Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Tar m alan nda Türkiye AB etkile imi ve olas geli meler, ileri say sal ara t rma tekniklerinin kullan ld etki analizi çal malar dahil olmak üzere, çok say da yerli ve yabanc ara t rma ve inceleme çal malar na konu olmu tur. Bununla beraber, AB ile ili kiler sürecinde tar m sektörünün önemi ve konunun Türkiye aç s ndan ya amsal nitelikte oldu u göz önüne al nd nda, bu konunun iktisat kongresinde bir kez daha gündeme getirilmesinde ve farkl disiplinlerden kat l mc lar taraf ndan tart maya aç lmas nda yarar görülmü tür. Bu çal mada, AB ve Türkiye tar m çe itli boyutlar yla kar la t r lm , Türk tar m n n mevcut kurumsal yap s ve i leyi i ile AB'ye uyum olanaklar tart lm t r. Çal man n haz rlanmas nda AB ve Türk tar m ile ilgili istatistik verilerden yararlan lm , bu arada, konu ile ilgili olarak gerek Türkiye'de gerekse AB'de yap lan çal malar n sonuçlar na de inilmi tir.
deu.edu.tr
Tar m alan nda Türkiye AB etkile imi ve olas geli meler, ileri say sal ara t rma tekniklerinin kullan ld etki analizi çal malar dahil olmak üzere, çok say da yerli ve yabanc ara t rma ve inceleme çal malar na konu olmu tur. Bununla beraber, AB ile ili kiler sürecinde tar m sektörünün önemi ve konunun Türkiye aç s ndan ya amsal nitelikte oldu u göz önüne al nd nda, bu konunun iktisat kongresinde bir kez daha gündeme getirilmesinde ve farkl disiplinlerden kat l mc lar taraf ndan tart maya aç lmas nda yarar görülmü tür. Bu çal mada, AB ve Türkiye tar m çe itli boyutlar yla kar la t r lm , Türk tar m n n mevcut kurumsal yap s ve i leyi i ile AB'ye uyum olanaklar tart lm t r. Çal man n haz rlanmas nda AB ve Türk tar m ile ilgili istatistik verilerden yararlan lm , bu arada, konu ile ilgili olarak gerek Türkiye'de gerekse AB'de yap lan çal malar n sonuçlar na de inilmi tir.
Türkiye ve AB’de tarım; istihdama katkısı, tarımsal sanayi’ye hammadde sağlaması, insanların besin ihtiyaçlarını karşılaması yanında, üretilen tarımsal ürünlerin ihraç edilmesi gibi nedenlerle, ekonomik ve sosyal açıdan stratejik bir sektör konumundadır. Türk tarımının Ortak Tarım Politikası’na uyumunda beklenen gelişme sağlanamamıştır. Bunun sebebi, finansman sorununu ve iki tarafın tarım sektörünün yapısal, sosyal ve ekonomik açıdan gösterdiği farklılıklardır. Bu nedenle bu çalışmada, Türkiye ile AB’nin tarımsal yapı, girdi kullanımı, bitkisel ve hayvansal üretim düzeyleri ile tarım politikalarındaki farklılıklar ele alınmıştır.
