Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Turkish Academic Research Review - Türk Akademik Araştırmalar Dergisi [TARR]
…
19 pages
1 file
Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Türk Dünyası Vakfı, 2014
Bu yazıda, çalışmakta olduğum Leo Strauss'un klasik felsefe metinlerini doğru anlayabilmek üzere geliştirdiği okuma yöntemini Fârâbî'ye uygulayışı ve bunun etkilerini ana hatlarıyla vermeye gayret edeceğim. Bizim Strauss'a olan ilgimiz bin yıldan fazla bir zaman sonra Fârâbî'nin Eflatun'un Kanunlar isimli eserine yazdığı özet üzerine şerh yazarak yorumlar yapan çağdaş bir Fârâbî şarihi olması hasebiyledir. Şunu da belirtmemiz gerekir ki, Strauss'un Fârâbî'ye olan ilgisi de Meymonides'in onu kendi öncüsü olarak sunmasından ileri gelmektedir. Meymonides, Samuel İbn Tibbon'a yazdığı bir mektupta, felsefede Aristo'dan sonra en büyük otorite olarak neden İbn Sina, İbn Rüşd veya İbn Bacce'yi değil de Fârâbi'yi nitelendirdiğini genişçe anlatır. O bağlamda Fârâbî'nin eserlerinden yalnızca isim olarak bahseder ve İbn Tibbon'a, Fârâbi'yi şiddetle tavsiye eder.
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2015
Öz Süfyan es-Sevrî (ö.161/778), Emevî devletinin yıkılmaya yüz tuttuğu bir zamanda dünyaya gelmiş, bu yıkılışa tanık olmuş ve ardından kurulan Abbâsi devleti içerisinde otuz yılını geçirmiştir. Süfyan es-Sevrî fıkıh mezheplerinin teşekkül ettiği hicri II. asırda fıkıhta "müstakil bir mezhep sahibi" olarak bilinmektedir. "Sevrî mezhebi" hicri VII. asra kadar varlığını sürdürebilmiştir. Süfyan es-Sevrî'nin fıkhî görüşlerine baktığımızda onun zaman zaman Hicaz ekolü ve Kûfe ekolü, yer yer de bu iki ekol arasında bir çizgide bulunduğu görülmektedir. Bazı tabakât kitapları Süfyan es-Sevrî'yi "Ehl-i Eser"in, bazıları da "Ehl-i Rey"in temsilcisi olarak nitelendirmektedirler. Bu durum Süfyan es-Sevrî'nin her iki ekolün de görüşlerine muvâfık fıkhî ictihadlarının olmasından kaynaklanmaktadır. Süfyan es-Sevrî'yi salt olarak Irak ya da Hicaz ekolü içerisinde değerlendirmek yerine Sevrî'nin bu iki ekol arasında müstakil içtihatlar yapabilen bir müçtehit olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bize göre ise Süfyan es-Sevrî Irak/Kûfe ve Hicaz ekolleri arasında yer alan bir fıkıh âlimi olmakla beraber sahabeden İbn Mes'ud'un öncülüğünü yaptığı Irak/Kûfe ekolüne daha yakın bir çizgide durmuştur.
Atatürk Üniversitesi
Mevlidler, Hz. Peygamber’in doğumunun yanı sıra onun ruhî ve fizikî özelliklerini, peygamberliğini, mucizelerini, mi‘racını ve vefatını konu edinen; çoğunlukla topluluklar önünde okunmak için manzum ya da mensur olarak kaleme alınan eserlerdir. Bu çalışmada, biyografik kaynaklarda hayatı hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan Feyzî mahlaslı şairin mevlid türünde kaleme aldığı eseri, dil, imla, şekil ve muhteva açısından incelenecek ve şu an için sadece Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi Seyfettin Özege Bölümü 9264 numarada tespit edilebilen taşbaskı nüshasından hareketle transkribe edilecektir.
GECE KİTAPLIĞI, 2020
Bu çalışma “Fahreddin Er-Râzî’nin Tefsiri Kebirine Göre Zan ve Mahiyeti”’ni konu edinmektedir. Zan, tercih edilmeye yakîn, zıddının da mümkün olduğu görüş, kanaat, hüküm gibi anlamlarla açıklanmıştır. Zan bazen şüphe ve vehim anlamlarını çağrıştırmayı, bazen kendisiyle ulaşılan hükmün kesinlik taşımadığını vurgulamayı, bazen de onu ilim ve yakînden ayırmayı doğuran renkli bir kavramdır. Zan bu anlamlarının yanısıra ilim, yakîn bilgi, kesin bilgi gibi anlamlarda da kullanılmıştır. Zannın bir yüzü ilim ise diğer yüzü ise cehildir. Zannın olumlu ve olumsuz anlamlar barındırması göz önüne alınarak Müslüman kültürde birinin bir başkası hakkında güzel düşünmesine hüsn-ü zan, kötü düşünmesine de su-i zan denilmiştir. Kur’an’da hüsn-ü zan ve su-i zan terkipleri birebir yer almasa da bir kimse ya da bir şey hakkında iyi kötü kanaat etmeyi ifade edecek ya da çağrıştıracak şekilde geçmektedir. Hadislerde ise zanla ilgili hem söz konusu terkiplere hem de daha ayrıntılı bir şekilde bilgiye ulaşmak mümkündür. Fahrûddin er-Râzî, zanla ilgili bu türde kavramsal düzeyde ayrıntılı bir görüş ortaya koymuş olmasa da el-Mahsul adlı eserinde zanla ilgili şu görüşü paylaşır. Râzî, bir hükümde kesinlik yoksa mevcut alternatifler arasında doğruluk şüphesi eşit ise şek, tercih edilmeye en uygun olana zan, tercih edilmeye uygun olmayana da vehim demiştir. Ancak mevcut çalışmamız Râzî’nin Tefsir-i Kebiri’nde zan ve mahiyetini ele almak olduğu için zannın geçtiği âyetlerde onun farklı ve zengin yorumları bu çalışmanın asıl amacını oluşturmuştur. Tefsir-i Kebir’de Râzî’nin zan ile ilgili yorumları özgün yorumlardır. Bu özgünlük zannın hem ilim, kıyas, hevâ-heves, yalan, taklit, birey ve toplum gibi birtakım kavramlarla ilişkisini içermekte hem İblîsin, kafirlerin, müşriklerin, putperestlerin, münafıkların, Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların zannını içermekte hem de bu grupların tümünün Allah’a karşı olan zanlarını içermektedir. Râzî Tefsir-i Kebir’de zanla ilgili âyetleri tefsir ederken Arapça dil ve belağatın muktezasını dikkate alarak tefsir etmiştir.
