Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Gur-i Emir
…
9 pages
1 file
Semerkand Gur-i Emir yapısının kısa bir anlatımı..
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2015
Divan şiirinin başkahramanı sevgilidir. Sevgili, bulunduğu yerde sultan konumundadır. Orada her şey ona tabi olup bütün işler onun isteği doğrultusunda cereyan eder. Klasik Türk Edebiyatı ürünlerinde sevgilinin çeşitli özelliklerinden bahsedilir. Sevgilinin boyu, kaşı, gözü, ağzı, dudağı, yanağı, yüzü, beli, saçı bunlardan bazılarıdır. Ayrıca bunların yanında yaşadığı mekândan da bol miktarda bahis vardır. Âşık bu mekâna sık sık gitmek zorundadır. Şiirlerde bu mekâna nasıl gidilir, orada nasıl davranılır gibi hassas konulara yer verilmiştir. Seven kişi oraya giderken mutlaka edep ile gitmelidir. O, orada bolca gözyaşı akıtmalı, bütün sermayesini orada kalabilmek için harcamalıdır. Bu uğurda o mahallenin bekçileri kabul ettiği ve köpek olarak nitelediği rakiplere minnet etmelidir. Âşığın rakiplerle yaptığı bu mücadele ve münasebetler birçok beyitte dile getirilmiştir. Soyut, somut birçok kavram ve nesne, sevgilinin yaşadığı bu mekâna benzetme unsuru olmuştur. Bu benzetmelerde şairler bulunmak istedikleri mekânı anlatmışlar, bazı özlemlerini dile getirmişlerdir. Diğer taraftan o mekâna bir kutsallık da izafe etmişlerdir. Bu kutsallığı sağlayan kelime kavramlar arasında, cennet, Kâbe, secdegâh gibi kelimelerin yanı sıra vatan gibi bir insanın asla vazgeçemeyeceği kavramlar da vardır.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2015
Divan şiirinin başkahramanı sevgilidir. Sevgili, bulunduğu yerde sultan konumundadır. Orada her şey ona tabi olup bütün işler onun isteği doğrultusunda cereyan eder. Klasik Türk Edebiyatı ürünlerinde sevgilinin çeşitli özelliklerinden bahsedilir. Sevgilinin boyu, kaşı, gözü, ağzı, dudağı, yanağı, yüzü, beli, saçı bunlardan bazılarıdır. Ayrıca bunların yanında yaşadığı mekândan da bol miktarda bahis vardır. Âşık bu mekâna sık sık gitmek zorundadır. Şiirlerde bu mekâna nasıl gidilir, orada nasıl davranılır gibi hassas konulara yer verilmiştir. Seven kişi oraya giderken mutlaka edep ile gitmelidir. O, orada bolca gözyaşı akıtmalı, bütün sermayesini orada kalabilmek için harcamalıdır. Bu uğurda o mahallenin bekçileri kabul ettiği ve köpek olarak nitelediği rakiplere minnet etmelidir. Âşığın rakiplerle yaptığı bu mücadele ve münasebetler birçok beyitte dile getirilmiştir. Soyut, somut birçok kavram ve nesne, sevgilinin yaşadığı bu mekâna benzetme unsuru olmuştur. Bu benzetmelerde şairler bulunmak istedikleri mekânı anlatmışlar, bazı özlemlerini dile getirmişlerdir. Diğer taraftan o mekâna bir kutsallık da izafe etmişlerdir. Bu kutsallığı sağlayan kelime kavramlar arasında, cennet, Kâbe, secdegâh gibi kelimelerin yanı sıra vatan gibi bir insanın asla vazgeçemeyeceği kavramlar da vardır.
Fesâhat ve belâgat sâhibleri sözlerine, Allahü teâlâya hamd ve senâ ile bafllayarak, sözlerini zînetlendirmifllerdir. Bafllang›c› olmayan Allahü teâlâ, ihsân cevherinin yüzüne, Peygamberlerin "aleyhimüsselâm" feyzli lisân›n›n suyundan renk ve cilâ vermifl ve yine nihâyeti olmayan Allahü teâlâ, irfân cevherinin yana¤›na, büyük velîlerin cevher saçan dilinin tarâvetinden [tâzeli¤inden] bir tâzelik ve ›fl›k bahfletmifldir.
SEMPOZYUM TEBLİĞİ, 2013
İslam’da Gadir-i Hum olayı, Kur’an ve Sünnet ile sabit, yanısıra sahabenin büyük çoğunluğunun bizzat yaşayarak şahit olmasına rağmen bugüne kadar örtüle gelen bir gerçektir. Gadir-i Hum Velayet Bayramı, özetle, Maide Suresi 67. ayetin emri üzere Hz. Peygamberin (s.a.a), Hz. Ali'yi kendinden sonraki halifesi ve velayetin başı olarak ümmetine ilan etmesi, Veda Haccı dönüşünde Gadir-i Hum bölgesinde topladığı ümmetinden ikrar alması olayıdır. Gadir-i Hum gerçeği, Şii-Sünni tüm İslam kaynaklarında mütevatir olarak nakledilen bir esastır. Detaylarına ileride değineceğimiz Gadir-i Hum’da, Hz. Peygamber uzunca bir hutbe irad ederek; ümmetinin kendilerine sarıldıklarında asla sapıtmayacağına teminat verdiği iki emaneti olan Kur’an ve Ehl-i Beyt’ini, Hz. Ali’nin velayetini, onun kendinden sonra ümmetinin sahibi ve velisi olduğunu, Havz-ı Kevser’inin başına varıncaya kadar da Kur’an ve Ehl-i Beyti’nin birbirinden ayrılmayacağını ilan buyurmuştur.
