Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2014, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi İnceleme- Araştırma dizisi; yayın no: 15
…
11 pages
1 file
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı ile SDE (Stratejik Düşünce Enstitüsü) tarafından Prof. Dr. Nurettin Demir ve Prof. Dr. Emine Yılmaz’ın hazırladığı ‘‘Bitmeyen Öykü: Alfabe Tartışmaları’’ başlıklı rapor yayımlandı. Yayımlanan rapor, alfabe konusunu SSCB’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk Dünyası’nda, ortak bir alfabe oluşturma istekleri ve güncel tartışmalar bağlamında ele almaktadır. Dört ana bölümden oluşan raporda; dilin alfabe ile ilgili olan işlevleri, Türkçe’nin tarihinde kullanılan alfabeler, Türk dil devrimi ve günümüzde alfabe tartışmaları ile nedenleri üzerinde durulmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 2018
Harf İnkılabı Türk Devrimi'nin en devrimci ve başarılı girişimlerinden biriydi ve Osmanlı dönemini de içerecek şekilde uzun süre tartışılmıştı. Entelektüellerin çoğu Arap alfabesinin korunmasını savunurken sadece çok az bir kısmı Latin alfabesinin kabul edilmesini müdafaa etmişti. Tahsin Ömer, Latin alfabesinin kabul edilmesinin en erken savunucularından biriydi ve her iki alfabenin de laik temellerini göstererek ve Latin alfabesinin Arap alfabesinin sadece daha tekâmül etmiş bir versiyonu olduğunu ileri sürerek okuyucularını ikna etmeye çalışmıştı. Bir Yahudi-Türk entelektüeli olan Avram Galanti ise Arap harflerinin korunmasını savunan en önde gelen figürlerden biriydi. O sırada Yahudi toplumu arasında da Latin harflerinin kabul edilmesi hususunda bir tartışma mevcuttu ve Galanti'nin bu fikre olan karşıtlığı, onun Türkiye'de Latin harflerinin kabulüne yönelik güçlü muhalefetini etkiledi. Onun görüşüne göre Latin alfabesinin kabulü bir kültürel çöküşe yol açacaktı. Bununla birlikte eski alfabelerin kusurlarını gidererek ve modern prensipler ışığında en iyi harfleri seçerek yeni, modern ve mükemmel bir alfabenin icat edilmesini öneren İsmail Şükrü gibi entelektüeller de bulunuyordu. Bu makalede alfabe reformu hakkındaki tartışmalar, bu üç farklı görüş üzerinden incelenecektir.
Türk Ekini, 2019
Türk dili, çağları aşan birikimiyle; söz varlığının zenginliği, konuşan sayısının 200 milyonu aşması, birçok lehçe ve ağzı içerisinde barındırması, bilim ve edebiyat dili olması gibi özellikleri sayesinde dünyanın en önemli dilleri arasında yüksek bir mertebede konumlanmıştır. Bugün 21 tane yazı diliyle temsil edilen Türk dili, 13. yüzyıla kadar tek bir yazı dili olarak varlığını korumuştur. 13. yüzyıldan sonra siyasi, ekonomik, coğrafi ve sosyal sebeplerden ötürü farklı kollara ayrılmış olsa da, bu durum Türk dilinin bir bütünü teşkil ettiği gerçeğini değiştirmemiştir. Günümüzde 7 bağımsız Türk Devleti'nin (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, KKTC) resmi dili-her ne kadar Azerice, Kazakça vs. diye adlandırılmış olsa da-Türkçedir. Bunların yanı sıra, özerk ya da başka devletlere bağlı Türk yurtlarında da Türkçe hem yazı hem de konuşma dili olarak varlığını sürdürmektedir. 19. asrın sonlarında, 20. asrın başlarında özellikle İsmail Bey Gaspıralı ve onun fikir çatısı altında birleşen aydınların çabalarıyla Türk dili tekrar tek bir yazı dili çerçevesinde işlenmeye çalışılmıştır. 35 yıl boyunca Türk Dünyası'nın ortak sesi olmayı başaran Tercüman Gazetesi aracılığıyla, Gaspıralı'nın gerçekleştirmeye çalıştığı "dilde, işte, fikir
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2014
Latin alfabesinin kabulü meselesi, Türk eğitim ve kültür hayatındaki etkileri bakımından, uzun tartışmalara neden olmuştur. Bu tartışmalarda, Latin alfabesinin kabulüyle ilgili olumlu ve olumsuz birtakım tezler ileri sürülmüştür. Başlangıçta, kullanılan harflerin ıslah edilmesi yönünde birtakım talepler gündemdeyken; II. Meşrutiyet Dönemi'nden itibaren Arap harflerinin yerine Latin alfabesinin kabul edilmesi gerektiği açık bir şekilde ifade edilmeye başlanmıştır. Bu konuda II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e uzanan süreçte gerek basında yer alan yazılarında gerekse de kaleme aldıkları eserlerinde ileri sürdükleri tezlerle dikkat çekenler Garpçılar olmuştur. Bu dönemde Dr. Abdullah Cevdet, Celal Nuri ve Kılıçzâde Hakkı gibi Garpçılar, ülkenin medeni icaplara göre ilerlemesinin önemli ölçüde Latin harflerinin kabulüne bağlı olduğunu savunmuşlardır. Bu çalışmada, II. Meşrutiyet Dönemi'nden Latin alfabesinin kabul edilişine kadarki süreçte kısaca harfleri ve imlayı ıslah etme yolunda yapılan girişimlerin ve esasen adı geçen Garpçıların Latin alfabesinin kabulüne ilişkin söylemlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Sadık Emre Karakuş, "Enver Paşa'nın Alfabe ve Yazı Denemesi: Ordu Elifbası", Tarih Okulu Dergisi (TOD), C.11, S.XXXVI, Ekim 2018, s.443-484.
