Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Arredamento Mimarlık
İletişim: Araştırmaları Dergisi, 2003
Bir iletişim biçimi olarak moda, sembolik etkileşim aracılığıyla toplumsallaşma sürecinde, seçimlere göre işleyen ve kimlikleri ifadelendiren bir kavramdır. 1980
Arredamento Mimarlık, 2019
Şehirler sürekli değişen ve biçimlenen, kendine özgü kimliği olan, canlı bir dokudur. Şehrin kimliği, somut ve soyut öğelerin varlığı ve bunların gelecek nesillere aktarımı ile korunabilmektedir. Bu öğelerin tarih içerisinde var olan değişiminin irdelenmesi ve yok olan öğelerin saptanması, şehir tarihi çalışmaları için önem taşımaktadır. Şehirlerin sosyo-kültürel, idari ve iktisadi olarak en küçük yapı taşı durumundaki mahalleler hem sosyal hem de fiziki bir bütünlüğe sahiptir. Halkın sosyal bütünleşmesinin en yoğun hissedildiği klasik dönem Osmanlı mahallelerinde cami, hamam, tekke, medrese, mektep gibi ahâlinin ihtiyaçlarına yönelik farklı fiziki öğeler yer almaktadır. Konstantinopolis'in fethinden sonra, şehrin Türk-Müslüman kimliğinin vurgulanması amacıyla kentin çeşitli bölgelerinin imarına başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet'in 1463'te inşaatını başlattığı Fatih Külliyesi, 1470'te bitmiştir. Külliyenin inşası ile birlikte semt, Müslüman bir kimlik kazanmıştır. Fatih'i örnek alan devlet erkânı, Fatih Külliyesi'nin Karadeniz Medreselerinden başlayarak Haliç'e doğru uzanan ve çalışmaya konu olan cadde boyunca, çeşitli dini ve sosyal yapılar inşa ettirmiştir. Bu bağlamda Fatih Karadeniz Caddesi, İstanbul'un fethinden kısa bir süre sonra oluşmuş bir cadde özelliği göstermektedir. Bu çalışmada, 15. yüzyıldan itibaren Türk-Müslüman kimliğe sahip olan Karadeniz Caddesi'nin mevcut ve kaybolan taşınmaz kültür mirası, harita ve fotoğraf gibi görsel belgelerden tespit edilmektedir. Fatih bölgesinin ve onunla bağlantılı olarak da Karadeniz Caddesi'nin değişimini haritalar, fotoğraflar ve imar planları gibi somut birinci kaynak veriler ışığında çözümlemek, çalışmanın temel amacıdır. Özellikle Karadeniz Caddesi'nin bulunduğu alan, çalışmanın odak noktasını teşkil etmektedir. Bölgenin İstanbul Şehir Tarihi içindeki yerini, mevcut olan ve kaybolan kültür varlıklarını saptayarak belgelemek, araştırmanın temel çalışma problematiğini oluşturmaktadır. Yapılan çalışma sonucunda 19. yüzyılda Karadeniz Caddesi'nde sekiz adet taşınmaz kültür varlığının mevcudiyeti görülmektedir. Ancak 1918 Fatih yangınından söz konusu eserlerin hepsinin etkilenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yapıların bir kısmı yangından büyük hasar görmüş, bir kısmı ise tamamen yanarak yok olmuştur. Tespit edilebilen sekiz adet kültür varlığından sadece Yarhisar Cami, Gelenbevi İdadisi ve Sinan Ağa Cami ihya edilmiştir. 20. yüzyılda Karadeniz Caddesi'nin taşınmaz kültür mirasının büyük bir kısmının yok olmasına müteakip, bölgenin kent dokusunu bozan yoğun beton yapılaşma görülmektedir.
