Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi
…
6 pages
1 file
Anadolu'daki geçmişi çok eskiye dayanan tiftik keçisi, başka ülkelerde de yetiştirilene kadar yüzyıllarca sadece Orta Anadolu'da, özellikle de Ankara ve çevresindeki illerde yetiştirilmiştir. Tiftik keçisinden elde edilen tiftik üretimi de yalnızca bu bölgede yapılmıştır. Ankara Sancağında 1905 yılı sayımında, yaklaşık 1 milyon beş yüz bin baş tiftik keçisi bulunduğu bildirilmiştir. Bu keçilerden elde edilen tiftik "Ankara sofu, çorap, boyun atkısı ve başörtüsü" gibi ürünlerin işlenmesinde kullanılmış ve tiftik sanayii, 16-18. yüzyılları kapsayan dönemde Ankara halkına geniş iş olanakları ve gelir sağlamıştır. Bu araştırma, 1800-1918 yılları arasında tiftik keçisi ihracatı ve tiftik ticaretine ilişkin arşiv kayıtlarının saptanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Konuya ilişkin belgeler Ankara, İstanbul, Konya ve Manisa'da bulunan arşivlerde yapılan araştırmalar sonucu elde edilmiştir. Tiftik keçisinin, 19. yüzyılın ortalarından itibaren çeşitli yollarla ülke dışına çıkarılan damızlıklarla, diğer ülkelerde de yetiştirilmeye başlanması, tiftik ticaretindeki ekonomik kaybın gerek halk ve gerekse Osmanlı yönetimi tarafından yoğun biçimde hissedilmesine neden olmuştur. Tiftiğin okkası 19. yüzyılın sonlarına doğru 50 kuruştan 10 kuruşa kadar gerilemiştir. Bu durum, tiftik keçisi dış satımının çeşitli dönemlerde yasaklanmasına, yıllar süren yazışmalar ve çabaların ardından 1918 yılında "Damızlık Tiftik Keçilerinin Harice Men'i İhraç ve Teksiri Adadı Hakkında Kanunu"nun kabul edilmesine yol açmıştır. Sonuç olarak, tiftik keçisi yetiştiriciliğinin canlandırılması için geç de olsa alınan önlemlere rağmen, beş yüz yıl boyunca Anadolu topraklarında yetiştirilen önemli bir ticaret tekeli yitirilmiştir.
Celal Bayar University Journal of Social Sciences, 2013
Ankara and its neighbourhood, which have been identified with Anatolia and which are the first things that come to mind when we mention Angora goat (Mohair) breeding, have lost their significance as an Angora goat breeding region recently. Although Turkey has the optimum geographical conditions for Angora goat breeding, it has disappeared from agricultural life to a certain extent in many provinces and it completely disappeared in some provinces. The reason for this disappearance is the wrong government policy. Anatolia has hosted a lot of civilisations and has been populated for thousands of years and there is a rooted goat breeding culture. Although there are regions with similar conditions to the ones in Central Anatolia, the mohair obtained there seems to have much lower quality compared to angora in Turkey. Ankara goat has been represented as an enemy of the forests. As a result of wrong government policies, its breeding has come to an extinction point. Within that context, the condition of Angora goat breeding in Turkey from past to present is discussed in this study.
Ankara Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2014
Bu arastirmada, gen kaynagi olarak koruma altinda yetistirilen Ankara kecilerinde onemli verim ozellikleri incelenmistir. Gen kaynagi olarak ciftlik hayvanlarinin ex situ in vivo veya in situ in vivo korunmasinda suru saf olarak yetistirilmekte, ancak herhangi bir verim yonunde seleksiyon yapilmamaktadir. Kecilerde ostrus orani %97.6, dogum orani %87.8 ve bir doguma oglak sayisi 1.16 olmus; bir doguma oglak sayisina ana yasi (p<0.001) ve yilin (p<0.01) etkisi onemli bulunmustur. Kirkim sonu canli agirlik 37.89±0.52 kg, tiftik verimi 2.5±0.04 kg ve elyaf capi 35.56±0.30 µm tespit edilmistir. Kirkim sonu canli agirlik ile tiftik verimi ve kalitesine cinsiyet, yas ve yilin etkisi farkli duzeylerde onemli (p<0.05 ve p<0.001) bulunmustur. Oglaklarda 90. ve 180. gun yasama gucu sirasiyla %93.1 ve 91.6 olmustur. Oglaklarda dogum, 90. ve 180. gun canli agirliklar sirasiyla 2.68±0.02, 14.17±0.17 ve 19.54±0.22 kg bulunmustur. Oglaklarda buyumeye cinsiyet, dogum tipi, ana yasi ve y...
