Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
İran'da varlığını sürdüren Oğuz grubuna mensup bir Türk boyudur. Orhun Türkçesinden itibaren Karahanlı, Harezm-Kıpçak, Çağatay ve Oğuz Türkçesine ait pek çok arkaik kelime, deyim ve atasözü ya orijinal şekliyle ya da küçük fonetik ve semantik farklarla Karapapak-Terekeme Türklerinin ağzında günümüze kadar yaşamaya devam etmiştir. Özellikle Türkçenin tarihi metinlerinden Divanü Lügati't-Türk, Kutadgu Bilig, Codex Cumanicus ve Dede Korkut Destanları gibi eserlerde geçen, ancak bugün pek çok yazı dilinde kullanımdan düşmüş Türkçe kelimelerin sözü geçen ağızda mevcudiyeti, dil ve kültür tarihi araştırmaları bakımından önem arz etmektedir. Biz bu makalemizde Karapapak-Terekeme ağzındaki arkaik kelimeleri fonetik şekilleriyle alfabetik olarak verdikten sonra Türk dilinin tarihi ve yaşayan lehçeleriyle kaleme alınmış eserlerdeki örnekleri ve karşılıkları göstermeye çalışacağız.
Tıp terimi, tıp ilmi ile uğraşan bilim adamlarının kısa yoldan anlaşmalarını sağlayan özel kelimelerdir. Bu çalışmada Kıpçak grubu yazı dillerinden biri olan Karakalpak Türkçesindeki tıp terimleri tespit edilmeye çalışılmış ve böylelikle tıp dili ile çağdaş Türk lehçeleri üzerine yapılan araştırmalara katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Karakalpak Türkçesinde tespit ettiğimiz 398 tıp teriminin 158 tanesinin Türkçe olduğu ve Türkçe olan bu tıp terimlerinin 60 tanesinin de standart Türkiye Türkçesinde ve ağızlarında karşılığı olduğu görülmüştür.
ÖZET Terekeme adıyla anılan Karapapaklar, kökeni çok eskilere dayanan bir millet olmalarına rağmen haklarında detaylı şekilde pek fazla çalışma yapılmamıştır. Kimi araştırmacılar konularını ilgilendirdikleri ölçüde Karapapaklar hakkında kısa bilgiler vermişlerdir. Bunların yanında birçok yazar ve araştırmacı da Karapapakları Özbekistan'a bağlı Karakalpakistan Özerk Cumhuriyetinde yaşayan Karakalpaklarla karıştırmış, bu iki Türk halkını aynı boya mensup zannetmişlerdir. Bu çalışmada, öncelikle Karapapakların ne kadar köklü bir tarihi geçmişe sahip olduğu ortaya konulmaya çalışıldı. Asya Hun devletinin dağılmasıyla başlayan tarihi süreçleri, bu süreç içerisinde yaşadıkları bölgeler günümüze kadar aşama aşama aktarılmaya çalışıldı. Bu tarihsel süreç içerisinde Karapapakların Ermenilerle mücadelesi, Türkmençay Antlaşması ve XX. yüzyılda yaşanan " Son Karakaç " adıyla anılan göç olayı ve bunlar gibi pek çok hadise ayrı bir araştırma ve belki de birer kitap konusu olduğu için detaylara girilmeden geçildi. Dünya ve Türkiye üzerinde Karapapak nüfusunun yoğun olarak yaşadığı yerler belirtildi ve haritalar üzerinde işaretlenerek gösterildi. Karapapakların kökeni elde edilen bilgiler çerçevesinde açıklanmaya çalışıldı ve Karapapak ve Terekeme sözcüklerinin etimolojisine dair araştırmacıların söyledikleri aktarıldı. Terekeme ifadesi onların Müslüman olduktan sonra aldıkları bir isim olduğu için, bu çalışmada daha eski bir isim alan Karapapak ifadesinin kullanımı tercih edildi. Aslında günümüzde Terekeme sözü daha yaygındır. Hatta bazı bölgelerde Karapapak ifadesi neredeyse kullanımdan kalkmıştır. Karapapakların tarihsel süreç içerisinde benimsedikleri dini inanışları ve bu inanışların siyasi etkileri değerlendirilmeye