Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2016, Journal of Life Economics
Bu çalışmada, Türkiye'de bilgi ekonomisinin mevut durumu incelenmiş ve bilgi ekonomisinin Türkiye ekonomisinde istihdama sağladığı katkılar araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, bilgi ekonomisinde önemli bir gösterge olan Ar-Ge harcamalarının tüm sektörlerde özellikle özel sektör Ar-Ge harcamalarında artış gösterdiği ve Ar-Ge harcamalarına paralel olarak çalışan sayısıyla, patent tescillerinin de arttığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda Ar-Ge istihdamında yaşanan artış patent başvurularına yansıyarak olumlu sonuç vermiştir. Ancak Ar-Ge istihdamının toplam istihdam içerisindeki payının ortalama %1,5 seviyelerinde olduğu saptanmıştır. Bilgi ekonomisine bağlı sektörlerde daha fazla istihdam sağlayabilmek için girişimci kültürü geliştirilmeli, istihdam noktasında önemli bir yeri olan KOBİ'lerin bilişim altyapılarının oluşumuna destek verilerek etkinlikleri arttırılmalıdır.
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2008
Q4 dönemini kapsayan verilerle dışa açıklık ve ekonomik büyüme değişkenleri arasındaki nedensellik ilişkilerini ve dinamik etkileşimleri VAR ve varyans ayrıştırması yöntemlerini kullanarak araştırmıştır. Dışa açıklık değişkenleri olarak, dış ticaret hacminin ve ithalatın RGSMH'ya oranları ile ihracat artışı kullanılmıştır. Analizlerden elde edilen sonuçlar dışa açıklık ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, büyüme ve ithalat arasında çift yönlü, ithalattan ihracata ve ihracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkileri olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları, içsel büyüme teorilerinin öne sürdüğü dışa açıklığın ekonomik büyümeyi arttıracağı hipotezini desteklemektedir.
2013
Beseri sermaye teorisindeki gelismeler, beseri sermaye bilesenlerinden sagligin ekonomik buyume uzerindeki etkilerinin arastirildigi calismalara populerlik kazandirmistir. Iktisat yazininda sagligin ekonomik buyume uzerindeki olumlu etkilerini kantitatif olarak ortaya koyan cok sayida uygulamali calisma yapilmis ve bu calismalarda elde edilen bulgular ulkeleri saglik alaninda daha fazla kaynak ayirmaya tesvik etmistir. Bu calismada, Turkiye’de 1967-2010 yillari arasinda sagligin ekonomik buyume uzerindeki etkisinin belirlenmesi amac edinilmistir. Calismanin bulgulari; saglik personeli basina dusen hasta sayisindan ve saglik kurumlarina ait yatak sayisindan reel GSYH’ye dogru tek yonlu bir iliski oldugunu, hastane sayisindan reel GSYH’ye ise %10 anlamlilik seviyesinde benzer bir iliski oldugunu gostermektedir. Dogumda yasam beklentisinden reel GSYH’ye dogru ise bir nedensellik iliskisi belirlenememistir. Ekonometrik analizde temsili saglik degiskenlerinin hepsinin birlikte reel GSYH’...
