Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi
Türk dünyası edebiyatında kültür, hikâyelerin, romanların ve diğer edebi tür eserlerinin içeriklerini oluşturan maddi ve manevi öğeler bütünüdür. Halk edebiyatı insanların ortak malını, ürettikleri maddi ve manevi kültürlerini yansıtıp yaşanmışlıkları, gelenek ve görenekleri konu edinmiştir. Tarih boyunca gerçekliklerden oluşan edebî eserler, her zaman okuru daha çok sarmış ve ilgilendirmiştir. Çalışmamızda Türk dünyası edebiyatının değerli taşlarından Azerbaycanlı Mevlüd Süleymanlı'nın Göç romanında ele aldığı halk kültürü unsurları tespit edilip değerlendirilirmiştir. Ele aldığımız roman, taçlandırıldığı isminden de görüldüğü üzere, yazarın derin geçmişine dönüp, göçebe yaşayan atalarının karşılaştıkları zorlukları, göç süresince etkilenip örf, adet ve geleneklerinde yaşanılan değişimleri halk edebiyatının ürünü olan destansı bir dille kaleme almaktadır. Çalışmamız şu ana başlıklar ve onun alt başlıkları ekseninde tespit edilen kültürel unsurlarla şekillendirilmiştir: Halk edebiyatı; inanç, inanış, dua ve beddualar; hayatın dönüm noktaları; tören; sayılar; oyunlar; yerli sporlar; renkler; giyim; kuşam; süslenme; mutfak kültürü; yer adları; etnik yapı.
DergiPark (Istanbul University), 2016
Halk biliminin konuları içerisinde yer alan halk kültürü unsurları, halkın, şahsi hayat tecrübeleriyle edindiği bilgileri geleceğe taşıyabilmesinin en tesirli yöntemlerinden biri olarak geçerliliğini halen sürdürmektedir. Halk kültürü kavramı içerisinde halk edebiyatı, hayatın dönüm noktaları, halk bilgisi, törenler ve kutlamalar, halk oyunları, halk çalgısı, giyim-kuşam, halk mutfağı gibi çoğu bugüne aktarılabilen ve nesilden nesile etki alanını sürdüren unsurlar dikkati çeker. Bu bağlamda halk biliminin ve kültürel unsurların aktarılmasında önemli yazılı kaynaklardan biri de romandır. Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla Modern Türk Edebiyatında öne çıkan yazarlardan biri olan Ayşe Kulin, doğup büyüdüğü çevrenin kültürel unsurlarını bütün ayrıntıları ile kullanarak romanlarını oluşturmaktadır.
Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2022
Öz Araştırmanın konusu, Orhan Pamuk'un romanlarında göç temasının nasıl işlendiğiyle ilgilidir. İnsanların, sosyal, siyasi, ekonomik ve ekolojik sebeplerle bir yaşam ünitesinden başka bir mekâna taşınmasını ifade eden göç, bireylerin ya da kitlelerin yeni kimliklere, yeni kültürlere açılmasını sağlayan toplumsal bir değişme sürecini yansıtmaktadır. Toplumsal değişme sürecinin göç-kültür-kimlik boyutunu inceleyen bu araştırma makalesinde, Nobel Ödüllü Yazar Orhan Pamuk'un yapıtlarında birçok defa ele aldığı göç ve göçlerin doğurduğu toplumsal ve kültürel sorunlar incelenmiştir. Öncelikle nitel bir araştırmaya dayalı çalışmada, doküman incelemesi veri toplama tekniği kullanılarak Pamuk'un yapıtlarında incelenen konuyla ilgili göç-kültür-kimlik ile ilgili anahtar kelimeler ve kavramlar tespit edilmiştir. Akabinde toplanan veriler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde temalara ayrılarak sınıflandırılmıştır. Diğer aşamada betimsel analiz yöntemi kullanılarak toplanan veriler sosyolojik olarak yorumlanarak çözümlenmiştir. Bulgu olarak, Pamuk'un yapıtlarında göçlerin, yoksulluk, işsizlik, mekânsal gettolaşma, kimlik çatışması ve yabancılaşma gibi toplumsal olgularla ilişkilendirildiği görülmüş, göç eden kimselerin çoğunlukla erkek karakterler olduğu anlaşılmıştır. Genellikle ekonomik motivasyonlarla yapılan göçlere menfi bir toplumsal anlam yükleyen Pamuk'un, siyasi ve ideolojik sebeplerle göç etmek zorunda kalan karakterlere sıklıkla yer verdiği anlaşılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2016
The Sociology of Literature was born after the union of literature and sociology's research interests on the axis of human and society. We benefit from the sociology of literature to detemrine the place and influence of literature in the community life. Because with the help of this science, we can make an analysis about the interaction in the triangle of work, author and community. The novel 'Migration' is the product of the period called 1960 prose in Azerbaijani literature. When looked from the viewpoint of the sociology of literature, we can see that 'Migration' was treated over a historical issue and it is a work reflecting the characteristics of the period.
Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi, 2018
İnsanoğlu, çok eski zamanlardan beri çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kalmıştır. Göçe eşlik eden acı hatıralar nedeniyle, insanların hafızalarından kolay kolay silinmeyen izler bırakan bu olgu, sanat eserlerine de yansır. Makalede kendisi de bir muhacir olan Necati Cumalı'nın Viran Dağlar romanında işlenen göç teması üzerinde duruldu. Makedonyalı bir uç beyi olan Zülfikar Bey'in hayatının anlatıldığı romana eşlik eden Balkan Savaşı ve savaşın bir sonucu olarak göç hadisesi romanın ana eksenini oluşturmaktadır. Romanda dikkat çeken husus, göçün, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla işlenmiş olmasıdır. Makalede, Makedonyalı Müslüman halkları göçe mecbur eden sebepler ve göçün insanlar üzerindeki etkisi üzerinde durulmuştur. Siyasî gelişmelerin yanında, can ve mal güvenliğinin olmamasının ve dînî sebeplerin mecburî göçlerde etkili olduğu tespit edildi. Daha önce göç eden akrabaların telkininin, eğitim alma veya yeni bir hayat kurma isteğinin ise mecburî olmayan göçlerde etkili olduğu belirlendi. Romanda Balkan Savaşı, insanları göçe mecbur eden önemli bir etken olarak işlenmiştir. Bütün bu olumsuz durumlar barışın önemini bir kez daha ön plana çıkarmaktadır.
bilig, Journal of Social Sciences of the turkish World, 2014
Öz Türkmenlerin Rus hâkimiyetine boyun eğmek zorunda kaldıkları Göktepe Savaşları; ulusal bilinç ve millet kimliği kazanma noktasında önemli dönemeçlerin aşılmasına katkı sağlamıştır. Göktepe Savaşları, bu trajediyi yakından yaşayan toplumsal hayatı incitici sonuçlar içeriyor olsa da, millî kimliğe ve tarihî hafızaya güç vermiş ve bu iki düşünceyi beslemiştir. Sanatçının, dünyayı değiştirmek ve dönüştürmek gibi bir işlevinin olduğu bilinmektedir. Özellikle milletin ve devletin çözülüş dönemlerinde, sanatın her biçimi, yeni bir dünyanın tasavvuru için önemli bir rol üstlenir. Yazar, bir anlamda yalnızlığa itilen toplumun vicdanıdır. Türkmen yazar Ata Govşudov'da, Göktepe Savaşı ve sonrası devri edebî bir metinde ortaya koyarak, millî ruhu, ortak kimliği harekete geçirmeye ve yeniden inşa etmeye çalışmıştır. Bu makalede de Ata Govşudov'un Ferman romanından hareketle, millî kimliğin yeniden inşası sürecinde millî kültür unsurlarının nasıl kullanıldığı ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Türklük Bilimi Araştırmaları, 2017
The biggest differences of human being as a social (and cultural) creature are that they can speak (can use the language and symbol, code), they can think and tool. Moreover, they can adapt to all geographical environments, all kinds of vegetation and climate conditions. Thanks to this feature, they were able to live in different parts of the world and they could be shaped by the conditions of his geography in every aspect. Thus, people who became a society by accumulating around a language differentiated from other societies in terms of cultural items because of the changes which were required by lifestyles (eg. nomadism, sedentation) basing on territories. It is seen that although the Central Asia, homeland of Turks, is a steppe region and Turks essentially have a nomadic style, they changed into sedentation as of Uighurs and from then on, they lived in different parts of the world both nomadic and settled. It is also observed that, even after they adapted to sedentation, they proceeded to keep alive a lot of cultural items of nomadism that is their ancient lifestyle. Language, as the most important element of culture, take forms in accordance with geographies, vegetations, emotions and thoughts and perceptions of societies. Thanks to this feature of language, the analysis of language texts can inform us about all cultural heritage, lifestyles and world perspectives of societies. In this study, Ahmed b. Mahmud's Selçukname, which is a vital source for not only Turkish history, language and literature but also for Turkish culture due to the information about Oghuzs' daily life and cultural items besides Seljuks' ancestry, history, wars and etc., is analysed in terms of cultural items, nomadism and sedentation and it is concluded that Oghuzs, who were the architect of the settled Turkish-Islam civilization, kept some cultural elements of the Oghuzs' nomadism.
