Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
14 pages
1 file
KentleĢmenin günümüzde içinde bulunduğu süreçte küreselleĢmenin ortaya çıkardığı mekânsal dönüĢümün gerçekleĢmesi ve ihtiyaç duyduğu mekânın üretilmesinde kentsel projeler temel araç niteliğindedir. KüreselleĢme ile birlikte kentlerin öneminin ülkelerin önemlerinin önüne geçmeye baĢlaması ve küresel kentler sistemine dahil olma isteği, özellikle küresel kent olma iddiasında olan kentler açısından bir yeniden yapılanma talebine neden olmuĢtur. Bu talep ile sermayenin kentsel mekâna yönelimi birleĢtiğinde, sermaye tüketim potansiyeli olan tüm kentleri hedef alan olarak seçmekte, kentsel alanlara yaptığı müdahaleler ile fiziki değiĢimlere neden olmanın ötesinde, toplumun sosyo-ekonomik yapısını da olumsuz etkilemektedir. Bu ise sosyal açıdan eĢitsizlikleri ve çarpıklıkları arttırıcı etkilere sebep olmaktadır. Kentler ve kentleĢme süreçleri açısından ciddi bir sorun olmasının yanı sıra çok boyutlu bir nitelik taĢıyan kentsel ayrıĢma olgusu, içeriği itibari ile iki bileĢene sahiptir. Bunlar, sosyoekonomik ayrıĢma ve mekânsal ayrıĢma olarak tanımlanmaktadır. Bu iki ayrıĢma türü aralarındaki yakın iliĢki ile birbirinin üreticisi ve destekleyicisi konumunda yer almaktadır. Dünya genelinde yaĢanan neoliberal kentleĢme süreci de sahip olduğu mantık ve kullandığı araçlar itibarı ile kentsel ayrıĢmayı bu iki bileĢen bakımından arttırıcı etkiye sahiptir. ÇalıĢma kapsamında, "Ġstanbul"da sembol kentsel projeler niteliğindeki Sulukule, TarlabaĢı ve Taksim Meydanı Projeleri, amaçları, özellikleri, yöntemleri ve sonuçları itibariyle kentsel ayrıĢmaya neden olmakta mıdır?" sorusu sorulmuĢtur. Ayrıca ele alınan projelere kamu yararı, kentsel mekânın kullanımında eĢitlik ve adalet konuları açısından yaklaĢılmıĢ, yeni ayrıĢma süreçleri yaratılmadan var olan kentsel ayrıĢmanın ortadan kaldırılması konusu üzerinde durulmuĢtur.
T oplumlar çeşitli şekillerde alt gruplara ayrılırlar. İnanç değerleri, gelir seviyesi, hayat algısı ve buna benzer saikler alt toplulukların oluşmasına katkı yapmaktadır. Alt topluluklar hem bir ayrışmayı hem de alt topluluk bünyesinde oluşan değerlerin grubun diğer üyelerine aktarımını ifade etmekteyken grup dışında kalan birey ve topluluklarla iletişimi güçleştiren bir yapıyı da oluşturmaktadırlar. Çeşitli gerekçelerle bir araya gelen insanların oluşturdukları topluluk homojenlik arz ettikçe ortaya çıkacak olan sosyal yapı da diğerlerinden farklı olacaktır.
