Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, SOSYOLOJİ DERGİSİ
…
17 pages
1 file
Since the 2000s, social media has begun to have an important place in the lives of individuals. However, gender roles and gender perceptions that we encounter in daily life continue to be influential in these media as well. Communities in social media environments are an area where individuals have the opportunity to express themselves culturally, politically, artistically, entertainmently and socially by bringing together many individuals from different walks of life. Due to this feature, Facebook groups, the world's largest social networking site and Ekşi Sözlük particularly in Turkey, constitute the data universe of the study. Within the scope of the aforementioned data set, 5014 comments from 10 different automobile Facebook groups and Ekşi Sözlük messages, which contain the subject of "female driver", "male driver", "traffic" were scanned with a critical perspective and content analysis method. All comments made by users from 2015 to 2020 and the user profiles that made these comments were examined. In this context, it has been observed that traditional gender roles are at the forefront in the comments of the posts made in the Facebook groups and the posts of Ekşi Sözlük.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Medyanın Rolü Alt Komisyonu parlamentonun toplumsal cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği vizyonunu ortaya koyan çalışmalarının ürünüdür. Bu bakış sadece yasama değil; tüm toplumsal meselelerde aktif tutum almayı hedefleyen, yol haritaları ortaya koyan ve bunların takibini sağlayarak olayların parçası ve müdahili olan daha aktif bir parlamenter anlayış ile parlamentodan topluma yeni bir cephe açan bir iletişim anlayışının farklı bir konuda izdüşümüdür aynı zamanda. Bu çerçevede konunun tüm paydaşları, medya temsilcileri, içerik üreten ve yönetenler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, meslek örgütleri temsilcileri ile çeşitli görüşmelerin gerçekleştirildiği, ulusal ve uluslararası örneklerin incelendiği alt komisyon çalışmaları sonucu oluşturulan rapor mevcut durumu ortaya koymakta ve çözüm önerilerini yansıtmaktadır. Alt komisyon çalışmaları ve oluşturulan Rapor ile medyanın üretim süreci ve içeriğini toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine katkı sağlayacak biçimde eşitlikçi bir gözden geçirme sürecine tabi tutmak amaçlanmıştır. Böylelikle medyanın sahip olduğu bu büyük ve önemli güç ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten bir araç olmak yerine, toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirme hedefine daha fazla katkıda bulunan bir araçlar bütününe dönüştürülmesine katkı sağlamak hedeflenmiştir.
III. International Conference on Cultural Informatics, Communication & Media Studies, 2020
Toplumsal cinsiyet rolleri, kuşaktan kuşağa aktarılan ve kültürel normların izlerini taşıyan bir kavramdır. Kadın ve erkek cinsiyetini toplum içerisinde net çizgilerle ayıran bu kavram geçmişten günümüze birçok değişikliğe uğramıştır. Kadının toplum içerisindeki eğitim düzeyinin ve bilincinin artması ile birlikte kadın erkek eşitliği en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiş ve toplumsal cinsiyet rollerinin değişim göstermesinde etkili olmuştur. Günümüzde “kadının yeri kocasının yanıdır” gibi ataerkil deyimlerin yerini her alanda kadın erkek eşitliğini savunan söylemler almıştır. Geleneksel medyada yayınlanan diziler, filmler ve hatta reklamlarda kadının toplum içerisindeki yeri üzerine sık sık göndermeler yapılmakta ve farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Sosyal medyanın gelişen teknoloji ile hayatımıza girmesiyle birlikte toplumsal cinsiyet rollerinin günümüzde nasıl şekillendiği daha net görülmektedir. Bireyler gün içerisinde sosyal medya platformlarında çok fazla zaman harcamaktadırlar. Bu nedenle kadın cinsiyetinin günümüz toplumundaki konumunun en iyi