Ahmet Ümit’in Kırlangıç Çığlığı Adlı Romanında Göç ve Mülteci Meselesi, 2021
Öz Ahmet Ümit’in (1960 -…) Kırlangıç Çığlığı (2018) adlı romanı, polisiye özellikte olmasına rağmen çeşitli sosyal meseleleri de bünyesinde barındırır. Romanda, göçmenlere ve mültecilere dair konuların önemli bir yer tuttuğu gözlemlenir. Çalışmada, Ahmet Ümit’in Kırlangıç Çığlığı adlı romanındaki mülteci, göç ve göçmen konularının işleniş biçimini ortaya koymak amaçlanmıştır. Yazar bu eserinde, Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan mültecilerin yaşamlarını gözler önüne serer. Suriyeli göçmenlerin çaresizliğini, yaşadıkları dramlar ve acıları konu edinir. Ayber, Azez, Bercis, Cabir, Fahhar el Kutubi, Medeni, adlı karakterler aracılığıyla göçmenlerin baş etmek zorunda kaldıkları sıkıntıları aktarır. Göçmenler üzerinden yapılan yasa dışı organ ticaretini çarpıcı bir biçimde anlatır. Organ mafyasının göçmenlerin çaresizliğinden faydalanarak onları nasıl sömürmeye çalıştığını tüm boyutlarıyla ele alır. Göçmen sığınma merkezlerinin çalışmalarıyla ilgili meselelere yer verir. Kırlangıçlar, göçmen kuşlardır. Bu sebeple romanda göçmenler, kırlangıç kuşlarına benzetilir. Kırlangıçların çığlığının, bir bakıma göçmenlerin çığlığını temsil ettiği düşünülebilir. Ahmet Ümit, Kırlangıç Çığlığı romanında hem insanlık tarihi kadar eski hem de güncel bir mesele olan göç ve göçmen konusunu işleyerek edebiyat tarihinde önemli bir esere imza atmıştır. Anahtar Kelimeler: Kırlangıç Çığlığı, mülteci, göç, göçmen. Abstract Although Ahmet Ümit’s novel, Swallow Scream is a detective feature, it also containsvarious social issues. It is observed that issues related to immigrants and refugees occupy an important place in the novel. In the study, it was aimed to reveal the way of handling the issues of refugee, immigration and immigrants in Ahmet Ümit’s novel Swallow Scream. The author of this work, to escape the civil war in Syria refugees who took refuge in Turkey reveals the life. He tells about the desperation, tragedy and suffering of Syrian migrants. Through the characters of Medeni, Ayber, Bercis, Fahhar al Kutubi and Azez, he conveys the difficulties that immigrants have to deal with. He strikingly describes the illegal organ trafficking through immigrants. He explains in all its dimensions how the organ mafia seeks to exploit the immigrants by taking advantage of their desperation. He covers issues related to the work of immigration asylum centers. Swallows are migratory birds. For this reason, immigrants are likened to swallow birds in the novel. One might think that the swallows’ cry represents, in a way, the cry of the migrants. Ahmet Ümit has made an important work in the history of literature by handling the subject of migration, which is both an old and a current issue as much as human history, in his novel Swallow Scream.
I. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Sempozyumu 17-19 Mayıs 2017, Ordu Üniversitesi, Bildiri Kitabı
Temennimiz üniversitemizin ve şehrimizin desteğiyle üç yılda bir olmak üzere bu sempozyumun devamını getirmek ve gelenekselleştirmektir.
2020
Halk bilimi arastirmalari halkin yasadigi olaylari, kulturel yasantisini arastirarak toplumsal kimligin olusmasini saglar. Gursel Korat, 12. yuzyilda daha cok Kapadokya bolgesindeki tarihi, toplumsal, dini durum ve olaylari ciftaslan dortlemesi olarak bilinen Zaman Yeli (1995), Guvercin Agit (1999) Kalenderiye (2008) Ruya Koru (2010) adli romanlari araciligi ile anlatmistir. Bu calismanin amaci Gursel KORAT’in Kalenderiye romaninda yer verilen halk bilimi unsurlarini tespit etmek, elde edilen veriler dahilinde halkin, yasam bicimini, etnik kimlik farkliliklarini, inanislarini ve folklorik unsurlara bakis acisini tahlil etmektir. Arastirmada nitel arastirma yontemlerinden tarama yontemi kullanilmistir. Arastirmanin sonucunda Gursel Korat’in yasadigi donemi, ele aldigi cografyayi ve halkin kulturunu, inanislarini romanda basarili bir bicimde isledigi, romanda pek cok halk bilimi unsuruna rastlandigi ve daha cok inanislar ile ilgili unsurlarin yer aldigi tespit edilmistir.
