Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, İNSAMER
…
6 pages
1 file
Orta Asya ülkelerinde kaldıkları kesin olduğu hâlde bugün izleri bulunamayan Kürtlerin ya sürgün edildikleri ya da farklı şehirlere göç ederek buralarda asimile olduğu tahmin edilmektedir.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The key concept to be used to explain the history of Kurds is tribalism. Tribes are based on agnatical connections and means social, political, managerial, economical and cultural organizations. Kurdish tribes have never acted as a unity and have continuously been in a civil war. The center of the tribes is a mountainous land known as Kurdistan. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Turk Kulturu Ve Hacı Bektas Veli Arastırma Dergisi, 2002
An article by Hilmi Ziya ÜLKEN is translated from Ottoman Turkish to present-day Turkish,ıt covers the conflicts among the migrating Turkish clans in the Central Asia,their customs and traditions, governments, legal systems, faith systems andtheir migration to Anatolia. Orta Asya payansız bir bozkırdan ibaretti. Türk kavimleri içerisinde göçebesi en çok olan Türkmenlerdi. Uygurlar Tiyanşan'ın, Hazarlar ve Volga'nın, Aral'ın sulak vadilerinde eskiden beri şehir kurmuşlarken, Türkmen daima çadırını yıkar ve nihayetsiz stepleri beygiriyle kat ederdi. Halbuki ne Uygur'un, ne Hazar'ın, ne de Kırgız'ın devletleri Türkmen kadar dayanmış, idaresi Türkmen kadar müstakır olmuştur. Bunu Türkmen'in gezip tozduğu yerlerden ziyade kendi içerisinde, toprağının taşının, biçiminden fazla içtimai teşkilatının mahiyetinde aramak lazım gelir. Çünkü biliyoruz ki Arap çölde; Moğol dağlık, ormanlık ve sulak bir yerde yaşıyordu. Türkmen çölde, Cermen ormanlık, dağlık ve suları bol bir memlekette idi. Halbuki Arap'la Moğol'u, Cermen'le Türkmen'i ayrı ayrı birer nev'a koyabiliyoruz. Yine biliyoruz ki, Arap aşiretinin içtimai teşkilatı tamamıyla "jens" esasına istinat ediyordu. Ve bütün kabileler arsında şiddetli bir mücadele ve uzun bir istirkab vardı. Reis, kabilenin üzerinde yarım mabut kadar nüfuza sahipti. İş bölümünden eser yoktu. Reis bütün kuvvetleri şahsında toplayan ve Allah'ın vekili olan bir adam demekti. Reisin iradesi bütün nizamları alt üst edebilir. Reis her şeyi emrederdi. Arap aşiretinde kadının hiçbir mevkii yoktu. Bir Arap istediği kadar kadın alabilirdi. Kız çocuklarını utancından diri diri toprağa gömerdi. Cahiliyette nikahın yedi tarzı olduğu gibi, kadında hiçbir mevkii verilmemişti. Nitekim İran'da da kadının mevkii bu idi. Harem
TAYYAR ARI, 2012
"Orta Doğu ile İlişkiler", Türk Dış Politikası, 1919-2012, 2. Baskı. Haydar Çakmak (der). Ankara: Barış-Platin Yayınevi, 2012. 770-776 1970’lerin sonlarına doğru Afganistan ve İran’daki gelişmeler dünyanın dikkatini Orta Doğu’nun merkezi nitelikteki sorunu olan Filistin sorunundan bir anda Körfeze ve bu bögedeki sorunlara yöneltmiştir Dolayısıyla 1980’ler boyunca Orta Doğu’da asıl ilgi odağı Filistin sorunundan ziyade Körfez Krizi ve sonrasında meydana gelen gelişmeler olmuş ve Filistin sorununu öylesine marjinalleştirmiştir ki bu ortamda 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgali bile bölge ülkelerinin yeterli ve gerekli tepkiyi vermesini sağlayamamıştır. Mısır’ın Arap dünyasından dışlanmasıyla sonuçlanan 1978-1979 Camp David süreci sonunda Kahire yönetimi işgal altındaki kendi topraklarını (Sina’yı) kurtarsa da bunun faturası oldukça ağır olmuş ve Mısır, Arap dünyasındaki onurlu yerini kaybetmişti. Mısır’ın tutsak alınması ise İsrail’e büyük bir hareket serbesitisi kazandırmış ve Lübnan’ı işgal ederken Suriye’nin dışında başka bir engelle karşılaşmamıştı. Bu olaylar olurken söz konusu olan İran Devrimi ve Afganistan’ın işgali ise dünyanın dikkatini bu sorunlardan uzaklaştırmış İsrail’e rahat bir nefes aldırmıştır. Söz konusu gelişmelerle bölgesel ve uluslararası güç dengesinde meydana gelen ciddi değişiklikle beraber tüm bölge ülkeleri gibi Türkiye de kendisini daha doğrudan ilgilendiren bu sorunlarla ilgilenmek zorunda kalmıştır. Irak-İran savaşı boyunca izlediği dış politikayla Ankara hükümeti her iki ülkeyle de ilişkisini korumayı başarmıştır.