Avrupa Birliği'nin Uluslararası İlişkileri ve Türkiye - Orion Kitabevi - Ankara- Editör: İlhan Sağsen, Mehmet Dalar - ss: 33-59, 2018
Giriş Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan ilişkisi (AET / AT ve şimdi AB) 1959'da diğer pek çok AB üyesi veya adayı ülkeye kıyasla çok erken bir tarihte başladı. Bu kadar erken başlamış olmasına rağmen bu ilişkinin sonucu halen pek de öngörülebiliri değil. Bu uzun ilişki, belki de bu kadar uzamasının nedeni, pek çok yanlış algı, yanlış anlama, önyargı, hayal kırıklığı ve mantıksızlığın neden olduğu karşılıklı bir güvensizlik atmosferinde süregelmiştir. Karşılıklı menfaatler nedeni ile de bir türlü sonuç alınamamasına rağmen halen devam etmektedir. Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında Batı ile yakın işbirliği, sadece güvenlik ve ekonomik politika hedeflerine hizmet etmek için değil aynı zamanda 200 yıl önce başlatılan Batılılaşma sürecinin vazgeçilmez bir parçasıydı. Bu sürecin, Türkiye'nin Batı Medeniyetiyle olan bağlarını güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve teknolojik performansını iyileştirmesi ve demokratik eksikliklerini de sona erdirmesi bekleniyordu. Bugün bile, bu sürecin sonuna kadar getirilmesi, Türk iç ve dış politikasının temel ve geri alınamaz hedefi olmaya devam etmektedir. Güvenlik açısından soğuk savaş döneminde Türkiye, Avrupa'nın parçası olarak, Sovyet yayılmacılığına karşı çok önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, Türkiye 1945'ten beri OECD, Avrupa Konseyi ve NATO gibi Avrupa'nın kurumlarında resmen temsil edilmektedir; ancak Brüksel ve Ankara arasındaki ilişkilerde Türkiye'nin "Avrupalılığı" hala bir tartışma konusu yapılabilmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkiye ve AB arasındaki bu uzun ilişkiyi bazı kırılma noktalarına dayandırarak anlatmaya çalışmaktır. AB-Türkiye ilişkisi bu çalışmada çok daha uzun dönemli Türkiye'nin batılılaşma sürecinin önemli bir parçası olarak kabul edilecektir ve değerlendirmeler bu anlayış çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Bu çerçeveden bakıldığında ilk başvuru ve Ankara Anlaşmasının imzalanması ve anlaşmaya Katma Protokolün eklenmesi ilişkilerin ilk ve en uzun dönemini oluşturmaktadır. Türkiye ve dünya siyasetinde önemli dönüşümlerin yaşandığı 80'li yıllarda Türkiye'nin yaptığı doğrudan üyelik başvurusu çalışmanın ikinci bölümünü oluşturacak; bu başvurunun reddi üzerine hızla tamamlanan Gümrük Birliği ise çalışmanın üçüncü bölümünü oluşturacaktır. Türkiye'nin AB üyeliğine resmen aday ülke ilan edilmemesi ve bunu takiben donan AB-Türkiye ilişkileri, bu kararın alındığı Lüksemburg Zirvesi başlığı altında çalışmanın dördüncü bölümünü oluşturacaktır. İlişkilerin yumuşadığı ve Türkiye-AB ilişkilerinde daha sıcak yeni bir dönemin açılmasına yol açan Helsinki Zirvesi ve Türkiye'ye aday ülke statüsünün verilmesi beşinci bölümde tartışılacaktır. Çalışmanın altıncı bölümünde ise Türkiye ile AB arasında üyelik müzakerelerinin hangi şartlarda başladığı değerlendirilecektir. Son bölümde ise müzakerelerin başlaması ile farklı bir boyut kazanması beklenen AB-Türkiye ilişkileri yazının hazırlandığı tarihe kadar gerçekleşen önemli olaylar ışığında anlatılmaya çalışılacaktır.
2021
AB Avrupa Yeşil Düzeni'nin ihraç ürünlerine karbon-yoğunluğuna bağlı olarak uygulamaya koyacağı Sınırda Karbon Uyarlama mekanizması sonucu Türkiye Çimento, Seramik Karo ve Seramik Sağlık Gereçleri üreticilerinin ton üretim başına maruz kalacakları SKU maliyeti hesabı ve öneriler
Türkbilig, 2013
Özet: Son zamanlarda büyük dil aileleri hakkında pek çok araştırma yapılmıştır. Bu alanda ortaya atılan en önemli teorilerden biri Avrasyatik dil teorisidir. Bu teori birkaç dil ailesinin, bir kökten geldiğini savunmaktadır; bu dil ailelerinin en önemli temsilcileri Hint-Avrupa, Ural ve Altay alt gruplarıdır. Biz, Hint-Avrupa, Ural ve Altay dil ailelerinin önemli üyelerinden sayılan Türkçe ve Farsçayı, söz konusu dil teorisi kapsamında değerlendirmeye çalıştık. Çalışmanın ana konusunu Ana Türkçede kelime başı p- meselesi oluşturmaktadır.
