Gakgo / Gakgoş Keli̇mesi̇ni̇n Kökeni̇ Ve Anlami

Toplumsal Tarih, 2021

Karagöz'ün Çingeneliği ilk Kör Hasanzâde'nin anlatımıyla Evliya Çelebi'nin Seyahatnâmesi'nde yer alıyor. Ancak muhtemelen hayâlîler daha evvelden beri Karagöz'ü Çingene olarak tasvir edip perdeye çıkarıyorlardı. Bu tutum bazı değişiklikler geçirerek 19. yüzyıl sonunda Felix von Luschan'a ve Georg Jacob'a kadar gelmiş olmalıdır.

2018

Türk damgalarınıñ (harfleriniñ) köken açıklamasıyla ilgili türlü görüşler vardır. Yabancı kökenli olduğunu öñe sürenler olduğu gibi yabancılardan öğrenip üstüne kendisimgelerimizi ekleyerek Türkçeleştirdiğimiz görüşü de güçlüdür. Türkleriñ bulduğunusavunan bilgeleriñ sayıları ve görüşleriniñ géçerliliği için sundukları kanıtlar yéterlidüzeydedir. Bu yazımda, kanıtlara arka çıkacak yéñi bir görüşü ileri sürmekteyim.

HİDAYET KEMAL BAYATLI HATIRA KİTABI, 2019

ÖZET Balıkesir-Dursunbey-Gügü köyü (Batı Anadolu, Türkiye) kuzeyinde yer alan dasidik, riyodasidik Neojen yaşlı volkanik kayaçların boşluklarındaki ametist oluşukları, mikroprob, IR (kızılötesi) spektrum yöntemi kullanılarak incelenmiş, ayrıca gemolojik özellikleri saptanmaya çalışılmıştır. Ametist kristalleri, ana kayacın soğuma çatlak ve boşluklarında, bakışımlı veya bakışımsız damar ve boşluk dolgusu (jeod) şeklinde, faylanmayla oluşmuş breşik zonlarda ise küresel veya yarı küresel veya kenet biçimli yer almaktadır. Açık leylak, mor ve koyu mor renkli ametist minerali yüzeyde küçük, daha derinde ise iri kristaller halindedir. Kristal boyutları 1 mm. 'den 7 cm. 'ye kadar değişmektedir. Saydam kristallere rastlanmakla birlikte, çoğunlukla bulutumsu safsızlıklar içermektedir. Al, Ca, K, Cl elementlerinin yanı sıra, iz olarak Fe, Li, Mg, Mn ve Sb elementleri bulunmaktadır. Ametist mineralinin renklenmesinde; yalnız Fe elementinin değil, Sb ve düşük radyasyonun rol oynadığı, Kalsedon ve diğer kuvars oluşumlarıyla geçişli biraradalıkları gözlenen ametist kristallerinin düşük ve orta hidrotermal koşullarda ve değişik zamanlarda oluştuğu sonucuna varılmıştır. IR spektrum ölçüm sonuçlarına göre; karakteristik pikler 455 ve 780 cm-1 , kuvvetli Si-O-Si büklüm pikleri 455 ve/veya 500 cm-1 , Si-Si gerilim pikleri 600, 710 ve 780 cm-1 , geniş Si-O gerilim piki 825 cm-1 ve geniş O-H bandı 3150 , zayıf olarak da 3650 cm-1 dalga değerlerinde bulunmaktadır. Saydam ametist kristallerinden, takıda kullanılacak özellikte faset veya kaboşon kesim yapılması; jeod ve diğer biçimli olanların ise koleksiyon minerali olarak değerlendirilmesi düşünülmelidir. ABSTRACT Where crystals of amethyst occur is studied by using the microprobe and IR(infrared) spectrum methods. They were filled in dasidic and rhyodasidic volcanic rocks Neogene aged (Gügü village-Dursunbey-Balıkesir) and their gemological features are tried to be defined at the same time. Crystals of amethyst occur as symmetric or asymmetric filling in vein and geode , hemisphere or semi-hemisphere and clamp form in the brachia zone in which they developed by faulting. Amethyst crystals, which were obtained in upper zone, are pale lilac in colour due to sunlight but purple and the darker purple in colour and the larger crystal size in the deeper zone. The crystal size of amethyst varies from 1 to 70 mm. in size. Usually it includes some cloudy inclusions .It contains as trace elements; Fe, Li, Mg, Mn and Sb besides Al, Ca, K, Cl elements. Not only Fe but also Sb element and low radiation are valid in colouring Gügü's amethyst. It is observed that amethyst with or without chalcedony and other quartz occurrences several times and hypo or mesothermal stages of hydrothermal conditions. In the IR spectrum amethyst has diagnostic peaks at 455 and 780 cm-1 , also intense Si-O-Si bending peaks are observed at 455 and/or 500 cm-1 , Si-Si streching peaks at 600, 710 and 780 cm-1 , broad Si-O stretching peak at 825 cm-1 , broad OH-band is seen at 3150 and weak band at 3650 cm-1. Transparent crystals of amethyst should be cut facet or cabochon in form for jewelry, geode or other form of amethyst should be utilized as collection mineral.

