M. Dündar, Y. Acioğlu, O. Koçyiğit, Ortaçağdan Günümüze Balıkesir

36. ARAŞTIRMA SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT , 2019

Erdek ve Marmara Adaları ortaçağ ve Türk dönemi kültür varlıklarının tespiti...

Anadolu Medeniyetleri Müzesi 100 Yaşında, 2022

Bithynian King Nikomedes helped to the Celtic tribes to cross Anatolia, who plundered Thrace and the Balkans at the first quarter of 3rd cent. B. C. The Celtic tribes, which took the name Galatian settled in the middle of Anatolia. The Tolistobog group settled in Bithynia in agreement with the Bithynia king Nikomedes. Tektosag and Trokme tribes settled in Central Anatolia. They plundered the settlements and sanctuaries in Anatolia. Galatians fought as mercenaries in the armies of regional and supra-regional kingdoms.

Arkeoloji ve Sanat yayınları, 2021

Although our knowledge of Istanbul's Lower Paleolithic to Chalcolithic ages is limited, It was known thanks to the studies done in the 19 th and 20 th centuries. However, until recently, findings from the 3rd millennium and the 2nd millennium BC were almost nonexistent. After 2010 with the surveys and salvage excavations carried out, it is seen that this problem has started to come to end. The results of the Istanbul Prehistoric Age Surveys project and the results of the rescue excavations by the experts of the Istanbul Archeology Museum for reasons such as public projects and construction have provided new and important to complement this chronological gap. Thus, it was understood that Yamnaya / Kurgan communities that preferred pastoral life settled down to the area of the Bosphorus through the Balkans in the third thousand BC. In addition, we can say that this communities is in contact with the Western Anatolian Bronze Age communities and they entered the remote access trade line in the last quarter of the 3rd millennium BC. The reason why the traces of the 3rd millennium BC were suddenly cut off, probably in the Sea of Marmara. It can be attributed to one or more tectonic movements that occurred in the first half of the second millennium BC.

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2022

Anadolu'nun birçok farklı şehrinde büyük uygarlıklar kurulmuştur. Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan Adıyaman ili de önemli uygarlıkların kurulduğu bu merkezlerden biridir. Ortaçağ'da Adıyaman önemini hudut şehri olarak devam ettirmiştir. Şehrin belirli dönemlerde birçok farklı devletin idaresinde kalması yoğun bir şekilde çatışma alanı olmasına neden olduğundan burası ile ilgili yazılı kaynaklar maalesef oldukça zayıftır. Dolayısıyla şehirden Ortaçağ kaynaklarında daha ziyade dolaylı olarak bahsedilmektedir. Adıyaman'la ilgili kitap, makale, sempozyum ve tez çalışmaları incelendiğinde, şehir ile ilgili yapılan araştırmaların en fazla arkeoloji ve sanat tarihi alanlarında yapılan çalışmalar olduğu görülmektedir. Osmanlı hâkimiyetinde iken şehirle ilgili verilerin artmaya başlaması sebebiyle şehrin bu dönemi hakkında araştırmaların arttığı anlaşılmaktadır. Adıyaman'ın tarih öncesi, ilk ve ortaçağ tarihlerinin yanı sıra Osmanlı dönemi hakkında tez, bildiri, makale, kitap ve kitap bölümlerinin bibliyografyaları ayrı başlıklar halinde ele alındı. Araştırma Adıyaman ve çevresinin tarihi hakkında akademik ve bilimsel çalışma yapmak isteyen araştırmacılar için müracaat edecekleri kaynakları bulma konusunda önem arz etmektedir.

