanser ve köy tedavi evleri gibi sağlık kurumları meydana getirilmiştir. Trahoma karşı yürütülen mücadele ile bölgede trahomdan kaynaklanan körlükler önemli ölçüde azaltılmıştır.
Abdurrezzak ÇELİK Öz Modern devletlerin kurulmasıyla birlikte önemi iyice anlaşılmaya başlanan nüfus meselesinin Osmanlı Devleti'nde gündeme gelmesi için XIX. yüzyılı beklemek gerekmiştir. Asker ve esnaf sayısının belirlenmesi ve vergi miktarlarının tespit edilebilmesi için yöneticilerin başlattıkları nüfus sayımı uygulamaları Osmanlı nüfusu ile ilgili genel bir fikir vermekle birlikte bu nüfus sayımları somut ve ayrıntılı sonuçlar vermekten uzaktır. Modern istatistik yöntemlerinin gelişmeye başlaması ve ulus-devlet temelinde örgütlenen modern devletlerin tarih sahnesine çıktığı XX. y.y.'dan itibaren devlet yöneticileri nüfus olgusuna bambaşka anlamlar yüklemişlerdir. Gücünü, barındırdığı insan sermayesi ve niteliğinden alan modern devletler, nüfuslarını kayıt altına almaya azami ölçüde dikkat etmiştir. Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanından sonra, uzun yıllar süren savaşlardan sonra nüfusun ortaya çıkarılması noktasında bir anlamda bilanço değerlendirmesi yapmak için nüfus sayımına girişilmiştir. Türkiye nüfusunun çeşitli parametreler dikkate alınarak kayıt altına alındığı 1927 nüfus sayımına göre, Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl il statüsüne kavuşan Siirt'in de nüfus özelliklerini tespit edebilmek mümkündür. Bu çalışma kapsamında, XIX. y.y.'ın sonlarında Siirt'in sahip olduğu nüfus özelliklerine değinilip 1927 nüfus sayım sonuçlarına göre Siirt'in erken Cumhuriyet dönemindeki demografik durumu ile ilgili bulgulara yer verilmiştir.
KİMLİK SİYASETİ: KÜRT SORUNU ÖRNEĞİ, 2020
Bu tez, Kürt sorununu kimlik, anadilde eğitim, özerklik, anayasa ve ekonomik yatırım olmak üzere Kürtlerin beş temel talebi içinde birbirleriyle ilişkilendirerek ve tarihsel bağlamına oturtarak incelemektedir. Tek başına kimlik ya da anadilde eğitimle Kürt sorununu sınırlamayıp söz konusu beş temel talebin bir arada ele alınması gerektiğine işaret ederek, sorunu, Kürtlerin gözünden tarihsel ve güncel gelişmelere odaklanan bir perspektifle ele almaktadır. Bu bağlamda, devletin Kürt politikasıyla Kürtlerin gündelik hayatının kendi iç dinamiği arasında Kürt sorununa bakılarak merkezin uygulamalarının yerel düzeyde karşılığı ve görünümü irdelenmiştir. Tezin önemli bir kısmını oluşturan alan çalışması ile Kürtlerin gündelik hayat içerisinde söz konusu beş temel talebi nasıl anlamlandırıp yorumladıkları nitel çalışma yoluyla etnografik verilere dayanılarak değerlendirilmiştir. Eleştirel tonda yazılanlar da dâhil bu çalışmada, son tahlilde, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsenmiştir.
Harsiyât, 2018
Gazetelerin toplumların yaşamındaki önemi geçmişten günümüze sürmektedir. Liberal yaklaşıma göre yayımladığı haberlerle toplumu haberdar eden ve bilgilendiren gazetelerin; bireylerin ne hakkında düşünecekleri, siyasi, ekonomik tutum ve davranışlarından kültürel yaşamlarına varıncaya kadar etkileri çeşitli olabilmektedir. Gazetelerin toplumlar üzerindeki siyasi etkileri yaygın bir düşünceyi, ideolojiyi veya bir siyasi partiyi destekleme yönünde olabileceği gibi muhalefet etme yönünde de olabilir. Bu çalışma, erken Cumhuriyet döneminde yayın hayatına başlayan ve daha sonra kapatılan Yarın Gazetesi üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarındaki muhalefetin boyutlarını ve iktidar eleştirisinin sınırlarını ortaya koyarak, basın iktidar ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada Cumhuriyet öncesi ve Milli Mücadele sonrası Türkiye’de basın faaliyetleri incelenmiştir. Erken Cumhuriyet dönemi basın faaliyetleri bu çalışmanın odaklandığı kısım olmuştur. Çalışmada amaçlı örneklem yoluyla, nitel betimleyici yöntem benimsenip, elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir.