2018
Gunumuz dunyasinin dusunce ozelliklerini yansitan postmodernizm, post yapisalcilik ve dekonstruksiyon gibi bircok felsefi dusunce ile beslenir. Felsefe dusunuru Jacques Derrida’ nin ortaya koydugu postmodern felsefe icinden turemis ‘dekonstruksiyon’ kavramida bircok alanda tanimlanmaya, etkililigini arttirmaya devam etmektedir. Bu alanlardan biri de moda tasarimidir. Moda tasarimi, 1980’lerin ilk yillarinda dekonstruksiyon kavrami ile tanismis ve gunumuzdeki etki kapsamini genisletmistir. Kendini surekli yenileyen bir sisteme sahip olan moda tasariminda, dekonstruksiyon fikir ve uygulamalari yenilenme sureclerine degerli katkilar saglamaktadir. Dekonstruksiyon oldukca genis, belirsiz, ucu acik ve degisen dunya goruslerine gore yeniden yorumlanabilen bir anlama sahiptir. Bu sebeble giysi modasi alaninda dekonstruksiyon ile ilgili arastirmalar incelenirken, daginik bilgilerin mevcut oldugu gorulmus, bu durum dekonstruksiyonun ozunde belirsizlik olmasi ile de iliskilendirilerek bu cali...
Aydınlanma düşüncesiyle şekillenen toplumsal değişim, yarattığı koşullarla insanlık tarihinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Modern Çağ olarak adlandırılan bu dönemle birlikte bireysel ve toplumsal hayat, köklü değişimlere sahne olmuştur. Teknolojik ilerleme, endüstrileşme, kentleşme ve kapitalist ekonomik düzen hayatın her alanını olduğu gibi güzel sanatları da derin etkilemiştir. Bu etkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkan Modernizm kavramsal açıdan 20. yüzyılın başlarından itibaren Batı sanatlarına görülen değişimi karşılamak için kullanılmaktadır. Bununla birlikte Modernist sanatın/sanatların özellikleri hakkında ortak bir görüş ulaşıldığını da söylemek mümkün değildir. Kavramla ilgili yapılan değerlendirmelerde modernist sanatların dil ve biçim açısından önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek ölçüde radikal değişimler taşıdığı konusunda fikir birliğine ulaşıldığını da belirtmek gerekir. Bu değişimle bağlantılı olarak modernist şiirin en belirgin özelliği dili merkeze alarak onun söyleyiş imkânlarını olabildiğince genişletmektir. Şiiri amacı kendinde olan bir estetik mesele olarak gören modernist şairler, bir yandan serbest çağrışımlara dayanan bir şiir dili geliştirirlerken bu dil üzerinde de modern hayatın yarattığı koşullara yönelik tepkilerini dile getirmişleridir. Anahtar Kelimeler: Modernlik, Modernizm, sanat, modernist şiir, toplum, insan.
2020
Since the beginning of human history, the need for covering that has emerged to be protected from the conditions of nature and the clothes used for satisfying this need have turned into objects that reflect some social and cultural values and point the differences in people's social status as time goes on. One of these clothes is the skirt, an important part of clothing. Although some pieces used as a skirt found in some archaeological excavations in different geographies, Sumerians are accepted as the beginning of the skirt fashion. In this study; starting from Mesopotamian civilizations, in Ancient Egypt, Ancient Crete, Ancient Greek, Ancient Roman, Byzantine Empire; Medieval, Renaissance, Baroque, Rococo eras and in the 19th century, the evolution of the skirt in the fashion system of the Western world were discussed within the framework of the general clothing characteristics of the periods. The skirt, which was sometimes worn as a solitary dress, and sometimes appeared to b...
The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication , 2024
of the research, it was aimed to examine the motif features commonly used in the printed clothing products of luxury fashion brands. Scanning method was used in the study. In this study, 574 printed clothing products of fashion brands such as Gucci, Christian Dior, Chanel, Louis Vuitton, Giorgio Armani, Dolce Gabbana, Hugo Boss were examined and the pattern design features (motif, color, etc.) of these products were evaluated. When the pattern design features of the available products are examined, it has been determined that while the logos, symbols and monograms of luxury fashion brands attract attention, various motifs, including herbal, geometric, pictorial and figurative, symbolic, object and written are used.