ÖZET Türkiye'de son yirmi yılda tarım-gıda ile diğer sektörlerin ihracat ve ithalatları birbirlerine yakın oranlarda büyümüştür. Tarım-gıda dışı sektörlerin faydalandığı ticaret serbestisinden faydalanma imkanı olmayan sektörün ihracat başarısı gelecek için ümit vericidir. Sektör bir yandan geleneksel ihraç ürünlerinden meyve, sebze ve sert kabukluların ihracatını artırırken, işlenmiş gıda sanayii ürünleri ihracatını da küçük adımlarla da olsa artırmayı başarmıştır. Türkiye'nin yakın coğrafyasında bulunan Kafkasya'daki pek çok ülke ile güçlü ticari ve kültürel bağları vardır Tarım sektöru diğer sektörlere benzer şekilde, ulusal sınırları aşan, dünya piyasasına mal ve ürün arz eden, " ticaretin uluslararasılaşmasının " hızla artmadadır. Bu değişim, çiftçileri, imalatçıları, pazarlamacıları, perakendecileri, tüketicileri, mal ve ürün akışına müdahale eden hükümetleri etkilemektedir. Mekalenin temel amaçı, Türkiye'nin Guney Kafkasya politikasında Gürcistanın rolü, 1991'den bugune kurulan ikili ticari ilişkilerde tarım sektorunun etkisi, küresel düzende Türkiye ile Gürcistan ekonomik ilişkilerinde tarım sektörünün etkisi, ikili ticari ilişkilerde etkili olan bazı fatörlar incelenmişdir. ABSTRACT In the last two decades Turkey's exports and imports of agriculture-food and other sectors have grown close to each other. The export success of the sector which is not able to benefit from the trade liberty enjoyed by the sectors other than agriculture and food is promising for the future. On the one hand, the sector has increased exports of fruits, vegetables and hard shells from traditional export products while increasing the export of processed food industrial products in small steps. Turkey has strong trade and cultural ties with many countries in the Caucasus, which are located in the immediate vicinity of Turkey. Similar to other sectors, the agricultural sector is a country that transcends national borders, supplies goods and products to the world market, "Internationalization of trade" is increasing rapidly. The main purpose of the organization is to examine the role of Georgia in Turkey's South Caucasus policy, the impact of the agricultural sector on bilateral commercial relations established since 1991, the impact of the agricultural sector on the global level Turkey and Georgia economic relations.
Yaklaşık doksan yıllık geçmişine rağmen Türkiye yeradbilimi alanında terim ve yöntem eksikliğinden kaynaklanan birçok sorun bulunmaktadır. Batı dillerinden giren az sayıdaki terime bulunan Türkçe karşılıkların farklı yazımları ise ayrı bir sorundur. Bu çalışmada, terim eksikliği, terimlerin farklı yazımları ve Türkiye yeradbiliminde tür sınıflandırılmasının yapılmayışından kaynaklanan sorunlar üzerine durulmuştur. Bu çerçevede Türkiye yeradbiliminde kullanılmak üzere yeni terimler teklif edilmiş; daha önce bu alana giren; fakat farklı şekillerde yazılan terimlere de ortak imlalar önerilmiştir. Ayrıca yeradbilim alanında yapılacak kapsamlı çalışmalarda kullanılabilmesi amacıyla, yeradbilim ve yeradlarının türleri temelinde yeradbilimcil bir sınıflandırma sunulmuştur.