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
Geçmişi daha eskiye dayansa da kentsel ayrışma, küreselleşme ve neo-liberalizmin kentleri dönüştürme serüveni ile önemli kent araştırmaları konularından biri olmuştur. Liberalizm ve günümüzde neo-liberalizm, uzun yıllar dünyaya hâkim olmuş politikalar ile kentlerin gelişmesi ve dönüşmesine sebep olmuştur. Sanayi Devrimi’ne kadar uzanan kentlerdeki ayrışma, özellikle 1980 sonrasında küreselleşme ve neo-liberalizmin kentlerdeki etkisi ile derinleşmeye başlamıştır. Bu çalışmada kentsel ayrışma liberalizm üzerinden okunacaktır. Çalışmanın amacı, liberalizmin kentsel ayrışma olgusuna bakışını, liberalizme kentsel ayrışma üzerinden yapılan eleştirilerle birlikte ele almaktır. Çalışma ile cevap aranılan sorular, “liberalizm kentsel ayrışma olgusuna nasıl bakmaktadır ve kentsel ayrışma bugünün neo liberal uygulamaları ile nereye doğru gitmektedir?” sorularıdır. Bu kapsamda “kapalı siteler”, “kentsel dönüşüm” ve “soylulaştırma” konuları tartışılmıştır. Çalışmada varılan sonuç, liberalizmin kentsel ayrışmadan beslendiği ve uygulanan politikalar eliyle aynı zamanda kentsel ayrışmayı beslediği sonucudur. Çalışma kapsamında ele alınan üst ve üst-orta sınıfın tercihi “kapalı siteler”, rantın adaletsiz dağılımı ile anılan “kentsel dönüşüm uygulamaları” ve kentsel dönüşümün alt sınıfların yerinden edilmesi ile sonuçlandığı “soylulaştırma”; kente müdahale eden politikaların ayrışmayı nasıl derinleştirdiğini gözler önüne sermektedir. Konu ile ilgili gelecek çalışmalarda, bu çalışmada ele alınan sürecin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde nasıl ilerlediğine dayalı araştırmalar yapılabilecektir.
Uluslararası yönetim akademisi dergisi, 2018
Paranın, malların, sermayenin ve işçilerin küre çapında hiçbir engele takılmadan dolaşması olarak bilinen küreselleşme olgusu, bir yandan eski kentleri dönüştürürken öte yandan küresel kentler yaratmıştır. Çokkültürlülük perspektifini geliştiren bu yeni kent modeli, yeni bir markalaşma cazibesine yol açmış ve çoğulcu bir toplumsal yapının önünü açmıştır. Öte yandan küreselleşme yerel ve geleneksel olanı ve kültürel çoğulculuğu ortadan kaldırarak şehir hayatını tektipleşme tehdidi de getirdiğini dikkate almak gerekir. Bu makale, kent, küresel kimlik ve markalaşma arasında korelasyon kurarak küresel dönemde nasıl bir kent modelinin hakim kılınması gerektiği hususunda alternatif görüşler sunmaktadır.
“Biz” ve “Onlar” Üzerinden Kentsel Mekânda İnşa Edilen Ayrışma Pratikleri , 2022
Çalışmada zorunlu göçün bir öznesi olan Suriyelilerin, Antakya kentinde yerleşme ve kentsel yaşama entegrasyon sürecinde, yüzleşmek durumunda kaldıkları ötekileştirme pratikleri ele alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma teknikleri olan gözlem ve derinlemesine görüşme desenleri kullanılmıştır. Saha çalışması boyunca yapılan gözlem ve derinlemesine görüşmeler vasıtasıyla elde edilen bulgular, bu çalışmanın temel veri setini meydana getirmektedir. Yapılan çözümlemeler, MAXQDA 11 nitel analiz yazılımından faydalanılmış ve betimsel ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışmanın amacı, Antakya'da yaşayan Suriyelilerin kentsel mekânda karşı karşıya kaldıkları ve ev sahibi toplum nezdinde onları kentin "ötekileri" şeklinde konumlandıran süreçleri ortaya koymaktır. Antakya'da yaşayan Suriyeliler, kente geldikleri ilk dönemlerden bugüne kadarki süre zarfında, farklılaşan ve adeta negatif bir algıya evirilen toplumsal bir özneye dönüşmüştür. Kentin adeta dışlanan ve tezahür eden birçok olumsuz vakanın müsebbibi olarak addedilen Suriyeliler, kentin diğer sakinleriyle entegre olma konusunda hayli sancılı süreçler yaşamıştır. Onların bu tür yaklaşımlara maruz kalmaları, kentsel mekânda kümelenmek suretiyle ayrışma gibi birtakım stratejiler geliştirmelerine vesile olmuştur. Bu nedenle de kentin belirli mekânsal birimlerde ikamet etmeyi tercih etmiş, dayanışmayı ve grup içi bağları güçlü tutacak yaşamsal pratikler inşa etmiştir.
