Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Sabah Ülkesi
…
6 pages
1 file
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2021
Osmanlı devlet adamlarından Mehmed Sadık Rifat (1807-1857)1 yoğun görevleri arasında pek çok eser vücuda ge�rmiş; özellikle siyaset, hukuk ve ahlak konularında yazmış�r. Ölümünden sonra, resmî ve özel yazılarından bir kısmı oğlu Mehmed Rauf Paşa tara�ndan Müntehabat-ı Âsâr başlığı al�nda toplanarak yayımlanmış�r. Eser şu yazılardan müteşek
Ahlâk Ahlâk Çalışamaları ve Ahlâk Felsefesi Dergisi, 2021
Osmanlı devlet adamlarından Mehmed Sadık Rifat (1807-1857)1 yoğun görevleri arasında pek çok eser vücuda ge�rmiş; özellikle siyaset, hukuk ve ahlak konularında yazmış�r. Ölümünden sonra, resmî ve özel yazılarından bir kısmı oğlu Mehmed Rauf Paşa tara�ndan Müntehabat-ı Âsâr başlığı al�nda toplanarak yayımlanmış�r. Eser şu yazılardan müteşek
Son Osmanlı devlet adamlarından sadrazam Gazi Ahmet Muhtar Paşazâde Mahmud Muhtar Paşa, imparatorluğun yaşadığı sancılı dönemler itibarıyla kayda değer anı ve deneyimlerini, bir Osmanlı münevveri olarak birbirinden kıymetli çalışmalarıyla bizlere sunmuştur. Gazi Mahmud Muhtar Paşa askerî tarafı bir yana, gerek kendine has yaşam ve kişiliğiyle gerekse babası Ahmed Muhtar Paşa’nın etkisiyle kayda değer meseleleri bir tarihçi gözüyle dönemindeki çevrelere sunabilmiştir. Diğer mühim eserlerinin yanında “Cenûbî Afrika Muhâberesi” adlı çalışması, coğrafi uzaklığa rağmen Mahmud Muhtar Paşa’nın ilgisini çekmiş ve onun tarafından detaylarıyla birlikte yazılmıştır. Güney Afrika Muhârebesi, İngilizler ile Afrikaner denilen Hollanda kökenli iki milletin altın ve elmas yatakları ile meşhur Transvaal bölgesinde sömürge mücadelesine girdiği ve batı dünyasında Anglo - Boer War adıyla bilinen, 1899 - 1902 yılları arasında Güney Afrika’da kanlı çarpışmalara neden olan bir muhârebedir
Ottoman Empire that was containing different ethnic structures suffered major damages to due the nationalism movement that began both in the Balkans and in the Middle East in the aftermath of the French Revolution of 1789. The Arabian met with the idea of nationalism firtstly in Lebanon via a number of Arab Christian authors and philosophers. Ibrahim el-Yazıcı and his colleagues who are known as one of the pioneers of the idea of this movement called as "The Arab Literary Renaissance" tried to spread their ideas with essays and poetry in various journals they issued. In this study, with the aforementioned poet’s brief biography, some examples associated with Arab nationalism in his various poems will be given.
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi, 2022
Fıkıh ilminin olgunlaşmasıyla birlikte fıkhî miras, farklı bakış açılarıyla incelenmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak da kavâid, fürûk, eşbâh ve'n-nezâir, tahrîcü'l-fürû 'ale'l-usûl, nevâzil, vâkıat gibi konuları ele alış tarzı, amaç ve işlevleri hem muhtevâ yönünden hem de teknik açıdan birbirinden farklı yazım türleri ortaya çıkmış ve zamanla kavâid düşüncesini ele alan zengin bir literatür meydana gelmiştir. Ortaya çıkan bu alt edebî türler, fıkıh ilminin dinamik yapısına işaret etmekle beraber, hükümlere ulaşmada büyük bir kolaylık sağlayarak fıkıh ilminin ilkesel yönünü göstermesi açısından büyük bir önemi haiz olduğu söylenebilir. Fer'î meseleler arasındaki benzerlik ve farklılıkları konu edinen eşbâh ve'n-nezâir ilmi de bu yazım türlerinden biridir. Fıkıh ilmi açısından Şâfiî fakihlerin öncülüğünde ortaya çıktığı bilinen "el-Eşbâh ve'n-Nezâir" isimli çalışmalar, kavâid düşüncesine yeni bir boyut kazandırarak fıkıh ilminin gelişimine katkı sunmuştur. Kavâid düşüncesine kazandırılan bu boyutun sınırlarını göstermesi açısından Celâleddin es-Suyuti'nin (v. 849-911/1445-1505) kaleme aldığı el-Eşbâh ve'n-nezâir isimli eserinin incelenmesi, son derece önemlidir. Bu çalışmada fıkıh ilmi açısından el-Eşbâh ve'n-nezâir geleneği hakkında özet bilgilere yer verilip Suyuti'nin eseri teknik ve muhteva açısından incelenecektir. Ardından Suyuti'nin eserinin kavâid düşüncesinde edindiği konum hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Bu çalışma hakem değerlendirmesinden geçmiş, bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılmadığı tespit edilmiştir. This article has gone through a peer review process and scanned via a plagiarism software. No plagiarism has been detected. * Muhammed Takî el-Osmânî, Usulü'l-iftâ ve âdâbuhû.