Özet Akçaabat, yerleşim açısından oldukça köklü bir tarihe sahiptir. Pulathane (Platana) adıyla da tarihsel süreçte anıla gelen kasabayı önemli kılan liman, kasabanın sosyoekonomik açıdan adeta kaderini tayin etmiştir. 19. Yüzyılın sonlarında kaza kimliğine kavuşan Akçaabat, bundan önceki uzun tarihsel süreçte de sosyoekonomik ve kültürel açıdan önemli bir merkez konumundadır. Çeşitli dokumaların, madeni araç-gereçlerin imal edilerek deniz veya karayolu vasıtasıyla satışa sunulduğu Akçaabat kazası ayrıca meyve, sebze, tütün, zeytin, fındık ziraatı ve ticaretiyle de Trabzon yöresinde önemli bir mıntıka olmuştur. Özellikle kazanın fındık üretimi ve ticareti acısından 19. yüzyıldan itibaren önemli bir mıntıka olması durumu, bugüne dek yeterince üzerinde durulmayan bir husustur. Akçaabat'la ilgili bu eksikliğin giderilmesinde ise Trabzon bölgesi ile ilgili seyahatnameler ve vilayet salnameleri önemli veriler sağlamaktadır. Bu doğrultuda, çalışmanın temel amacı, Trabzon-Giresun bölgesinde Akçaabat kazasının Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerindeki fındık üretiminin değerlerini ortaya çıkararak bölgenin fındığa dayalı ekonomik yaşamında Akçaabat'ın yerinin tespit edilmesidir. Böylelikle Akçaabat yöresinin fındık ziraatı ve ticaretindeki önemi, ilgili eski ve yeni kaynaklarla ortaya konulacak ve bilhassa kazanın eski bir fındık üretim mıntıkası olduğu; bilinenin aksine kazada fındık kültürünün ve fındık üretiminin temellerinin sığ olmadığı anlaşılacaktır. Abstract Akçaabat has a very long history in terms of settlement history. The port, which has been remembered with the name Pulathane (Platana) in the historical process, has determined the fate of the town in terms of socioeconomic aspects. Akçaabat, which achieved the identity of a district in the lale of 19th century, is also an important center for socioeconomic and cultural aspects in the long historical period before. The Akçaabat district, where various weavings, fruits and vegetables, metal tools are manufactured and sold through sea and highway, has become an important area in Trabzon region with tobacco, olive, hazelnut agriculture and trade. Especially, since 19th century an important region for hazelnut production and trade, it has been an issue that has not been sufficiently discussed. Correct the Akçaabat's deficiencies, itinerary and province annuals related to the region of Trabzon are important. In this respect, the main aim of the study is to determine the location of the district in the economic life of the region based on hazelnut, by revealing hazelnut production of Akçaabat in Ottoman and Rebulican periods in the Trabzon-Giresun region. Thus, the impotance of Akçaabat's hazelnut agriculture and trade will be revealed with related old and new sources and it is understood that, in particular, district is an old hazelnut production area, unlike what is known, hazelnut culture and hazelnut production bases are not shallow.

38. Araştırma Sonuçları, 2023

38. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 2023

Şahsımın başkanlık ettiği yüzey araştırmasının arazi çalışmalarına Kafkas Üniversitesi'nden Sanat Tarihçisi Öğr. Gör. Bekir KARACABEY eşlik etmiştir. Ekip üyelerimizden Arş. Gör. Ahmet ŞEN annesinin vefatı, Arş. Gör. Mehmet Kayhan MURAT ise COVID-19 temaslısı olması nedeniyle katılamamıştır. Bakanlık temsilcisi olarak ise Kars Müze Müdürlüğü'nden Mustafa GÜNEŞ katılmıştır. 06.11.2021-15.11.2021 tarihleri arasında toplamda 10 (on) gün süren yüzey araştırmamızda Kars iline bağlı Arpaçay ve Susuz ilçeleri ile köylerinde araştırma yapılarak Ortaçağ'dan günümüze kadar ulaşabilen Türk devrine ait kültür varlıkları tespit edilmiştir. ARPAÇAY İLÇESİ Merkez Camii Arpaçay İlçe merkezindeki 1946 tarihli olan cami ahşap destekli ve ahşap tavanlı plan ve mimarisi ile yöredeki geleneksel mimariyi tekrar eder. Mihrap ve minberi yenilenmiştir. Cami, moloz taş malzemelidir. Dükkân Üzerindeki kitabesine göre 1949 yılında inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olup üç ayrı odadan ibarettir. Kesme taş malzemelidir. Kapı ve pencere lentoları düz atkı taşlıdır. Akçakale Köyü Kitabeleri Köy camisinin hemen yanındaki abdesthanenin duvarında Osmanlıca yazılmış iki kitabe vardır. Muhtemelen bir çeşmeye ait olduğu düşünülen kitabelerde, söz konusu eserin 1367/1948 yılında köy halkı tarafından yaptırıldığı yazılıdır.