Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, FİLM ÇALIŞMALARINDA DİJİTAL GÖZETİMİN DUYGUSAL YAKLAŞIM ANALİZİ
https://doi.org/10.17932/CTC.2021/ctc21.052…
14 pages
1 file
İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal bir varlık olan insan yaşamını sürdürmek için diğer insanlarla iletişim kurmaya, duygu, düşünce, inanç ve ideolojilerini aktarmaya ihtiyaç duymaktadır. İnsan eliyle yapılan makinalar insan yapımı olmakla birlikte herhangi bir duyguya sahip değildir. Ancak yapay zekanın gelişimi insanlara makinelerinde düşünebildiğini, duyguları olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi makine ile insan arasındaki ilişkinin önemini ortaya çıkarmaktadır. İnsanlar makineyi/robotu sesli komut ya da el-yüz-göz taramalarıyla kontrol edebilmektedir. Makinenin hafızasına işlenen veri diğer algoritmalarla anlamlandırılarak, bireyin ihtiyaç duyduğu bilgiyi anında verebilmektedir. Bireyin verdiği tepkiyi işleyen makine, kendisi ve birey için kimi zaman koruyucu, kimi zaman bir gölge olabilmektedir. Makine bireyi tanıyarak hem tehlikeli hem de faydalı bir araca dönüşebilmektedir. Makine işlediği verileri saklayıp, depolamakta ve kayıt altına almaktadır. Veriler makine tarafından örülen güvenlik duvarıyla korunmaktadır. Ancak bu verilerin ele geçirilmesi durumunda içerden ve dışardan gözetim kaçınılmazdır. Günümüzde İletişimin ekolojisi açısında yeni medya araçları iletişimin sürekliliğini sağlamakta ve bireyin sosyalleşmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca kullanılan makineler bireyin yaşamına zaman-mekanüstü hız kazandırmaktadır. Bu çalışmada makinenin karakter yapıları incelenerek, dijital gözetim açısında önemi ortaya çıkarılmaktadır. Amaç, makinenin yapay zeka kavramıyla birey için koruyucu, gölge, arkadaş olabileceği gibi tehlikeli olabileceğini ortaya koyarak, dijital gözetim açısından değerlendirmektir. Bu çalışmada makinenin duygusal zekası ve dijital gözetim kavramı içerik analizi yöntemiyle göstergebilim tekniği kullanılarak incelenecektir. Araştırmada rastgele seçilen 5 farklı Hollywood filminde (Ex Machina, I Robot, Bicentennial Man, Transcendence, Eagle Eye) yer alan makine/robot Jung'un karakter analizine göre incelenerek, makinenin duygusal yönü ve Barthes'ın temel karşıtlıklarından yararlanarak insan ve makinenin farklı yönleri belirtilecektir. Bu filmlerde makinenin formları farklı olup, koruyucu, gölge karakterlere sahip olmaları dikkat çekmektedir. Makine duygularıyla hareket ederek tehlikeli bir hal almaktadır. Bunun sonucunda makinenin/robotun verilere göre tepki verdiği ve dijital gözetim açısından önemli bir yöne sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü makine yapay zekanın gücüyle sürekli gelişmektedir. Bu gelişim diğer araçlara erişimini kolaylaştırmakta ve dijital gözetim yapmasını kolaylaştırmaktadır. Eagle eye filminde makine şehirdeki bütün kamera sistemlerini kullanarak dijital gözetim yapabilmektedir.
TÜRKİYE’DE FİLM YAPIM SÜRECİNDE DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN YAPIM ŞİRKETLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ, 2019
Together with the development of network technologies and new communication environments, digitalization has influenced filmmaking -a synthesis of different branches of art and, an industry; in technical, economic, cultural and artistic sense. Film production in media and communication industry is one of the active processes of digital transformation. In this study, the impact of the digital transformation in the filmmaking process on production companies has been investigated through the experiences of the people with different artistic and technical expertise; the ones who have experienced the transformation first hand, who have been affected by it, who have dominant roles in the filmmaking industry in Turkey. In-depth interviews were conducted with 10 participants representing different areas of the film production. The transformation has different reflections on different actors of filmmaking; however, mostly positive effects caused by technical equipment development, and ease of operation via network-based communication have been observed. Even though methods, tools, or people change, it is believed that good stories will continue to be told and be presented in new ways in the world of film production, where the sector is expanding, producers and consumers are liberated, and adaptation to innovations is obligatory.