2015
Abdurrahim Otkur’un Iz romani 1980’li yillarda Uygur toplumunda buyuk yanki uyandiran basarili romanlardan biridir. Romanin basarisinin onemli nedenlerinden biri bunyesinde barindirdigi folklorik unsurlardir. Yazar romanda folklorik unsurlardan ustalikla yararlanmistir. Dolayisiyla halk romanda kendi dusunce tarzini, inanclarini, orf âdetlerini, geleneklerini ve psikolojisini bulabilmistir. Bu durum romanin halk arasinda cok sevilmesini, tutulmasini saglamistir. Bu makalede daha cok romandaki halk edebiyati unsurlari incelenecektir.
2017
The saint legend is a genre which tells the miracles shaping around saints. The works in which the saint legend the saint legend are collected named as "menakibname". The saint legends that are read in the various meeting places and in dervish lodges have fascinated the heart of listeners for centuries. The main reasons in writing of saint legends are that training disciples and creating the unity of the religious sect. In addition to this, the important information about historical figures and historical events can be acquired from saint legends and the narratives of them can be based on the historical facts. One other importance of the saint legend is their contribution to cultural studies. Much information about sufist culture, social life, traditions and traditional life style can be reached through saint legends. The saint legend that is subjected in this essay, namely Menâkıb-ı Şa'bân-ı Velî, includes the narratives about Hz. Pîr Şeyh Şabân-ı Velî and his four ca...
Göç Dergisi, 2018
Öz Göç olgusu genel bir bakışla; insanların ekonomik, toplumsal, siyasal ya da ekinsel çok değişik nedenlerle yerleşik uzamlarından başka bir uzama yerleşmek için yaptıkları devinimler olarak tanımlanabilir. Bu tanıma en uygun devinimlerden birisi de altmışlı yıllarda başlayan ve günümüzde de karşılıklı olarak süreğen ekinsel bir nitelik kazanan Türklerin Almanya'ya ulusötesi göçüdür. Bu makalede İbrahim Sirkeci ve Jeffrey H. Cohen'in Çatışma ve Göç Kültürü Modeli temelli geliştirdiğimiz göç yazını inceleme yöntembilimi yaklaşımıyla çağdaş Türk-Alman yazarlardan Yüksel Pazarkaya'nın Savrulanlar adlı romanını incelemeyi erek ediniyoruz. Roman, iki ülke arasında arafta kalan insanların ekinsel ve toplumsal uyum ve yeni bir kimlik edinmek için vermiş oldukları savaşımı, yıllar sonra gurbette bir trende karşılaşan iki askerlik arkadaşının yeniden kurulan dostluklarını ve aile öykülerini çarpıcı bir biçimde betimlemektedir. Anahtar Sözcükler: Yüksel Pazarkaya; göç; göçmen; göçer yazını; yazın toplumbilimi; göç ve edebiyat; çatışma modeli; göç kültürü; kültür(süz)leşme. ABSTRACT IN ENGLISH Analysis of Yüksel Pazarkaya's Novel Titled Savrulanlar in the Context of Conflict Model of Migration and Cultures of Human Mobility In general terms, the migration phenomenon can be described as human mobility which occurs for the purpose to settle at a different location from the permanent one due to economic, social, political or cultural reasons. Transnational migration of Turks through Germany, which has started in sixties and has been perpetuated mutually and obtained a cultural characteristic, is one of the most appropriate types of mobility that fits this description. In this presentation, we aim to examine Savrulanlar, which is written by Yüksel Pazarkaya, a contemporary Turk-German author, by employing the approach of migration literature examination methodology that we have developed on the basis
International Journal of Language Academy, 2021
Iranian Turkishness, located in the most central region of the Turkic World, has created a great civilization dating back centuries in this geography with underground and aboveground riches. This important and valuable ancient Turkish homeland has faced various social and political problems in history. These problems peaked, especially during the periods when Turks were kept away from the country's government. Iranian Turkish literature had the most significant share of these problems. The folk poets are the memory of the people who were the biggest carriers of the disrupted Turkish language and literature. The fact that poetry allows expressing feelings and thoughts implicitly and easily spreading from one language to another led to an increase in such works. However, poetry fell short of telling social problems. Novel and story could not find the opportunity to develop. After the Islamic Revolution, the use of Turkish was eased, and substantial progress was made as a result of the devoted efforts of the intellectuals including Dr.
