Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
91 pages
1 file
Kuvvetli etkileşimleri hadronlar yapar. Hadronlar; 1)Baryonlar (yarım spinli; Bose-Einstein istatistiğine uyarlar.) 2)Mezonlar (tam spinli; Fermi-Dirac istatistiğine uyarlar.) Şimdi bazı mezonların ve baryonların özelliklerini tablolar halinde gözden geçirelim.
Büyük Açıklıkların Geçilmesinde: Hafif olması, yüksek dayanım, çekme dayanımının yüksek olması. Temel Zemininin Zayıf Olduğu Yapılarda: Hafif ve sünek bir malzeme olması. Çok Katlı Yüksek Yapılarda: Hafif olması, yüksek dayanım ve elastisite modülünün yüksek olması, sünek bir malzeme olması. Sanayi Yapılarında: Yüksek Dayanım ve elastisite modülünün yüksek olması, sünek bir malzeme olması, güçlendirme olanaklarının yüksek olması, yapım hızı. Köprülerde: (Sanayi yapılarında belirtilen nedenlerle) Geçici Yapılarda (Prefabrike Yapılarda): Hafif olması, sökülebilme olanağının bulunması. Aralıkların Kontrolu: Profil tablosundan L100.75.9 için →w 2 = 55 mm bulunur. Bu değer soruda verilen değere eşittir, yani e 2 mesafesi uygun verilmiştir. 66 Doç.Dr.Ahmet Necati YELGİN
Nowadays, basic language skills are tought within the curriculum of teaching Turkish as a part of the formal education programmes. Whereas, it was tought through the use of literary texts in the past times, when there was not any school presenting mother tongue education. The basic language skills of listening, reading, speaking and writing were mostly learned by the way of cultural socialisation with the use of literary texts. In this work, the basic language skills in Mantıku’t-tayr which was written in old Anatolian Turkish of 14th century have been detected and revealed the correspondance level of these skills with the functions in Turkish Language Teaching Programme (6th, 7th and 8th grades). This work is based on document analysis, all the 4440 couplets in Mantıku’t – Tayr have been scanned and through this scanning 1070 couplets related to basic language skills have been detected which include 878 couplets of speaking, 38 couplets of writing, 76 couplets of listening and 79 couplets of reading and the irrelevant couplets haven’t been evaluated. It’s been seen that the listening skill in this work has been used mostly through hearing / auditory (49 couplets). It’s been emphasized that the spoken words in the listening activities must be listened very carefully. Once again it’s been stated that good listening is the basis of good understanding. The couplets related to speaking skills have been detected the most. The importance of elocution, answering the questions properly and on time, solving the problems by talking and evaluation of self-speech have been emphasized. The importance of reading various works has been dwelt on. The writing skill has been processed mostly through the writing species and writing materials. The couplets involving the basic language skills have been examined and it’s been seen that the skills in this work are corresponded with the functions of today’s Turkish Lesson Teaching Programme. Henceforth, it is thought necessary and fruitful to utilise this kind of sources in the design and execution of the relevant curricula.