DIJITAL MÜZIK VE MÜZIĞIN DÖNÜŞÜMÜ, 2023
Bu bölüm, multidisipliner bir yaklaşım ile sinemada film müziğinin anlamını tartışır. Sanata dayalı bir araştırma metodolojisi benimseyen bu analizin çıkış noktası, filmler için bestelenen ve film bağlamında kompozisyon tekniklerinin deneme ve uygulama nesnesi olarak kullanılan film müziklerinin önemine dayanır. “Bir film müziğinde, hangi belirli unsurlardan bahsediyoruz?” sorusunu tartışmanın merkezine oturtan bu metin, Neumeyer’in bakış açısına göre müziğin, sinemanın tüm ses bileşeninin unsurlarından yalnızca biri olduğunu ve müzik, diyaloglar ve özel efektlerle birlikte (müzik ve diyalog dışındaki diğer tüm sesler) film müziğinin önemini gündeme taşır. Bu tartışma, bu metnin yanıtlamaya çalıştığı soruların bir kısmını, yani müziğin bir filme nasıl müdahale edebileceğini ve görüntü ve diğer ögelerle nasıl etkileşime girebileceğini öngörmektedir. Bu noktada, Deleuze’ün belirttiği gibi, diyaloglarda ses, görüntüde görülene gereksiz ve işe yaramaz bir ek olmayacak şekilde de kullanılabilir.
2019
Geçmişten günümüze felsefeye ilişkin düşünüşlerde önemli bir yer tutan dil felsefesi, yapısalcı ve postyapısalcı filozoflarca geliştirilerek felsefe tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Yapısalcılığın dilin bir sistem olduğu iddiasıyla başlayan ve postyapısalcılığın bunu reddedip, dilin asla bir sistem olamayacağını söylemesiyle devam eden bu iki felsefe geleneğinin dile dair bütün görüşleri bu çalışmada işlenecektir. Çalışmanın amacı yapısalcı ve postyapısalcı geleneğin önde gelen düşünürlerinden olan Ferdinand de Saussure, Roland Barthes ve Jacques Derrida’yı ele alarak dilin yapısı araştırmak ve dil-anlam sorununu tartışmaktır. Saussure’ün göstergebilimini başlangıç noktası olarak aldığımız bu çalışma Barthes’ın yeni bir göstergebilim anlayışı getirmesiyle mit kavramını temele koymasını ve Derrida’nın tüm felsefe geleneğine başkaldırarak dile ilişkin tüm olguları yeniden değerlendirmesiyle son bulacaktır.
Küçük veya büyük fark etmeksizin şirketler ve işletmeler yüzyıllardır kendi ürün ve hizmetleri hakkında bilgileri insanlara iletmek, ikna etmek amacıyla farklı reklam araçlarını kullanmaktadırlar. Geleneksel reklamların dışında, kişileri daha çok etkilemek, zihinlerde yer etmek, mesajlarını net bir şekilde iletmek ve imajını olumlu anlamda yönetmek amacıyla pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler sektöründe yeni reklam araçları kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemlerden biri de film, dizi, televizyon programları, oyunlar ve müzik kliplerinde sıklıkla karşılaşılan bir uygulama olan ürün yerleştirmedir. Reklam yayınlarına olan ilginin azalması, reklamcılar için ürün yerleştirme yöntemini faydalı bir mecra haline getirmiştir. Bu noktada, özellikle reklamsız mecra olma sloganı ile yola çıkan dijital yayın platformları açısından önemli uygulamalardan biri olan ürün yerleştirme, sade, anlaşılır ve hedef kitlenin zihninde yer eden mesajlar yoluyla izleyicileri sıkmaması sebebiyle günümüzde reklam verenlerin tercihi olmaktadır. Yapımcılar açısından bakıldığında bir taraftan ürünleri gerekli sahnelerde kullanarak daha gerçekçi bir algı yaratmakta, diğer taraftan ise yapım giderlerini kısmen veya tamamen karşılayabilmesi, kurumlar açısından ise geleneksel reklam uygulamalarından kaçmakta olan tüketiciye daha farklı bir yöntemle mesajlarını ileterek onları etkileme olanağı elde edilmesi bakımından ürün yerleştirmenin önemli olduğu düşünülmektedir. Çalışma, mevcut literatüre katkıda bulunmak ve Türkiye’nin en çok izlenen ve ilk dijital dizilerinden biri olan “Fi/Çi Dizisi” örneği üzerinden ürün yerleştirme uygulamalarının içeriğini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, dizinin yayımlanan toplam 22 bölümünde bulunan ürün yerleştirmeler sistematik ve kategorik içerik analizi uygulanarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, türler içerisinde en çok görsel ürün yerleştirme yer aldığı saptanmıştır. Dizide karşılaşılan ürün yerleştirme uygulamalarının çoğunluğu, teknoloji, otomotiv, telekomünikasyon ve gıda markalarından oluşmaktadır. Whether small or large, companies and businesses have been using different advertising tools to communicate with their target audience and trying to convince people about their products and services for centuries. Apart from traditional tools, new advertising techniques have been used in the marketing, advertising and public relations fields to influence people more, to be in the minds, to communicate their message clearly and to manage their image in a positive sense. One of these techniques is product placement, which is frequently used in movies, TV shows, television programs, games and music videos. Decreased interest to traditional advertisement has made the product placement technique for advertisers a useful communication channel. At this point, one of the important concepts in terms of digital broadcasting platforms that are driven by the slogan of being a channel without advertisement – product placement is preferred by advertisers nowadays because of the way that does not squeeze the audience with using the messages that are simple, clear and making place in the mind of the target audience. In terms of producers, one side has the advantage of creating a more realistic perception by using the products in the necessary scenes, while the other side has the advantage of partially or completely covering production costs. For organizations product placement have become an important method in order to influence target audience because they have the opportunity to transmit their messages to them in a different way who are escaping from traditional advertising methods. This work was carried out to contribute to the current literature and to reveal the contents of product placement applications through the “Fi/Ci” TV series - one of the most watched and first digital series in Turkey. In accordance with this purpose, in the study product placement was analyzed by applying systematic and categorical content analysis in the total of 22 streamed episodes. As a result of the research, it was realized that in these series the most used type of product placement was visual one. The majority of the applications of product placement in these episodes were about technology, automotive, telecommunication and food brands.
Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2019
Yoğun rekabetin olduğu günümüz koşullarında artan ve sürekli değişen müşteri talepleri karşısında işletmeler, üretim sistemlerinin müşteri odaklı, yüksek kaliteli ve aynı zamanda düşük maliyetli olmasını sağlamalıdır. Özellikle küresel faaliyet gösteren şirketler, envanter azaltmaya, süreç verimliliğini artırmaya ve israfı ortadan kaldırmaya yönelik yalın üretim sistemleri ile hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır. Bu çalışmada, yalın üretim sistemlerinin işletmelerde nasıl başarılı bir şekilde uygulanabileceğine dair bir tespit ortaya koymak amacıyla, bu sistemlerin uygulanmasının önündeki temel engeller incelemiştir. Bu amaç doğrultusunda belirsiz ve karmaşık kararları kesin sayısal değerler ile betimleyebilen, kriterler arasındaki ilişkileri ve önem düzeylerini tespit edebilen gri sistem teorisi ile DEMATEL yaklaşımı bütünleşik olarak ele alınmıştır. Bulgular ile yalın üretim uygulamalarında karşılaşılan engeller arasındaki karşılıklı ilişkiler ortaya koyularak ve en önemli engeller belirlenmiştir. Makale sonuçlarının işletmelere ve yöneticilere, yalın üretim uygulamalarında karşılaşılabilecek engellerin belirlenmesinde uygulanabilecek bir model önerisiyle yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Reklamlar bir ürünün veya markanın hedef kitlelerine tanıtılması ve çeşitli pazarlama çalışmalarının iletilmesi için günümüzde çok farklı yöntemlerle kullanılan, zaman ve yer satın alınması ve ücretinin ödenmesi suretiyle işleyen bir iletişim yöntemidir. Basılı, görsel, işitsel ve dijital medya kanallarında farklı pek çok yöntemle, mesajlarını hedef kitlelerine iletmeye çalışan markalar ve ürünler, binlerce mesaj arasından sıyrılıp, istedikleri etkiyi yaratabilmek için birçok uygulamayı kullanmak durumundadırlar. Reklam filmlerinde ünlü ve topluma liderlik edebilecek kişilerin, sanatçıların, tanınmış kişilerin, sevilen kişilerin kullanılması bilinen ve sıkça uygulanan bir yöntemdir. Böylece marka veya ürünü tüketicisine sevdirmek ve “sevdiğiniz kişi de bu ürünü kullanmaktadır, siz de kullanın” yönlendirmesi yapılmaktadır. Çoğunlukla bu kişiler gerçekte de toplumsal hayat içerisinde rastladığımız, gerçek ve bilinen kişiliklerdir. Reklam filmlerinde sevilen dizi veya film karakterlerinin kullanılması ise son on yılda karşımıza daha sık çıkan bir yöntemdir. Film karakterlerinin reklamlarda gerçek kişi imiş gibi kullanılmasının alt yapısında psikolojik ve sosyolojik olarak etkiler vardır. Bu çalışmada psikanalist Sigmund Freud’un id, ego ve süper ego kavramları ile “taklit” olarak ele alınan “MIMESİS” kavramı çerçevesinde reklam filmlerinde dizi karakterlerinin kullanılmasının hedef kitlelerdeki olası etkileri irdelenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda, seçilen Kadın, Ufak Tefek Cinayetler ve Erkenci Kuş dizi filmlerinin karakterinin oynadığı reklamlar Seiler’in adımları kullanılarak çözümlenecektir. Sonuçta, reklam filmlerinin sanal gerçek gibi gösterilen dizi karakterleri kullanılarak ürün ve markaların yaratmak istedikleri algının hedef kitlelere iletilmesindeki amaç, “Freudyen” bir bakış açısıyla ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
hakankiraci.com