çalışıldı. Sosyal yapılarına değinilerek genel karakter özellikleri üzerinde duruldu. Karapapakların kültür ve edebiyatı, uzun ve detaylı şeklide açıklanması gereken bir konudur. Onların halk inançları, yüzyıllardır aslı bozulmadan devam ettirdikleri gelenek ve görenekleri, eşine az rastlanır bir incelikte olan sözlü edebiyatları aslında her biri birer tez veya kitap konusu olabilecek konulardır. Nitekim dini yaşantılarının, halk inançlarının, özellikle alanında usta olarak kabul edilen ve günümüzde de yaşayan halk âşıklarının her biri hakkında kitaplar yazılmıştır. Bu çalışmada Karapapakların sözlü edebiyat ürünlerine, özellikle de âşıklık geleneğine mensup söz ustalarına değinilerek haklarında kısa bilgiler verildi. Karapapakların kültür ve edebiyatlarında yer alan kaynak zenginliği, ne yazık ki-Borçalı'da yayın hayatını sürdüren ve daha çok Azeri dil özelliklerini gösteren birkaç süreli yayını saymazsak-yazılı bir edebiyatları bulunmadığı için dil alanında yoktur. Ahmet Bican Ercilasun Karapapakların dil özelliklerine " Kars İli Ağızları-Ses Bilgisi " kitabında ses bilgisi özellikleri açısından değinmiştir. Karapapakların yoğun olarak yaşadığı Kars, Erzurum, Ağrı gibi illerimize ait ağız araştırmalarında da Karapapakların dil özellikleri yine ses bilgisi
Öz Dil ve kültür ayrılmaz bir bütündür. Bir milletin yaşam biçimi, kültürü dile etki eder. Türk lehçeleri diğer dillerle karşılaştırıldığında Türk lehçelerinin akrabalık terimleri yönünden oldukça zengin olduğu görülmektedir. Bu da Türk kültürünün temelinin sağlam olduğunu göstermektedir. Akrabalık yoluyla güçlü bir toplum yapısının oluşacağının bilinciyle; Türkler arasında akrabalık ilişkilerine önem verildiğini ve bunun sonucu olarak da bu ilişkilerin dile yansıyarak dilin akrabalık terimleri açısından zengin bir duruma geldiği söylenebilir. Türklerde çekirdek aile yerine büyük aile modeline önem verilmiştir. Büyük aile modeli de elbette akrabalık terimlerinin gelişiminde rol oynamıştır. Bundan dolayı akrabalık terimleri dile yansıyarak Türk lehçelerinin söz varlığının zenginleşmesini sağlamıştır. Bu çalışmada Kazak Türkçesindeki akrabalık terimleri ele alınarak akrabalık terimleri hakkında bilgi verildi. Abstract Language and culture are inseparable. The way of life of a nation affects to the language. When Turkish dialects are compared to other languages, it is seen that Turkish dialects are very rich in terms of kinship. This shows that the basis of Turkish culture is strong. Conscious of the formation of a strong society through kinship; It can be said that the importance of kinship relations among the Turkish people have given and as a result, these relations are reflected in the language and it is rich in terms of language kinship. Turkish people have given a great attention to the big family model instead of a little family. The big family model, of course, played a role in the development of kinship terms. Hence, kinship terms reflected the language and enabled the enrichment of the vocabulary of the Turkish dialects. In this study, kinship terms in Kazakh Turkish are discussed and information about kinship is given.
Citation: Yıldız, A. (2020). Eski Türk inanış ve pratiklerindeki dağ kültünün Erzincan'daki izleri.