2012
Bu calismada, Orta Asya kulturlerinde muzik ve kimlik meselesiyle ilgili, gecmiste ve bugun muzigin icrasini arastiran Batili ve yerli bilim adamlarina ait dort makale hakkinda genel bir tanitma yapilacaktir. Bununla birlikte iki onemli detay, icraci ve ulusal kimlik anlayisindaki degisim uzerinde durulacaktir. Ozbekistan’dan ornekler verilerek, icraci- dugun paradigmasina odaklanilacak: Rusya’nin ve Bolseviklerin Orta Asya’da hukmettigi zamanlardan gunumuz bagimsiz devletlerine kadar olan tarihsel surecte muzikal ve milli kimlik olgusunda meydana gelen degisim tetkik edilecektir.
2011
Orta Asya Türk tarihi hem Türkiye hem de Orta Asya, İdil-Ural ve Kafkasya Türklerinin ortak hafızalarını, geleneklerini ve medeniyetini, davranış tarzlarının altında yatan kültürü bilmek açısından önemlidir. Ortak bir çalışmanın ürünü olan bu kitapta Orta Asya Türk tarihi bütün yönleriyle incelenmeye çalışıldı. İslam öncesi Türk tarihi, bu alanda değerli çalışmaları olan Ahmet Taşağıl; Timur ve Timurlular, bu konunun üstadı İsmail Aka; Hindistan Timurluları Ahmet Kanlıdere; Moğol İmparatorluğu döneminde Türkistan, Harezmşahlar ve Çağatay Hanlığı M. Bilal Çelik; Altın Orda ve ardılı devletler ise İlyas Kamalov tarafından kaleme alındı. Timurlulardan sonra Batı Türkistan’da hüküm süren Şibanîler, Buhara, Hive ve Hokand Hanlıkları, Kazak Hanlığı ile Doğu Türkistan’da kurulan Yarkend Hanlığı ve Kaşgar Emirliği bu konuların uzmanı Mehmet Alpargu tarafından yazıldı. Türkistan’ın yakın dönem tarihine ve son 20 yılda ortaya çıkan gelişmelere de yer ayrıldı. Rusya Türklerinin fikir tarihi ile Çarlık ve Sovyet egemenliğinde yaşayan Türkistanlıların muhatap oldukları tesirler Ahmet Kanlıdere tarafından ele alındı.