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2020
Görünmez el ve serbest piyasa odağındaki klasik görüşün 1929 krizine çözüm üretememesi, ekonomik oyuna müdahaleleri öngören Keynesgil yaklaşımlara kapı aralamıştır. Böylece sanayi devriminden itibaren güven duyulan liberal politikaların yerini refah merkezli politikalar almaya başlamış ve bu durum 1970li yıllara kadar sürmüştür. 1970lerde yaşanan gelişmeler sonucunda refah yaklaşımından neoliberal politikalara yöneliş başlamıştır. Bu dönüşüm sürecinde toplumlar sosyoekonomik ve politik anlamda ciddi krizlerle karşı karşıya kalmışlardır. Ortaya çıkan sorunlarla baş edebilmek için ülkeler 1980'lerden itibaren sosyal harcamalar yapmaya başlamış ve zaman içinde bu harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin varlığı ve mahiyeti sorgulanmıştır. Çalışma kapsamında Türkiye' de 1980-2016 arası dönemde aynî ve nakdî kamusal sosyal harcamaların ekonomik büyüme ile olan ilişkisi incelenmektedir. Bu doğrultuda ilk olarak IMF ve OECD-SOCX veri tabanından elde edilen değişkenlerin durağanlıkları Genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips-Perron (PP) birim kök sınamalarıyla test edilmektedir. Ardından değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkileri analiz eden yapısal vektör oto regresyon analizi (SVAR) yapılarak etki-tepki fonksiyonları, varyans ayrıştırması ve pairwise Granger nedensellik testi yapılmıştır. Elde edilen analiz sonuçlarına göre değişkenler birbirlerini değişen oranlarda etkilemektedir. Aynî ve nakdî kamusal sosyal harcamalar ile GSYH arasında tek yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur. Bu durum sosyal harcamaların ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğunu ifade eden Keynesgil yaklaşım ve içsel büyüme modellerini destekler mahiyettedir ve sosyal harcamaların Türkiye ekonomisinde bir tür yatırım olduğunu ifade etmektedir.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
İstihdam, zenginliğin yaratılmasında ve onun adil bir biçimde dağıtılmasında kilit öneme sahip bir araçtır. Bu nedenle tam istihdamın sağlanması ve işsizlikle mücadele politikaların geliştirmesi devletin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Küreselleşme süreciyle birlikte tüm dünyanın temel sorunu haline gelmeye başlayan işsizlik dalgası, tüm ülkeleri istihdamı artırma doğrultusunda politikaların geliştirilmesi amacına yöneltmiştir. İstihdam politikaları kapsamında özel sektör işverenlerine yönelik istihdam teşvikleri olarak bilinen sübvansiyonlar, ekonomistler ve politika yapıcıları tarafından işsizlikle mücadelede etkili bir yöntem olarak önerilmektedir. Teşvik politikaları, özelikle yapısal ve konjonktürel işsizlik dönemlerinde, işveren için işgücünü daha ucuz hale getirerek işgücü talebini artırmaya yönelik tedbirleri kapsamaktadır. Türkiye'de özellikle 2000'li yıllardan itibaren uygulanan istihdam politikaları kapsamında, işgücü maliyetlerini düşürerek, istihdamı artırmak ve işsizliği azaltmak amacıyla kamuoyunda istihdam paketleri olarak bilinen pek çok istihdam teşviki uygulanmıştır. Teşvik uygulamaları, ücretlerden alınan vergilerin azaltılması veya ücret dışı maliyetlerin düşürülmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. İşgücü talebindeki yetersizliğe karşı uygulanan teşviklerle işgücü maliyetleri azaltılarak istihdamın artırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, istihdam teşviklerinin ekonomik yapısı analiz edilerek, Türkiye'de uygulanan teşviklerin uygulamadaki sorunları ve etkinliği değerlendirilmiştir.
2013
Economic growth constitutes the leading factor that indicates the economic success and power of the countries. It is expected to be an increase in the number of employed persons when country grows economically. But in recent years, it is observed that the economic growth doesn’t make an increase in employment. In the process which is called “jobless growth” unemployment rates also rise at the same time. These developments contrary to the expectations create an intense debate among economists
Sayıştay Dergisi
Ekonomik büyümenin sağlanması, hükümetlerin ekonomi politikalarının öncelikli hedeflerinin başında gelmektedir. Ancak ekonomik büyüme tek başına arzulanan bir durum olmayıp, beraberinde gelir dağılımında adaleti gerçekleştirmesi ve buna bağlı olarak yoksulluğu azaltması beklenmektedir. Bu üç önemli makroekonomik gösterge arasındaki ilişkinin bilinmesi, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve yoksulluğu azaltan bir ekonomik büyüme hedefine ulaşmada önemli katkılar sağlar. Bu amaçla ARDL Sınır Testi ile Türkiye’de yoksulluk, gelir eşitsizliği ve ekonomik büyüme arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişki analiz edilmiştir. Analizde kullanılan değişkenler ve veri seti, çalışmayı benzerlerinden ayıran özelliktedir. Çalışmanın ampirik sonucuna göre kısa ve uzun dönemde değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı nedensellik ilişkisi söz konusudur. Uzun dönemde ekonomik büyüme ve kişi başına düşen gelirdeki değişim insani gelişme endeksini pozitif yönde etkilerken, gelir dağılımındaki değişim...