ANKARA 2009 Her hakkı saklıdır ii ÖZET Doktora Tezi ARITMA TESİSİ ÇAMURUNUN TARIMSAL AMAÇLI KULLANIMINDA AB-TÜRKİYE POLİTİKALARININ KARŞILAŞTIRILMASI Kemal YAMAN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Emine OLHAN
ÖZET Asimetrik iklim değişikliği politikalarından kaynaklanan temel sorun karbon kaçağı riskidir. Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi kapsamında karbon kaçağı riskine ilişkin nicel kriterler ortaya konulmuştur. Söz konusu kriterler salım ticaretine uyumun doğrudan ve dolaylı maliyetleri ile uluslararası ticaretin yoğunluğudur. Avrupa Komisyonu bu kriterler doğrultusunda sektör ve alt sektörlerin karbon kaçağı risklerini hesaplamıştır. Bu çalışmada aynı yöntem kullanılarak Türkiye çimento sektörü için hesaplama yapılmaktadır. Sonuç olarak Türkiye çimento sektörünün Emisyon Ticareti Sistemi veya benzer bir düzenleme altında ciddi bir karbon kaçağı riskine maruz kalabilecek konumda olduğu saptanmıştır. ABSTRACT Carbon leakage is the primary problem caused by asymmetric climate change policies. Under the Emissions Trading Scheme of the European Union quantitative criteria have been determined with respect to the carbon leakage risk. The criteria in question are the direct and indirect costs of adoption of emissions trading and international trade intensity. European Commission has determined the carbon leakage risk of various sectors and sub-sectors according to these criteria. In this study, a calculation is made for the Turkish cement industry using the same methodology. As a result it is determined that Turkish cement industry may face a significant carbon leakage risk under the Emissions Trading Scheme or a similar mechanism.
SEBEP-SONUÇ CÜMLELERİ BAĞLAMINDA ARAPÇA, TÜRKÇE VE KÜRTÇE KARŞITSAL DİL ÇÖZÜMLEMESİ, 2023
Arapça, Türkçe ve Kürtçe cümlelerini incelediğimizde, bu cümlelerde çeşitli anlamsal ilişkilerin olduğu görmekteyiz. Bu ilişkilerden birsini de sebep-sonuç ilişkisi oluşturmaktadır. Sebep-sonuç ilişkisi, cümlelerin kendi içerisinde barındırdığı yargılardan birinin gerekçesi, ötekisine bağlı olması suretiyle ön plana çıkmaktadır. Arapça, Kürtçe ve Türkçe sebep-sonuç cümlelerine karşıtsal dil çözümlemesi perspektifinden baktığımızda, aralarında birtakım benzerlik ve farklılıklar olduğunu görmekteyiz. Buna binaen "Ahmet zeki olduğu için sınavda başarılı oldu" şeklindeki ibare incelendiğinde, ibarenin iki farklı yargı barındırdığını ve bu yargılardan birisinin gerekçesi, diğerine bağlı olduğunu görmekteyiz. Bu ilişkinin kurulmasında "için" edatından yararlanılmıştır. Kürtçe sebep-sonuç cümlelerini incelediğimizde, Türkçede var olan bu düzeni genel itibariyle Kürtçede de gözlemlemekteyiz. Çünkü bahsi geçen ifadeler, Kürtçede "Ehmed ji ber ku zîrek bû ezmûnê derbas kir" şeklinde olup sebep bildiren yargı başta yer almış ve ardında da sonuç bildiren yargı gelmiştir. Sebepsonuç bağlantısını kurmak için ise, "ji ber" edatından yararlanılmıştır. Ancak Arapçada neden-sonuç cümlelerini analiz ettiğimizde, bu düzenin Arapçada genel itibariyle farklı olduğu görülmektedir. Çünkü Arapçada genel olarak sonuç cümlesi başta yer alırken sebep cümlesi ise sonda yer alır. Bu Sebeple yukarıdaki ifadenin Arapça karşılığı, " ِ ِبار ت ْ ِخ اال في ُ د َ م حْ َ أ َ ح َ َج ن ّا ِي ك َ ذ كانَ ُ َّه ن ِ "ِل şeklindedir. Ancak Arapçada, Kürtçe ve Türkçede olduğu gibi sebep-sonuç bağlantısını kurmak için bir edattan istifade edilmiş olduğu gözlemlenmektedir. O da " نَّ ِ "ِل edatıdır. Bu açıdan bakıldığında, söz konusu diller arasında benzerlik olduğu anlaşılmaktadır.
