Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
177 pages
1 file
ii Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
İnsan, manevi dünyası olan, düşünen ve inanan bir varlıktır. İnsanın manevi dünyasında teŪahür eden inanç ve düşünceler; güŪellik, estetik ve sanat gibi olgularla birlikte kültürel algısının oluşmasında etkin olmuştur. Fıtri olarak insanın yaratılışında var olan bu olgular, tarihi ve içtimai süreçte din ile şekillenerek anlamını bulmuş, dini kaygı ve gerekliliklerle yorumlanarak sanat eserlerinin meydana getirilmesinde önemli rol üstlenmiştir. İlk çağlardan günümüze kadar geçen Ūaman içinde kendi mukaddesleri ile değişmeŪ değerlerini tespit eden ve koruyan her din, inanç bağlamında farklılıklar gösterse de hemen hepsi Allah'a ulaşma gayesiyle sanatı anlatım dili olarak kullanmıştır. İnanç değerleri doğrultusunda meydana getirilen ve insanın Yüce Yaratıcıya ulaşma noktasında hissiyatını en iyi ifade edebildiği sanat ise mûsikîdir. Bu çalışmada; ilkel Ūamanlardan başlamak üŪere ilahi dinler; Mûsevilik, Hristiyanlık ve İslam içerisinde din ile mûsikînin ayrılmaŪ beraberliklerinin araştırılması hedeflenmiştir.
Türk-Moğol kültüründeki söylencesel unsurlar genel olarak dört sınıfta toplanabilir. Mümkün olabilecek temel farklılıkları göz önüne alarak yapılabilecek bir sınıflandırma şu şekildedir: A. TİNSEL (RUHÂNİ) VARLIKLAR: Türk kültüründe bu unsurların arasında kesin çizgilerle belirlenmiş net farklar ve ayrımlar yoktur. Aslında bahsi geçen varlıkların hemen hepsi de birer koruyucu ruh niteliğindedir. Burada ruh kavramından anlaşılması gereken şey de yine soyut bir varlıktır. Bilinen anlamda insan ruhunu düşünmek bu kavramları çok fazla daraltmaya ve yanlış algılamaya sebebiyet verecektir. Türk halk inancında bitkilerin, hayvanların hattâ cansız varlıkların da ruhları vardır, en azından geçmişte bu inanış kesin olarak böyleydi. Fakat bu ruhlar insandaki gibi onunla kaynaşmış olmayıp, ona bağlı olan ve onu koruyan ama yine de ondan ayrı bir olgu olarak ele alınmalıdır.
TÜRK MİTOLOJİSİ, 2020
Mitoloji bir dünya görüşü sistemidir. Bu sistem ilkel insanların kendi zamanlarına uygun dini ve mitolojik tasavvurlarının tümünü organize ediyor. Ayrıca ilkel insanların sosyal yaşamını yöneten, onları belirli normlarda koruyan ve gelecek zamanlara ileten bir inanç sistemidir. Bu monografide de ilkel insanların tarihi yaratıcılık döneminde "yazarı” olduğu dünya görüşün çeşitli yönleri, aşamaları, mitolojik karakterleri, totemleri ve kültleri, ongun ve kutsal inanışları, onların gelişim düzeyleri, sembolleri, arketip (ilk örnek) işaretleri, rakam yaratma sistemi, mitolojik güvenleri, romantik dünya görüşleri, onların folklordaki yansımaları, siyasi mitler, manevi mitler, romantik mitler, matematiksel mitler, sosyal mitler, tarihsel mitler, devletle ilgili siyasi mit ve ahlaki mitler incelenmiştir.
Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı'na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Din bilimleri içinde din sosyolojisi: Dinle ilgisi bakımından din bilimleri Dinle, teolojik bakış açısıyla ve normatif yöntemlerle ve apolejetik (dini savunma) amaçla ilgilenen ilahiyatın aksine dinleri sosyal bilimler perspektifinden ve herhangi bir dini veya dinleri apolejetik (savunmacı) gaye gütmeden ve ideolojik muhalefet tavrı içine girmeden olgusal temelde araştıran ve analiz eden çeşitli sosyal bilim disiplinlerinin ortak adı. Araştırma Yöntemleri ve metodolojileri farklı olduğundan din bilimleri (science of religion veya Almanca ‘daki tabirle Religionswissenschaft) ile teoloji (ilahiyat) birbirinden tümüyle olmasa da önemli ölçüde ayrılmaktadır. Bir teolog ile din bilimci arasındaki fark, birinin dini vahiy eksenli anlamaya diğerinin ise bilim perspektifi içinden bir dini veya tüm dinleri anlama ve açıklamaya çalışmasıdır. Hristiyanlıkta üniversitelerin teoloji bölümlerindeki Kutsal Kitap çalışmaları, misyonoloji (misyon bilimi); İslam'da ilahiyat fakültelerindeki fıkıh, hadis, tefsir, kelam gibi alanlarla, dinleri sosyoloji, psikoloji, antropoloji, tarih gibi sosyal ve beşeri bilimler perspektifinden ele alan din sosyolojisi, din psikolojisi, din antropolojisi ve din fenomenolojisi gibi çeşitli alanlar birbirlerinden önemli ölçüde ayrılmaktadır. Dinin ve dinlerin sosyal bilim mantığı içerisinde araştırılmasının önünde duran engellerden diğeri din veya dinlerin ret veya kabul, iman ve inkâr şeklindeki ideolojik ve siyasi seçimlerin çerçevesi içerisinden değerlendirilmeye çalışılmasıdır. Söz konusu iki kutuplu yaklaşımın tarihsel, siyasal ve kültürel bazı gerekçeleri olsa bile günümüzün sosyal bilimlerinin ve din bilimlerinin temel mantığının dinlerin kökenlerini araştırmak, bir geneology çıkarmak değil dinlerin toplum, kültür ve birey ile ilişkisini olgular düzeyinde araştırmak olduğu unutulmamalıdır. Din bilimleri ’nden din sosyolojisine ilk adım da tanımlar: Dinin Sosyolojik Tanımları: Alman felsefecisi Harald Hoffding’e atfedilen ancak Durkheim Bronislaw Malinowski gibi antropologlar tarafından da kabul edilen sosyolojik din tanımı dini "değerlerin muhafazasıdır" olarak görür. Karl Marx'a göre ise sosyal ve ekonomik gücü ellerinde bulunduranların kalabalıkları hâkimiyetleri altına almakta kullandıkları bir güç olan din, "halkın afyonu"dur. Din sosyolojisi Din sosyolojisi, dini kurum ve dini yapılanmaları, dini temalarla toplumsal yapı arasındaki ilişkileri ve dinin toplum, toplumun din üzerindeki etkilerini araştıran bilimsel bir disiplindir. Din sosyologları toplumun din üzerinde dinin toplum üzerindeki etkilerini bir başka deyişle toplum ve din arasındaki diyalektik ilişkiyi açıklamaya çalıştır. Din sosyolojisinin genel tarihsel gelişimi: Batı’da din sosyolojisi Din sosyolojisi (Sociologie de la Religion) terimi ilk olarak Emile Durkheim tarafından Année Sociologique (Sosyoloji Yıllığı) dergisinin 1899'da yayınladığı bir sayısındaki yazısında kullanılmıştır. Bunun dışında Durkheim'ın Dini Hayatın İlkel Şekilleri (Formes Elementaires de la Vie Religieuse) adlı daha sonraki din sosyolojisi disiplininde çok önemli yeri olan sosyoloji perspektifinden dini hayatı ele aldığı bir eseri bulunmaktadır. Durkheim bu eserinde dinin toplumsal hayattaki işlevini vurguluyor ve toplumun kolektifliğinin bir yansıması olarak dinin toplumsal unsurları bir arada tutan işlevine vurgu yapıyordu. Durkheim'in din anlayışının ateist veya agnostik olduğu belirtilir. Ancak onun için dinin nihai olarak doğru olup olmadığı önemli değildir. İşlevi olan bir kurum canlılığını sürdürür aksi takdirde ya yok olur ya yeni bir biçime bürünür. Sosyolojinin diğer ünlü simalarından biri olan Marx'a gelince din sosyo-ekonomik faktörlerin epifenomeni (gölge olgu)dir. Marks için de din esasen bir işleve sahiptir. Kendi emeğine yabancılaşmış toplumsal sınıfların bu yabancılaşmayı aşmak için ürettiği bir şeydir ancak yabancılaşmanın asıl kaynağını gözden uzaklaştırdığı ve yönetici sınıfın yönetilenler üzerindeki baskısının bir aracı haline geldiği için olumsuzluklar taşımaktadır. Din sosyolojisinin sistematik bir bilim dalı haline gelmesini sağlayan Max Weber ise Dilthey ve Rickert'den gelen manevi bilimler akımına bağlı anlayıcı sosyoloji geleneği içinden dine bakar. Ona göre din sadece bir sonuç değil aynı zamanda toplumsal olguların belirli bir biçimde düzenlenmesini sağlayan bir zihniyet biçimidir. Türkiye'de din sosyolojisi Türkiye'de din sosyolojisi sosyolojinin girişiyle birlikte olmuştur. Ziya Gökalp, Durkheimci bir sosyoloji anlayışını Türkiye'ye taşıdığı gibi din sosyolojisi alanında Türkçede ilk metinleri kaleme alan kişi olmuştur. Daha sonra din sosyolojisi alanında Türkçedeki ilk kitap Hilmi Ziya Ülken tarafından Dini Sosyoloji adıyla kaleme alınmıştır. Türkiye'de din sosyolojisi alanında Weberyen çizgiyi iktisat bilimci Sabri Ülgener temsil etmiştir. ____________________________________________ https://tr.wikipedia.org/wiki/Din_bilimleri;https://tr.wikipedia.org/wiki/Din_sosyolojisi(ind.17.01.2020/ind.:eyuptasoz) Abstract için derleme: eyüp taşöz ( https://independent.academia.edu/eyuptasoz ).
