2013, Toplum ve Bilim
Son dönem Türkiye siyasetine damgasını vuran olgulardan biri hiç şüphesiz ki çok sanıklı, çok iddianameli davalardır. Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi yargılama süreci yıllara yayılan davaların yanında, irili ufaklı birçok suça dair yargılamanın merkezinde Terörle Mücadele Kanunu (TMK) yer alıyor. TMK’nın kapsamının genişliği, yasa maddelerinin muğlaklığı, yasanın uygulanmasında adli kolluk ve savcılığın gösterdiği keyfiyet ve savunmanın haklarını elinden alan istisnai yargılama usulleri TMK’yı anayasal devlet ile karşı karşıya getirmektedir. Ancak ikisi arasındaki asli sorun, siyasi özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. Bu bağlamda makalenin konusu, Türkiye’de anayasal devlet içerisinde TMK ve devlete karşı suçlar kategorisinin yarattığı siyasi özgürlük sorunudur. Konu, hem hukuk hem de siyaset bilimi kapsamında değerlendirilmeye müsaittir. Yine de makale, hukuku bir tartışma ve analiz vaat etmemektedir. Sorunsal, siyasi özgürlüklerin anayasal devlet içerisinde yasalar yolu ile nasıl kısıtlanabildiği ve bu kısıtlamanın hukuk sistemine etkisi olduğu için, yapılan tartışma daha ziyade siyasi bir incelemedir. Bu inceleme yapılırken, Karl Marx’ın 1842’de Prusya hükümetinin basına sansür ve Ren hükümetinin odun hırsızlığı ile ilgili düzenlemeleri hakkındaki yazılarında, yasal özgürlükler üzerine geliştirdiği düşüncelerden yararlanılmaktadır. Amaç, 21.yy Türkiye’sinde anayasal devleti Marx’ın “erken dönem” olarak adlandırılan hukuk anlayışı doğrultusunda yorumlamak; içinde yaşadığımız devletin niteliğini bu yorum merkezinde yeniden düşünmektir. One of the most remarkable developments marked Turkish politics in recent years is undoubtedly court cases, which involve a number of indictments and numerous defendants. Beside court cases like Ergenekon, Balyoz and KCK, prosecution processes of which last many years, proceedings of many large and small crimes take place on the basis of Anti-Terror Law (TMK). The breadth of its coverage, ambiguity of its articles, arbitrariness of both police force and the jurists in its enforcement, and exceptional proceeding rules, which restrict the rights of defense council and defendant, are some of the elements of TMK that go counter to constitutional state. However, the principle problem in their relation is restriction of political freedoms by TMK. In this context, the subject of the article is the problem that TMK and the category of “crimes against state” create concerning political freedoms within constitutional state. This is both a political and a legal problem; and can well be dealt in the scope of jurisprudence or political science. Howbeit, the article is not a legal analysis of the issue and does not promise a legal discussion. Rather, the problem is posed as the restriction of political freedoms by laws within a constitutional state and the effects of such a restriction on legal system. Consequently, the article presents a political analysis of TMK. In this analysis, the article uses Karl Marx’s thoughts on legal freedoms he developed in 1842 in his writings concerning Prussian Government’s instruction on censorship and Rhine Province Assembly’s law on wood theft. The objective is to explicate the conditions of constitutional state and legal system in 21st century Turkey in line with Marx’s early writings and thoughts on law; and reconsider the characteristics of state we live in, accordingly. Keywords: Anti-Terror Law, crimes against state, political crimes, rule of law, constitutional state, rights and freedoms in rule of law, Marx’s view on law. Anahtar Sözcükler: Terörle Mücadele Kanunu, devlete karşı suçlar, siyasi suçlar, hukuk devleti, anayasal devlet, hukuk devletinde siyasi hak ve özgürlükler, Marx’ın hukuk anlayışı