TÜRKİYE'DE TURİZM SEKTÖRÜNÜN BÜYÜME İÇİN ÖNEMİ, 2021
TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2018
Bu çalışma, Ocak 2003-Haziran 2012 dönemleri arasında Türkiye’de faaliyet gösteren mevduat bankaların karlılığını etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda mevduat bankalarının karlılıklarını etkileyen bankaya özgü faktörler ile makroekonomik faktörler çoklu doğrusal regresyon analiziyle sınanmıştır. Yapılan analizler sonucunda bankaların Aktif Karlılığının ve Özkaynak Karlılığının; Faiz Dışı Gelirlerinin Aktif toplamına oranından ve Özkaynak/Toplam Aktif oranından pozitif etkilendiği tespit edilmiştir. Ayrıca, mevduat faiz oranlarındaki artışların Aktif Karlılık üzerinde negatif yönlü bir etki yarattığı sonucuna varılmıştır.
ii iii i Kır saçlı Göçebeler İş arkadaşlarıyla tokalaşıp sevgiyle öptüler torunları, Aylar süren planların ardından, tıktılar dolaplara eşyaları, Kalplerinin sesini dinleyip vedalaştılar tanıdıklarıyla Arabalarda ve karavanlarda artık Yeni Çağ'ın yolcuları. Bir denizkızının şarkısı çağırdı onları, antik ruhu bu toprakların, Yağmur ormanının, nehrin, dağların, çalıların, kayalar ve kıpkırmızı kumların, Görmeye ve anlamaya davet ediyor, tatlı sesi uzaklardaki Alchera'nın. Kış yok, mevsim her daim yazdır burada, Başıboş gezinip duran bir karavanda Bu uzun yolculuk başladığından beri daha çok şey öğrendiler birbirlerinden, Rahat rahat sürüp giden tartışmalar, gündelik küçük şeyler üzerinden, Hayat sadece yaşamak demek, tadını çıkaracaklar hâlâ vakit varken. Zaman değil, bi' karavandan ibaret evleridir artık onlara hükmeden. Bir kartpostal Alice Springs'ten, Fotoğraflarda gülümseyen yüzler, yanık tenler… Noel'e evde değillermiş, planları değişmiş. Yol uzanıyor önlerinde, büyüleyici bir kıyı, Tozlu karavanlarda kır saçlı göçebeler Takip ediyorlarmış gökkuşağını. Grey Nomads They have kissed grandchildren fondly and shaken workmates hands, Put their furniture in the storage after months of making plans, Farewelled the familiar to obey their hearts commands. New Age overlanders in cars and caravans A siren song has called them, ancient spirit of this land, rainforest, river, mountain, silver saltbush, rocks, red sand.
2006
Çağdaş finansman yönetimi anlayışı ile birlikte işletmeler, bilânçolarının pasif bölümlerinin farkına varmış, varlıklar kadar kaynakların da verimli ve etkin bir biçimde yönetilmesi gereğini kavramışlar ve bu, finansal yöntemlerin sıklıkla kullanılması zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. 1 Sermaye ve yatırım oluşturmak ciddi maddi külfet gerektirmektedir. Bu, yaratıcı fikirleri olan ama bunu yatırıma dönüştürecek finansal gücü olmayan girişimciler için büyük bir handikaptır. Teknolojik gelişmelerin hızlanması ve bu nedenle modern iş yaşamında ihtiyaç olarak ortaya çıkan, hızlı çözümler, buluşlar, yaratıcı fikirler, klasik sermaye-üretim ilişkisinden ayrı bir tür sermaye çeşidini doğurmuştur: Girişim sermayesi (Venture Capital) denilen bu tür, özellikle küçük-orta işletmeler ile, yaratıcı fikirleri ve buluşları olan ama sermaye bulma sıkıntısı çeken küçük girişimciler için ideal bir çözüm olarak iş yaşamına girmiştir. Girişim sermayesinde temel süreç, piyasa içinde boşluğu ve ihtiyacı hissedilen parlak bir fikir ya da buluşun araştırma geliştirme (ar-ge) aşamalarından başlayarak, pazarlama ve satışına kadar geçen dönemdeki sermaye ihtiyacının karşılanmasıdır. Sistemin işlerliği ise bu sermaye ihtiyacını karşılamak üzere, fon fazlası olan yatırımcıları ya da nakdini değerlendirme peşindeki girişimcilere bu süreci finansal olarak karşılama görevi veriyor. Buna risk sermayesi de deniyor. Risk sermayesi (Ya da girişim sermayesi) bu anlamda değerlendirilirse, kısa bir ifadeyle, kendilerine sermaye arayan firma veya yeni fikirleri olan girişimcilerin, kendilerine sermaye yatırımı yapabilecekleri yeni fikirleri olan girişimciler ve firmaları arayan "risk almaya hazır" sermayedarlar ile buluşması olarak tanımlanabilir. 