CAPPADOCIA JOURNAL OF HISTORY AND SOCIAL SCIENCES (CAHIJ), 2020
Atasözleri ve deyimler toplumların düşünce yapısını yansıtan en önemli kalıp ifadelerdir. Ait olduğu toplumun yaşam biçimi hakkında önemli ipuçları verir. Hayvancılığa önem veren Türk kültüründe hayvanlarla ilgili birçok atasözü ve deyim vardır. Atasözleri ve deyimlere en çok yansıyan hayvan “it, köpek” olmuştur. Türk dilinin tarihî dönemlerinde yazılmış eserlerde it ve köpek kelimesi yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Günümüzde nezaket ifadesi olarak “köpek” kelimesinin kullanılması tercih edilse de tarihî metinlerde, atasözleri ve deyimlerde “it” kelimesinin kullanımı daha yaygındır. Bu çalışmada öncelikle tarihî süreç içerisinde “it ve köpek” kelimelerinin farkı dönemde kullanımına yer verilmiştir. İt ve köpek kelimelerinin yer aldığı atasözleri ve deyimler insanların zihninde uyandırdığı anlamlar açısından sınıflandırılmaya çalışılmıştır. Atasözleri ve deyimlerde gerçek anlamdan yola çıkılarak hayvanın birçok özelliği ortaya konmuştur. Bazı özellikleri mecaz yoluyla kişilere yüklenmiş ve verilmek istenen mesaj somutlaştırılarak anlatılmıştır. Kullanım alanı oldukça genişleyen “it ve köpek” kelimeleri atasözleri ve deyimlerde ölçü ifadesi olarak da yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Yazı dilinde ve Anadolu ağızlarında kullanılan atasözleri ve deyimler taranarak bunların kavram alanları oluşturulmaya çalışılmıştır. Atasözleri ve deyimlere göre it ve köpeğin toplum içerisinde çok itibar görmediği görülmüştür. Atasözleri ve deyimlerde gelin, kaynana, görümce gibi bazı aile bireyleri de it ve köpeğe benzetilmiştir. İt ve köpek kelimeleri atasözleri ve deyimlerde denk çiftler olarak da birbirinin yerine kullanılmıştır.
ESKİ TÜRKÇEDE KAVRAMA VE ANLAMAYA DAYALI FİİLLER , 2017
reproduced or distributed by any electronical, optical mechanical or other means without the written permission of ISLET Organizing Committee. Turkish Studies Journal holds the copyrights for each abstract.
Öz Geleneksel ilişkileri kapsayan aile ve akrabalık kültürü Türk toplumunda çok sağlam temellere dayanmaktadır. Bunun neticesi olarak Türk dillerinde yakınlık ve akrabalık terimleri diğer dillerle kıyaslandığında büyük bir zenginlik arz etmektedir. Türkçenin söz varlığında önemli yer tutan akrabalık, insan, hayvan ve bitki adları dilde, temel kelimeler olarak kabul edilmektedir. Akrabalık ve yakınlık terimleri gelenekleri; dilin zenginliğini ve özgünlüğünü ortaya koyarken kültür hakkında önemli ipuçları vermektedir. Bu nedenle bu kelimeler, dil öğrenimi ve öğretimi; dilbilgisi; dillerin akrabalıkları; toplumların yaşam tarzı ve kültürleri gibi konularda ilk başvurulan kelimeler arasında olmaktadır. Türkçenin bir lehçesi olan Kazak Türkçesi söz varlığı incelendiğinde çok sayıda akrabalık ve yakınlık ifade eden terim olduğu dikkati çekmiş ve bu konu üzerine çeşitli kaynaklardan bahsi geçen terimlere ulaşılmıştır. Ulaşılan terimlerin ilk olarak kan bağı ve evliliğe bağlı terimler olduğu görülmekle birlikte bu kapsama ek olarak bazı etkenlerin de Kazak Türkçesinde yakınlık ve akrabalık terimlerinin oluşturulmasına tesir ettiği görülmüştür. Bu etkenler göz önüne alınarak çeşitli sınıflandırmalar yapılmış ve örnek teşkil eden terimler anlamlarıyla birlikte başlıkların altında gösterilmiştir. Abstract Family and kinship culture which includes traditional associations, is based on very good foundation in the Turkish society. As a result of this, the terms of the closeness and kinship in the Turkish language are enormous when compared to other languages. The terms of kinship, human, animal, and plant which have an important place in the Turkic language, are considered as basic words. Traditions of kinship and proximity terms provide important clues about culture while revealing the richness and authenticity of the language. For this reason, these words are among the earliest words mentioned in such topics as language learning and teaching, grammar, kinship of languages, lifestyles and cultures of societies. Kazakh Turkish, a dialect of the Turkic people, has noted that there is a lot of kinship and proximity when it comes to verbal existence, and it has reached the terms that bet on it from various sources. It has been observed that the terms were first related to blood ties and marriage but it was seen that some factors in addition to this inclusiveness also influenced the formation of Okt.; Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Hazırlık Fakültesi Türk Dili Bölümü Türkistan, KAZAKĠSTAN, [email protected].