2017
1919-1928 yillari arasi Turk romaninin gelisim sureci icinde bir gecis donemidir. Osmanli’dan Cumhuriyet’te gecisi de karsilayan bu donemde, Turk romaninda siyasi konularin daha yogun bir seklide ele alindigi gorulmektedir. Bu donemde yayimlanan romanlarda hem II. Abdulhamit donemi hem de Ittihat ve Terakki donemi elestirel bir yaklasimla ele alinmistir. Romancilar her iki donemle ayri ayri hesaplasama yoluna gitmislerdir. II. Abdulhamit donemine isaret eden romanlarda padisahin yonetim tarzi elestirilirken, Ittihat ve Terakki donemini ise bu partinin ileri gelen yoneticilerinin yaptiklari hatalar uzerinde durulur. Iktidar ve guc mucadelelerinin ele alindigi populer-tarihi romanlarda ise Osmanli sarayinda yasanan guc mucadeleleri ele alinir.
2020
Özet Su dünyada en çok paylaşılan kaynaklardan biridir. Dünyada şu anda 263 sınıraşan nehir vardır. Bunlar ya devletler arasında sınırlar oluştururlar ya da uluslararası siyasi sınırlar boyunca akmaktadır. Uluslararası havzaların yanı sıra havzalardaki kıyıdaş devletlerin sayısı, dünya haritasındaki devletlerin değişen siyasi sınırları karşısında zamanla artmaktadır. Bu çalışmada uluslararası hukuk alanında sınıraşan sular sorunu çerçevesinde Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan topraklarından geçen ve havzası üç devleti de ilgilendiren Meriç nehri üzerinde durulacaktır. Öncelikle uluslararası hukukta sınıraşan sular meselesi irdelendikten sonra, Doğu Balkanlardaki büyük nehir sistemlerinden biri olan Meriç nehir havzasının hidrolojik ve coğrafi yerleşimi analiz edilecek ve nehir havzasındaki işbirliği durumu incelenecektir. Abstract Water is one of the most shared resources in the world. There are currently 263 transboundary rivers in the world. They either form borders between states or flow across international political borders. The number of riparian states in the basins, as well as international basins, changes over time against the changing political borders of the states on the world map. Transboundary water issues in the framework of international law, in this study we have done in Turkey, Bulgaria and Greece from the earth and the Maritsa river basin will be focused on the interests of the three states. First, after examining the transboundary waters issue in international law, hydrological and geographical location of Maritsa river basin, one of the major river systems in the Eastern Balkans, will be analyzed and cooperation in the river basin will be examined.
PROCEEDINGS of the International scientific and practical conference «Social and humanitarian science in the XXI century: current problems and prospects for their solutions», 2021
Sovyetler Birliği‘nde Türkçülüğe ve ülke içerisinde kendi halklarının ulusal hak ve hukuku için mücadele eden milliyetçi aydınlara karşı, Komünist yönetimin uyguladığı politikalar, çok geniş bir araştırmanın konusudur. Bu bildiride, çoğunlukla Türkistan‘daki millî hareket ve onun Sovyet yönetimi altındaki durumu incelenmeye çalışılacaktır.