Journal of Management and Economics Research, 2015
Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş ile birlikte üretim miktarları, evrensel boyutta hız kazanan bir büyüme temposu yakalamıştır. Sanayileşmenin yanı sıra kentleşme ve nüfus artışı gibi faktörler de arz ve talep büyüklüklerinin değişiminde önemli rol oynamıştır. Üretimi artırmak için daha fazla doğal kaynak ve enerji kullanımı ise ekolojik dengeleri olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesinin düşmesine neden olmuştur. Ancak belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra ülkeler, başlangıçta yarattıkları çevresel sorunları azaltmak için çözüm yolları arayışına girmektedirler. Bu çalışmada; ekonomik büyüme, ticari açıklık, elektrik tüketimi ve karbondioksit emisyonu (CO 2 ) arasındaki ilişki, 1992-2014 dönemine ait verilerden hareketle BRIC-T ülkeleri için panel veri analizi kullanarak test edilmektedir. Kónya (2006) panel nedensellik testi bulgularına göre; Rusya'da gelir ve CO 2 arasında çift yönlü, Hindistan'da elektrik tüketiminden ve Brezilya'da ise dışa açıklıktan karbondioksit emisyonuna doğru olmak üzere tek yönlü bağıntılar bulunmaktadır. Diğer yandan MG tahminci yöntemi uzun dönem sonuçları Çin'de, kısa dönem sonuçları Türkiye'de ÇKE hipotezinin geçerli olduğunu gösterirken; AMG yöntemine göre Rusya, Çin ve Türkiye'de, CCE yöntemine göre de sadece Türkiye'de ÇKE hipotezi geçerlilik taşımaktadır.
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015
dönemine ait 31 yıllık zaman serileri kullanılarak ticari açıklık ve enflasyonun gelir dağılımı üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmada, ticari açıklık için dış ticaret hacminin (İhracat + İthalat) Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranı, enflasyon oranı ve gelir dağılımı için Gini katsayısı kullanılmıştır. Kullanılan serilerin aynı mertebeden durağan oldukları tespit edildikten sonra uzun dönemli ve kısa dönemli ilişkileri görmek için sırasıyla Johansen eşbütünleşme testi ve vektör hata düzeltme testi (VECM) uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki nedensellik hem kısa hem de uzun dönemli analiz edilmiş olup, hem kısa dönemde hem de uzun dönemde enflasyondan ve ticari açıklıktan gelir eşitsizliğine doğru bir nedensellik tespit edilmiştir. Etki tepki fonksiyonları vasıtasıyla yapılan analizde enflasyonun ve ticari açıklığın gelir eşitsizliği üzerinde azaltıcı etkisi söz konusu olmaktadır. Varyans ayrıştırma analizi neticesinde de gelir eşitsizliği değişkeni üzerindeki etkinin %36' sı kendinden, %53'ü enflasyondan ve %10'u ticari açıklık parametresinin etkisi ile açıklanmaktadır
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017
One of the most important factors affecting economic growth performance in this study is to examine the instability of political structure on economic growth. In this context, data which were accepted as a policy instability indicator between 1946-2016 in Turkey were collected and transferred to the graphs. Two indigents have been exploited to examine the effects of economic growth performance of policy disturbances, as well as graphs for creation. The one-year policy covering the years 1955-2009 is the index of instability. The second nuclear subsidies, the key components, are the Political Instability Index covering 1996-2015. The correlation between the obtained indices and graphs and the GDP between 1955 and 2015. The density of political instability in Turkey, the negative parameter of periodic economic growth.