Tullis journal - the journal of turkic language and literature surveys, 2022
Toplumsal ve kültürel birlikteliği sağlayan maddi ve manevi unsurların tamamı halk kültürünü oluşturmaktadır. Yüzyıllardır insanların tecrübeleriyle şekillenen, nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar taşınan halk kültürü ögeleri, ait olduğu milletin felsefesini ve dünya görüşünü yansıtmaktadır. Böylesine zengin veriler içeren halk kültürü, şair ve yazarların da dikkatini çekmiştir. Bugüne kadar pek çok şair ve yazar roman, hikâye, tiyatro, şiir gibi edebî türlerde bu unsurları kullanmıştır. Modern Türk edebiyatında hikâyeleriyle öne çıkan Mustafa Çiftçi de metinlerini kaleme alırken halk kültürü unsurlarından sıkça yararlanmıştır. Bu çalışma, Mustafa Çiftçi'nin Ah Mercimeğim adlı hikâye kitabındaki halk kültürü unsurlarını içermektedir. Söz konusu hikâye kitabında "halk mutfağı, halk giyim kuşamı, mahalle yaşamı, Türk aile yapısı, evlilik, halk inançları, halk çalgısı, çocuk oyunları" gibi unsurların yanında gündelik konuşmalarda rastlanan "yöresel kelimeler, deyimler, alkışlar, kargışlar, argo ve küfürler, yemin sözleri, lakaplar" gibi halk kültürü unsurlarıyla da karşılaşılmıştır. İnceleme aşamasında Sedat Veyis Örnek'in Türk Halkbilimi (1977) kitabında yer alan tasnif esas alınmış; ihtiyaç halinde söz konusu eserdeki başlıklara bazı eklemeler yapılmıştır.
2021
Halk bilimi, bir toplumu oluşturan maddi ve manevi birçok şeyi inceleyen, çözümleyen ve yorumlayan bir alandır. Bir milleti millet yapan pek çok unsur, bu çatı altında toplanabilir. Edebiyatımızın önemli mizah yazarlarından biri olan Rıfat Ilgaz, toplumcu bir yazar olması sebebiyle halk bilimsel kavramlara, eserlerinde pek çok kez temas etmiştir.Bunu yaparken özgün bir üslup takınmış ve o yaşadığı dönemin panoramasını çok iyi çizmiştir. İyi bir gözlemci olan yazar, gerçekçi bir biçimde eserlerini oluştururken; kültürel unsurlara da o ölçüde davranmıştır. Anadolu halkının özlemlerini, acılarını genel anlamda yaşantısını açık ve sade bir biçimde ele almıştır. Özellikle de çalışmamıza konu olan romanlarına baktığımızda neredeyse otobiyografik özellikler görmekteyiz. Realist bir bakış açısı sergileyen yazar, eserlerinde yaşadığı topluma doğrudan yer vermiştir. Bunun akabinde, eserlerinde kültürel kavramlar açısından geniş bir zenginlik olduğu açıkça gözükmektedir
Journal of Turkish Research Institute, 2014
Göç etmek, alışılan yaşam şekillerinden uzaklaşıp başka diyarlarda hayat kurmak, insanoğlunun yaratılışından günümüze kadar kendini göstermektedir. İster maddi nedenlerden dolayı ya da daha iyi bir hayat kurmak amaçlı olsun, göçün tek bir ortak sonucu vardır; o da kişi kendini artık ne terk ettiği yere ne de her şeyi ardında bırakıp gittiği yere ait hissedeceği gerçeğidir. Bu ikilem arasında kalan insan, giderek hem yeni bir yaşama başlama heyecanını içinde yaşayacak hem de bırakıp gittikleri adına pişmanlık duyacaktır. Zamanla göç ettiği yere uyum sağlayacak olsa da derinlerde bir yerde o kırsal ruhu hep taşıyacaktır. Çalışmada, göçü işleme bakımından farklı bakış açılarına sahip olan ve farklı toplumları nitelendiren iki yazar, Emine Sevgi Özdamar"ın ve Latife Tekin"in eserleri ele alınmış ve eserler göç açısından incelenmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.