Kürtlerin tarih boyunca Batı ve Orta Anadolu'daki varlığı, 2024
Orta ve Batı Anadolu"daki Kürtlere yüz, iki yüz yıl önce de bugün de sorulduğunda, buraya yerleşmeleriyle ilgili kesin bir tarih vermezler, geleneksel sözlü anlatımlara dayanarak hep yüz elli-iki yüz yıl öncesine kadar giderler. Son zamanlarda, söz konusu bölgede yetişmiş bir avuç gayretli aydının başlattıkları araştırmaların da katkısıyla, genç araştırmacılar büyük ilgi ve heveslerle farklı bilgi ve belgelere ulaşmaya çalışıyorlar. Kısıtlı imkanlar ve bilgi eksiklikleriyle zorlaşan araştırmalar hesaba katılmasa, bilimsel ortamlara sahip çok boyutlu, ciddi bir tarih çalışmasının yapılabildiği söylenemez. Bunun farklı nedenleri var. Birincisi resmi devlet ideolojisinin Kürtleri inkâr eden, Kürt diye bir halkın, dolayısıyla dil, kültür ve etnik mirasının olmadığı kurgusundan hareketle bütün Kürtleri Türk sayan bir anlayışla onlara ait her şeyi yasaklaması, tahrip etmesi, gizlemesi, aşırı şovenist bir eğitim sistemiyle asimilasyona tabi tutması, Kürtlüğü tarih, coğrafya, din, inanç, dil ve kültürel tüm alanlarda bilim ve eğitim dünyasının dışına atmasıdır. Diğer bir nedeni de araştırmaların, bilgi eksikliği ve çarpıtmalarla dolu, aşırı şoven milliyetçi tarih eğitiminin oluşturduğu anakronik tarih anlayışı nedeniyle Türk zulmü-Kürt mazlumiyeti ikilemi içinde Türk modernist-milliyetçiliğine karşıt ama özentili bir Kürt modernist-milliyetçiliği bakışıyla yapılmasıdır. Sonuç olarak Anadolu'daki Kürt varlığının tarihsel geçmişi Osmanlı döneminden daha gerilere götürülemiyor. Kaynak yok-..:: 2 ::.. sunluğu var ama Kürtlerin kendileri bile geçmişe uzanan ufuklarını nerdeyse Osmanlı Devleti'nin ötesine götüremiyorlar. Sanki Osmanlı Devleti orada ebediyen varmış gibi zımni bir duruş var. Diğer yandan Anadolu'daki Kürt varlığının genellikle sürgün, katliam ve zoraki göçlerle anavatandan koparılıp 'Orta ve Batı Anadolu'daki 'yabancı' topraklara sürüldüğü ve hep zorla iskân edildiği gibi bir algı var. Kuşkusuz Osmanlıların son iki-üç yüz yılını ve Cumhuriyet'in günümüze dek gelen politikalarını ele alırsak, göçertilmelerin, sadece doğudan batıya değil, defalarca çift yönlü olduğu, göçebe ve yerleşik nüfusun zorla başka diyarlarda iskana tabi tutulduğu görülür. Kürtlerin 'Orta ve Batı Anadolu' denen coğrafyayla ilişkileri ne Osmanlı ya da Rum (Anadolu/Türkiye) Selçuklu dönemleriyle, ne de İslam'ın ortaya çıkışıyla sınırlandırılabilir. Ataları, 'Anadolu'da Grek/Rum, kuzeyde Ermeni ve Gürcü, güneyde semitik (Asuriler, Araplar vs.), doğuda kendileri gibi Aryayi/İrani olan halklarla birlikte Hint-Avrupalı toplulukların otokton bir parçası ola geldiler. Bu halklar farklı dönemlerde Kafkasya, Medya, Pers, Mezopotamya, Kardukia, El Cezire ve Ön Asya olarak adlandırılan bölgelerde yan yana, iç içe yaşadılar. Georges Perrot ve başka arkeologların bahsettikleri Ankara Haymana yakınlarındaki Gavur Kale kaya kabartmalarının sahipleri oldukları kanıtlanan antik halk Hititler (MÖ 1500-1300) Kürtlerin bilinen en eski tarihlerden beri yaşadıkları kuzey Suriye ve Mezopotamya'dan Anadolu'ya yayılan Hint-Avrupa kökenli bir halktı. Mitaniler aynı bölgede tarih sahnesine çıktılar, batı ve kuzey yönünde yayılan kolları bugün 'Orta Anadolu' olarak bilinen coğrafyaya doğru genişlemişti. Kürtlerin en eski yaşam alanlarından biri olan güney-batı İran'dan, Zagroslardan; Fars, Kirmanşah ve El Cibal bölgelerinden başlayıp
