Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
27 pages
1 file
Türk Kurtuluş Savaşı, Batı Cephesi savaş alanlarının bir tarihi coğrafya incelemesi. 1921 ve 1922 yıllarında gerçekleşen muharebelerin mekanlarınını, savaş alanları turizmi çerçevesinde güncel koruma/kullanma kriterleri açısından değerlendirilmesi.
100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti: 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu, 2024
Türk Milleti’nin ölüm kalım savaşı verdiğ i Kurtuluş Savaşı, ismi duyulmamış nice kahramanın katkılarıyla kazanılmıştır. Bu kahramanlardan biri de Erzurumlu Gülhanım olarak bilinen Gülhanım Yurdaköle’dir. Gülhanım, 1897 yılında Erzurum’un Tortum kazasında dünyaya gelmiş ve genç yaşta Hakkı Fayetörbay ile evlenerek Dumlu nahiyesine gelin olarak gitmiştir. Görmüş olduğu bir rüyadan etkilenerek Milli Ordu’ya katılmaya karar vermiştir. Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya müracaat ederek Milli Ordu’ya katılmak istediğ ini bildirmiştir. Yapılan yazışmalar sonrasında Gülhanım’ın bu isteğ i kabul edilmiş ve Doğu’daki 21. Fırka ile Ankara’ya gitmiştir. Batı Cephesi’nde, Birinci Ordu emrine verilerek 26 Eylül 1922’de başlayan Büyük Taarruz’a katılmış, Afyon ve I&zmir’i Yunan işgal ordusundan kurtaran birliklerin içerisinde yer almıştır. Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarından Gülhanım hakkında bilgiler oldukça sınırlıdır. Halide Edib Adıvar 1959 yılında Hayat Dergisinde anılarını yayımlana kadar adeta Türk kamuoyu Gülhanım’dan habersizdir. Halide Edib Adıvar’ın anılarının yayımlanmasıyla Gülhanım’a ilgi artmış ve bu kişinin kim olduğu araştırılmaya başlanmıştır. Gülhanım, 29 Nisan 1960 tarihinde Hayat Dergisi’ne bir mektup göndererek bazı bilgiler vermiştir. Neredeyse tüm bilinenler bunlardan ibarettir. Bu çalışma çocukluğunda Gülhanım’ı tanıma imkanına sahip olmuş olan torunlarından Melahat Birtuncer ile Nilgün Çini’nin anılarından faydalanılarak hazırlanmıştır. Gülhanım’ın Millî Mücadele anıları özetlendikten sonra Cumhuriyet dönemindeki yaşamı hakkında bilgiler verilmiştir. Böylece ilk kez kullanılan bilgilerle Millî Mücadele kahramanlarından Erzurumlu Gülhanım’ın biyografisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Talip Apaydın üçlemesi, Kurtuluş savaşı yıllarında nüfusun çoğunluğunu oluşturan ve savaşta en çok can ve kan kaybına uğramış köylülüğün olduğu yerden bir bakış açısını içeren ayrıcalıklı metinlerdir. Kurtuluş Savaşı romanları içinde yalnız Talip Apaydın’da zaptiye, tahsildar ve mültezim gerçeği vardır. Yalnız onun romanlarında Kurtuluş savaşı ve sonrasının sınıfsal gerçekliği ve sosyal yaşamdaki değişimler dolaylı olarak metne işlenmiş durumdadır. Kuşkusuz, romanlar arasında kimi benzerlikler de bulunacaktır… Bu benzeşmeler, bazı yazar ve düşünürlerimiz tarafından farklı yorumlara da uğratılmıştır. Talip Apaydının romanlarında Kurtuluş Savaşı’na koca köyden sekiz gönüllü erkek olarak gönüllü katılmış, kendi olanaklarını zorlayarak borç harç kendilerine silah ve at temin ederek savaşa katılmış, savaş bitiminde aç, yırtık, yamalı, bitli olarak köylerine dönebilmek için ellerindeki silah ve atları da birliğine teslim etmek zorunda kalmış köylü kahramanlardan ikisi yaşamda kalmıştır: Molla Mahmut ve Haceli… Erkek köylü kahramanlar yanında belirgin bir kişilik olarak öne çıkan Molla Mahmut’un anası Ayşe kadın, ikinci eş olarak alacağı ölmüş asker arkadaşının eşi Nazife gibi diğer romanlarda göze çarpmayacak kadın kahramanlar, savaş yıllarında şiddetli bir padişah yanlısı ve Kuvayı Milliye karşıtı olarak yer tutan, işgalci Yunan komutanlarına koyun kesip rakı içiren, para vererek yoksul köylü kadını onların karşısında oynatan ve savaş bitiminde de köylülerin sulak tarlalarına konmayı sürdüren, Rumlardan kalan araziler üzerinde Cumhuriyet’in kasaba kaymakamı ile birlikte iş çeviren, Osmanlı çöküş döneminin ve mütareke yıllarının olduğu kadar, Cumhuriyet’in de gözdesi olacak Hacı Nuri gibi, Kurtuluş Savaşı’na katılmış köylüleri işgalci düşmana ihbar eden köy imamı Ziver gibi çok ilginç kahramanlar da yer alır.
II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ YURTDIŞINA GÖNDERİLEN RESSAMLAR VE KURTULUŞ SAVAŞI KONULU ESERLERİ, 2019
Memoirs are important sources of history. They are used within the framework of certain measures. Internal and external criticisms should be made and compared with other sources. Memoirs are usually regarded as subjective. The education and witnesses of the author makes the memoir more or less reliable.
