Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Ayasofya: Fethin Nişanesi Fatih'in Emaneti
…
17 pages
1 file
Müslümanlara ait İstanbul’daki ilk eğitim kurumu olan ve kuruluş döneminde Molla Hüsrev ve Ali Kuşçu gibi meşhur âlimlerin müderrislik yaptığı Ayasofya Medresesi, Semâniye medreselerinin 1471’de açılmasının ardından bir müddet kapalı kalmıştır. Sultan II. Bayezid devrinde bir kat ilave edilerek tekrar hizmete sokulmuştur. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar dönem dönem geçirdiği tamiratlarla hizmetine devam eden medresede, bu dönemden sonra alınan yanlış kararlar sonucu hazin gelişmeler yaşanmıştır. 1869 senesinde Ayasofya Meydanı’nda yapılan düzenlemeler esnasında medrese yıkılmıştır. 1873 senesinde tekrar inşa edilmeye başlanan medrese yeni haliyle 1924’e kadar faaliyetlerine devam etmiştir. Bu yıldan itibaren ise kuruluş amacına muhalif olarak İstanbul Belediyesi tarafından öksüzler yurdu olarak kullanılmış ve nihayet 1936’da yine tamamen yıkılmıştır.
2013
This article aims to examine how provinces and small towns contributed to the socio-educational and intellectual life of the Ottomans. The findings of this study are based on an educational institution such as the medrese, mosque and library led by Muhammad Hadimi, a respected Ottoman scholar and Sufi leader in the 18th century. Demonstrating all aspects of this complex and the historical development of all the constituents of this institution is a large and important task. However, this study attempts to provide data sufficient to determine the following points: First, a small town such as Hadim became one of the important centersof the education, and was able to acquire an interregional reputation through these institutions in Ottoman sciences and education in 18th century. Second, other towns and cities throughout Anatolia conducted similar activities on the social and cultural history of the Ottomans which make important contributions to provincial scholarship. Moreover, studies...
Cumhuriyetin 100. Yılında Ergani: Din-Eğitim-Kültür, 2023
This article aims to examine how provinces and small towns contributed to the socio-educational and intellectual life of the Ottomans. The findings of this study are based on an educational institution such as the medrese, mosque and library led by Muhammad Hadimi, a respected Ottoman scholar and Sufi leader in the 18th century. Demonstrating all aspects of this complex and the historical development of all the constituents of this institution is a large and important task. However, this study attempts to provide data sufficient to determine the following points: First, a small town such as Hadim became one of the important centersof the education, and was able to acquire an interregional reputation through these institutions in Ottoman sciences and education in 18th century. Second, other towns and cities throughout Anatolia conducted similar activities on the social and cultural history of the Ottomans which make important contributions to provincial scholarship. Moreover, studies on science and education produced in these regions will shed light on the religious worldview of the period.
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2008
FAT‹H ve Süleymaniye ile zirveye ç›kan medreseler, hiç flüphesiz Osmanl› entelektüel hayat›n› yans›tan birincil kurumlard›. Hükümdar›n birçok konuda görüflüne baflvurdu¤u dînî otoritenin ve ilmiyenin bafl› olan fieyhülislam› ve bürokraside yeni fethedilen topraklar›n kaydedilmesinde baflat rol oynayan ve dolay›s›yla toprak sisteminin iflleyiflini kontrol alt›nda bulunduran Niflanc›y› bünyesinden yetifltiren bu kurumlard›. Ayr›ca, medreseler, fetih politikas›n›n bir parças› olarak fethedilen topraklara kimlik kazand›rman›n bir arac›, külliye içerisinde yer almalar› ve di¤er külliye unsurlar›yla iflbölümü yapmalar› aç›s›ndan entegre bir e¤itim-ö¤retim sisteminin tamamlay›c› bir bilefleni ve kent oluflumu için merkez al›nan mekanlar olmalar› yönüyle, flehir planlamas›n›n bafllad›¤› nokta olmas›n›n yan›s›ra dikey/yatay hareketlili¤e aç›k (meritokrasi/liyakata dayal›) paras›z kurumlar olmalar› yönüyle de toplumsal ifllevler görmekteydiler. Bunlara ek olarak, medreseler, Osmanl› toplumunun dayand›¤› dört unsurun (erkân-› erbaa: ilim ehli, savaflç›lar, esnaf/tüccar/zanaatkârlar ve çiftçiler) en önemli bileflenlerinden biri olan ilmiye s›n›f› vas›tas›yla yönetim felsefesini ve tercih edilen dînî görüflü/mezhebi tahkim eden, yeniden üreten, meflrulaflt›ran ve her seviyede yayg›nlaflt›ran merkezlerdi. Yukar›da belirtilen fonksiyonlar›, medreseleri hem faaliyet gösterdikleri dönemde hem de 3 Mart 1924'te ç›kan Tevhîd-i Tedrîsât Kânunu ile kapat›ld›kla-r› dönemden sonra bilim çevreleri nazar›nda önemli bir akademik ilgi oda¤› haline getirmifltir. Konumuz Fatih ve Süleymaniye medreselerindeki e¤itim ile s›n›rl› oldu-¤undan tan›tmaya çal›flaca¤›m›z kaynaklar da genelde bu kurumlardaki e¤iti
Journal of Islamicjerusalem Studies, 2021
Hasan ÇETİNEL then examine the construction process of the Salahiyah Madrasa in Jerusalem, one of Islam's holiest cities, as well as the place where it was founded, its naming, commencement and development process, in addition to its administrative structure, the issues related to its Waqf, the scholarly fields taught, the scholars, the prominent students, as well as the Ijazah certification system.