Fırat Üniversitesi Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2020
Migration has a long history that can go back to the beginning of human history. As the needs of people differ, migration emerges as a process of pursuing these needs. Although migration has a history as old as human history, it is a social phenomenon that takes place in different forms depending on different social, economic and cultural reasons. Migration can also be defined as the changes made by individuals or groups to achieve better living conditions. Natural disasters, famines and wars can load new meanings and contents, unlike migration. In addition to searching for better living conditions, access to safe areas, access to food enough to survive, find housing to accommodate may become evident in migration. Migration is first and foremost a displacement movement, but it is also nourishing a social process that enables the emergence of new cultural, social, economic and political processes. However, the economic, social, cultural and technological development of societies added different dimensions to the migration and migration process. In this respect, migration requires a multi-faceted assessment. However, it is not possible to fit all of these aspects in one study. Turkey to Syria's civil war and migration is mostly a transit country. However, immigration Syria with war, to head for Turkey has become a social phenomenon seems difficult. Therefore, Turkey's aim of our study with an overview of the migration story is get Syria to discuss the specifics of the policy on migration. The aim of our study, along with an overview of Turkey's migration story is to handle the details of the policy on immigration Syria. This study is structured by examining the literature review, document analysis, observation and statistical data.
beykon.org
Yoksulluk hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Bu nedenle Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar bu konuda çeşitli çalışmalar yapmışlardır. Yoksulluğu en derinden hisseden kesimi çocuklar oluşturmaktadır. Çocuk gelişimi yoksulluk nedeniyle engellenmektedir. Çocukluk döneminde yoksulluk yaşayanların, gelecekte de yoksullukla karşılaşma riski yükselmektedir. Böylece bir kısır döngü oluşmakta yoksulluk gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Yoksul aileler çocukları gelir kaynağı ve sigorta olarak görmektedir. Bu amaçla çok çocuğu tercih etmektedirler. Çalışan çocuklar kısa dönemde bir çözüm yolu olarak sunulmaktadır. Ancak gelecek dönem için büyük sorunlar yaratmaktadır. Ayrıca çocuklar arasında da ayrımcılık yapılmakta kız çocukları eğitim almadıkları için yoksulluk riskiyle daha fazla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu nedenle çocuk yoksulluğu çok boyutlu incelenmelidir. Yapılan çalışmada Türkiye açısından sorunlar ortaya konmaya çalışılmış ve çeşitli çözüm yolları önerilmiştir.
Journal of Management and Economics Research, 2016
Yavaşlayan büyüme oranlarının işsizlik oranlarında artışa neden olması, gayrisafi yurtiçi hasıla ile işşizlik oranları arasında "Okun Yasası" olarak adlandırılan negatif yönlü bir korelasyon ilişkisini ortaya çıkarmaktadır. Çalışmanın amacı, işsizlik oranı ile çıktı düzeyi arasındaki ilişkiyi Okun Yasası çerçevesinde incelemektir. Bu çerçevede çalışmamızda Türkiye'de 1969-2014 döneminde Okun Yasası'nın geçerliliği araştırılacaktır. Söz konusu ilişkinin araştırılmasında Markov Rejim Değişim Modeli'nden yararlanılacaktır. Ampirik sonuçlar, ilgili dönemde Türkiye'de işsizlik oranı ile çıktı düzeyi arasında kısa ve uzun dönemli bir ilişkinin olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma sonuçlarına göre, ekonomik büyüme ile işsizlik oranları arasındaki ilişki, ekonominin daralma döneminde genişleme dönemine göre daha güçlüdür. Bu durum asimetrik bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Ülkemizde yat turizmi hızla gelişmektedir. Her geçen gün artan turist sayısı, yapılan marina yatırımları bu sektörde önemli bir istihdam yaratmaktadır. Yat ve marina işletmelerinde çalışan nitelikli ara eleman sayısı yetersizdir. Buna rağmen, sektörde bu alanda eğitim veren üniversite mezunları istihdam edilmemektedir. Sektörde düşük ücret politikası nitelikli ara eleman bulmayı zorlaştırmaktadır. Yat ve marina sektöründeki gelecek tahminleri daha fazla eleman ihtiyacı olacağını göstermektedir. Bu araştırmada, Türkiye'de hızla gelişen yat turizmi sektörünün en önemli bileşenlerinden biri olan yat ve marina işletmeciliğini incelenerek, istihdam konusu değerlendirilmiş ve çözüm önerilerinde bulunulmuştur.
