Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, Papatya Yayıncılık
…
1 page
1 file
ISBN: 978-605-4220-98-4 İzmir Yabancılar için İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEDAM) tarafından yabancı dil olarak Türkçe öğrenenler için hazırlanmış bir setin mesleki dil serisinin ilk kitabıdır. İzmir Yabancılar için İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesi kitabı, Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Çerçeve Programı (The Common European Framework Of Reference For Languages) temel alınarak belirlenen düzeylere göre ve İktisadi ve İdari Bilimler alanında (İktisat, İşletme, Uluslararası İlişkiler, Dış Ticaret, Kamu Yönetimi, Pazarlama, Bankacılık vb.) lisans ve lisansüstü öğrenim görenler için sınıf içinde uygulamaya elverişli bir kitaptır. Kitap, C1 seviyesini bitirmiş ve Türkçenin genel kurallarına hakim olan öğreniciler için hazırlanmıştır. Kitapta yer alan videolar ve dinleme etkinliklerinde kullanılacak olan ses kayıtlarına www.dedam.deu.edu.tr web sayfasından ulaşılabilir. Kitap 14 üniteden oluşmaktadır. Her ünitede 4 ders bulunmaktadır. Kitapta dinleme, okuma, yazma ve konuşma becerilerinin geliştirilmesine yönelik etkinliklerin yanında, ilgili alanla ilgili dilbilgisel farkındalık oluşturacak ve alan terimlerine yönelik etkinlikler yer almaktadır. Etkinliklerin nasıl yapılacağı kısa ve açık yönergeler ile belirtilmektedir. İzmir Yabancılar için İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesi kitabı Türkçeyi Türkiye’de öğrenenler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Kitabın hedef kitlesi İktisadi ve İdari Bilimler alanında lisans ve lisansüstü öğrenim görecek / gören yabancı öğrenici gruplarıdır. Farklı ülkelerde, farklı programlarda, farklı gruplarla da uygulanabilir, ancak bu gibi durumlarda işleyişte, kitaptaki bazı etkinlikleri uygulama dışı bırakmak ya da öğrenici gereksinimlerine bağlı olarak kitaba paralel ek malzemeler kullanmak gibi değişiklikler yapılması gerekebilir. Dokuz Eylül Üniversitesi DEDAM (Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi) Tel: (232) 463 02 67 Faks: (232) 463 02 67 E-Posta: dedam@deu.edu.tr http://web.deu.edu.tr/dedam
Ekonomi ve Yönetim Bilimlerinde Güncel Akademik Araştırmalar II, 2023
LOZAN ANLAŞMASI VE TİCARET HÜKÜMLERİ, İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
Kırklareli Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 2017
2013
Anadolu’da gocmen iskâninin onemli merkezlerinden biri olan Bursa, 18. Yuzyildan baslayarak 20. Yuzyilin sonlarina kadar farkli cografyalardan pek cok goc almis ve buna bagli olarak da Bursa’da yeni yerlesim birimleri kurulmustur. Bursa’ya gelen gocmenler, basta il merkezi olmak uzere Inegol, Iznik, Gemlik, Karacabey, Mudanya, Mustafakemalpasa, Orhangazi ve Yenisehir ilcelerine yerlestirilmislerdir. Bursa yoresine gelen gocmenler kulturel zenginliklerini de beraberinde getirmislerdir. Bu kulturel zenginliklerin basinda da dil gelmektedir. Bu acidan Bursa, yerlisiyle gocmeniyle zengin bir agiz cesitliligine sahiptir. Bursa’nin yerli agizlarinin derlenip incelenmesi daha once tarafimizdan yapilmis olmasina ragmen Bursa agizlariyla ilgili calismalar ancak Bursa gocmen agizlarinin da buna dahil edilmesiyle tamamlanmis olacaktir. Bu incelemenin ilk adimi olarak “Bursa Balkan Gocmenleri Agizlarinin Derlenip Incelenmesi” adli proje kapsaminda derleme ve cozumleme calismalari yap...