Açık Radyo , 2023
Mars’a yerleşme planlarının yapıldığı bu yıllarda hâlâ mitolojiye gerek var mı?
HEGEL’İN DİN YORUMUNUN SOSYOLOJİK ANALİZİ: DİNİN TİN ile İMTİHANI
Bilimname, 2019
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dinler tasnifi teşebbüslerinin artarak çoğalması ve ortaya çıkan tasniflerin dini araştırmalarda kullanılmasının sonucunda dinleri tasnif etme yaklaşımları ön plana çıkmıştır. Dinler Tarihinde coğrafi yaklaşımın yaygınlığına rağmen morfolojik yaklaşımın yadsınamaz şekilde cezp ediciliğe sahip olduğu ve konunun ilk defa bu bağlamda belli bir sistematiğe kavuştuğu ve dinamik hale geldiği belirtilmektedir. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında hâkim olan ve XX. Yüzyılın ortalarına kadar Batı’daki dini araştırmalarda kullanılan dinin kaynağına ilişkin teoriler morfolojik dinler tasnifinin ilk tezahürleri niteliğindedir. Morfolojik dinler tasnifini sistematize eden din bilimcisi olma payesini ise Din Fenomenolojisinin mimarlarından Cornelius Petrus Tiele hak etmiştir. Çünkü Tiele’nin dinleri ahlaki dinler olarak kategorize edip evrensel dinlere/dünya dinlerine alt kategoride yer vermesi morfolojik dinler tasnifi açısından bir dönüm noktası olmuş ve yapılan morfolojik dinler tasniflerini etkilemiştir. Tiele’nin dünya dinleri kavramını İngilizceye kazandırması akademik ve popüler Dinler Tarihi çalışmalarının, Hıristiyanlık, Budizm, İslam, Hinduizm ve Yahudilik dinlerinin daimî üye olduğu; Konfüçyanizm, Taoizm, Şintoizm, Caynizm, Sihizm ve Zerdüştilik dinlerinin ise sıklıkla kullanıldığı bir dinler listesi ekseninde şekillenmesine kadar uzanmıştır. Jonathan Z. Smith ve Tomoko Masuzawa gibi din bilimcilerinin politik ve teolojik varsayımlara dayandığı gerekçesiyle eleştirdikleri bu durum, James L. Cox tarafından dünya dinleri paradigması şeklinde nitelendirilmiş ve dinleri daha iyi anlamak ve yerli dinleri de araştırmalara dâhil etmek için aşılması gereken bir problem olarak görülmüştür. Günümüzde özellikle batılı Dinler Tarihi çalışmaları incelendiğinde dünya dinleri kavramının üst bir kategori olarak kullanılmakta olduğunu ve belli başlı dinleri kapsayan bir dinler listesi sunduğunu görmek ve bu durumun alandaki pek çok çalışmayı kapsadığını söylemek mümkündür.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
MOTİF ULUSLARARASI GENÇ HALKBİLİMCİLER VE TÜRK DÜNYASI KONGRESİ 15-16 Mayıs 2019/ESKİŞEHİR BİLDİRİ TAM METİNLERİ KİTABI EDİTÖR: Dr. Sezen GÜNGÖR , 2019
e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2010
"DİN SOSYOLOJİSİ NEDİR?" KİTAP ÖZETİ, 2023
İKSAD 2. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ , 2018
IĞDIR INTERNATIONAL CONFERENCE ON MULTIDISCIPLINARY STUDIES, 2018
TÜRKİYE İMAM HATİPLİLER VAKFI YAYINLARI Kongre / Sempozyum / Toplantı: 5, 2018