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2016
Dünya genelinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çözmesi gereken ekonomik ve toplumsal sorunların başında ekonomik büyümeyi sağlamak ve istihdamı arttırmak gelmektedir. Ancak, ekonomik büyümeye rağmen bunun istihdam oranlarına yansımaması veya göreceli olarak daha düşük oranlarda yansıması istihdam yaratmayan büyüme sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizler bir yandan büyümeyi olumsuz etkilerken diğer yandan istihdamın daha da daralması sorununa yol açmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de 2000 yılı sonrasında uygulanan ekonomi politikaları sonucunda ortaya çıkan ekonomik büyüme ve istihdam ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 2000:Q1–2015:Q4 dönemi esas alınarak zaman serisi nedensellik analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda, kısa dönemde ekonomik büyüme ve istihdam arasında çift yönlü, uzun dönemde istihdamdan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Ticari açıklığın, küreselleşme süreciyle birlikte özellikle 90'lı yılların başından itibaren ilgi çekici bir araştırma konusu haline geldiği görülmektedir. Birçok çalışma ticari açıklık ve büyüme arasındaki nedensel ilişkiyi ortaya koymayı amaçlasa da konuyu farklı açılardan inceleyen başka çalışmalar da literatürde mevcuttur. Öte yandan, bölgesel bazda ticari açıklığı analiz eden çalışmalar hem ulusal hem de uluslararası literatürde oldukça sınırlı kalmaktadır. Ancak bu çalışmada, Türkiye'nin 12 istatistiksel bölgesi baz alınarak sanayi sektöründe ticari açıklık ile tüketilen enerji miktarı arasında bir ilişki araştırılarak literatüre katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle ticari açıklığın sanayi sektörünün enerji tüketimine etkisi 2015-2019 dönemi için yıllık veriler ve rassal etkiler modeli ile incelenmiştir. Kullanılan model sonucunda elde edilen bulgulara göre, Türkiye'de ticari dışa açıklığın artması sanayi sektörüdeki enerji tüketim miktarını da artıracaktır.
Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
İşsizliğin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri bilinmesine rağmen bunların boyutları araştırmacılar tarafından tam olarak ortaya konulamamaktadır. Temel sorun, sağlıklı işgücü arzı ve işsizlik ile sağlık arasındaki karşılıklı etkileşimde sosyal faktörlerin etkili olmasından kaynaklanıyor olabilir. Sosyal sınıf, yoksulluk, yaş, gelir düzeyi ve konut farklılıkları sosyal faktörler olarak sıralanabilir. Sosyal faktörler, işsizlik ve sağlık arasındaki ilişkiyi dolaylı olarak etkilerken işsizlik ve sağlık karşılıklı olarak birbirlerini doğrudan etkilemektedirler. İşlerini kaybedenlerin bir takım sağlık sorunlarının ortaya çıkması (depresyon, kaygı, intihar, akciğer kanserine bağlı ölümler, yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişememe) kaçınılmaz iken sağlıksız işgücünün de ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkilerinin olması muhtemeldir.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Ekonomik büyüme, sermayenin fiziki yapısının yanı sıra girdinin verimliliği ve sermayenin teknolojik içeriği gibi faklı belirleyicilere de dayanmaktadır. Büyümeye katkı sağlayan beş temel faktör bulunmaktadır. Bunlar işgücünün miktarı, işgücünün kalitesi (nitelikli işgücü), fiziki sermaye miktarı, teknolojik içerikli fiziki sermaye ve son olarak daha çok nitelikli işgücü ve teknolojik içerikli sermaye tarafından belirlenen toplam faktör verimliliğidir. Toplam faktör verimliliğinin aynı zamanda bilgi temelli ekonomik büyümenin kaynağı olduğu ve özellikle küresel pazarlarda ülkelerin rekabet edebilirliğini artıracağı için oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çalışmada, Granger nedensellik analizi kullanılarak Türkiye’nin 1950 ve 2016 yılları arasında toplam faktör verimliliği ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki gözlemlenmiştir.