2007
ÖZET Dil ilişkilerine bağlı olarak ortaya çıkan durumlardan biri de diller arasındaki kavram tercümeleridir. Bu çalışmada iki dilli bir Türk boyu olan Kazan Tatar Türklerinin Rusçadan aldığı kavram tercümeleri üzerinde durulmuştur. Özellikle, günlük konuşmada kullanılan kalıp ifadeler ele alınmış ve çeşitli başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Bu bağlamda Rusçanın Tatar Türkçesini nasıl etkilediği irdelenmiş, kavram tercümelerinin meydana geliş süreci ve sebepleri konu edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Türkçe, Tatar Türkçesi, Rusça, iki dillilik BILINGUALISM AND CONCEPT TRANSLATIONS FROM RUSSIAN LANGUAGE INTO TATAR TURKISH ABSTRACT Translation of concepts is one of the aspects occurring as a result of relationships among languages. In this study, concept translations borrowed from Russian language by Kazan Tatar Turks who are bilingual Turkic clan were investigated. The words used in colloquial language were especially searched and classified under several titles. In this context, it was stressed how Russian language affected Tatar Turkish and the process of concept translations were searched.
Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Arapça ve Farsça eser veren müellifler, 14. yüzyıldan itibaren Anadolu Türkmen beylerinin talepleri doğrultusunda Türkçe eserler vermeye başlamışlardır. Bir yandan daha önce Arapça telif ettikleri eserleri Türkçe’ye aktarırken diğer taraftan da yeni eserler yazmışlardır. Anadolu Türk tıbbına kaynaklık eden Arapça ve Farsça eserlerden bir kısmı bu dönemde Türkçe’ye kazandırılmıştır. Böylelikle, Türkçe’nin, dönemin tıp terimlerini karşılayabilen yapısı gözler önüne serilmiştir. Bu çalışmada, 15. yüzyılın önemli tıp eserlerinden Terceme-i Akrabâdîn incelenecektir. Bu farmakoloji eseri, Sabuncuoğlu Şerefeddin tarafından Cürcânî’nin Zahîre-i Harzemşâhî adlı eserinin ‘Akrabâdîn’ bölümünün tercümesiyle oluşturulmuş ve Türkçe’nin tıp terimlerini ifade etmedeki yetkinliğini ortaya koyması bakımından önemlidir. Eser, çeşitli ilaç terkiplerinin hazırlanış ve kullanılış biçimleriyle, terkiplerin hangi hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini açıklamaktadır. Bu çalışmada, Terceme-i Akrabâdîn’deki terkipler hakkında bilgi verilecek ve bunların nasıl adlandırıldığı örneklerle açıklanacaktır. Anahtar sözcükler: Terkip adlandırmaları, Sabuncuoğlu Şerefeddin, Terceme-i Akrabâdîn, Eczacılık terminolojisi, Eczacılık tarihi. The naming of pharmaceutical forms in Sabuncuoğlu Serefeddin’s ‘Terceme-i akrâbâdîn’ (15th c.) The compilers of Arabic and Persian written works during the time of Anatolian Seljuk dynasty, started to create Turkish written works by following the demands of Anatolian Turcoman governors from the 14th century on. Beside translating the Arabic treatises into Turkish, they also wrote new works. Some parts of Arabic and Persian written works, which were the sources of Anatolian Turkish medicine, were translated into Turkish. The linguistic structure of Turkish provided for the development of contemporary medical terminology. In this study, one of the important pharmaceutical works of the 15th century, Sabuncuoğlu Şerefeddin’s Terceme-i Akrabâdîn, which is translated from Zahîre-i Harzemşâhî by Cürcânî, will be reviewed. The significance of this text derives both from its terminology and description of compounds. The manuscript includes information about the preparation and usage of drugs and their indications. The terminology in this akrabâdîn (pharmacopaea) will be examined and detailed information about the naming of compounds will be presented. Key words: Pharmaceutical terminology, Pharmacopea, history of pharmacy, Sabuncuoğlu Şerefeddin, Terceme-i Akrabâdîn, Turkey.
