Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Uluslararası Türk Kültür ve Sanatı Sempozyumu Bildirileri (Cilt 3)
…
21 pages
1 file
Yaklaşık bir asırlık hayatı boyunca Türkiye Cumhuriyeti tarihinin pek çok dönemine tanıklık eden şair, romancı, oyun yazarı ve senarist Vedat Türkali’nin bütün şiirleri, ilk kez 1979 yılında Eski Şiirler/Yeni Türküler adlı kitabında yayımlanmıştır. Günümüzde Bekle Bizi İstanbul adıyla basılmaya devam edilen kitabın ikinci bölümü, şairin tiyatro oyunlarından alınmış manzum metinlerden oluşur. Hemen hepsinin adında türkü sözcüğü geçen bu metinler, Yeni Türküler başlığı altında bir araya getirilmiştir. Tiyatro türünün imkânları sayesinde dramatik yönü ön planda olan bu bölümde, çeşitli insan tiplerinin ve meslek gruplarının türküleri söylenmiştir. İnsan tiplerinin anlatıldığı şiirlere Hamdullah’ın, Zühtü’nün, Oya’nın Türküsü gibi özel adlarla başlık verilirken; meslek gruplarının anlatıldığı şiirler Oduncu’nun, Külhancı’nın, Yankesici’nin Türküsü olarak adlandırılmıştır. Anadolu halkının yirminci yüzyılda sürdürdüğü hayattan çeşitli izler taşıyan ve insana dair duygu durumlarını eleştirel ve gerçekçi bir tutumla ifade eden bu şiirler, Türkali’nin hem şairliği hem de oyun yazarlığı hakkında bilgi sahibi olmak açısından dikkate değerdir. Bu çalışmada, Vedat Türkali’nin şiirleri arasında Yeni Türküler başlığı altında bir araya getirilen metinler incelenecek ve bu metinlerde görünen insan tiplerinden bahsedilecektir.
Journal of International Social Research, 2018
Bu makalede Anadolu halkının duygu ve düşüncelerini ifade eden türkülere yansıyan kader algısı, örnekleme yoluyla tespit edilerek söz konusu inancın arka planı analiz edilmeye çalışılacaktır. İnsanoğlu, tarih boyunca yaşadığı mutluluk ya da umutsuzluğuna yol açan iyi ya da kötü olaylara dair duygu ve düşüncelerini çeşitli vasıtalarla ifade etmiştir. Türk halkının kültürünü nesilden nesile aktaran türküler de Anadolu halkının duygu, düşünce ve inançlarını yansıtan en önemli kaynaklarındandır. Anadolu türkülerinde bireysel ve sosyal boyutlar barındıran göç, savaş, ayrılık, ölüm gibi birçok olgu âşıklar tarafından ele alınmıştır. Anadolu halkı aşkını, yaşadığı ızdırabı, ayrılıkları, hayat boyu karşılaştığı üzüntü ve acı verici durumlar ile bunların sebeplerine dair düşüncelerini yaktığı türkülere yansıtmış; karşılaştığı olayları anlamlandırma hususunda kendi iradesini ve söz konusu olaylar karşısındaki konumunu, çoğunlukla, göz ardı ederek sorumluluğu kadere/ezelî yazgıya yükleme yoluna gitmiştir. Zira Anadolu halkı esaslarının tespiti ve çerçevesinin çizilmesi hicrî birinci asra kadar dayanan dinî ve kültürel arka plana sahip bir toplumdur. Hicrî birinci asrın yarısından itibaren Müslümanlar üzerinde hâkimiyet kuran Emevîler tarafından, Kur'an'ın temel esasları ve Hz. Peygamber'in uygulamaları ile ortadan kaldırılan İslam öncesi fatalist anlayış yeniden canlandırılmış ve baskı yoluyla bir inanç ilkesine dönüştürülmüştür. Dolayısıyla, insanlar kendi ihmalleri sonucu karşılaştıkları olumsuzluklar ve başa çıkmakta zorlandıkları durumlar karşısında sorumluluğu üstlenmek yerine, kader inancına sığınmayı bir çıkar yol olarak görmüşlerdir. Bu durum uzun bir geçmişe sahip Müslüman-Türk toplumunun inanç ve düşüncelerinin bir ifade aracı olan Anadolu türkülerine de yansımıştır.