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2021
İnsanoğlunun, hislerini, duygularını ve fikirlerini aktarmada kullandığı ve yaşanmış veya kurgulanmış olayları anlatan bir nesir türü olan öykünün tarihi, günümüze çeşitli evreler geçirerek ulaşmış olsa da Antik Yunan’daki fabl ve kısa romanslara dayanmaktadır. Ancak bu tür, 19. yüzyılda Amerikan, Fransız ve Rus yazarların eserleriyle modern anlamda bir tür olabilmiştir. Bu yazarlar arasında Edgar Allen Poe (1809-1869), Guy de Maupassant (1850-1893), Nikolay Vaselyoviç Gogol (1809-1852) ve Anton Pavloviç Çehov (1860-1904) gibi yazarlar yer almaktadır. Giovanni Boccacci’nin (1313-1375) kaleme almış olduğu ‘Decamero Hikayeleri’ dünya edebiyatındaki ilk öykü olarak kabul edilmektedir. Alpphonse Daudet’in ‘Değirmenden Mektuplar’ isimli öyküsü de bu türün önemli örnekleri arasında yer almaktadır. Türk edebiyatında ise Ahmet Mithat Efendi’nin ‘Lataif-i Rivayat’ı, Samipaşazade Sezai’nin ‘Küçük Şeyler’ adlı eserleri ile Ömer Seyfettin’in ve Halit Ziya Uşaklıgil’in eserleri ilkler arasında bulunmaktadır. Arap coğrafyasında ise modern öykü ve diğer edebi türler gerek siyasi gerek sosyal sebeplerden ötürü 19. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkmıştır. Bu türde kaleme alınmış olan ilk Arapça kısa öykü Mısırlı yazar Muhammed Teymur’un kaleme almış olduğu ‘Fi’l Kıtâr’ isimli kısa öyküsüdür. İlk olarak Mısır’da başlayan edebi hareketlilik Mehmet Ali Paşa’nın Batıya göndermiş olduğu öğrenciler sayesinde olmuştur. Daha sonra Mısırda başlayan bu edebi hareketlilik, Lübnan, Suriye ve Cezayir gibi Arap ülkelerinde de görülmüştür. Cezayir’de ortaya çıkan edebi türlerin ilklerinden kabul edilen kısa öykünün, tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmemekle beraber yaygın olan görüşe göre birinci dünya savaşından sonrası ile 1930 yılları arasında bu türdeki denemelerin yayımlandığı kabul edilmektedir. Cezayir bu zaman diliminde adeta bir kültürel buhranın içerisindedir. Ülkede yer alan sömürge güçleri de ülkede var olan kültürel ve siyasi çıkmazdan istifade etmiştir. Öyle ki sömürge güçleri Cezayir’i işgal etmelerinin ve bu ülkede bulunmalarının üzerinden yüz yıl kadar bir süre geçmiş olması hasebiyle Cezayir ulusal ve kültürel kimliğinin kaybolmasını kutlamaktaydı. Ülkenin tüm kademelerinde nüfuzunu arttıran sömürge güçleri oluşturdukları kanunlarla ülke genelinde Fransızcayı yaygınlaştırma çabası içerisindeydi. Bu çabalar Fransızcanın daha çok konuşulması noktasında etkili olmuştur. Ancak bu durum ülkedeki edebi türlerin özellikle de öykü türünün geç bir vakitte doğmasına neden olmuş ve gerek edebi anlamda gerek konuşma anlamında bir ikililik söz konusu olmuştur. Hal böyleyken ülkede öykü türünde Arapçılık ve Batıcılık akımları ortaya çıkmıştır. Bu akımlardan Arapçılık akımı “Bu milletin geleceği ancak geçmişinin ihya olduğu şeyle ihya olur” sloganını benimseyen ve birinci dünya savaşı sırasında halkın İslami ve ulusal duygularını harekete geçiren Müslüman Âlimler Cemiyeti’nin tesisiyle ortaya çıkmıştır. Bu akımın öncüleri Arapçanın tüm Cezayir kültürüne tam anlamıyla sirayet etmesi için birçok kültürel faaliyetler icra etmişlerdir. Batıcılık akımı ise kültürel gelişme anlamında daha çok Fransızca dilini tercih