Türk Kültürü 2023 / 1, 2023
Işık, Utku (2022). Eski Uygur Türkçesinde Nezaket İfadeleri. Paradigma Akademi. 395 sayfa.
Son dönem Osmanlı Devleti’nin önemli subaylarından biri ve Milli Mücadele’nin de en büyük kahramanlarından olan Kâzım Karabekir, 1882 yılında istanbul’da doğmuştur. 1900 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1903 yılında Erkan-ı Harp Mektebi’ne, başlamıĢtır. 1905 yılında sınıf birincisi olarak Harp Akademisi’ni bitirmiş, askerlik hayatına 1906 yılında Manastır’da önyüzbaĢı olarak görevine baĢlamıĢtır. Aynı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olmuş, siyasal yaşamı da böylece başlamıştır. İttihat ve Terakki Cemiyet’inde önemli görevler üstlenen Karabekir, aynı başarısını askerlik yaşamında da sürdürmüş, Birinci Dünya Savaşı’nda da birçok başarı elde etmiştir. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra ülkenin kurtuluşu için çözümler aramıştır. Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’na önemli katkıları olmuş, ancak zaferden sonra gerçekleşen inkılâplarda gerek kendi görüşünün alınmaması, gerekse de bazı inkılâplara düşünsel anlamda karşı çıkması Atatürk ile arasının açılmasına neden olmuştur. 17 Kasım 1924 yılında Atatürk’e ve hükümete muhalif olarak kurulan, Cumhuriyet tarihinin ilk teşkilatlı muhalefeti Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın liderliğini yapmıştır. 3 Haziran 1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu ile kapatılan partinin teşkilatında yeteri kadar etkin rol oynamasa da meclis oturumlarında, basında ve parti müzakerelerinde aktif rol oynamıştır. Partisi adına mecliste en çok söz alan ikinci milletvekili olmuş, eğitim, ekonomi ve askeri alanlarda fikirlerini birçok kez dile getirmiştir. Basın organlarında birçok yerde partisini tanıtmış ve savunmuş, ülkenin geleceği için fikirlerinin açıklamaktan çekinmemiştir. Takrir-i Sükûn Kanunu ile partisinin kapatılmasını sert bir şekilde eleştirmiş, bunu tarihi bir hata olarak görmüş ve partisinin kapatılma gerekçesini de çoğunluğu sağlama korkusu olarak gördüğünü ifade etmiştir. Partisinin kapatılması siyasal yaşamına engel olmamış, milletvekilliği ise devam etmiştir. Mecliste eski TCF’li arkadaşları ile muhalefetine devam eden Karabekir’in siyasal yaşamı İzmir Suikast Girişimi ve İstiklal Mahkemelerinde yargılanmasıyla son bulmuştur. 1938 yılında Atatürk’ün ölümüne kadar siyaset sahnesinden uzak kalan Karabekir, 1939 yılında İstanbul’dan milletvekili olmuş ve 1946-1948 yılları arasında da Meclis Başkanlığı görevini yürütmüştür
Son Bozkurt MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU ARMAĞANI, 2023
KAPI VE EŞİK KİTABI, 2023
Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü-(ATASAREN)- Bülten, 2021
Türk Ekini Dergisi, 2019
2022
Bu makale Araplara ve Arap kültürüne bakışı tespit amacıyla 18 yaş üstü 3,040 katılımcıyla yüz yüze gerçekleştirilen kapsamlı bir anket çalışmasının sonuçlarını yorumlamaktadır. Ankette 10 tanesi açık uçlu olmak üzere toplam 86 soruya yer verilmiştir. Anketler, uzman anketörler tarafından katılımcılarla yüz yüze görüşülerek yapıldı. Katılımcıların adres ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesinde kontrol süreçleri takip edildi. Anket kontrol süreçlerinin takibi için her bir bölge için beş anketör için bir koordinatör sorumlu atandı. Bölge koordinatörleri kendi bölgelerindeki her bir anketin %10'unu kontrol etti.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.