Sosyal Bilimler Dergisi (The Journal of Social Sciences), 2018
Türk kültüründe “düğünlerde gelinleri süsleyen ve onlara kılavuzluk eden kadınlar” için birçok farklı adlandırmanın kullanıldığı çeşitli kaynaklarca saptanmıştır. “Telek” adlandırması da Yalova İli Manavları’nın sözü edilen tanımlamayı karşılamak için tercih ettiği sözcük olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada, düğünlerde gelinleri süsleyen ve onlara kılavuzluk eden kadınların Türk kültüründeki konumlarından bahsetmek, “telek” ve “teleklik” kavramlarını tanımlamak ve açımlamak hedeflenmektedir. Bununla beraber, “telek” kelimesinin etimolojik yapısı incelenerek dilsel yolculuğundan söz edilmekte ve “telek” sözcüğünün kavram alanı Yalova İli Manavları’ndan derlenen metinlerle tanıklanarak ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Turkish Studies, 2015
Tenkit, Batıda çok önceden beri varlığını sürdüren bir inceleme yöntemidir. Bu çalışma ile Tanzimat edebiyatının tenkit anlayışı, dönem sanatçılarından ve bu evredeki eleştirel eserlerden hareketle ortaya konulmaya çalışılmıştır. İlk etapta Türk ve Batı edebiyatındaki tenkit kavramları ve bu kavramların ifade ettiği anlamlar izah edilmiştir. Yirminci yüzyıla kadar Batı edebiyatında özellikle Eski Yunan ve Roma devirlerini kapsayan klasik tenkit, Aristo ve Eflatun’un sanat hakkındaki düşüncelerini ve yine Aristo’nun günümüz tenkit anlayışına da temel oluşturan ilk metotlu tenkit anlayışını içerir. Ortaçağdan başlayarak 17 ve 18. yüzyıla gelindiğinde ise Neoklasik tenkidin etkisi görülür ancak 19. yüzyıla gelindiğinde Neoklasizm’e tepki olan ve Herder ile Goethe’nin geliştirdiği Romantik tenkit anlayışı benimsenmiş olur. Batı edebiyatında olduğu gibi Divan edebiyatında da tenkit mevcuttur. Klasik edebiyatta yapılan tenkidin, nazari tenkit anlayışından daha çok pratik tenkit biçiminde olduğu görülür. Bunun en önemli sebepleri olarak Arap ve Fars edebiyatlarının temel alınarak oluşturulan Divan edebiyatının değiştirilemez olarak düşünülen birtakım kurallarının varlığı, bu dönem sanatçılarının ve eserlerinin kutsiliğine inanılmasıdır. Bir kültürün edebiyatına yön veren, onu geliştiren en önemli etkenlerden biri yapıcı ve yenilikçi bir tenkit anlayışıdır. Daha çok öznel düşünceleri temel alan Tanzimat edebiyatının birinci dönem sanatçıları, edebiyat anlayışlarında olduğu gibi tenkitte de sosyal faydacılığı esas almışlardır. Tanzimat’ın ikinci dönem sanatçıları ise eleştirel anlayışlarını, birinci dönem sanatçılarına göre daha nesnel ve Batılı bir düzlemde gerçekleştirmiş, belirli kriterlere dayandırmışlardır. Bu bağlamda Recaizade Mahmut Ekrem, Takdir-i Elhân ve Talim-i Edebiyat adlı eserleriyle önemli bir yere sahip olmuştur. Onun teorik görüşleri, sanat hakkında olduğu gibi tenkit algısı üzerinde de son derece büyük öneme sahiptir. Nazari görüşlere sahip önemli olan Ekrem Bey, Fransız eleştirisini önemser ve görüşlerini bu çizgide temellendirir. Edebiyatımıza ilk tenkitli biyografiyi kazandıran Beşir Fuat’ın da tenkide, Ekrem gibi nesnel yaklaştığı görülür. Beşir Fuat ile edebî düzlemde yazışmaları olan ve bunları İntikad’da bir araya getiren Muallim Naci, tenkit anlayışında gelenekçi bir tutum sergilemiştir. Yanlış ve basit kelime kullanımı üzerinde durarak yeni bir tarz olan “kelime eleştirisi” anlayışını geliştirir. Bu nedenle Naci’nin, edebî tenkit konusunda genellikle dil hususiyetleri ve biçimsel hususiyetler üzerinde durduğu görülür. Yeni edebiyatta ilk sayılabilecek tenkit örneğini veren ve eskiye karşı yeniyi savunan Şinâsi, tenkitlerini genellikle eserleri ile ortaya koyar. Edebiyatta sosyal faydacılığı kendine vazife edinen Namık Kemal, ilk büyük tenkitçimizdir. Yeni ve sade bir dilin gerekliliğine inanan bu eleştirmen, “Lisân-ı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şâmildir” isimli makalesinde dil hassasiyetini, “Mukaddeme-i Celâl”de dilin manasının doğru ve sağlam anlaşılması gerektiğini belirtir. Eski ve Yeni edebiyatçılar arasındaki görüş ayrılıklarını ilginç benzetmelerle dile getiren Namık Kemal, sert eleştirileriyle dikkat çeker. Ziya Paşa ise övünülecek şiirin yeniliklerle dolu olması gerektiğine inanır, ancak edebiyat anlayışı içinde eski-yeni ikilemi yaşar. Bu durumu “Şiir ve İnşa” makalesi ile Harabat adlı antolojisinde kaleme aldığı yazılarla görmek mümkündür. Tanzimat’ın ikinci nesli ise tenkidi daha çok eser ve edebiyat düzlemine çeker, böylece nesnel olana yaklaşılır.