İç Anadolu'nun eski dünyanın iktisadi hayatının önemli merkezlerinden biri olduğu çağlar boyunca sahip olduğu fauna, Ankara ve çevresi özelinde bir zamanlar ‚Ankara Keçisi‛ ve ‚Ankara Tavşanı‛ gibi canlılar da barındırıyordu. İç Anadolu faunasındaki bu canlıların günümüzde ya yok olmuş ya da farklı coğrafyalarda katma değeri yüksek birer metaya dönüşmüş olması Avrupa ekolojik emperyalizminin bir sonucuydu. Osmanlı Devleti 19. yüzyıla kadar, genel olarak Ankara keçisinin kılı, Ankara tavşanının tüyü veya bunların karışımından yapılmış yün ve iplik için kullanılan bir terim haline gelecek olan ‚Angora‛ konusunda sistematik bir duruş geliştirememişti. Avrupa ekoloji emperyalizminin bir laboratuvar olarak kullandığı Güney Afrika ve Yeni Zelanda'nın bakir vadileri boyunca, geçtiğimiz yüzyılda kurulmuş olan Ankara keçisi çiftlikleri tam da bu boşluktan faydalanılarak kurulmuştu. Söz konusu çiftlikler binlerce yıl önce çetin hava koşullarının yaşandığı uzak steplerden başlayarak Anadolu coğrafyasında sona ermiş iktisadi bir yolculuğun modern zamanlardaki sürgün yeriydi. Ankara keçilerinin, önce Avustralya ve Yeni Zelanda ve ardından başta Ankara'yla benzer bir coğrafi ve iklimsel yapıya sahip olan Karoo bölgesi olmak üzere Güney Afrika'nın çeşitli meralarına götürülüşleri Avrupa ekolojik emperyalizminin 19. yüzyıldaki projelerinden sadece biriydi. Bu projenin nihayetinde Ankara keçisi ve tavşanı dünyaya ‚Angora‛ olarak pazarlanan ‚anonim‛ bir metaya dönüşecekti. Aynı yüzyılda Hazar denizinin doğusundan göç eden Türkmen aşiretleriyle Orta Anadolu'ya getirilerek asırlar boyunca Türklerin önemli iktisadi kaynaklarının başında gelen tiftik keçisi üretimi yeryüzünde aynı iklime sahip ancak tiftik konusunda deneyimsiz topraklara taşınmıştı. Anadolu'nun somut olmayan kültür miraslarının daha pek çoğu bir çeşit fauna kopyacılığına kurban gitmiş, Angora bu kopyacılığın en somut örneği olsa da arkasındaki korkunç ekoloji emperyalizmi fark edilmediği için olsa gerek, alelade bir küresel alışveriş gibi anlatılmıştı. Anadolu'nun somut olmayan kültürel mirası listesinde özel bir yeri olması gereken Angora'nın Ankara'da başlayan küresel serüvenini anlatacak olan bu bildiri; meseleyi Avrupa ekoloji emperyalizmi bağlamında ele alarak, Angora özelinde Anadolu'nun kültürel ve iktisadi değerlerine dair bir farkındalık uyandırmayı hedeflemektedir. ABSTRACT: During the times when Central Anatolia was one of the important centers of the economic life of the old world, fauna had been living in Ankara and surrounding areas such as "Angora Goat" and "Angora Rabbit". It was a result of European ecological imperialism that these living beings in the Central Anatolian fauna had either disappeared today or turned into high value commodities with added value in different geographies. The Ottoman State had not developed a systematic stance on the "Angora" until the 19th century, which would generally be the term used for wool and yarn made from the sheath of the Ankara cat, the feather of the Ankara rabbit, or their mixture. Along with the virgin valleys of South Africa and New Zealand, which are used by European ecology imperialism as a laboratory, the Ankara cattle ranches established in the past century have been built using this space. These farms, starting thousands of years ago with distant steeps of extreme weather conditions, were an exile place in the modern times of an enduring economic journey in the Anatolian geography. Ankara Chechens were only one of the projects of the 19th century of European ecological imperialism, first to Australia and New Zealand, then to the various municipalities of South Africa, particularly to the Karoo region, which has a similar geographical and climatic structure to that of Ankara. Ultimately, this campaign would turn into a "anonymous" commodity marketed as "Angora" in the world by Ankara goats and rabbits. In the same century, the production of mohair goats, which had been brought to Central Anatolia by Turcoman tribes migrating from the east of the Caspian Sea, and which had been at the forefront of the important economic resources of Turks for centuries, was moved to inexperienced lands with the same climate. Many of Intangible Cultural Heritages of Anatolia were sacrificed to some kind of faunal copying, even though Angora was the most concrete example of this copying, as the terrible ecology behind it was not noticed, it was described as an all-around global shopping. This declaration, which will describe the global adventure of Angora in Ankara, which should have a special place on the list of the intangible cultural heritage of Anatolia, Aims to raise awareness of the cultural and economic values of Anatolia in particular for Angora, by addressing the issue in the context of European ecology imperialism.