3.Uluslararası Sürdürülebilir Ekolojik Tarım Kongresi, 2024
The European Union Green Deal is a comprehensive plan for a sustainabil-ity-oriented transformation announced by the European Union (EU) in 2019. The Green Deal, the European Union's climate action plan, was created to en-sure a fair life and prosperity for all living beings by combating the climate-based catastrophe facing the world. This agreement aims to tackle major envi-ronmental problems such as climate change, environmental pollution, loss of biodiversity, sustainable use of resources and zero greenhouse gas emissions. The EU Green Deal envisages various transformations in each sector in order to achieve the set objectives and the agriculture sector is included in these trans-formation elements with different components. In this context, promoting sus-tainable agricultural employment and reducing the environmental impacts of agricultural practices are among the important objectives. To achieve these goals, various policy measures and legal regulations need to be developed and various steps need to be taken to promote sustainable agricultural employment. To comply with the Compact, it is necessary to implement training and qualifi-cation development activities for agribusinesses and agricultural workers, ex-pand the use of technology and innovation, establish, and implement various support programs to promote sustainable agricultural practices, improve work-ing conditions and decent work models, raise environmental awareness, and implement standards. These measures involve far-reaching policy and practice changes to increase sustainability and employment in the agricultural sector. Turkey, which has prominent trade relations with the EU and is an important market in terms of trade development, needs to adapt to the conditions set in the agreement process to increase its competitiveness and maintain its trade sustainability. Within the scope of the EU's Green Deal, the measures to be tak-en to protect the sustainability of agriculture and increase employment in the sector, and the changes and transformations that need to be realized in Turkey are discussed in this study.
III ÖZET OSMANLI DEVLETİ'NDE FRENGİ İLE MÜCADELE VE SİNOP SANCAĞI ÖRNEĞİ Amerika'nın keşfi ile önce Avrupa'yı daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan frengi; hem cinsel yolla hem de hasta insanlara doğrudan temas ve kullanılan ortak eşyalarla bulaşan bir hastalıktır. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti'nde salgın halini almaya başlamıştır. Frenginin hem toplum içinde hem de ordudaki yıkıcı etkisi; devleti yasal düzenlemelerle, gerekli tedbirleri alarak frengi ile mücadeleye itmişti. İstanbul'da başlayan süreç, hastalığın en yoğun yaşandığı yerlerden biri olan Kastamonu vilayetinde sistemli bir sürece girdi. Bunun için ülkeye davet edilen Alman Dermatolog Von During, oluşturulan sıhhiye komisyonları, belediyeler, seyyar sıhhiye heyetleri, doktorlar ve eczacıların dışında, gazete ve dergilerde halkı bilgilendirmeye çalışan doktorlar; hastalığı önlemek için mücadele vermişlerdir. Hemen hemen Osmanlı Devleti'nin birçok bölgesinde görülen frengi, başkente yakınlığı ve önemli bir liman şehri olan Sinop sancağında da etkisini göstermişti. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Sinop sancağında yoğun olarak görülen frenginin seyri, alınan önlemler çalışmamızda anlatılmaya çalışılmıştır. Birinci bölümde; hastalığın tanımı, frenginin ortaya çıkışı ve etkileri, Osmanlı Devleti'ne etkisi ve alınan sıhhi ve yasal önlemler, Millî Mücadele ve Erken Cumhuriyet döneminde frengiye karşı alınan önlemler; İkinci bölümde ise Sinop'un coğrafi, tarihi ve sağlık yapısı, frenginin Sinop'taki süreci, açılan hastane ve eczaneler ile tayin edilen doktor ve eczacılara değinilmiştir.
Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
DİRİJİZM VE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU ELEŞTİRİSİ
...devletin / erkin yeniden inşası ve toplumun dönüştürülmesinde sanat ve özellikle tiyatro en sağlam ve en güvenilir araçlardan biridir. Zira sanatın ve tiyatronun manipülatif gücü tartışmasızdır. Bu açıdan bakıldığında sanatın resmileştirilmesi ya da onun konjonktüre eklemlenme çabaları olağan olarak değerlendirilebilir.