gözlemlenebileceği ortamlardan biri de sosyal medya platformlarıdır. Kadınların sosyal medya platformlarında, sosyal ortamlarda olduklarından daha özgür oldukları gözlemlenmektedir. Aynı şekilde erkeklerin de düşüncelerini ve hayat şeklini sosyal medya platformlarında daha özgür bir şekilde yansıttığı görülmektedir. Sosyal medya platformlarında bireyler tarafından takip edilen ve zamanla fenomen haline gelen kişilerin de toplumsal cinsiyet rollerini yansıttıkları görülmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri, kitle iletişim araçlarında ve toplumun kendi içerisinde sıklıkla bahsi geçen, çeşitli reklam kampanyalarına da konu olmuş bir kavramdır. Günümüzde toplumsal cinsiyet rollerinin kendisini gösterdiği alanlardan biri de yeni medya olarak da adlandırılan sosyal medya platformlarıdır. Bu çalışmada, toplum içerisinde geçmişten günümüze değişiklik gösteren “Toplumsal Cinsiyet” kavramının, sosyal medya platformları üzerinden nasıl aktarıldığını araştırmak amacıyla, toplumun fenomen haline getirdiği bireylerin sosyal medya hesapları incelenmiştir. “Toplumsal cinsiyet rolleri insanların en özgür olduğu platformlarda da kendini gösteriyor mu? Yoksa bireyler özgür olduklarında toplumsal cinsiyet rollerinin tamamen dışına mı çıkıyorlar?” sorularına cevap bulmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Türkiye’de televizyon yayınlarının başladığı 60’lı yıllardan bu güne, yaklaşık olarak yarım asırlık süre içinde en önemli program türlerinden biri hiç kuşku yok ki televizyon dramaları/dizileridir (serialler ve süren serialler). Ülkemizde televizyon yayıncılığını oluşturan aşamaların tamamında; yapım/üretim, dağıtım ve gösterim/tüketim süreçlerinde yerli diziler, merkezi konumlarını sürekli korumuşlardır. Yıllar içinde televizyon draması altında hızla artan ürün/dizi sayısı, farklılaşan ve melezleşen türler, televizyonun bel kemiğini oluşturan dizi endüstrisi ve iletişim alanında yaşanan teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan yeni medya/sosyal medyanın olanakları, bu alanda süren tartışmaların eksenini değiştirerek yeni çerçevelerden bakmayı gerekli kılmaktadır. Bu yazı Türkiye’de yerli dizilerin tarihi içinde yaşanan değişimleri önce genel bir çerçeve çizerek tartışmakta ardından da hem bu değişimlerin izlerinin sürülebileceği bir alan olarak hem de değişimlerin bir sonucu olarak toplumsal cinsiyet temsilleri üzerinde durmaktadır. Yerli televizyon dizilerinde inşa edilen farklı toplumsal cinsiyet temsileri özünde politiktir. Toplum ve medya (yazının odağında televizyon) alanında yaşanan değişimlerle iç içedir. Bu temsillerde; hem sosyal ve-kültürel yaşantımız içindeki gündelik pratiklerin değişim ve dönüşümleri hem de değişmeyen başka bir deyişle sabitlenen ve sürekli meşrulaştırılmaya çalışılan kalıp yargılar ve değerler görülebilir. Yazı bu çerçeve içinde iki ana izlek üzerinden yol almaktadır. İlkinde; farklı bir okuma denemesi olarak popüler yerli dizilerin (tv dramalarının) tarihsel yolculuğu içinde yaşadığı değişimleri/dönüşümleri, toplumsal cinsiyetçi temsiller (kadınlık ve erkeklik durumları ve konumları) üzerinden tartışmakta. İkincisinde ise; bu süreçte değişmeyen, sabitlenen ve sürekli vurgulanan temsilleri ortaya koymaktadır. Bir anlamda yazı, kültürel temsillerden hareketle, televizyonun Türkiye’nin gittikçe otoriterleşen sosyal iklimi içinde, özgürlük alanlarının daraltıldığı bir dönemde yaşadığı değişim ve statükonun sarmalı içindeki ironik durumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada seçilen yerli dizilerde yer alan toplumsal cinsiyetçi temsiller, baş kahramanlar/ana karakterler üzerinden analiz edilmektedir. Dizileri birer metin olarak okumaya çabalayan bu çalışma, dizi-metinlerde yer alan kadın ve erkek kahramanların toplumsal rollerini (kadın/erkek, anne/baba, eş) ve bu rollerin yıllar içindeki değişimine bağlı olarak değişen ve değişmeyen, daha da güçlenen sosyo-kültürel değerleri tartışmaya açmaktadır.