İDEALKENT, 2020
Yaşadığımız kentler zaman içerisinde fiziksel olarak bir takım değişimlere uğramaktadır. Değişimler gerçekleşirken oluşan yeni koşullar yalnızca fiziksel bağlamla sınırlı olmayıp, sosyal yapıda da çeşitli ölçekte değişikliklere sebep olmaktadır. Kentsel morfoloji çalışmaları bu bağlamda kent içerisinde meydana gelen farklı kapsamlardaki değişimi ele alarak, söz konusu değişim sürecini okumamıza yardımcı olmaktadır. Çalışmanın amacı Adana tarihi kent merkezinde bulunan Abidinpaşa Caddesi'nin 1938 ve 2018 yılları arasındaki fiziki formunda meydana gelen değişimi morfoloji yaklaşımı bağlamında analiz etmek ve değişimin ardındaki çeşitli etkenlerin içeriğini ve etkilerini değerlendirmektir. Coğrafya ve tarih temelli morfoloji yaklaşımıyla analiz edilen çalışma alanı, kadastro haritaları, hâlihazır haritalar gibi kentin fiziki gelişim sürecinin takip edilebileceği materyaller yardımıyla dönemlere ayrılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda Roma Dönemi'nden günümüze kadar varlığını sürdürdüğü tahmin edilen Abidinpaşa Caddesi'nde zaman içerisinde meydana gelen dönüşümün binalar, arazi kullanımı ve kat adedi bakımından esaslı şekilde gerçekleştiği, buna karşın sokak dokusunda ve parsellerdeki değişimin daha küçük ölçekli olduğu görülmüştür.
Leylâ Hanım (ö. 1848), Şeref Hanım (ö. 1860), Nakiyye Hanım (ö. 1899), Âdile Sultan (ö. 1899), Ferîde Hanım (ö. 1903) divanlarıyla klasik edebiyatta yerlerini almışlardır. Kültür başkenti İstanbul, şehzade sancakları Amasya ve Trabzon'da yetişen ve hemen tümü baba ya da eş vasıtasıyla sosyal statü ve refah düzeyi yüksek ailelere mensup bu kadınlar, çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren aile çevresinde gerçekleşen şiir-edebiyat sohbetlerine, meclislere, sanat çevrelerine katılma imkânı bulmuşlar, kültürel anlamda hemcinslerinin önüne geçebilmişlerdir 3 . Âdile Sultan 1826 yılında Topkapı Sarayı harem dairesinde doğan, Dolmabahçe Sarayı'nda büyüyen Âdile Sultan otuzuncu Osmanlı padişahı II. Mahmud'un kızıdır. Küçük yaşlardan itibaren döneminin önde gelen hocalarından din, dil, edebiyat, müzik ve hat alanlarında iyi bir eğitim alan Âdile Sultan, henüz küçük yaşta iken annesi Zernigar Kadın'ı kaybetmiş 4 ; babası II. Mahmud onu eşlerinden Nevfidan Kadın'a iyi bir şekilde yetiştirilmesi talebiyle emanet etmiştir. Bu eğitim süreci onun şiire ve edebiyata ilgi duymasını sağlamıştır. On üç yaşına geldiğinde babası II. Mahmud'u kaybedince hem öksüz hem yetim kalan Âdile Sultan'ı, kendisini çok seven ağabeyi Abdülmecid himaye etmiştir. Âdile Sultan 1845'te, 19 yaşındayken Mehmet Ali Paşa'yla evlenmiştir. Neşetâbâd Sarayı, evlendikten sonra Âdile Sultan'a tahsis edilmiştir. Bu saray dışında Kuruçeşme'deki yalıda, Kağıthane, Çırağan, Validebağı ve Kandilli'deki saraylarda da oturmuştur. Yakışıklılığı ile meşhur eşi Mehmet Ali Paşa'yla gerçekleşen bu evliliğinden üç çocuğu olmuşsa da çocuklarının ikisi küçükken vefat etmişlerdir. 