Hayvansal Üretim, 2019
Bu derlemede çalı meralarının keçiler için besleme potansiyelinin ve bazı özel etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ülkemizde özellikle keçilerin otlatılması amacıyla değerlendirilen çalı meraları çok sayıda farklı bitki türünü bir arada barındırmakta ve geniş bir alana yayılmaktadır. Çalı meralarını oluşturan bitki türlerinin besin madde bileşimi türe ve yetiştiği bölgeye göre farklılık göstermektedir. Çalılar genel olarak düşük protein ve yüksek selüloz içeriğine sahip türlerdir. Çalıların besleme potansiyeli, besin madde kompozisyonunun yanı sıra sekonder bileşik içeriği (tanenler, alkoloidler, saponinler, flavanoidler vb.) ve söz konusu bileşiklerin kimyasal yapısıyla ilişkilidir. Bahsi geçen sekonder bileşikler bitkideki seviyesine bağlı olarak tüketim düzeyini ve performansı olumsuz etkileyebilmektedir. Sekonder bileşiklerin olumsuz etkilerinin yanı sıra rumen fermentasyonu ve hayvan sağlığını içeren birçok olumlu etkisi de mevcuttur. Sonuç olarak çalılı mera alanlar...
This study was carried out to reveal the present status of goat farms in Nigde, to detect basic priority problems and to offer some solutions to these problems. For this purpose, a survey was conducted to the goat breeders face to face in randomly selected total 38 goat farms.The survey questions; goat farms and growing core business activities of enterprises that reveals the overall structure, and also the level of satisfaction with the priority issues of breeders are designed to measure. Analyze the results was shown that a large portion of goat breeders (85.0%) were primary school graduates, 5.3%secondery school and also 5.3% high school graduates, goat farms have whole hair goat breed. Goat enterprises have rate of 44.7%, more than 500 goat, 92.1% of goat enterprises go out to highlands, also provided 73.7% of the shepherd's family. In addition, operating revenues were determined come from 50% of goat's milk. Goat breeders were evaluated only 39.5% the form of cheese pro...
Arkeoloji Dergisi, 2017
Hero cult, bouleuterion, black glazed pottery, cooking ware. Keywords Kahramanlık kültü, bouleuterion, siyah firnisli kaplar, pişirme kapları. ÖZET Aigai bouleuterionu kazılarında yapının orkestrasında gerçekleştirilen bir sondajda anakayaya oyularak yapılmış bir bothros bulunmuştur. Yapının dolgusunun altında kalan ve bouleuteriondan daha erken bir tarihe ait olduğu anlaşılan bothrosta çok sayıda seramik ele geçmiştir. Bothros kullanım gördükten hemen sonra, üzeri toprak ile kapatılarak bir daha kullanılmamıştır. Daha sonrasında üzerine inşa edilen bouleuterion ise bothrosun tahribat görmeksizin korunmasına dolaylı da olsa katkı sağlamıştır. Kapalı bir kontekst özelliği gösteren bothros, farklı seramik türlerini içermektedir. Aigai'deki bothros homojen yapısı ile söz konusu seramiklerin kronolojisine ilişkin önemli katkılar sağlamaktadır.