Bu çalışmanın amacı filmlere yerleştirilmiş destinasyonların öğrencilerin ziyaret yeri seçiminde ne kadar etkili olduğunun belirlenmesidir. Sinemaya giden insan sayısındaki artış pazarlamacılara, alternatif bir tutundurma aracı olarak sinema filmlerine ürün yerleştirmeyi kullanma olanağı sağlamıştır. Filmlerin çekildiği mekanlar, stüdyolar, oteller, evler ve diğer mekanlar, filmin elde ettiği başarıya göre turistik açıdan çekim merkezleri olabilmektedirler. Öğrencilerin filmlere yerleştirilen destinasyonlara yönelik tutumlarını, algılarını, eğilimlerini ve grup üyeleri arasındaki etkileşimi ortaya koymak amacıyla odak grup yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular öğrencilerin filmlerde gördükleri destinasyonları ziyaret etme isteklerinin yüksek olduğunu göstermiştir. Öğrenciler destinasyonların filmlere yerleştirilerek tanıtılmasını iyi bir pazarlama iletişimi stratejisi olarak görmektedirler. Bu stratejinin Türkiye'deki destinasyonlar tarafından etkin bir şekilde uygulanması durumunda, destinasyonlar kendilerini çok daha kolay bir şekilde tanıtabilecekler ve mevcut örneklerde olduğu gibi pazardaki paylarını artırabileceklerdir.
Bilimsel yazıların çoğu ya sadece dilin sosyal boyutuyla yahut yapısal boyutuyla ilgilenmektedir. Oysa her dilin iki boyutu da eşit derecede önemli ve birbirinden ayrılamayacak kadar iç içe girmiştir. Bazı dillerde görülen kibarlık ve saygı ifadeleri de bu şekilde değerlendirilmelidir. Bilhassa Japonca, Vietnamca, Korece ve Tamilcede büyük yer tutan kibarlık ve saygı ifadeleri bu dillerde ve içinde bulunduğu dillerde konuşanın, dinleyenin ve kendinden bahsedilen kişinin toplumdaki sosyal statüsünü gösteren dilbilimsel bir janradır. Bu janra bize toplumsal yapıların dil kullanımına olan etkisini gösteren örneklerle doludur. Farklı dillerden alınan örnekler, toplumsal yapıdan kaynaklanan kibarlık ve saygı yapılarının dilde fonolojik, leksikal ve dilbilgisel değişikliklerle kendisini gösterdiğini önermektedir. Bu yazının esas amacı genetik akrabalığı bulunmayan dillerden de alınan örneklere bakarak dillerde böyle yapıların bulunduğuna dikkat çekmek ve Sapir-Whorf hipotezinin kültür-dil bağlantısını tam olarak izah etmediğini göstermektir. Anahtar Kelimeler: Saygı ifadeleri, kibarlık yapıları, toplumsal yapı, Sapir-Whorf hipotezi, bölgesel tipoloji
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
The Journal of The Institute of The Middle East Studies, Center For International Area Studies, Hankuk University of Foreign Studies, Sayı 25-1,s.311-326, Seoul, KOREA, 2006
DİJİTAL PAZARLAMA İLETİŞİMİ, 2021
DİJİTAL DERGİ HAZIRLAMANIN EDEBİYAT DERSİNE YÖNELİK TUTUMA ETKİSİ , 2023
MUHASEBE VE FİNANS İNCELEMELERİ DERGİSİ , 2018
İstanbul Aydın Üniversitesi Yeni Medya Elektronik Dergisi, 2019
İdil Sanat ve Dil Dergisi, 2023
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, 2023
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DERGİSİ, 2018
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE TOPLUMSAL ETKİLERİ, 2018
Istanbul University - DergiPark, 2017
TÜRK DİLİ DERGİSİ , 2020
AICHEAS 2nd INTERNATIONAL CONFERENCE ON HEALTH, ENGINEERING AND APPLIED SCIENCES, 2024
DİJİTAL TEK PAZARDA FİLM FİNANSMANI: BÖLGESELLİĞİN ZORLUKLARI , 2021
(Yüksek Lisans Tezi) CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA DİJİTAL DELİLLER, 2022
ORTADOĞU ÜLKELERİNİN KAMU DİPLOMASİSİ FAALİYETLERİ, 2021
'MODERN ZAMANLAR' İSİMLİ FİLMİN TOPLUMSAL DEĞİŞİM YAKLAŞIMLARI BAĞLAMINDA ANALİZİ, 2021