2 Risk sermayesi finansman yöntemi de, diğer finansman yöntemleri gibi, işletmelerin kaynakların etkin ve verimli biçimde kullanmalarına olanak sağlayan bir finansman yöntemidir. Diğer yöntemlerde olduğu gibi, ihtiyaçları doğru belirlemek, geleceğe yönelik sağlam bir planlama yapmak ve hedefleri belirlemede gerçekçi olmak yöntemin başarısını artırıcı unsurlardır. Bütün gelişmiş ülkelerde uzun zaman başarı ile uygulanan risk sermayesi, dinamik, yaratıcı ve yenilikçi, finansman gücü yeterli olmayan her aşamadaki girişimcilerin yatırım fikirlerini gerçekleştirmelerine olanak sağlayan, gerektiğinde işletme ve yönetim desteği de veren, hisse karşılığı sermaye aktarımı sağlayan çağdaş finansal yöntemdir (Ark, 2002: 01). Temel özellikleri arasında, bankalar tarafından desteklenmeyen girişimcilerin desteklenmesi, yatırımların hisse senedi karşılığında yapılması, uzun vadeli olması ve şirketin belli bir gelişme düzeyine gelmesinden sonra hisselerin satılması sayılabilir. 3 Dinamik bir sermaye akışının olduğu günümüz ekonomisi ve iş dünyasında bu tür bir sermaye oluşumu, ihtiyaçlar nedeniyle ortaya çıkmıştır.
ÖZET Kıbrıs, Türkiye için jeopolitik önemi olan, tarihi çok eski olan bir adadır. Kıbrıs'a taraf olan devletlerden biri olan Yunanistan'ın Kıbrıs'ı topraklarına katmak istemesi olan ENOSİS ile Kıbrıs sorunu başlamış ve bu mesele Türkiye ile Yunanistan arasında ciddiyetini koruyarak bu güne kadar gelmiştir. GKRY'nin AB'ye tam üyelik başvurusuyla birlikte sorun daha karmaşık bir hale gelmiştir. Sorunun çözülebilmesi için AB'nin olaya müdahale etmemesi ve GKRY'nin adada bağımsız ve eşit iki toplumun varlığını kabul etmesi gerekmektedir. KKTC eskiden olduğu gibi bugünde aynı kararlılıkta mücadelesine devam etmektedir. ABSTRACT Cyprus is an island that its history is very old and has a geopolitical importance for Turkey. The problem of Kıbrıs was started with ENOSİS which was intention of Greece to add Cyprus into her land. By keeping importance, the problem between Turkey and Greece has been brought up until now. The problem has became more complicated with the full membership application of SCGA to European Union. To solve the problem, it is required that European Union should not interfere to the case and SCGA should accept the existence of two independent and equal society. TRNC has been continuing its struggle with the same determination as it was in the past.
Modern hayatın sürdürülmesi amacıyla do al kaynaklar hızla tüketilmekte bunun sonucunda kullanılan ürünlerin ömürlerini doldurması ile büyük bir atık sorunu meydana gelmektedir. Gerek do al kaynakların hızla tükeniyor olması gerek do anın tahribatı ve çevre kirlili i ve gerekse de tüketimden kaynaklanan atıkların bertaraf sorunu, bertaraf maliyetleri ve depolamada yer ihtiyacının do urdu u sorunlar insano lunu kaynakların optimum kullanımı ve atıkların azaltılması veya de erlendirilmesi konusunda yeni yöntemler bulmaya itmektedir. Kaynakların optimum kullanımında atıkların yeniden i lenerek veya do rudan kullanılarak daha az birincil kaynak tüketilmesi hedeflenmektedir. Bu çalı mada katı atıkların azaltılmasından tekrar kullanımına, geri kazanılmasından geri dönü ümüne kadar atık azaltma ve de erlendirme yöntemleri incelenmi , stanbul örne i üzerinde ülkemizin mevcut durumu ile di er ülkelerin durumları kıyaslanmaya çalı ılmı tır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.