1839'da babası II. Mahmud'u; 1861'de ağabeyi Abdülmecid'i; 1876'da intihar süsü verilerek katledilen kardeşi Abdülaziz'i; 39 yaşında iken eşini ardından 1869'da kızı Hayriye'yi veremden kaybeden Âdile Sultan, yaşadığı yoğun üzüntüyü şiirlerine de aktarmış, kızı için kaleme aldığı İftiraknâme adını verdiği ağıtta bir annenin duyduğu acıyı dile getirmiştir. Nakşibendi Kadının Öyküsü: Gelenekten Modeniteye Bir Yolculuk 13 tarikatına giren şairin yaşadığı dönemlerde Tanzimat etkileri hâkim olmuşsa da o gelenekten vazgeçmemiştir. Âdile Sultan Osmanlı Hanedanı içinden yetişen ve padişah kızı olarak divanı olan tek kadın şair olma özelliğine sahiptir 5 . Âdile Sultan Der Şân-ı Eimme-i İsnâ Aşer başlıklı, Hz. Ali'den başlayıp İmam Mehdî'de sona eren On İki İmam'ın meziyetlerini anlattığı terkib-i bendinde Arapça nisâ kelimesini "Betül, Hayru'n-nisâ, Fahru'n-nisâ ve Zehrâ" lakaplarıyla anılan; bütün Müslümanlarca itibar edilen ve sevilen Hz. Fâtıma'yı lakaplarıyla zikretmekte; bir kadın olarak onu Hz. Peygamber'in gül bahçesinin gülü ve kimsesizlerin sultanı olarak vasıflandırmaktadır. Yaʿnî ol verd-i gülistân-ı Nebî Fâṭımâ Zehrâ zihî Ḫayrü'n-nisâ Âdile Sultan Terkib-i Bend/26 Derd-i ʿaşḳıñ çâresi bî-kesleriñ sulṭânı kim Fâṭımâ bint-i nebî Ḫayrü'n-nisâdır sevdigim Âdile Sultan G.117/5 Âdile Sultan kadın ifadesiyle Padişah II Mahmud'un ikinci kadını Huşyâr Kadın'ı ardından annesini kaybettikten sonra kendisine annelik eden Nevfidan'ı anmaktadır. Ḥâcî Ḫûşyâr Ḳadın onuñ mâderi Babamızıñ hem ikinci hem-seri Âdile Sultan Mesnevi 4/31 Ṣoñra oldu Nev-fidân ḳadın baña Kendi evlâdı gibi sâdıḳ ana Âdile Sultan Mesnevi 4/85 Âdile Sultan "Yâ Rab beni ol dergehiñ/Envârına şâyeste ḳıl" diyerek Nakşibendi tarikatına girişini anlattığı 14 beyitlik bu gazelinde iyi ahlaklı, güzel bir hatun olarak ömrünün uzun olmasını, kendisini o dergâhın nurlarına layık kılmasını Hakk'tan niyaz etmektedir. Ẕikr-i İlâh ḫulḳı cemîl Güzel ḫâtûn ʿömr-i ṭavîl
Çizelge 4.1 : Konut kültürünün değişimi üzerinden yapılan dönemsel sınıflama ..... Çizelge 4.2 : Bağdat Cadesi ve çevresindeki kentsel değişim ve konut değişiminde etkili olan faktörler .
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
Fotoğraf sanatı ortaya çıktığı ilk günden bugüne dek sürekli gelişim içerisinde olmuştur. Moda fotoğrafçılığı da bu sanat dalının bir kolu olarak değerlendirilmektedir. Giysinin sunumunda fotoğraf sanatından yararlanılması ile ortaya çıkan moda fotoğrafçılığı, giysinin daha estetik ve daha sanatsal görüntüye ulaşmasına olanak sağlamıştır. Moda fotoğrafçıları da farklı sanat akımlardan beslenerek daha özgün çalışmalar ortaya koymaktadırlar. Bu araştırmada; nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman inceleme yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın kapsamı amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan maksimum çeşitlilik yöntemine göre yapılarak, sürrealist çalışmaları ile öne çıkan moda fotoğrafçısı Tim Walker'ın çalışmaları arasından raslantısal yolla seçilmiştir. Sanatçının sıra dışı ve etkileyici olarak tanımlanan çalışmaları ile alanında oldukça dikkat çeken moda fotoğrafçısının gerçeklik algısının kaybolduğu çekimlerinde, hayal dünyasının sınırsızlığını fotoğraflarına yansıtmakta ve kullandığı teknikler ile yeni deneyimlere ilham olmaktadır. Bu çalışmada Tim Walker'in seçilen fotoğrafları üzerinden önce teknik bir analiz yapılarak fotoğrafta yer alan nesneler betimlenmiş, daha sonra bu çalışmalar gösterge bilimsel yöntem kullanılarak, Walker'ın düşünsel imgeleri kavrama nasıl dönüştürdüğü açıklanmaya çalışılmıştır.