Kürd Araştırmaları Dergisi, 2022
Günümüzde Mezopotamya, İran, Küçük Asya ve Kafkasya gibi sahalar Kürt tarih yazımında birer laboratuvar olarak kullanılmaktadır. Bilhassa Kafkasya bölgesi her daim “gizemini” korumuştur. Burası Kürt araştırmacılar açısından hâlâ bir terra incognitadır. Şu ana kadar Kafkas Kürtleri üzerine yapılan incelemeler sadece "uvertür" niteliğindedir. Yani operanın perdesi henüz yeterince açılmamıştır. Bu sahada Medler, Mihranî Kürt devleti, Deysemî Kürt devleti, Şeddadîler ve Revvadîler gibi Kürdî elementlerin hüküm sürdüğü bilinmektedir. Yine İranî hanlıklar, Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği döneminde Kürtlerin mevcut bölgede yaşadığı malumdur. Bütün bu unsurların ve süreçlerin tafsilatlı şekilde irdelenmesi Kürdoloji açısından şüphesiz büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada operanın perdesini biraz olsun açmaya çalıştık.
İNSAMER, 2021
İran’ın modernleşme, iç gerilimler ve devrimler sürecinde İran Kürtlerinin durumu diğer bölge halklarından farklıdır; İran, Kürt etnik grubunun 20. yüzyılda devlet kurduğu tek coğrafya olmuştur.
Matbuat-İyidüşün Yayınları, 2022
“Orta Doğu Dergisi (Nisan 1961 - Aralık 1973)” başlığını taşıyan ve Uğur Matiç tarafından hazırlanan bu tezde söz konusu tarihler arasında aylık olarak yayınlanmış olan Orta Doğu Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Türk Dergisi incelenmiştir. Çıktığı dönemdeki uluslararası meseleler hakkında önemli bir bilgi kaynağı olan Orta Doğu dergisinin Ortadoğu’ya, Türk Dış Politikasına ve genel anlamda uluslararası gelişmelere yaklaşımı ele alınırken, dergide yazıları yer alan dönemin aydınlarının gelişmelere yaklaşımları hakkında da geniş bilgi verilmiştir. Ayrıca toplam 140 sayı olan tüm nüshalarının izahlı bibliyografyası ile Orta Doğu dergisi tanıtılmış, böylece 1960’lı ve 1970’li yılların başlarında uluslararası alanda yaşanan, özellikle Ortadoğu ile ilgili gelişmelere yönelik dönemin Türkiye’deki en ciddi dış politika ve strateji dergisi olan Orta Doğu dergisinin yaklaşımı sunulmuştur. Derginin tüm sayılarının mevcut olduğu Beyazıt Devlet Kütüphanesinde yapılan araştırmada öncelikle derginin tamamı okunarak notlar çıkartılmak suretiyle bir izahlı bibliyografya oluşturulmuştur. Daha sonra bu çıkartılan notlar, derginin çıktığı döneme ve Ortadoğu’ya ilişkin kaynaklar ve konuyla ilgili yapılan mülakatlar ışığında yukarıda sözü edilen çerçevede tezin ana kısmı oluşturulmuştur. İzahlı Bibliyografya ve gerekli belgeler “Ekler” kısmında sunulmak suretiyle “Orta Doğu Dergisi (Nisan 1961 - Aralık 1973)” başlıklı tez tamamlanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2021
Uluslararası uygur araştırmaları dergisi, 2017
Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2015
Tarih Ders Kitaplarında İmajlar Devletler • Halklar • Kişiler Editör: Ahmet ŞİMŞEK, 2019
Yabancı Araştırmacıların Gözünden Anadolu Kürtleri , 2018
Ortadoğu ve Göç
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Stratejik Gündem, 2006