Anadolu Turnaları, 2019
Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları - 10-, 2024
Yazıt Kültür Bilimleri Dergisi, 2021
Abstract: Folk songs, which are one of the anonymous folk culture products, are linguistic productions that the people tell about themselves and keep their culture alive, form a branch of cultural transmission in ensuring continuity between generations, and play a major role in reflecting the national culture with their stories, words and tunes. In the preservation of Turkish culture, the compilers of folk songs are as important as those who produce and sing. The compilation of folklore products was considered for the phenomenon of national identity, which was desired to be built with the effect of the Turkism movement that emerged in the 1900s, and compilation activities were carried out in line with this purpose. One of the few researchers who started folklore studies before the Republican period is Sait Ugur. Purpose of the study; It is to determine Sait Ugur's understanding of compilation and to determine the density of the topics covered in the folk songs, by emphasizing the subjects of the folklore products that he compiled from the Içel region, and to reveal the accumulation of the social memory in this way. Another aim of the study is to contribute to the database of folk songs that a researcher working in the context of folklore can benefit from. In the study, the sources on which Sait Ugur published his folk song compilations were determined, the songs that were written and composed by himself and their variants were extracted, and the anonymous ones were analyzed with a text-centered method, independent of their tunes. One hundred and seventy folk songs, in which the subject density can be determined, were evaluated under the headings and as a result of the evaluation, the themes of homelessness/separation/longing, love/affection, praise and desire/wish were more prominent than other subjects in Sait Uğur's folk song compilations. It was seen that homelessnes/separation/longing theme took the first place. In the study, based on the fact that the folk songs with the theme of homelessness / separation / longing rank first among the folk song compilations of an amateur compiler Sait Uğur, it was concluded that the sorrow, which was born in the regions where the nomadic communities where the compilations were made, deeply affected the society and played a major role in the shaping of the folk songs.
Türküler, Türk kültürünün aktarılması hususunda örtük öğrenmeyi sağlayan sözlü kültür ürünlerindendir. Çağları aşan yapısı ve sürekli güncellenebilmeleriyle türküler geçmiş ile gelecek arasında kültürel bir köprü kurmaktadır. Türkülerin bu bağlayıcı özelliği, kültürel bir bütünlük arz etmektedir. Bu sebeple en eski inanç, âdet, gelenek ve görenekler gibi kültürel pek çok unsur, türkülerde yaşatılmaya devam etmektedir. Dağ kültü de bu unsurlardan biridir. Türklerin en eski inanışlarında kutsanan ve canlı varlıklar olduğu düşünülen dağlar, türkülerde de kendisine yer bulmuştur. Dağlara atfedilen kutsiyet veya özellikler din, coğrafya ve zaman değişikliklerine rağmen türkülerde belirli oranlarda iz bırakmıştır. Bu bakımdan türkülerin incelenmesiyle eski Türklerin dağ kültü hakkında tespitlerde bulunmak mümkündür. Bu çalışmada TRT THM Repertuarı'nda yer alan (varyant ve versiyonlarıyla birlikte) 7166 türkü ve henüz repertuara girmemiş ancak yaygın olarak bilinen 1626 türkü olmak üzere toplam 8792 eser ile YÖK Ulusal Tez Merkezi'nde yer alan türkülerle ilgili 78 yüksek lisans-doktora tezi incelemeye tabi tutulmuştur. Ele alınan türküler dağ kültü bağlamında değerlendirilirken doküman analizi ve tematik analiz yöntemleri kullanılmıştır. Doküman analizi vasıtasıyla türküler, dağ kültünün sirayet ettiği ve taşındığı bir ortam olarak değerlendirmeye alınmış, dağ kültüyle ilgili unsurlar tespit edilmeye gayret edilmiştir. Çalışmanın tematik analizi yoluyla ise doküman analiziyle tespit edilen unsurların tematik ayrıştırması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma neticesinde dağların Türk kültüründeki ve türkülerdeki görünümünün farklı şekillerde tezahür ettiği görülmektedir. Tespit edilen örnekler türkülerde yer alan dağ kültü