The Journal of Mesopotamian Studies, 2021
Di edebîyata klasîk a Îslamî de wergerên menzûm jî parçeyek ji kevneşopîya çanda edebîyatê ne. Gava em bala xwe didin edebîyata Kurdî ya klasîk em dibînin ku di vê edebîyatê de jî ev kevneşopî heye. Di vê xebatê de di çarçoveya edebîyata berawirdî de li ser mijarê hatiye rawestan û bi vî awayî analîz û nirxandin hatine kirin. Di vê xebatê de li ser xezela ku paşserwaya wê "Her Nebit Ya Reb" e û di dîwana Pertew Begê Hekkarî de cî girtiye, bi berfirehî hatiye sekinandin. Xezel ji heft malikan pêk tê û bi eslê xwe ne ji alîyê Pertew, lê ji alîyê Fuzûlî û bi Azerîkî hatiye nivîsîn. Ya ku Pertew li vir kiriye ne şerh e ne jî nezîre ye. Ji ber ku ev wergereke wê ya Kurdîya Kurmancî bû, me ew ji întîhalê nehesiband û di çarçoveya kevneşopîyê de me ew weke wergereke edebî nirxand. Pertew di wergera vê xezelê de heta ji dest hatiye ji metnê re sadiq maye û nebûye sedema tehrîfata xezelê. Ev xezel mîna ya resen (ya Azerî) wergerandiye Kurdîya Kurmancî û
2019
Bu çalışmada şair Halvetî Muhyî’nin tespit edebildiğimiz tek nüshası olan Hacı Selim Ağa Yazma Eserler Kütüphanesi Kemânkeş 452 numarada kayıtlı Sürûr-efzâ adlı mesnevisi üç ana başlık altında incelenmiştir. Birinci bölümde Halvetî Muhyî’nin kimliği, tarikatı ve Muhyî mahlaslı diğer şairlerin hayatları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Sürûr-efzâ mesnevisi “Şekil Hususiyetleri” ve “Muhteva Hususiyetleri” başlıkları altında incelenmiştir. Şekil hususiyetlerinde mesnevi nazım şekli, mesnevi dışı nazım tür ve şekilleri, vezin ve kafiye ve başlık sistemi ele alınmaktadır. Muhteva hususiyetlerinde ise manen ve lafzen âyet ve hadis iktibasları, deyim, atasözleri ve kalıplaşmış ifadeler, metinde geçen şahıslar ayrıntılı şekilde örnekleriyle ele alınmıştır. Üçüncü bölümde yazma nüshanın tavsifi bildirilerek metin kuruluşunda izlenen yol açıklanmış ve ardından metin, transkripsiyon alfabeli şekilde verilerek çalışmamız tamamlanmıştır.In this study, a mathnawi from Halvetî Muhyî, called Sü...
Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Zâhid, Klasik Türk edebiyatında özellikle de klasik şiirde yer etmiş önemli tiplerden biridir. Şairlerin çoğu, divanlarında bilhassa aşkın ön planda olduğu gazellerinde zâhid tipine muhakkak yer vermişlerdir. Bu çalışmada 16.yüzyıl Klasik Türk şiiri şairlerinden önemli bir isim olan Şah İsmail Hatâyî’nin divanında zâhid tipinin nasıl işlendiği ele alınmaktadır. Klasik şiirde şair, kendisini âşık tipiyle özdeşleştirerek zâhidin karşısında yer almaktadır. Zâhid tipi aşka ve âşıklara karşı katı tavrı ve şiddetli düşmanlığıyla şiirlerde yer almaktadır. Çalışma Hatâyî Divanı’nda mezkûr çatışmaların hangi yönleriyle ele alındığını ve zahidin olumsuz niteliklerinin neler olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla zâhidin aşka ve aşığa bakışının nasıl olduğu sorusundan hareket ederek çalışmanın çerçevesi oluşturulmuştur. Hatâyî Divanı’nın dört nüshası incelenerek zâhid ve âşık dikotomisinin yer aldığı beyitler derinlemesine tetkik edilerek analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda zâhid tipinin Hatâyî Divanı’nda da Klasik Türk edebiyatındaki yaygın kullanımına paralel bir şekilde ele alındığı görülmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, 2016
Uluslararası Fatih Sultan Mehmed Dönemi Osmanlı Dünyası Sempozyumu (İdeoloji - Diplomasi - Savaş - Fetih) Bildiriler Kitabı, 2021
ARAP DİLİ VE FIKIH USÛLÜNDE DELÂLET, 2021
Journal of Turkish Research Institute, 1998
Fârâbî'nin Akıl Risalesinin Felsefi Analizi- Flsf Dergisi-, 2018
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2019
Mütefekkir, 2023
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2019
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Uluslararası filoloji ve çeviribilim dergisi, 2022
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2020