Academia.eduAcademia.edu

BARIŞ VE EDEBİYAT

Yazın tarihimizin dünüyle bugününü karşılaştırdığımızda, yazın tarihimizde yer alan yazar ve şairlerimizin çoğunluğunun egemen oligarşik siyasal eğilimler ve kültürel paradigmalarla kavgalı olduklarını, muhalif bir tutum aldıklarını, kendi yazar dokunulmazlıklarını sanat ve estetiğin kökenleriyle örtüşen bir anlayışla kullandıklarını görürüz. Sabahattin Âli’den başlayarak, Nazım Hikmet’e, Yaşar Kemal’e, Orhan Kemal’e, Fakir Baykurt’a, Ümit Kaftancıoğlu’na kadar birçok yazarımız büyük acılar çekerek, adeta dişleriyle tırnaklarıyla savaşım vererek, hatta ölümü göze alarak yazın dünyasında yer almayı başarmışlardı. Leyla Erbil, Tahsin Yücel, Can Yücel, Nezihe Meriç, Bilge Karasu; Oğuz Atay gibi adlar da yine muhalif tutumlarıyla, iktidar karşıtlıklarıyla bilinmektedirler. Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Arif Damar da bu anlamda adları anılması gereken has edebiyatçılarımızdır. Günümüz yazın dünyasını soruştururken, 12 Eylül sonrası ünlenmeye başlamış yazarlarımızdan birçoğunun, dolaylı da olsa siyasal tartışmalara uzak durdukları, kültür dünyasındaki “hegemonyacı” eğilimleri görmezden geldiklerini söyleyebiliyoruz. Hasan Ali Toptaş, İhsan Oktay Anar, Hulki Aktunç, Ahmet Ümit, Ayfer Tunç ve daha birçokları böyle bir tutumu benimsemiş durumdadır.