Artuklular döneminde inşa edilen Mesudiye Medresesi, eskiden olduğu gibi Osmanlılar döneminde de bir eğitim kurumu olarak faaliyetlerine devam etmiş ve Osmanlı vakıf sistemi içerisinde yüzyıllar boyunca hizmet etmeyi sürdürmüştür. Medrese, Diyarbakır Ulu Camii'nin kuzeyinde yer almakta ve bu camiye bağlı yapılar içerisinde değerlendirilmektedir. İnşa edildiği tarihten itibaren şehrin eğitim ihtiyacına büyük katkı sunduğu bilinen Mesudiye Medresesi'nde XVIII. yüzyılda çalışan personel; eğitim, idari, mali, bakım, onarım ve dini görevler gibi farklı alanlarda hizmet vermektedir. Bu çalışmada, Mesudiye Medresesi'nin tarihçesi ve genel durumu ile ilgili bilgi verildikten sonra, çeşitli arşiv belgeleri ışığında 18. yüzyılda medrese vakfında kaç personelin görev yaptığı, bunların atama biçimlerinin hangi kriterlere göre yapıldığı, personelin görev çeşitliliği ve aldıkları ücretler, önceki dönemlerle de kıyaslanarak ayrıntılı olarak incelenmiştir.
MEDENİYET BÜLTENİ
Netice itibarıyla Batı merkezli bakış açısıyla yetişmiş hüdayinabit kuşaklar yerine, mensup olduğu milletin gönlünde ve gönül coğrafyasında yer etmiş olan Molla Zeyrek ve Ayasofya gibi nice kültürel zenginliklerin anlam dünyasına yabancı kalmayan nesiller yetiştirecek evsafta eğitim sistemi ve modelinin tüm boyutlarıyla hayata geçirilmesine ivediyle ihtiyaç duyulmaktadır.
Belleten, 2017
Osmanlı Devleti'nin idare, maliye, hukuk ve eğitim alanlarındaki yenileşme çalışmaları özellikle Tanzimat döneminden itibaren kararlı ve düzenli biçimde sürdürülmüştür. Tanzimat sonrası, birçok iç ve dış problemin yaşandığı, aynı zamanda devletin siyasi birlik ve devamını sağlamaya çalıştığı oldukça buhranlı bir dönem olmuştur. Böyle bir ortamda Osmanlı modernleşmesinin bir parçası olan eğitimde yenileşme ve eğitimi yaygınlaştırma çalışmaları, aynı zamanda milli birliği sağlayan bir araç olarak görülmüştür. Arap nüfusun yoğun olduğu Ortadoğu bölgesinde de XIX. yüzyıldan itibaren siyasi ayrılık talep ve girişimleri olmuştur. Batılılar tarafından bu bölgede açılan okullar ve misyonerlik faaliyetleri de bu taleplerin gelişmesini etkilemiştir. II. Abdülhamit ve II. Meşrutiyet yıllarında dönemlerinde izlenen politikalar ve eğitim alanında yapılan çalışmalar ile hem bölgenin eğitim açısından gelişmesi hem de Arap nüfusun kültürel taleplerine karşılık verilerek, imparatorluk çatısı alt...
X. yüzyılın ikinci yarısından itibaren siyasi bir teşekkül olarak ortaya çıkan Büyük Selçuklular, 1040 yılındaki Dandanakan zaferini müteakip uyguladıkları siyaset ile milletlerarası ilişkilerde söz sahibi olmayı başarmıştırlar. Şiî-İslam anlayışına dayalı bir devlet kuran Büyük Selçuklu çağdaşı Fâtımîler ise siyasi nüfuz sahasını genişletmek maksadıyla dini görüşlerini kendilerine bağlı tarikatlar aracılığıyla yaymayı amaçlamıştır. Selçuklular ise Abbasi Halifesinden meşruiyet elde ederek Sünni tabakanın koruyucusu olmayı hedeflemiştirler. Özellikle İran coğrafyasında artan Şiî-Bâtınî faaliyetlerden dolayı Selçuklu veziri Nizamülmülk, askeri tedbirlerden ziyade ilme dayalı tedbirler almayı zaruri görmüştür. O, Sultan Alp Arslan’ın onayı ile İslam dünyasına ait medrese kurumuna Türk-İslam dokunuşu yapmıştır. Böylece Nizamiye Medreseleri dönemin şartlarından doğan özgün bir yükseköğretim kurumu olarak 1067 yılından itibaren faaliyete geçmiştir. İşte bu çalışmada Şiî akımlara karşı Sünni-İslam’ın ilmi prensiplerini ortaya koyan Nizamiye Medreseleri ve bu kurumun dönemin siyasi-dini ve ilmî durumuna etkileri kısaca ele alınacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, İstanbul 2004, 2/4, 371-409
FETİH VE AYASOFYA SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI, 2022
Tombak,sayı 17, 1997, 1997
İstanbul’daki Misyoner Hastanelerinden Geremia (Jeremia) Hastanesi ve Mimarisi , 2019
Journal of The Near East University Faculty of Theology, 2019
Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2023
Selçuklu medeniyeti araştırmaları dergisi 2, 2020
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu (2-4 Ekim 2020) Bildirileri, 2021
Journal of International Social Research, 2017
Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi, 2021
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002
Türk Dünyası Araştırmaları, 2015
Türk Maarif Ansiklopedisi, 2025