Bilimevi Kadın Dergisi, 2018
" Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. " MILAN KUNDERA Popülist bir değişimin ifadesi olarak " moda " nın, değişime inat sürdürülebilir olması gibi bir paradoks(!) ile başbaşayız bu defa. Son sürat ilerleyen dünya motorunun hızını biraz daha azaltmak üzere yavaş moda ve yavaş hayat felsefesine kapı arayalan sürdürülebilir moda, tekstil dünyasında gitgide " moda " bir kavram olarak kullanılmakta. Ekolojik moda, yavaş moda, yeşil moda ya da ne dersek diyelim, amacımız modanın bizi ve gezegeni daha fazla tüketmesinin önüne biraz olsun geçebilmek. Dünyanın en eski ve büyük sektörlerden olan tekstil ve moda endüstrisi aynı zamanda üretim ve tüketimin de had safhada olduğu sektörlerdir. Ürün yelpazesinin sürekli genişlediği ve her ürünün " moda " sının hızla yön değiştirdiği bu sektörler hızlı üretim ağı ile çok fazla hammadde kullanımı gerektirirken bir o kadar da çevresel atık biriktirmektedir. Doğal kaynakların hızla azalmaya başladığı bu yüzyılda, son yıllarda her sektör üzerinden sıkça adına rastladığımız sürdürülebilirlik (sustainability) kavramı da tam da bu sebepten hayatımıza girmiş ve ekolojik tasarım süreçlerinin arttırılması yoluyla doğal kaynakların minumum ve etkin düzeyde tüketilmesine kapı aralamıştır. Fakat işin bir diğer boyutu da hızlı modanın hayatımıza, özellikle kadınların dünyasına kattığı pasifize kimlik. Sadece kıyafet ve aksesuarlar üzerinden değil, genel bir " moda " anlayışı ile nesneleri incelediğimizde de hızla değişim gösteren hayat stillerinin üzerimizde yarattığı baskının bizi daha fazla tüketime ittiğini kolayca farkedebiliriz. Şehirleşmenin artması ile birlikte artan günlük rutinlerimiz ve bu koşturmacada sürekli daha hızlı olma ihtiyacı; sosyal yapının dengesini bozmakla kalmıyor, üretkenliğimizin önüne de büyük bir duvar dikiyor. İşte bu noktada sürdürülebilir moda ve tasarımlar ile hedeflenen, üretimin yaşam döngüsünü daha doğa dostu biçimde iyileştirebilmek ve modanın hızını yavaşlatabilmek. Sosyal boyutuna baktığımızda ise salt
Nobel Akademik Yayıncılık, 2023
Bu kitap kimliklerin yapısında ortaya çıkan bu yeni durumun nasıl yapılandığını anlamak için Şanlıurfa ili özelinde erkeklik kimliğinin izini sürerek geçmiş ve şimdiki zaman arasında değişen kültürel kodları ve bunlar arasındaki bağlantıları “gündelik hayat” kuramları perspektifinde ortaya çıkarmayı amaç edinmektedir. Böylelikle bu kitap ile günümüzde var olan farklı erkeklik kimliklerine bir ışık tutulacağı gibi gelecekte de inşa edilecek olan erkeklik kimliklerine ilişkin bir öngörü oluşturacağı düşünülmektedir.
İdealKent Dergisi, 2020
Yaşadığımız kentler zaman içerisinde fiziksel olarak bir takım değişimlere uğramaktadır. Değişimler gerçekleşirken oluşan yeni koşullar yalnızca fiziksel bağlamla sınırlı olmayıp, sosyal yapıda da çeşitli ölçekte değişikliklere sebep olmaktadır. Kentsel morfoloji çalışmaları bu bağlamda kent içerisinde meydana gelen farklı kapsamlardaki değişimi ele alarak, söz konusu değişim sürecini okumamıza yardımcı olmaktadır. Çalışmanın amacı Adana tarihi kent merkezinde bulunan Abidinpaşa Caddesi'nin 1938 ve 2018 yılları arasındaki fiziki for-munda meydana gelen değişimi morfoloji yaklaşımı bağlamında analiz etmek ve değişimin ardındaki çeşitli etkenlerin içeriğini ve etkilerini değerlendirmektir. Coğrafya ve tarih temelli morfoloji yaklaşımıyla analiz edilen çalışma alanı, kadastro haritaları, hâlihazır haritalar gibi kentin fiziki gelişim sürecinin takip edilebileceği materyaller yardımıyla dönemlere ayrılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda Roma Dönemi'nden günümüze kadar varlığını sürdürdü-ğü tahmin edilen Abidinpaşa Caddesi'nde zaman içerisinde meydana gelen dönüşümün bina-lar, arazi kullanımı ve kat adedi bakımından esaslı şekilde gerçekleştiği, buna karşın sokak dokusunda ve parsellerdeki değişimin daha küçük ölçekli olduğu görülmüştür.