2018
21. yüzyılın en etkili iletişim mecrası internet olmuştur. Tüm geleneksel iletişim yöntemlerinin, gelişen teknoloji ile internete taşınması sonucunda tüm kurum ve kuruluşlar hedef kitleleri ile doğrudan iletişim kurma fırsatını elde etmiş, dolayısıyla tüm iletişim biçimleri yeniden tanımlanmıştır. Sosyal medya; yer ve zaman kısıtlaması olmaksızın, internet üzerinden paylaşımın, tartışmanın ve bilgi alışverişinin temel alındığı yeni bir iletişim şeklidir. Web 2.0 teknolojileri üzerine inşa edilen sosyal medya, kurumlar ve kamuların etkileşime geçmek için kullandığı kanalların bütünü olarak da ifade edilmektedir. Etkileşimin yoğunlaşması, iletişimin çeşitlenmesi ve teknolojinin sürekli ilerlemesi; hayatın her alanında kullanılan yöntemlerin de değişmesine yol açmıştır. İnternetin ve sosyal medyanın günlük hayatımızın büyük bir parçası olmalarıyla birlikte, markalar için pazarlama yöntemleri de değişmeye başlamıştır. Üreticilerin hedef kitlelerine ulaşmak amacıyla kullandıkları yöntemlerden biri de viral pazarlamadır. Geleneksel kulaktan kulağa pazarlama (WoM) yönteminin internet ortamına uyarlanmış hali olan viral pazarlama; söz konusu mal, ürün ya da hizmetin tüketiciler arasında gündem olmasını sağlayan etkili bir yoldur. Markaların sıklıkla başvurduğu tanıtım yöntemlerinden biri olan ünlü onayı ile pazarlama (celebrity endorsement), sosyal medyanın etkisiyle tüketici onayı ile pazarlama halini almıştır. Markaların yapısına, değerlerine ve ürünlerine uygun, halk nezdinde sevgi ve saygı gören ünlülerin tanıtımlarda kullanılması maliyet artışı, imaj ve sürdürülebilirlik krizleri gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Bu riskleri en aza indirmek isteyen markalar, rotalarını ünlülerden tüketicilere çevirmişlerdir. Sosyal medyada ünlü olmadığı halde yüksek takipçi ve etkileşim sayısına ulaşmış “sıradan” insanlar, bir anda tek bir mesajla on binlerce kişiye ulaşabilen birer “influencer” haline gelmiştir. Markalar da viral pazarlama tekniklerini bu kişiler vasıtasıyla kullanarak tüketiciye ulaşmayı hedeflemektedirler. Bu çalışmada, “influencer” olarak nitelendirilen ve internetin kanaat önderleri olarak konumlandırılan bloggerların, bir sosyal medya fotoğraf paylaşımı uygulaması olan Instagram aracılığıyla yaptıkları paylaşımları incelenecek ve bu faaliyetlerin etki ve sonuçları değerlendirilecektir. Anahtar kelimeler: Sosyal Medya, Viral Pazarlama, Tüketici Onayı, Instagram, Fenomen CONSUMER ENDORSED MARKETING ON SOCIAL MEDIA: A SAMPLE OF INSTAGRAM Internet is the most powerful communication tool in 21st century. Thanks to technological developments, all traditional communication methods became online and people took the chance of direct interaction. social media as a new form of communication, being free from time and place restrictions, is based of sharing, discussion and information exchange. Built on Web 2.0 technologies, social media is described as the complement of the channels that the people and institutions use to get in contact with their target audiences. As the Internet and the social media became a great part of our lives, marketing strategies for the brands began to change, too. Viral marketing, as one of the most used strategies for the companies, is the adaptation of traditional strategy of Word-of-Mouth marketing. Celebrity endorsement, being another promotion strategy, also converted into consumer endorsement. Although celebrity endorsement, which is the cooperation of famous people and brands, is a popular strategy; it may result in several problems such as cost and crises of image and sustainability. To eliminate these risks, brands started too cooperate with “ordinary” people with lots of followers on social media. Those people with thousands, even millions of followers are known as “influencers” with the ability of reaching audiences via only one post. Brands choose to blend viral marketing strategies with influencers to reach the consumers. To fully understand the process of consumer endorsed marketing, semi-structured reviews are performed with Instagram influencers. This paper is concerned with the effects and results of Instagram activities of influencers. Keywords: Social Media, Viral Marketing, Consumer Endorsement, Instagram, Influencer
Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022
The aim of this research is to examine and compare the visuals and texts of the Social Studies textbooks used in middle schools, with the approval of the Ministry of National Education, the Board of Education and Discipline, before the Istanbul Convention came into force (2011-2013) and after the Istanbul Convention came into force (2016-2020) in terms of gender equality. In the research, document analysis, which is one of the qualitative research methods, was used. The textbooks examined in the research; Social Studies textbooks for each grade level (5th, 6th and 7th grades) used in middle schools between 2011-2013 and 2016-2020 with the approval of the Ministry of National Education, Board of Education and Discipline. Content analysis method was used in the analysis of the data, and the textbooks were examined by the categories prepared by Esen Severge (1998). The result of the research, revealed that efficient and comprehensive arrangements for the purpose of the contract were not made in the textbooks used after the Istanbul Convention. It was determined that there were positive developments after the Istanbul Convention in some of the categories used in the review of the textbooks. However, it was determined that men were represented much more than women in the examined categories. Their visibility was also found to be higher than that of women. As a result of the data obtained, the textbooks in both periods were compared and discussed together with the results of other research in the literature. In line with the results of the research, various suggestions were made to practitioners, researchers and units in the related field.
The study "Conspiracy Theories and Mass Manipulation in Social Media" examines the impact of digital platforms on society. Social media platforms continuously monitor users' thought patterns and behavioral patterns through their algorithms, utilizing this data to manipulate masses. Platform algorithms create echo chambers by directing users to content aligned with their existing views, thereby deepening social polarization. Conspiracy theories and disinformation spreading through these platforms are deliberately employed to create social chaos and panic, particularly during periods of crisis. Through manipulation techniques implemented via bot accounts, fake profiles, and click-baits, combined with viral dissemination strategies and emotional triggers, society's thoughts and behaviors are systematically influenced. Users, voluntarily participating in this system, become willing "slaves" of a globally operating massive social engineering project. The "false reality" perception shaped by these platforms facilitates the spread of conspiracy theories while dulling the masses' critical thinking abilities and making them susceptible to manipulation. The primary objective of this research is to examine the societal effects of conspiracy theories and disinformation proliferating on social media platforms, analyze these phenomena's dissemination mechanisms, and develop effective solution proposals. The research specifically focuses on the manipulation of information flow in the digital age and its societal consequences. The methodology employs literature review and content analysis. The study consists of three main sections: The first section addresses the functioning of algorithms that play a critical role in the spre-