Edebiyat ve Millî Mücadele: Öyle Bir Harp Ki, 2023
...çalışmamda bir yandan çocuk ve çocukluk kavramları özelinde Cumhuriyet sonrası seçtiğim metinlerde çocukluğun kurulumunu ve çocuk özne özelinde Kurtuluş Savaşı’nın alımlanma pratiklerinin izini anlatısal düzlemde sürmeye çalışırken diğer yandan çocuk kahramanlarının “çocuksu” öznelliklerini de değerlendirmeye çalışacağım. Sonrasında anlatıcı kimliklerin çocuk özne tahayyüllerinde maskelemeye çalıştıkları, fedakârlık kültürünün örselediği çocuksuluğun ödev söylemi ve kahramanların eylemlerindeki temsilinin izini süreceğim.
Atatürk Yolu, 2020
Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı sonrası başlayan işgallere ve barış için dayatılan Sevres Anlaşması’na karşı verdiği bağımsızlık mücadelesini yürüten kadro, bunun anti-emperyalist bir hareket olduğu hususunu Kurtuluş Savaşı sırasında sıklıkla vurgulamıştır. Türk düşüncesinde ilk olarak 1930’lu yıllarda Kadro dergisi Kurtuluş Savaşı’nın niteliğine ilişkin tezleri gündeme getirmiştir. Savaşın niteliğine ilişkin tartışmaların yeniden konu edinilmesi ise 1960’lı yıllarda olmuştur. Söz konusu yıllarda dünyada ve Türkiye’de sol düşüncenin yükselişe geçmesinin de etkisiyle emperyalizm meselesi incelemelere konu olmuştur. Özellikle 1960’ların ilk yarısında Yön dergisi çevresinde yer alan Kemalist çizgideki düşünürler Kurtuluş Savaşı’nın Batılı emperyalist güçlere karşı verilmiş bir mücadele olduğunu savunurken, solun içinden Kemal Tahir ve İdris Küçükömer gibi isimler ise bu görüşe karşı çıkmışlardır. Bu çalışmada, öncelikle emperyalizme ilişkin tarihsel perspektifte kavramsal bir açıklama yapılmaya çalışılmıştır. Ardından Kurtuluş Savaşı yıllarından başlayarak savaşın anti-emperyalist niteliğine ilişkin öne sürülen tezler ve itirazların, özellikle bu tartışmayı 1960’lı yıllarda ele alan Niyazi Berkes, Doğan Avcıoğlu, Kemal Tahir ve İdris Küçükömer gibi düşünürlerin görüşleri üzerinden bir incelemesinin yapılması amaçlanmıştır.
Kuvayi Milliyede lojistik destek, devlet imkanlarından çok halka da-yanan bir özellik arz etmekteydi. Düzenli bir ordu gibi, kadrosu per-soneli, silah ve cephanesi olmayan Kuvayi Milliyenin ikmalide akıcı ve planlı değildi. Gerek, örgütlenirken silahlandırmak ve donatmak ve gerekse, sonradan yapılacak bütünleme için önceden hazırlanmış ihti-yaç maddeleri stoku yoktu. Elinde Birinci Dünya Harbinden kalan dağı-nık bir hâlde bulunan çeşitli ikmal maddeleri silah ve cephane bulunmak-taydı 1. İtilaf Devletleri, Mondros Mütarekesinin maddelerine istinaden ülke-nin en önemli merkezlerini ve ulaştırma şebekelerini işgal etmiş ve Türk Ordusunun silah, cephane ve malzeme depolanna el koyarak orduyu ta-mamen bitkin bir hâle getirmişlerdi. Bu devletlerin büyük baskılan ve Osmanlı Hükümetinin tesirsiz hâle gelmesi düşmana cesaret vermiş ve hep birden harekete geçerek yurdu bölüşmek çabasına girmişlerdi. Fakat artık tahammülü kalmayan Türk halkı silaha sanlmış, düşmanla kahra-manca çarpışmaya başlamıştı. Bu dönemde Kuvayi Milliyenin lojistik destek ihtiyacı olan yiyecek; silah, mühimmat ikmal maddeleri en başta gelmekte idi. Yunan ordusu Ayvalık, Soma, Akhisar, Salihli ve Aydın bölgelerinde ayn ayn cepheler kurmuştu. Bu cephelerde çarpışmalar devam etmekte ve ikmal maddelerine olan ihtiyaç gün geçtikçe artmıştır. Cephenin kuzey kesimi 14. Kolordu ve 6İnci Tümen depolanndan; Salih-li cephesi, Alaşehir ve Afyon depolanndan; Aydın bölgesi 57nci Tümen tarafından ikmal ediliyordu. t.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Bingöl University Living Languages Institute, 2016
Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2000
NEW ERA INTERNATIONAL JOURNAL OF INTERDISCIPLINARY SOCIAL RESEARCHES, 2023
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2019
iki romanda bir kurtuluş savaşı, 2020
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2004
KAREFAD, ÇAKÜ Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
TÜRKBİTİG Kültür Araştırmaları Dergisi, 2022
Historical Analysis , 2019
Tsibenko V. KURTULUŞ SAVAŞINDA KENDİNİ ARAYAN BİR TOPLULUK: ÇERKESLER in SOSYAL BİLİMLER ÇERÇEVESİNDE BAĞIMSIZLIK VE YENİDEN KURULUŞ. Ed. Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER Prof. Dr. Dilek İNAN.İstanbul: Kriter, 2022., 2022