eden kişilerin bulunduğu ve ülkede Fransızcanın yaygın olmasından dolayı çok hızlı bir şekilde yayılmış olan bir akımdır. Modern Cezayir’de sömürge güçlerinin faaliyetleri ve çeşitli sebeplerden ötürü öykü ve roman gibi edebi türler diğer Arap ülkelerine kıyasla geç bir vakitte ortaya çıkmıştır. Bu iki türün önde gelen temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Abdulhamid b. Hadduka 9 Ocak 1925 tarihinde Cezayir’de doğmuş ve 199 yılında aynı yerde vefat etmiştir. Abdulhamid b. Hadduka eserlerinde kullanmış olduğu kendisine has üslubuyla son derece başarılı bir öykü ve roman yazarı olmuştur. Genellikle göç, sevgi, evlilik, intihar ve boşanma gibi içtimai konuları işleyerek Fransız sömürgesinin Cezayir toplumu üzerinde bıraktığı sosyal ve psikolojik sıkıntıları eserlerinde sıklıkla yer vermiştir. Bu makalede ele alınan “Göçmen” isimli öyküde de yazar Cezayir’ den Fransa’ya bir lokanta açma hayaliyle giden Mevlüt adlı ana karakterin başından geçen olayları ve uğramış olduğu haksızlıkları gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. Birçok edebi anlatım tekniğinin bir arada kullanıldığı bu öyküde anlatım dili, olay örgüsünün kuruluşu ve yer yer betimlemelere ve şiirsel ifadelere yer vermiş olmasıyla usta bir öykücü olduğunu kanıtlamıştır. Çalışmanın konusunu bu bakımdan esas olarak Cezayir öykücülüğü, Abdulhamid b. Hadduka’nın hayatı, eserleri, edebi kişiliği ve “Göçmen” isimli öyküsünün tahlili oluşturmaktadır
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Refik Halid Karay, Türk hikâye ve romanında önemli bir yere sahip olmasının yanında siyasi ve sosyal içerikli gazete yazıları ile tanınan bir yazardır. Refik Halid Karay, siyasi tavrı sebebi ile iki kez sürgün hayatı yaşamıştır. Yazarın ilk sürgünlüğü 1913'te başlayarak 1918'de biter. Refik Halid'in ikinci sürgünü ise 1922'de Beyrut'ta başlar ve 1938'de sona erer. Özellikle Ortadoğu'da geçen ikinci sürgün dönemi onun edebi kimliği üzerinde etkili olmuştur. Sürgün romanı ve Gurbet Hikâyeleri Ortadoğu'da yaşadığı sürgünlük deneyimini odağa alan eserlerdir. Refik Halid'in Memleket Yazıları serisinin 17. kitabı "Sulhte Cimri, Harpte Müsrif" yazarın özellikle Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Hatay gibi Ortadoğu coğrafyasının önemli merkezleri hakkında yaptığı siyasi ve sosyal tahlilleri içerir. Bu yazılar dünya siyaseti ve Osmanlı sonrası Ortadoğu'nun sosyal ve siyasi yapısını göstermesi açısından önemli yazılardır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
Bir Sosyolog Bir Kavram ve Din - 1, 2023
Journal of Universal History Studies, 2021
Uluslararası Haremeyn-i Şerifeyn Medine Müdafaası ve Fahreddin Paşa Sempozyumu 27-28 Aralık 2018 Bildiriler Kitabı, 2024
Hikmet, 2023
Farsça ve Arapça Kaynaklarda Türk ve Moğol Devletleri Tarihi II. ed. Ahmet Özturhan, , 2024
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
Ortadoğu etütleri, 2016
TBMM Milli Saraylar Dergisi Sayı:7, 2011
Folklor Akademi Dergisi, 2023
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi, 2024
Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
SEYYİD MUSTAFA’NIN HAKÂ’IKU’L-BEYÂN FÎ-TERCEMETİ ŞAKÂ’İKU’N-NU’MÂN TERCÜMESİ VE ZAMÎME-İ ŞAKÂ’İKU’N-NU’MÂN ADLI ŞAKÂ’İK ZEYLİ, 2019
Turkish studies, 2015