Tüketici davranışı ile ilgili araştırmaların tarihsel gelişimleri incelendiğinde genel olarak pozitivist ve pozitivist olmayan yaklaşımlar olmak üzere iki farklı bakış açısı altında ele alınmış olduklarından söz edilebilir. Pozitivist bakış açısı akılcılığı ve homojen sosyal kültürü savunup, tüketicilerin içinde bulunduğu karmaşık sosyal ve kültürel dünyayı yadsırken, pozitivist olmayan bakış açısı simgesel ve öznel deneyimlere ve tüketicilerin ait oldukları kültürel değerlere önem vermektedir. Bu çalışmada değer yaklaşımı, bilgi işleme yaklaşımı, duygusal yaklaşım ve işaret kullanma teorisi gibi pozitivist yaklaşımlar ile pozitivist olmayan yorumlayıcı yaklaşım, modern ötesi yaklaşım ve tüketici kültürü teorisi kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.
GİRİŞ Bu çalışmada not tespit davalarının idârî yargı yerindeki yerine ve bu davaların yargısal denetiminin ne şekilde yapıldığını ele alıp in-celecektir. not tespit davalarında, öğrenci olan kişilerin her kademe okullarda (ilköğretim, lise, üniversite, lisansüstü eğitim) girmiş olduk-ları sınavlarda öğretmen ve öğretim üyelerince dolayısıyla idarelerce takdir edelin notun yargısal denetimini sağlamaktadır. Çalışmanın temel konusunu not tespit davaları teşkil etmekle birlikte, çalışmada ayrıca idarelerce yapılan diğer yazılı ve sözlü sınavlara da girerek bu sınavların yargısal denetimi konusunu irdelenecektir. I. NOT TESPİT DAVASININ KONUSU not tespit davaları, her kademe eğitim ve öğretim kurumunda öğ-renim gören öğrencilerin, öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim kuru-munda girmiş oldukları her türlü yazılı veya sözlü sınav sonucunda idare tarafından (ilgili öğretmen ya da öğretim üyesince) takdir edilen sınav sonucunun (notunun) yanlış takdir edildiği ve hukuka aykırı ol-duğundan bahisle takdir edilen bu notun iptali istemiyle idare mahke-melerinde açılan davalar olarak tanımlanabilir. Uygulama da not tespit davaları diye adlandırılan ve yukarıda tanımını verdiğimiz dava türünün kapsamı içine, ilköğretim, lise ve * Denizli idare Mahkemesi üyesi. ** Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi idare Hukuku öğretim üyesi.
800. fetih Yılının eşiğinde Alanya/Alaiye ve Alaaddin keykubad Sempozyumu Bikldiri Kitabı, http://acikerisim.alanya.edu.tr:8080/xmlui/handle/20.500.12868/2099, 2022
Notes on the Tekelü Qizilbash Tribe Tekelü, a Qizilbash tribe originally from Teke region of Anatolia, played a political and cultural role in the history of the Safavid Persia of the sixteenth century, as well as other Qizilbash tribes. Safavid sources shows that they were one of the largest Qizilbash tribes of Safavid Persia. When Safavi state was founded at the beginning of the sixteenth century, they were exposed to Safavid propaganda. Because of it, many of them immigrated to Persia from Anatolia to contribute to the power of Şah Ismail. They received high positions and fiefs from Şahs in Persia. Hamadan, Meshed, Rey, Herat, Kazvin, Şirvan cities of Persia was ruled by them under the protection of Shahs. They sometimes battled with other Anatolian tribes who were under services of Shahs such as Ustacalu, Dulkadirlu and Şamlu for political power in Persia. Two large political powers, Ottomans and Safavids, effected them politically and culturally. At the end of the sixteenth century, after the war of Sayın Kala that took place in Persia between Tekelü and other Anatolian tribes, Tekelü tribe lost political importance in Persia and most of them immigrated to Ottoman lands via Bagdad. We know from Ottoman surveys that a small group who were belonged to Tekelü was settled in Aydin region of western Anatolia in the reign of Ottoman sultan Murad III. Other were dispersed into Iraq and Syria.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Geç Hitit Krallıklarında Tanrıçaların Temsili, 2022
Sosyologca, 2023