Tekirdağ Ertuğrul Mahallesi’nde günümüzde Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılan eski Vali Konağı, 1927 yılında sahile hâkim bir konumda inşa edilmiştir. Yapının Latin alfabesi ile yazılı yapım ve mimar kitabelerinden, banisinin Tekirdağ’da 1926-1929 yılları arasında valilik yapan Arif Hikmet Bey, mimarının ise Kâzım Tahsin olduğu öğrenilir. Konağın cephelerindeki çiniler Kütahya’da üretilmiş; çinilerin desenleri ise Stepan Vartanyan olabileceğini savladığımız sanatçı tarafından hazırlanmıştır. Yapının inşası Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarına denk gelir ve bu dönem Türk Mimarlık tarihinde “I. Ulusal Mimari”, “Birinci Millî Üslup”, “Millî Mimari Rönesansı” “Yeni Osmanlı” ve “Yeni Klasik Üslup” gibi değişik adlarla bilinir. İstanbul ve Ankara’nın yanında Edirne, İzmir, Bursa, Kastamonu, Konya, Niğde, Balıkesir, Erzurum, Sivas, Kayseri gibi şehirlerde de en görkemli örneklerin inşa edildiği Erken Cumhuriyet Döneminde, Tekirdağ Eski Vali Konağı daha çok arazinin biçimine uydurularak, dönemin simetrik plan anlayışının dışında ancak üslubun ana prensiplerini koruyarak bir taşra örneği olarak tasarlanmıştır. Konak, cephelerindeki Kütahya çinileri ve taş süslemeleriyle şehrin en dikkat çekici ve anıtsal yapılarındandır. Boyutları, planı, cephe düzenlemesi, malzemesi, çini ve taş süslemeleriyle döneminin sosyoekonomik ve sanat anlayışını temsil eden bu yapı, I. Ulusal Mimarlık Dönemi anlayışının Tekirdağ’daki uygulaması olarak karşımıza çıkar.
The main theme of the socialist realistic artistic understanding that takes its source from Marxism is the relation among man, society and its production. This artistic understanding emerged in Russia and fed from the teachings of Marxism; Turkish literature begins to be affected especially in the first years of the Republican period in some aspects such as poetry, novel, story, theatre, etc. written during the Republican period. It is seen that this understanding which is influential in literary genres leaves important influences especially on Turkish poetry. The socialist realistic poetry that emerged at the beginning of the Republic era continues in diverse forms. This understanding of poetry started with Nazım Hikmet, especially with the 1940s, is defended by a wider poet cadre. The important part of these poets, called “the 40th generation”, were inspired or nourished by the poetry concept of Nazim Hikmet. Artists such as Ercüment Behzat Lav, İlhami Bekir Tez, Attilâ İlhan, Rıfat Ilgaz, Ahmed Arif, A. Kadir, Enver Gökçe, Omer Faruk Toprak, Niyazi Akıncıoğlu, Cahit Irgat who have formed a poetical understanding on this line along with Nazım Hikmet being the pioneer of this art concept gave socialist poetry as a leading poet in this generation. Keywords: Marxism, Socialist Realism, Republican Period Turkish Literature, Poetry, Nazım Hikmet
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
21. Yüzyılda en çok duyduğumuz ve maruz kaldığımız kavramlardan biri, hiç şüphesiz terörizmdir. Ancak terörizm, yeni bir fenomen değildir. Sadece 11 Eylül saldırısı sonrasında terörizm, terör ve terörist kavramları daha sık telaffuz edilir hâle gelmiştir. Bu doğrultuda bu çalışmanın konusu, geçmişten günümüze var olan siyasal şiddet kavramını örnekler üzerinden değerlendirmektir. Bu bağlamda siyasal şiddetin yüzyıllar öncesindeki mahiyetinin ne olduğu, ne tür faaliyetlerle anıldığı, hangi kelimelerle ifade edildiği sorularına cevap vermek amaçlanmaktadır. Çalışma, Roma İmparatorluğu'ndaki hadiselerden başlayarak günümüzdeki anlamıyla küresel terörizme değin siyasal şiddetin evrimini incelemektedir. Çalışmanın hazırlanmasında nitel araştırma yöntemlerinden biri olan literatür taraması kullanılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda siyasal şiddetin; Roma İmparatorluğu'nda asilik, Osmanlı İmparatorluğu'nda eşkıyalık, Fransız devrimi sonrası dönemde isyan, aşırı sol hareketlerin olduğu dönemde devrimci, anarşist veya radikal, aşırı sağ partilerin iktidarlığında parti terörü ve 21. Yüzyılda ise küresel terör olarak anıldığı ve siyasal şiddet eylemlerinin dönemin koşullarına göre bir profil çizdiği görülmüştür.