Osmanlıların kuruluş devrinde Bursa'da yaşayan büyük velî. İsmi Muhammed, lakabı Şemsüddîn'dir. Babasının adı Ali'dir. 1368 (H.770) senesinde Buhârâ'da doğdu. Soyu, Peygamber efendimize dayanır. Ona, Buhârâ'da doğduğu için Muhammed Buhârî, Seyyid olduğu için Emîr Buhârî, Yıldırım Bâyezîd Hanın dâmâdı olduktan sonra da Emîr Sultan denilmiştir.
VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı (TDK)
2020
Osmanlı devletinde ilk genel nüfus sayımı 1831 (Hicri 1246) yılında uygulanmaya başlamıştır (Güneş,M.,2014). II. Mahmut'un 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nı kaldırması ile birlikte Müslüman gençlerden meydana gelen Asakir-i Mansure-i Muhammediye kurulmaktaydı. Böylece, orduya yeniden gereksinim duyulan erkek nüfusun nitelik ve niceliklerinin ortaya konulması gerekmekteydi. Bu nüfus sayımının bir başka nedeni de halktan alınacak vergileri hesaplamaktı. 1831 yılı ile başlatılan nüfus sayımı, Müslim ve gayri Müslim erkek nüfusu birlikte içeren ilk nüfus sayımı olmuştur. 1831 yılında yapılan ilk genel nüfus sayımından sonra değişik tarihlerde bölgesel veya genel nüfus sayımları yapılarak, kayıtların güncel tutulmasına çalışılmıştır. Bu çalışma ile Osmanlı kayıtlarına bakılarak Sivas ili Şarkışla ilçesi Sivrialan köyü nüfus verileri değerlendirilmiştir.<br>Anahtar Kelimeler: Sivas, Emlak, Sivrialan, Tahrir Defterleri<br>Not: Bu çalışmada bahsi geçen Osmanlı Tahrir defter...
Ûdî, Mâcerâ-yı Mâh , 2017
Güneşi, ayı, yıldızları da fermanına müsahhar olarak yaratmıştır" (Kur'ân-ı Kerîm, A'raf 7/ 54); "Onların güneşten başka örtünecek şeyleri yoktu" (Kur'ân-ı Kerîm, Kehf 18/ 90); "Yakın olan gökyüzünü yıldız donanmalarıla donatan biziz" (Kur'ân-ı Kerîm, Saffât 37/ 6); "Gurup vaktindeki yıldız hakkı için" (Kur'ân-ı Kerîm, Necm 53/ 1); "Kıyamet yaklaştı, ay yarıldı", "Şi'ra yıldızının Rabbi yine odur" (Kur'ân-ı Kerîm, Kamer 54/ 1, 49); "Ay tutulduğu, güneş ve ay birleşip karardığı zaman" (Kur'ân-ı Kerîm, Kıyāmet 75/ 8-9); "Güneşin ardınca doğan ay hakkı için", "Güneşi örten gece hakkı için" (Kur'ân-ı Kerîm, Şems 91/ 2, 4). 2 Divan şiirinde gök cisimleri içinde çok kullanılanlardan biri de "güneş" ve "ay"dır.
Kur'ân'ı Kerîm, insanı aklını kullanmaya davet etmekte, evrene hakim olan bu mükemmelliği görmesini ve bunun Allah’ın varlık ve kudretinin bir delili olduğunu idrak etmesini istemektedir. Kur'ân'ı Kerîm, bu maksadını icra ederken bu âlemle ilgili pek çok varlığa dikkatleri çekmiş, bunlar arasında öneminden dolayı bir çok yerde çeşitli vesilelerle yağmuru da gündeme getirmiştir. Yağmur Kur'ân'ı Kerîm’de degişik kelimelerle ifade edilmiştir. Yağmurun mucizevi bir şekilde oluşumu, daimi döngüsü, belli bir ölçüyle yağması, temiz, sağlıklı ve tatlı kılınması, yer altında depolanması, bereket, rahmet ve rızık olması gibi birçok özelliğine vurgu yapan Kur'ân'ı Kerîm tüm bunlarla Tevhid, nübüvvet ve ahiret gibi temel slamî konuları kolayca anlaşılır şekilde izah etmekte böylece yağmurun maddi ve manevi rahmet yönüne vurgu yapmaktadır. insanların Allah’a, birbirlerine ve tabiata karsı olan olumlu davranıslarının yagmurun rahmet yönüne tesir ederken, tam aksine insanların Allah’a, birbirlerine ve tabiata karsı olan olumsuz davranısları yagmurun azap yönüne tesir etmektedir. Yagmurun azap olması çokluguyla ya da yokluguyla olabilmektedir. Kur'ân'ı Kerîm yağmurun rahmet ve azap yönünün önceki kavimlerde nasıl tecelli ettiği örneklerini gözler önüne sererek onlardan ibret almamızı tavsiye etmektedir. Ayrıca Kur'ân'ı Kerîm vermek istediği bir çok mesajda yağmur konulu mesellerden istifade etmektedir. Anahtar Kelimeler: Kur'ân'ı Kerîm, Yağmur, rahmet, azap, tufan, kuraklık, mesel.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türk Maarif Ansiklopedisi, TÜBA- Türkiye Maarif Vakfı
İslam’ın Akılcıları / MU’TEZİLÎ ÖNCÜLER, 2021
Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, 2022
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2022
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (C.29), 2004
Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi, 2020