International Journal of Management Economics and Business, 2021
Turizm, yerleşme amacı taşımadan tarihi ve doğal güzellikleri keşfetmek, gezmek, dinlenmek ve eğlenmek amacıyla gerçekleştirilen aktiviteler olarak tanımlanabilir. Turizm sektörü yarattığı istihdam, sağladığı döviz girdileri ve yatırımları teşvik etme özelliklerinin yanında dış ticaret açıklarını azaltmadaki payı sayesinde gelişmekte olan ülkelerde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışma ile turizm gelirlerinin Türkiye'nin ekonomik büyümesi üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın 1980-2020 yıllarını kapsayan ekonometrik analiz aşamasında Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) ile turizmi temsilen turizm gelirlerini kullanılarak ekonometrik bir model oluşturulmuştur. Oluşturulan modelde turizm gelirleri ve GSYH arasındaki ilişki ARDL eşbütünleşme analizi yardımıyla incelenmiştir. Sonuç olarak, çalışmanın teorik kısmında belirtilen biçimde turizm gelirlerinin ekonomik büyümeyi etkilediği hipotezinin geçerliliğini ölçmek adına yapılan ARDL modeline göre uzun dönemde turizm gelirlerinin ekonomik büyüme üzerinde istikrarlı ve anlamlı etkileri olduğu değişkenler arasında uzun dönemde eşbütünleşme ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Hata düzeltme modeli sonuçlarına göre kısa ve uzun dönemin entegre olduğu görülmüştür. Türkiye'nin turizm gizli gücünü büyütmesi ve bu kapsamda turizm gelirlerini çeşitlendirerek artırıcı politikalara yönelmesi sürdürülebilir büyüme sürecinde önemli bir unsur olacaktır.
2016
Bu calisma, Turkiye ekonomisinde beseri sermayenin onemini analiz ederken, iktisadi buyumenin temel bir unsuru olarak ele alinmistir. Turkiye’de 1960 ile 2009 yillari arasindaki donemde istatistiki veriler kullanilarak ekonometrik analizi yapilmistir. Bu analizde Insani Gelisme Endekslerinin parametreleri kullanilmistir. Turkiye gibi gelismekte olan bir ulkenin iktisadi kalkinmasi ve surdurulebilir buyumesi icin ozellikle beseri sermaye faktorunu gelistirmesine baglidir. Bu calismada beseri sermaye faktorunun ekonomik, sosyal ve stratejik onemi uzerinde durulmustur. Turkiye’de beseri sermayenin guclu ve zayif yonleri analiz edilmistir. Beseri sermaye kavraminin ozellikleri, unsurlari, islevsel durumu ve diger benzer kavramlar olan entelektuel sermaye ile sosyal sermaye kavramlari ile yakindan iliskisi ele alinmistir. Beseri sermaye yatiriminin gelismesinde, egitim, saglik, beceri kazandirma, ekonomik gelir ve hayat seviyesinin gelismesiyle birebir alakalidir. Calismanin amaci, beser...
2019
Trafik kazalari neden oldugu insani kayiplarin yani sira ozellikle azgelismis ve gelismekte olan ulkelerin ekonomik kalkinma sureclerini yakindan etkilemektedir. Bu bakimdan calismanin amaci, Turkiye’deki 1995-2017 donemine ait trafik kazalarinin ekonomik kalkinma ile iliskisinin analiz edilmesidir. Calismada yontem olarak, trafik kazalari ile ekonomik kalkinma gostergelerine dair degiskenler arasindaki kisa ve uzun donemli iliskinin analizi amaciyla Gecikmesi Dagitilmis Otoregresif (ARDL) esbutunlesme modeli kurulmustur. Ardindan modelin gecerliligi test edilmis ve degiskenler arasindaki kisa ve uzun donem iliskiler belirlenmis ve nedensellik iliskisi analiz edilmistir. Calismada varilan sonuclara gore, kaza sayisi ile ekonomik kalkinma arasinda kisa ve uzun donem iliskisi, hukuk ustunlugu ile insani gelismislik endeksleri arasinda tespit edilmistir. Motorlu arac sayisi ile kisa ve uzun donemli bir iliskiye rastlanmamistir. Bagimli ve bagimsiz degiskenler arasinda elde edilen kisa ...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.