International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal, 2019
This study aims to explain the concepts of charisma, rulership, and leadership and to exemplify the phenomenon of People's Alliance within the scope of these concepts. The nature of charisma and charismatic leadership constitutes a very popular research area today. For example, leadership experts have discussed the importance of impression management. Charismatic leaders have been suggested to participate in impression management techniques to strengthen their images of perfection and to increase the loyalty and faith in themselves. Or it is reported that charismatic political leaders can be distinguished from other leaders by using articulation and impression management applications to enable their followers to chase in pursuit of a vision. Today, generally the tendency towards focusing on personality issues such as the charisma of leaders is more frequently related to organizational contexts compared to previous periods. At the same time, dramatic viewpoints on leadership and charisma have emerged and fantasies, intuitions, visions, and other mental activities have been recognized to play a role in leadership, too. In this study, the method, which can be named as "interpretative study of concepts", is used. Bu çalışma karizma, iktidar ve liderlik kavramlarını açıklama ve Cumhur İttifakı olgusunu bu kavramlar kapsamında örnekleme amacı taşımaktadır. Karizmanın ve karizmatik liderliğin doğası günümüzde oldukça popüler bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Örneğin, liderlik uzmanları izlenim yönetiminin önemini tartışmışlardır. Karizmatik liderlerin, yetkinlik imajlarını güçlendirmek, onlara bağlılık ve onlara olan inancı arttırmak için, izlenim yönetimi tekniklerine katılmaları önerilmiştir. Veya karizmatik politik liderlerin, takipçilerinin bir vizyon peşinde koşmalarını sağlamak amacıyla, eklemlenme ve izlenim yönetimi uygulamalarını kullanarak, diğer liderlerden ayırt edilebileceği bildirilmektedir. Genel olarak günümüzde, liderlerin karizması gibi kişilik konularına odaklanma eğilimi daha önceki dönemlere göre daha sık olarak örgütsel bağlamlarla ilgilidir. Aynı zamanda liderlik ve karizma üzerine dramatik bakış açıları ortaya çıkmış ve fantezilerin, sezgilerin, vizyonların ve diğer zihinsel faaliyetlerin liderlikte de rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu çalışmada, “kavramların yorumlayıcı çalışması” olarak adlandırılabilen yöntem kullanılmıştır.
Bu bildiride günümüz Ankara’sında “Cumhuriyet’in Mimari Mirası” nın planlama aracılığı ile korunmasına yönelik olarak yapılan planlama çalışmaları özetlenecek, Cumhuriyet’in “Mimari Mirası” nın korunmasına yönelik olarak “Planlama Aracılığı İle” yapılması gerekli çalışmalar önerilecektir.
KISIRLIĞA ÇARE ARAYIŞLARI OLARAK DİNSEL-BÜYÜSEL İNANIŞLAR VE GELENEKSEL TEDAVİLER: ŞIRNAK ÖRNEĞİ, 2022
Bu çalışmanın konusu, istediği halde çocuk sahibi olamayan evli kadınların çocuk sahibi olabilmek için başvurduğu, geleneksel kültüre özgü olan dinsel-büyüsel inanışlar ve geleneksel tedavi yöntemleridir. Çalışmanın amacı, kendisi ya da eşinden kaynaklanan kısırlık/infertilite sorunundan mustarip kadınların, modern tıbba rağmen geleneksel olarak kullanılmaya devam eden dinsel-büyüsel pratiklere; öte yandan halk sağaltmacılığı örnekleri olan geleneksel tedavi yaklaşımlarına yüklediği anlamlar ve bunları deneyimleme biçimlerini açıklayabilmektir. Bu çalışmada, mikro-sosyolojik araştırma yaklaşımlarından nitel araştırma yöntemi kapsamında fenomenolojik araştırma deseni kullanılmıştır. Bu bağlamda bu çalışmaya Şırnak ili Merkezi ve Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde yaşayan, 18 yaş üstü, evli, 28 kadın dahil edilmiştir. Araştırmanın veri toplama tekniği yüz yüze derinlemesine mülakatlar olup; veri analiz yöntemi tematik analizdir. Çalışmaya göre katılımcılardan kiminin tıbbi tedaviye başvurmadan önce, kiminin tıbbi tedavi ile birlikte kiminin de tıbbi tedaviden umudunu kestikten sonra geleneksel tedavi yöntemleri ve dinsel-büyüsel pratikleri deneyimlediği açığa çıkmıştır. Literatürde -farklı yörelerde yapılan- bu çalışmaya benzer çalışmalar olmakla birlikte, Şırnak özelinde bu konuyla ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamda bu çalışmanın medikal sosyoloji/sağlık sosyolojisi ve kadın araştırmaları alan yazınına katkıları olacağı düşünülmektedir.