Bu makalede, Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın 12 Mart 1914-10 Ağustos 1914 tarihleri arasında Harbiye Nezareti bünyesinde uygulamaya çalıştığı alfabe ve yazı değişikliği ele alınmıştır. Osmanlılarda Tanzimat Dönemi’nden itibaren artarak devam eden dilde sadeleşme, imla, alfabe ve okuma-yazma öğrenimi tartışmalarının üstüne XIX. yüzyılın sonlarında askerî gereklilikler de eklenmeye başlamıştır. Silâhaltına alınan askerler arasındaki okuma-yazma oranının düşüklüğü, askerlere kısa sürede okuma-yazma öğretme ihtiyacı, özel isimlerin yazımındaki karışıklıklar gibi sebepler Enver Paşa’nın göreve gelir gelmez yapmaya başladığı bir dizi askerî ıslahatın arasına, yazı meselesini de eklemesine neden olmuştur. Enver Paşa’nın yaptığı ıslahatın temeli, diğer harflerle birleşme durumuna göre başta, ortada ve sonda farklı şekiller alan Osmanlıca harflerin, birleştirilmeden aslî halleriyle, ayrı ayrı yazılması esasına dayanır. Bu yeni alfabe oluşturulurken Osmanlıcadaki mevcut 32 harf korunmuş, eski harflerle yazılma imkânı bulunmayan Türkçedeki 8 ünlü ise mevcut harflerin üzerine küçük işaretler konulmak suretiyle gösterilerek toplam 40 harften oluşan yeni bir alfabe ihdas edilmiştir. Resmî olarak Ordu Elifbası adı verilen bu alfabe ile harflerin birleştirilmeden yazılması, kelimelerin telaffuz edildiği hâliyle kaleme alınması gibi kurallar da benimsenmiştir. İlk bakışta, alfabe ve imla temelli süregelen tartışmaların çözümüne yönelik teoride kesin bir çözüm gibi gelen Enver Paşa’nın yazı ıslahatı, orduda geniş bir tecrübe sahası bulmuştur. Esasen üç farklı dilin (Türkçe, Arapça, Farsça) seslerini, tek bir alfabe ile yazıya aktarmaya imkân veren bir transliterasyon alfabesi olan Ordu Elifbası’nın günlük hayatta kullanılması ise pek mümkün olmamıştır. Bu yeni alfabe ve imla ile okuma-yazma öğreniminin bir miktar hızlandığı kabul olunsa dahi iyi eğitimli, okuryazar kişilerin okuma-yazma hızının neredeyse heceleme seviyesine düştüğü ve ilerlemediği ortaya çıkmıştır. Enver Paşa’nın tüm memlekete yaymayı düşündüğü bu alfabe ve imla ıslahatı, ordu içinde tecrübe edildiği hâliyle çok daha fazla soruna yol açmıştır. Nihayetinde 152 gün yürürlükte kalan Ordu Elifbası, seferberlik ilanının ardından kısmî olarak seferberlik sonrasına ertelenmiş ancak bir daha hayata geçirilmesi mümkün olmamıştır.
Journal of Literature and Humanities, 2024
Language is a communication tool made of sounds that human beings use to convey their knowledge and experience. In cases where it is not possible to directly transfer data verbally, writing, one of the most important inventions of humankind, comes into play. Like all societies that benefit from this important function of writing, Turkmens have been using writing since ancient times. To give brief information about the alphabets used by the Turkmens, apart from the period of “Orkhon inscriptions”, basically four periods can be mentioned in chronological order: “Arabic alphabet”, “Latin alphabet”, “Cyrillic alphabet”, “Latin alphabet of the period of independence”. It is clearly seen that the alphabet, which is a tool used in the transfer of language, can change according to conditions and time. It should be remembered that the alphabet is only a tool not an aim. Today, the "alphabet of technology" is the Latin alphabet. When examined from the computer software developer's perspective, there are also problems with the Latin alphabet used in Türkiye. In Particular, letters such as the uppercase “İ”, the letters “ı”, “ğ”, “ç”, “ş” may pose a problem. Therefore, an alphabet should be put forward as a result of the joint work of linguists and computer technology experts in all republics, and this alphabet should be used in all republics, including Türkiye.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Dil Araştırmaları
The teaching of Elifbā (the Qurānic Alphabet) from the Proclamation of the Imperial Edict of Tanzimat to the Acceptance of the Latin Alphabet, 2020
Türk Dünyasında Ortak Alfabe: Uygulamalar, Arayışlar, Teklifler, 2020
Turk Dunyasi Dergisi, 2021
İMPARATORLUĞUN SON ASRINDA OSMANLILAR (Kurumlar-İnsanlar-Kaynaklar, 2021
Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi, 2014
Türkleştirilerek / Türkçeleştirilerek Kabul Edilen / Kullanılan Arap Alfabesi “Satır Arası Alfabe Çalışmaları”, 2024
Abant Izzet Baysal University Graduate School of Social Sciences, 2008
Kavramlar ve Kuramlar, 2020
Tarihsel Bir İnceleme Alanı Olarak Edeb, 2024
3. TÜRKİSTAN KURULTAYI KAFKASYA VE TÜRKİSTAN’DA 1938 SOVYET KATLİAMI VE ETKİLERİ GÖÇ, SÜRGÜN VE KİMLİK, 2018
Toplumsal Tarih Dergisi, 2021
Türk Dili Dergisi, 2024
Karadeniz Araştırmaları Yaz 2013 Sayı 38 , 2013