Keçilerde Do ğ um ve Doğ um Davran ış ları na iliş kin Bir Ara ştı rma Aynur KONYALI 1 Cemil TÖLÜ l Gürbüz DAS' Cem GONCO / Türker SAVA Ş ' Geli ş Tarihi: 03.03.2004 Özet: Doğ um kay ı plar ı ve do ğ umda meydana gelen anomalilerden kaç ı nmak için, hayvansal üretimde önemli bir olgu olan doğ um konusunda bilgi üretimine gereksinim duyulmaktad ı r. Bu çal ışmada 32 Türk Saanen keçisinde baz ı doğ um parametreleri incelenmi ştir. Ortalama gebelik süresi 153 gündür. Do ğ umlar ı n % 64'ü ikiz olup % 63'ü yard ı ms ı z olarak gerçekleşmiştir. Çoğ unlukla (% 88) 06:00-18:00 saatleri aras ı nda meydana gelen doğ umlarda keçilerin % 57'sinin yatar pozisyonda do ğ urdu ğ u gözlenmiştir. Cinsiyet ve ana ya şı n ı n doğurma pozisyonu üzerine önemli bir etkisi gözlenmezken, erkek oğ lakları n di ş i oğ laklara nazaran % 17 daha fazla yatar pozisyonda do ğduğ u saptanm ıştı r(P>0.05). Tekiz o ğ laklar ikiz o ğ laklara göre daha fazla yatar pozisyonda do ğmu ştur (P<0.05). Gözlenen doğ umlarda toplam doğ um süresinin ortalama 25 d oldu ğ u ve ikiz do ğ umlarda ikinci do ğ umun birinciye veya tekizlere göre daha k ısa sürdü ğ ü tespit edilmi ştir (P<0.05). O ğ lakları n canl ı l ı k puan ı olarak di şilerde ortalama 11.21, erkeklerde ortalama 9.20 de ğ erine ula şı lm ıştı r (P<0.05). Plasenta a ğı rl ığı üzerine ele al ı nan faktörlerin etkisi önemsiz bulunmu ştur. Plasenta at ı m süresi üzerine ana ya şı ve gebelik süresinin etkisi önemlidir (P<0.05). Anahtar Kelimeler: doğ um zaman ı , do ğ um süresi, canl ı l ı k puan ı , do ğ um davran ış lar ı , keçi-o ğ lak ili ş kisi Abstract: In order to prevent birth losses and abnormalities, observation of birth behaviors are very important in animal production, but there is limited information about birth behavior. This study was carried out with 32 turkish Saanen goats to investigate various birth parameters of goats. Gestation length was on an average153 days. Single and twin births were 36 % and 64 %, respectively. Most of the births (88 %) took place between 06:00-18:00 h. The delivery position of the goats was 57 % by lateral recumbency. The effects of kid sex and age of doe were not significant. Male kids were delivered 17 % more via lateral recumbency position than female kids (P>0.05). Single births occurred more by laterally recumbency than by twins (P<0.05). In births observed, the average duration of birth was 25 min and in twin births duration was shorther for the second kid than the first kid or single kid (P<0.05). In terms of postnatal vitality value, it was 11.21 for female kids and 9.20 for male kids (P<0.01). No significant effect on placenta weight was found. The effects of age of doe and gestation length on duration of placental expulsion were significant (P<0.05). Key Words: time of birth, duration of birth, postnatal vitality value, birth behaviour, goat-kid relations Giriş Doğ um, üç a şamada gerçekleşir; yavrunun vaginaya geçmesi, yavrunun d ışarı ya çı kmas ı ve son olarak da yavru zarlar ı n ı n at ı lmas ı. Uterusta kas ı lmalar ı n başlamas ı yla beraber serviks geni ş ler, korio allantois yı rtı l ı r ve kas ı lmaları n etkisiyle fetus uterustan vaginaya geçer. Kas ı lmaları n baş lamas ı yla beraber, do ğ um yapacak olan hayvanda bir tak ı m fizyolojik, morfolojik ve davran ışsal değişiklikler ba ş lar. Hayvan huysuzla şı r ve memeler sütle dolar, vulvada k ızarı kl ı k ve ş iş me görülür. Doğum yakla ştı kça vulvadan bir s ı v ı gelmeye ba şlar, sancı lar s ı klaşı r ve hayvan eğer sürüde ise sürüden ayr ı l ı r (Hafez 1993, Alaçam 1999). Hayvansal üretimde do ğ um ile doğ umdan sonraki birkaç saat i şletmenin verimlili ğini etkileyen önemli kriterlerden biri olmas ı na karşı n bugüne kadar do ğ um ve doğ um davran ışları konusunda yeterli bilgi üretilmemi ştir. Üreme performans ı ndan tam olarak