Özet Belediyeler, kentlilerin ortak nitelikteki ihtiyaçlarını karşılayan ve karar organları seçimle göreve gelen kamu tüzel kişileridir. Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır ve doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Karar organının seçimle göreve getirilmesi, seçilmişlerin halkı daha iyi temsil edeceği düşüncesine dayanmaktadır. Ancak, kentin gelişmişlik düzeyi hem yerel siyaseti hem de yerel temsili etkilemektedir. Bu çalışmada, belediye meclis üyelerinin cinsiyet, yaş, siyasal parti tercihi, meslek, öğrenim ve medeni durum profilleri, Şanlıurfa il merkezi nüfusu ile karşılaştırılarak yerel halkı temsil etme sorunsalı üzerinde durulmuştur. A Study on The Representation Of The Local Politics: Sanlıurfa Sample Abstract Municipalities are the public corporations which provide the common needs of the city dwellers. The municipality council, elected via general ballot, is the decision-making body of the municipality. Assignment of the decision board through the elections is based on the idea that more effective representation can be achieved via elections. However the development level of a city affects the local politics and the local representation. In this paper, we deal with the problematic of the local representation by comparing the sex, age, political preference, profession, education and marital status of the members of the municipality council with the dwellers of provincial center of Şanlıurfa.
Kutadgu Bilig, 2021
SHEIKH AND PHILOSOPHER: REFLECTIONS OF MODERN MYSTICISM IN THE EARLY REPUBLICAN PERIOD AND RIZA TEVFİK ÖZ Bergsonculuğun Türkiye'de felsefî düşünceye girişi birçok yönüyle son zamanlarda akademisyenler tarafından gittikçe daha fazla tartışılan bir konudur. Dergâh mecmuası çevresinde şekillenen Bergsonculuk, erken Cumhuriyet döneminde Türkiye'de en göze çarpan felsefî akımlardan biriydi. Büyük Savaş sonrası bunalım çağında bazı entelektüel mahfillerde Fransız pozitivizmine bir alternatif arayışı, Bergsoncu sezgiciliğe ilgiyi arttırdı. Bu makalede Bergsonculuğun Türk fikir hayatına girişinde Rıza Tevfik'in rolü üzerinde durulmaya çalışıldı. Entelektüel hayatının ilk aşamalarında pozitivist bir bakış benimseyen Rıza Tevfik, sürgün yıllarında tedrici olarak yeni felsefi akımlara temâyül etse de, onun felsefî arayışı, hayatının erken safhalarında intisâp ettiği Bektaşiliğin de etkisiyle Müslüman tasavvuf geleneğiyle uyumlu olmaya devam etmekteydi. Bu temâyülü onu modern felsefede Hıristiyan mistisizmini yücelten Bergsonculuğa götürdü. Bergsonculuğun temel soruları ve ontolojik yaklaşımı, Rıza Tevfik'in bu akıma yönelip onu Türkiye'de tanıtmasının en önemli nedenlerinden birisiydi. Bergsonculuk ile tasavvufi problemleri, Oğlan(lar) Şeyhi İbrahim Efendi'nin eserlerinde yer alan temel kavramlar üzerinden değerlendirip ele alan
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.