Asosjournal, 2019
Moda tasarımcıları zaman zaman geleneğe ve geleneksel giyim ögelerine tasarımlarında yer vermektedirler. Bu yaklaşım geleneksel giyim ile modanın konularının tartışılmasına olanak sağlayan bir ortamı oluşturmaktadır. Bildiride giyim kültürü, modanın tanımı ve içerikleri ele alınarak çalışmanın moda tasarımında geleneğin yorumlanması üzerine yapılacak olan araştırmalar için bir temel oluşturulması hedeflenmektedir. Bu bağlamda farklı coğrafyalarda simgesel anlayışla oluşan ve kül-türün konularından biri olarak gelişen giyim kuşam giyim kültürü altında açıklanacaktır. Yine 18. yüzyılda ortaya çıkan Endüstri Devrimi çerçevesinde şekillenen endüstriyel yaşam biçimleri ile birlikte gelişen “moda” kavramı ise olgu ve sistem olarak tanımlanacaktır. Halk kültürü verilerini barındıran giyim kültürü, içinde bulunduğu toplumun yaşam biçimini yansıtır. Burada endüstriyel bir yaşam biçiminin gereksinimi söz konusu değildir. Geleneksel yaşam gereksinimine göre şekillenen giyim kültüründe gelenekleri yansıtan renk ve biçim algısı açıkça görülür. Yüzyıllardır değişime uğramadan nesilden nesile aktarımı olan ve simge dili içeren giyim kültürünün örnekleri böylece oluşur. Oysa “moda” olgusunda, kavramın doğası gereği giyim kültüründe görülen geleneğe bağlılık bir ilke olarak kabul edilmez. Çünkü modanın her yenisi, eskisi olmak durumundadır. Çalışmanın bulgusu; “giyim kültürü” ve “moda” olgusunun konularının Endüstri devrimi öncesi ve sonrası üretim ve yaşam biçimlerine bağlı olarak tarihsel süreç içerisinde farklı biçimlerde geliştiğidir. Tarihsel gelişim süreçleri doğrultusunda iki olgunun değerleri, kapsamları ve içerikleri incelenerek örneklerle sunulacaktır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2015
Bu makale hakem değerlendirmesinden geçmiştir.
Senex:Journal of Aging Studies, 2017
Özet Yaşlılığın mekânsallaşması, apartman, sokak, mahalle vb. mekânlarda yaşlı nüfusun artması sonucu ortaya çıkan yeni bir durumu anlatmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul Kadıköy ilçesindeki eski yerleşim bölgelerinden biri olan Moda semtinde yaşayan yaşlıların, kullandıkları mekânlarla ilişkilerini incelemek ve ayrıca yaşlıların gündelik hayatlarını nasıl şekillendirdiklerini bir apartmandan hareketle ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu apartmanın yaşlı nüfusun yoğun olduğu bir semtte ve sokakta yer alması ve kendi içinde de neredeyse tamamının yaşlılara ev sahipliği yapması araştırmaya konu edilmesinde etkili olmuştur. Araştırmada nitel araştırma geleneği içerisinde yer alan durum çalışması deseni kullanılmıştır. Bu çerçevede 14 kişi ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiş ve apartmanda, sokakta ve semtte gözlemlerde bulunulmuştur. Betimsel analiz yöntemi ile değerlendirilen veriler, Michel De Certeau'nun strateji ve taktik kavramları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Yaşlıların, yerinde yaşlanmanın önemli imkânlarını hâlihazırda kullanabildikleri ancak yaşlılığın mekânsallaşması sürecinde yeni kentleşme dinamiklerinin yaşlıların taktikler geliştirmesini sınırladığı görülmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.