faydalanabilmek, sadece do ğ umun gerçekle ş mesi de ğ il, yeni doğ an yavru ile anan ı n ili şkisine bağ l ı olarak yavrunun hayattaki ilk saatlerinin başarı l ı bir şekilde atlatmas ı na da ba ğ l ı d ı r. Zira ana ile yavru aras ı ndaki etkile şimin yavrunun ya şamda kalma çabas ı n ı etkilediğ i dü ş ünülmektedir. Ovulasyon oran ı ve çoklu do ğ um konusunda birçok çal ış ma bulunmaktad ı r. Bu çal ışmalar sonucunda sözkonusu özelliklerde ortalama yükselmi ş , ancak bu geli şmenin paralelinde yavru ölüm oranlar ı da artm ışt ı r. Zira sözkonusu özelliklerde elde edilen ilerleme ba şarı l ı doğ umu ve doğ um sonras ı ilk saatlerde anan ı n yavruya gösterdi ğ i ilgiyi artt ı rmam ışt ı r. Hatta do ğ uma veteriner müdahalelerinin artm ış olmas ı , bu ilerlemelerin zor do ğ um oran ı n ı artt ı rd ığı n ı göstermektedir. Doğ umdan sonraki dönemde yeterince ilgi gösterilemedi ğ i için ya şama gücü zay ıf kalan yavrular ı n ölümleri artmaktad ı r (Lindsay 1996). Bu çal ışmada keçilerde do ğ um s ı ras ı nda gözlenen davran ış ları n yan ı s ı ra, doğ um zaman ı ve süresi ile do ğ um sonras ı ilk saatlerde ana ve oğ lağa ait baz ı özelliklerin irdelenmesi amaçlanm ıştı r. Materyal ve Yöntem Ara şt ı rma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin Yahya Çavu ş Ara şt ı rma ve Uygulama Birimi'nde bulunan 32 Türk Saanen ı rk ı keçi üzerinde yürütülmü ştür. Keçiler ikinciye veya daha fazla say ı da doğ um yapm ış hayvanlardan oluşmaktad ı r. Aşı m tarihi dikkate al ı narak
Bu konuşma, misafir öğretim üyesi olarak görev yaptığım sırada dönemde 04 Şubat 2002 tarihinde Hartford Seminary’de verildi. Connecticut, Amerika. Amerikalı bir öğrencimin sorusu üzerine çocukluğumla ilgili anılarım bağlamında bazı şeyler anlatmaya çalıştım. İngilzcesi rağbet görünce bir dostum tercüme edip göndermiş.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Özet Bu çalışmanın amacı, Aydın İli Çine İlçesi Kavşit Köyü'nde bulunan yetiştirici işletmelerinde Saanen x Kıl keçisi ve Alpin x Kıl keçisi melezleri ile Kıl keçisi oğlakların büyüme-gelişme özelliklerinin saptanmasıdır. Saanen x Kıl keçisi (F 1) (SK), Alpin x Kıl keçisi (F 1) (AK) ve Kıl keçisi (K) oğlaklarında doğum ağırlığı değerleri sırasıyla 2.86±0.078, 2.84±0.082 ve 2.75±0.110 kg olarak bulunmuştur (P>0.05). SK, AK ve K oğlaklarında 3. ve 5. ay canlı ağırlıkları ise sırasıyla 13.18±0.469, 14.22±0.509 ve 13.98±0.657 kg ve 20.60±0.647, 21.57±0.749 ve 22.94±0.999 kg olarak saptanmıştır (P>0.05). SK, AK ve K oğlaklarında 5. aya kadar günlük ortalama canlı ağırlık artışları sırasıyla 113.79±4.355, 120.30±5.042 ve 128.61±6.722 g olarak gerçekleşmiştir (P>0.05). SK, AK ve K oğlaklarının 5 aylık yaş dönemine kadar yaşama güçlerinin sırasıyla %82.03, %84.99 ve %74.53 düzeyinde olduğu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar, yetiştirici koşullarında Alpin x Kıl keçisi ve Saanen x Kıl keçisi melezi oğlakların büyüme-gelişme özelliklerinin yetiştirici gelirleri bakımından yeterli olduğu söylenebilir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sözüer, Ö. (2019). BİYOKÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK UNSURU OLARAK, HONAMLI KEÇİ IRKI (Race of Honamlı Goat, As a Biocultural Divercity Item) (Unpublished master's thesis). Burdur/Mehmet Akif Ersoy Univercity. Retrieved May 9, 2019, from https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp, 2019
Toplumsal Tarih, 2020
Türk Bilig, 2015
Motif akademi halkbilim dergisi, 2023
DergiPark (Istanbul University), 2020
DergiPark (Istanbul University), 1996
Social Sciences Studies Journal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2017
Yaban keçisi (Capra aegagrus Erxleben, 1777)’nin diyetini oluşturan bazı odunsu bitki türleri: Giresun, Çamoluk örneği, 2022
Istanbul University - DergiPark, 2022
Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2020