2020
Giddens A. (2010), Mahremiyetin Dönüşümü VE Goody J. (2004), Avrupa’da Aile ÜZERİNDEN TABAKALAŞMA İNCELEMESİ
Sanat&tasarım, 2024
ÖZET Birçok toplumun genel geçer erkek egemen, cinsiyetçi ve ayrımcı tavrının sanat tarihinin farklı evrelerinde baskın bir güç olarak yer edindiği görülmektedir. Günümüzde ise bu perspektifin feminist hareket sayesinde bir nebze olsun değişmiş olduğu, sanat tarihi ve sanat üretimi alanlarında yeni ve eleştirel bir okumanın getirildiği görülmektedir. Seramik malzeme her ne kadar Geç Paleolitik dönemden beri insan hayatının bir parçası olsa da modernizmle birlikte, tarihsel ifade biçimlerinden sıyrılıp estetik-fonksiyon odaklı bağlam- larını aşarak özellikle 1960’lardan sonra sanatçının bireysel deneyimleri ve içinde yaşadığı toplumsal dinamikleri irdeleyen ve daha çok düşünsel-kavramsal temellere dayanan bir yönelim göstermiştir. ABD’de Funk Art hareketi içerisinde üretimlerini seramik malzeme ile gerçekleştiren sanatçılar, gelenek-güncel çatışması, tüketim toplumu, gündelik hayat, cinsellik-kimlik gibi politik ve sosyolojik olguların üzerine giderek yeni sorgulamalar yarat- mışlardır. Bu makale cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsiyet eşitliği kavramlarını sosyolojik boyutlarıyla ele alırken seramiğin hem malzeme olarak hem de üretim biçimi açısından eril ve dişil karşıtlığını tartışmaktadır. Araştırmada modern sonrasından günümüze ka- dar toplumsal yapılanmanın ve toplumsal cinsiyet kavramının çağdaş seramik pratikleri üzerinden nasıl bir öz ve biçimle hayat bulduğu farklı cinsiyet, coğrafya ve sosyo-kültürel yapıdan gelen sanatçıların örnek yapıtları üzerinden betimleyici araştırma yöntemiyle ir- delenmiştir.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2019
Farklı siyasal görüşlere yakınlığı ile bilinen 17 ulusal gazetedeki Suriyeli mülteci temsillerini inceleyen bu içerik analizinde, medyada öne çıkan ‘yardıma muhtaç’ ve ‘ucuz emek’ temsilleri arasındaki sınıfsal farklar ortaya konur. Birisi tüketim diğeri üretim aşamasına ilişkin olan temsiller farklı eşitsizlik kaynakları ve sınıfsal ilişkiler önerir. Yardıma muhtaç temsili ‘zengin’ ve ‘fakirler’ olarak görünen sınıflar arasında barışçıl bir yardım ilişkisi kurarken ucuz emek temsilinde ‘işçi’ ve ‘burjuva’ sınıfları çatışan çıkarlar ve mücadele içinde görünür. Medyanın, yeterli sayıdaki tekrarlarla genel geçer klişeler yarattığı ve temsil mücadelesinin bir anlamda “normal” olanı belirleme mücadelesi olduğu kabul edildiğinde sınıfsal temsil farklarının sınıfsal bölünmeler ve ilişkiler üzerine farklı klişe ve normlar önererek mücadele ettiği düşünülmelidir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2010
TELEVİZYONDA TOPLUMSAL CİNSİYET STEREOTİPLERİ VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET: “SADAKATSİZ” DİZİSİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA, 2023
II. ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLİK VE KARİYER SEMPOZYUMU, 2015
Eğitim Yayınevi, 2023
SOSYAL MEDYADA ETKİLEŞİM: ÇEVRECİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME, 2023
MİMARCA (KTMMOB Mimarlar Odası), 2022
Uluslararası İslam ve Kadın Çalıştay Kitabı, 2018
Selçuk İletişim, 8, 1, 2013
KÜRESELLEŞMENİN ETKİSİNDE YEREL GAZETECİLİKTEN TOPLULUK MEDYASINA, 2022
INTERNATIONAL GOBEKLITEPE SOCIAL AND HUMAN SCIENCES CONGRESS-IV September 09-11, 2022 / Sanliurfa, Türkiye , 2022
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2021
SOSYAL MEDYADA NÜFUZ PAZARLAMASI, 2021