Journal of Old Turkic Studies, 2020

Researching the etymology of Old Turkic words has been one of the challenging fields of philology, since Turkish has spread to different geographic areas and has been in contact with different languages throughout its long history. It is also not easy to analyze the Old Turkic words diachronically. In order to overcome this difficulty, it need to make use of the branches of Turkish that are spread over different areas. The comparative Turkic languages method is the name of the method to be used to overcome this difficulty. It is much more difficult to find the origin of Old Turkic words than to find the origin of words in other periods of Turk-ish language. One of the words with ambiguous about its etymology is asγanču and asγančula-. In the article, the previous explanation about the etymology of the word was evaluated and a new proposal was proposed.

International Journal of Arts & Social Studies, 2023

Süheyla BALCI AKOVA 3 ÖZ İnsanlar birçok sebebe bağlı olarak yaşadıkları yerden başka yerlere göç etmektedir. Gerçekleşen bu göç hareketleri kırdan kentlere doğru olduğu gibi şehir merkezleri arasında da meydana gelmektedir. Kırsal göç ya da köyden kente göç hareketlerinin oluşmasında etkili olan ana faktör genellikle ekonomik kaynaklı sebeplerdir. Türkiye'de kırsal göç hareketleri 1950 ve 1960'lı yıllarla birlikte başlamış ve 1980'li yıllarda büyük bir artış yaşamıştır. 1950'li yıllardan itibaren sanayi faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılmasıyla birlikte İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Kocaeli, Sakarya gibi illerin şehir merkezlerinde önemli sanayi alanları oluşmaya başlamıştır. Sanayi faaliyetlerinde meydana gelen bu değişimlerle birlikte tarımsal faaliyetlerde de önemli bir takım değişimler meydana gelmiştir. Tarımda makineleşme hareketlerine paralel olarak traktörün tarıma girmesiyle kırsal bölgelerdeki insanlar için işsizlik sorunu başlamıştır. Oluşan bu işsizlik sonucunda kırsalda bulunan insanlar şehir merkezlerine göç ederek, fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Bu durum Türkiye kırsalının nüfus kaybetmesine sebep olmuştur. Ülkemizde olduğu gibi araştırmaya konu olan Adıyaman ilinin Sincik ilçesine bağlı Karaköse Köyü'nde de benzer bir süreç yaşanmıştır. Yapılan araştırmalarda Karaköse Köyü'nün nüfusu 1970 yılında 740 kişiye ulaştıktan sonra, köyden şehre doğru gerçekleşen göç hareketlerine bağlı olarak köyün nüfusunun hızlı bir şekilde azalmaya başlayarak 2022 yılında 189 kişiye gerilediği görülmüştür. Ancak Karaköse Köyü'nün köy nüfusuna kayıtlı olan bu nüfusun tamamının bu köyde yaşamadığı, %21'inin (40 kişi) İstanbul ve Malatya illerinde yaşadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada Karaköse Köyü'nün, Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığı nüfus kaybı, kırsal göçün nedenleri, köyden göç edenlerin gittikleri bölgeler ve köyde meydana gelen diğer değişim süreçleri incelenmiştir.

The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2019

Bircok kitaba konu olan bircok insanin hayalini susleyen, adina destanlar yazilan bastanbasa bir kurgudur Istanbul. Bundan elli yil once diye baslar buyuklerimiz hikayelerine, bu senaryoya nasil dahil olduklarini anlatirken. Carpik kentlesse de, havasi suyu kirlense de vazgecilmez bir sevdadir icinde barindirdigi tum tarihi eserleriyle. Inadina der gibi ayakta durmaya calissa da kendisini tum yipratmaya calisanlara karsi, Camilerinden carsilarina kadar tuketim toplumunun getirisi olan degisimlerden nasibini almaktadir. Onarimlari, yenilenmeleri, yikilip yeniden yapilmalari ya da yeniden islevlendirilmeleri gibi her kavramdan tarihi tum ogeleri etkilenmistir. Bu degisimler sadece gunumuz kosullarinin bir getirisi olarak degil, nufus artisinin kendini gostermeye basladigi surec itibari ile ortaya cikmistir. Bu degisim ve gelisim surecinden en cok etkilenen ve bu etkilenme sonucu mekânsal ve cevresel acidan cok fazla degisime ugrayan yapilardan biri olarak karsimiza Kapalicarsi cikmakt...