unsurlarının mitolojik karakterli destanlarda veya masal, efsane gibi türlerde yer alan dağ kültü özelliklerinden belirli oranda farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Dağların türkülerdeki tezahürüne dair tespit edilen unsurlar "Dağların Kültürel Bellekte Algılanışı", "Dağların İnsanî Sıfatları", "İnsanların Dağlara Yönelik Eylemleri" ve "Dağların İnsanî Eylemleri" şeklinde dört başlıkta tasnif edilmiş ve incelenmiştir. Türkülerde tespit edilen dağ kültü unsurları, zamanın inançlar üzerindeki aşındırıcılığı ve eski inanışların terk edilmesiyle form değiştirmiş ve mevcut inanışlarla çatışmayacak bir şekle bürünmüştür. Dağların türkülerde sığınak, engel, kavuşturan/aracı, dert/gam ortağı, ilaç-şifa-derman kaynağı olarak algılanması, insani sıfat ve eylemlerle tasvir edilmesi, takdis edilen ve bir iye olarak kabul edilen dağların zamanla antropomorfik olarak olmasa da karakterizasyon seviyesinde insanileştirildiğini göstermektedir. Bu durum dahi cansız bir varlık olan dağlara atfedilen canlılığın dağ kültü ve dağ iyesi çerçevesinde şekillendiğini göstermektedir.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2014
Yavuz Bülent Bakiler depicts his commitment to the Turkic world in his proses and poems. The poet, who handlesmany Anatolia cities asa theme of his poems, has built citypeople relationship referring the difficulties the Anatolian people faced. Expressing that Turkey doesn't just include big cities, he reports the reflections of Turkish culture in terms of place. The poet, who imagines the mother land of the turkish people from Altai Mountains to God's Mountains, mentions his commitment to the Geography of Turkistan and difficulties that the Turkic World has. He talks about the fact that Azerbaijan is not independent with regard to the cities without sounds of prayer calls. On the other hand, Turkmen in Iraq are helpless and their cities are ruined while the balkans remained poor after the Ottoman Empire receded. The places that the poet handled are important because they illustrate social and cultural background of Turkish community. Turkish community are identified with the places they lived. Life philosophy of Turkish people can be felt in the places they lived before. The concept of place has gained a new understanding when Turkic World met Islamic world. The reflections of Turkish Islamic art on places will result in the reconstruction of life.
Yönelimler, gibi farklı temalarla bilim insanlarını bir araya getirdi. 12. Sempozyum ise 9-12 Haziran 2022 tarihlerinde "hibrit" olarak gerçekleştirildi. Sempozyum; nitelikli bildiri sunumlarının yanında; konser, konferans, söyleşi, panel ve farklı temalardaki sergiler ile saygıdeğer Kütahya halkının kültürel yaşantısına önemli yer edinerek, ülke ve dünya müzik bilimine de katkı sağlamaktadır. Sempozyumumuz için bugüne kadar gelmesinde ve halen nitelikli olarak sürmesinde katkıları olan tüm paydaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyoruz. FOREWORD "International Hisarlı Ahmet Symposiums" are being held under the leadership of Kütahya Fine Arts Association and under the
Motif akademi halkbilim dergisi, 2020
This article was checked by Turnitin.
Aile Yazıları 10 (Ed. S. Sakaoğlu vd.). Ankara: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 265-270, 2016
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Rast Müzikoloji Dergisi, 2021
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2021
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi / Journal of Modern Turkish Studies (MTAD), 2008
مجلة کلية الآداب, 2020
Turkish studies, 2018
Journal Of History School, 2016
Türkoloji Çalışmalarında Çevreci Eleştiri: İnsan Çağında Doğa Merkezli Olmak, 2024
İdil Sanat ve Dil Dergisi, 2016
Journal of Turkish Research Institute, 1999
Gündoğan Edebiyat, 1992
Prof. Dr. Bayram Durbilmez’e Armağan, 2023
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Uluslararası Sakarya Sempozyumu, 2018
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 2017
Bölge Araştırmaları Merkezi Yayınları, 2024
Divanü Lügati’t Türk, Eski Anadolu Türkçesi ve Bazı Çağdaş Türk Lehçelerindeki Atasözlerinde Eşeğin Olumsuz Niteliklerinin Kullanımı, 2024
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 2017