Online Journal of Art and Design, 2023
Mimarlık ve sorumluluk ilişkisini ele alarak başlayan çalışma bunun için kavramsal bir çerçeve geliştirmektedir. Sorumluluk kavramının temel anlamına ve mimarlık disiplininin çok aktörlü ve çok boyutlu yapısına referansla çaprazlama ilişkileri gözeten bir çerçeve önerilmektedir. Çalışmada geliştirilen çaprazlama sorumluluk çerçevesi ile kentsel mekândan alınan bir kesit üzerine durum tespiti yapılması ve bu bağlamda kavramsal tartışmalar geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla çalışma kapsamında aktörlerin çeşitlendiği ve farklı ölçeklerdeki kararların bir arada olduğu kent mekanlarına odaklanılmaktadır. Bunun için İzmir'in Bornova ilçesinde yer alan Kızılay Mahallesi ve mahallenin sınırını oluşturan Bornova Çayı'nın kentsel ölçekte geçirdiği değişimler kronolojik bir izlekle aktarılmaktadır. Ardından aktarılan değişim süreci geliştirilen kavramsal çerçeve ile bir okumaya tabi tutulmaktadır. Bu okumanın sonucunda Kızılay Mahallesi ve Bornova Çayı özelinde kentsel dönüşüm ve ıslah etme eylemleri ve bunların yarattığı evrensel ve toplumsal sorumluluk alanları ön plana çıkmaktadır. Çalışma genelde farklı aktör ve eylemlere göre çeşitlenen farklı tartışmalara imkân veren kavramsal bir çerçeve sunarken; özelde ise ele aldığı kentsel alandaki aktörlerin toplumsal ve evrensel sorumluluk bağlamında üstlenme davranışı mekanizmasını işletemediğini açığa çıkarmaktadır.
1980 sonrası küreselleşme ve uygulanan neoliberal politikaların da etkisiyle kent mekânında ekonomik, sosyal, kültürel politik bir dizi değişim meydana gelmiştir. Bu dönemle birlikte toplumsal eşitsizliklerin giderek arttığı ve buna bağlı olarak kentsel ayrışmanın hız kazandığı görülmektedir. Kentsel ayrışmanın yeni ve önemli biçimlerinden olan “güvenlikli site"lerin yaygınlaşması söz konusu ayrışmanın boyutlarını oldukça yükseltmiştir. Güvenlikli site yerleşimleri hangi sosyal ve fiziki unsurların etkisiyle kendisine uygun bir alıcı kitlesi yaratabilmiştir? Çalışmada Lefebre'nin Kent Hakkı kavramına atıfta bulunularak bu sorunun cevabı aranmaktadır.
2019
Teknolojik gelişmelerin hızla ivme kazanmasıyla birlikte günümüzde pek çok alandan tüketiciye ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Tüketicilerin satın alma alışkanlıkları üzerinde etki yaratabilmek için her türlü mecranın kullanımı dikkat çekmektedir. Ancak her şeye rağmen televizyon reklamlarının tüketicilerin beğenisini kazanma ve onları satın alma eylemine geçirme noktasında hâlâ etkin bir rolü olduğu da bilinmektir. Bu rolde elbette televizyonun ses ve görüntü içeriklerine sahip olmasının ciddi bir katkısı bulunmaktadır. Televizyon reklamları, tanıtımını yaptığı ürünün hedef kitlesine ulaşırken sadece işitsel ve görsel öğeleri kullanmaktan kaynaklı bir artı değere sahip değildir, aynı zamanda ürün tanıtımı sırasında kurgulanan içerik ve hikâye ile de ürünün satışını artırma konusunda önemli bir rol üstlenmektedir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde içinde yaşanılan ülkeye, bölgeye göre kültürel değerlerin ele alınıp işlenmesi de reklamın yarattığı değeri artırmasına yol açmaktadır. Son yıllarda Kent Gıda reklamlarında kullanılan “bayram” teması da söz konusu etkinin yarattığı katkıyı ortaya koymaktadır. Kent’in bayramı konu alan reklamlarında İslam dünyası için önemli olan dini bayramlar ele alındığı ve bu vesileyle aile ve aile içi iletişime vurgu yapıldığı görülmektedir. Bu anlamda bu çalışmada Kent Gıda’nın Ramazan ve Kurban Bayramları için özel olarak hazırlattığı dört bayram reklamı iletişim bağlamında değerlendirilmiştir.
K ent hayatı içerisinde pek çok birliktelik türünün yanı sıra ayrışmalar dizisi de yaşanmaktadır. Son zamanlarda -özellikle 1980'li yıllarda-yeni ayrışma biçimleri meydana gelmiştir. Bu ayrışma biçimlerinin ve içeriğinin pek çok versiyonu mevcuttur. "Kentsel ayrışmanın kentsel mekânın doğal bir sonucu olduğu söylenebilir. Çünkü kent, benzerlik ve farklılık gibi iki temel kategoriye yol açar. Kent, belli bir kültür ve yaşantı temelinde bir birlik tesis etmekte ve yaşamı sürekli hâle getirebilmektedir. Ancak yaşamın süreğen hâlinde değişimler, farklılaşmalar olagelmekte ve kent de bundan nasibini almaktadır. Bir kapısı birliğe diğer kapısı farklılığa açılan kent, böylece mekânsal ayrışmanın alanı olabilmektedir. " (2009a, s. 61) diyen Alver'e göre; kentsel ayrışma ve yeni biçimlerinin oluşma ortamı, çok yönlü, çok faktörlü sürecin bir ürünü olarak görülmeli. Kentsel ayrışma, bugün küresel sürecin tahakkümü altında sürdürülen bir politika izlenimi veriyor ve onun bütün yeni biçimlerinin ardında büyük oranda rantiyecilik, tüketim ideolojisi, kentin imkânlarının belli gruplar arasında pay edilmesi yatıyor. Kent, bir insan kümesi, değerler dünyası, benzerlik ve farklılıkların harmonisi, ruh iklimi, yaşam alanı yönüyle değil, sadece işlevleri ve avantajlarıyla bir karşılık buluyor.
İstanbul, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet'e çok yönlü kentsel, sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümlerin yaşandığı bir şehir oldu. Bugün, bir metropolitan alan olarak İstanbul'un sosyal tabakalaşma açısından ayrıştığını ve bunun kentsel farklılaşmalarla mekândaki ayrışmayı da beraberinde getirdiğini görüyoruz. Üst ve alt sınıflar, farklı yollardan da olsa "merkez"den "çevre"ye doğru uzaklaşmaktadır ve bu süreç toplumu bir arada tutan dengelerin ve normların krize girmesine neden olmaktadır. Kentsel alandaki krizin giderilmesi için toplumsal gerilim dinamiklerinin sosyolojik bir temelde bilince çıkarılması ve aşılması gerekmektedir.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi, 1998
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Toplum Ve Demokrasi Dergisi, 2014
Mimarlık bilimleri ve uygulamaları dergisi, 2018
Journal of Awareness, 2019
Kent Tartışmaları; Kentsel Dönüşüm; TMMOB Mimarlar Odası Kayseri Şubesi, 2017
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2020
2020
Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2022
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
Teknik Dergi, 2008
Journal of International Social Research
Mimarlık Dergisi, 2022
İMO Teknik Dergi, 2008
Application of Information-Communication Technologies in Science and Education, International Conference Proceedings, 2007
Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2024