XIII. Türk Eczacılık Tarihi Toplantısı, 2018
Türk Eczacılığının son yüzyılına bakıldığında, Cumhuriyet’in ilk yıllarında müstahzarların daha çok eczanelerde ve küçük laboratuvarlarda üretiminin olduğu ve buna ek olarak az miktarda ithalatın var olduğu görülmektedir. 1927 yılında “Eczacılar ve Eczahaneler Hakkında Kanun” ile birlikte eczane laboratuvarlarının denetimden geçmesi ve uygun olanların ilaç üretmesine izin verilmesi karara bağlanmıştır. 1928 yılında yürürlüğe giren “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar” hakkındaki yasayla birlikte müstahzar ilaçların ruhsatlandırılması yoluyla, kontrolsüz üretim ve ithalatın önüne geçmek amaçlanmıştır. İlk yıllarda az sayıda olan yerli tıbbi müstahzar laboratuvarları nicelik ve nitelik açısından iyileşmiş ve zamanla aşama kaydetmiştir. 1950'li yıllara kadarki bu süreçte yerli laboratuvarlardaki müstahzar yapımına paralel olarak yabancı müstahzarlar ithal edilegelmiş olup bu ithalatın nasıl yapılacağı daima tartışılmış ve denetlenmeye çalışılmıştır. Ülke ekonomisinin menfaati göz önünde tutularak ve yerli müstahzar imalatının gelişmesinin teşviki amacıyla, yurdumuzda yapılamayan müstahzarların ithalatı öncelenmeye çalışılmıştır. 1950’li yıllar Türkiye’sinde, II. Dünya Savaşı sonrası gelişen yeni Dünya düzenine ayak uydurma çabasıyla, serbest piyasa ve liberal dış ticaret politikaları benimsenmiştir. 1950’li yıllara kadar eczanelerde ve müstakil laboratuvarlarda gerçekleştirilen ilaç üretim faaliyetleri, sanayileşme süreci ile birlikte yerel ve yabancı üreticilerin ilaç üretimine yönelik fabrika kurmaları ile devam etmiştir. Bu çerçevede, 18.1.1954 tarihinde kabul edilen “Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu” ile birlikte yabancı ilaç sermayesi yurdumuza gelmeye başlamıştır. Bu tarihten sonra Squibb, Hoechst, Pfizer, La Roche, Mirel (Sandoz), Carlo Erba, Bayer, Merck, Schering, Knoll, Wyeth, Abbott gibi üreticiler gerek kendileri, gerekse yerel ulusal firmalarla ortaklıklar şeklinde şirketler kurmuşlardır. Peşi sıra “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar” kanununda yapılan değişiklikle birlikte müstahzar imalathanelerinin sahip olması gereken şartlar belirlenmiş ve ardından 1955’te “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzar İmalathaneleri Talimatnamesi” yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemelere uyan laboratuvarlar varlığını devam ettirerek bir kısmı fabrikalaşırken, uymayanlarsa kapanmıştır. Takip eden yıllarda onaylanan 1963-1967 beş yıllık ekonomik kalkınma planına göre ilaç sanayii alanında da bazı önlemler alınmıştır. Yabancı ilaç firmalarının faaliyetleri, ilaçlara yönelik azami fiyatların getirilmesi, ithalatın sınırlandırılması ve yeni yatırımların önlenmesi yoluyla sınırlandırılmaya çalışmıştır. Ardından yaşanan yüksek enflasyon ve 1972’de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın ilaç fiyatlarını tespit eden Fiyat Kararnamesi ile ilaç sanayiinin de karlılığında düşüş olmuştur. Bu çalışmada, ilgili veriler ışığında, 1950’lerde yurdumuza üretim için gelen yabancı ilaç sermayesinin geçirdiği süreçler ve bu süreçte bu yabancı firmalardan hangilerinin günümüz ilaç pazarındaki varlığını devam ettirmiş oldukları ele alınmaktadır.
2015
Bu çalışmanın amacı mesleki dilin genel özelliklerini ortaya koymak ve bir mesleki dil olan İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesinin dilsel özelliklerini betimleyerek yabancı dil olarak Türkçe öğretimi ortamlarına aktarılmasına yönelik ders malzemesi önerileri sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda mesleki dilin tanımı yapılmış, mesleki dilin genel özelliklerinin neler olduğu belirlenmiş ve mesleki yabancı dil öğretiminin nasıl yapılabileceği üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesinin sözcük, dilbilgisi, metin ve dildışı özellikleri betimlenmiş ve elde edilen bilgiler ışığında, yabancı dil olarak mesleki Türkçe öğretimine yönelik örnek bir materyal önerisi hazırlanmıştır. İncelemeler sonucunda, mesleki dilin, genel dilin özel bir alanı olduğu, kendine özgü birçok özelliğinin bulunduğu, birçok özelliğinin de genel dilden seçilerek alındığı ancak kullanımına bağlı olarak genel dilden ayrılabildiği yargılarına varılmıştır. Çalışmada sunulan İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesinin dilsel özelliklerinin hem bundan sonraki bilimsel çalışmalar için hem de yabancı dil olarak mesleki Türkçe kurs ve ders programlarının hazırlanabilmesi için öncülük edebileceği düşünülmektedir. Anahtar Sözcükler: Mesleki dil, mesleki Türkçe, İktisadi ve İdari Bilimler Türkçesi, Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi, Ders Malzemesi Geliştirme
Heyet-i faale'nin raporu Yavuz Özmakas Heyet-i faale'nin kurulması İl ve ilçelerden delegeler saptanırken İktisat Bakanlığı; Kongre için Mahmut Esat Bey'in başkanlığında 6 milletvekili, PTT Genel Müdürü ve bir tüccardan oluşan bir " Heyet-i Faale" kurdu. 1 Heyette: Osman Hamdi Bey (Ertuğrul), Enver Bey (İzmir), Necati Bey (Saruhan), Vehbi Bey (Konya), Reşat Bey (Saruhan) ve Hacı Bekir Efendi (Konya) adlı milletvekilleri yer aldı. Çalışma Heyeti, kongre öncesinde yapılması icap eden hazırlıkları ve kongrenin muhtevası hakkında kararlar alıp uygulamakla yetkili sayıldı.
Kefad, 2017
Özet Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin varlığı, bir "eğitim ekonomisi" oluşturmuş söz konusu ülkeleri önemli bir küresel pazar haline getirmiştir. Bu süreç yalnızca, ülkelerarası kültürel işbirliklerinin gereği olarak sürdürülmemekte fakat aynı zamanda göç ve iltica faaliyetleri de bazen olağan dışı ikamet zorunluluğunu doğurmaktadır. Başka ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler, eğitim sürecinde bilgi ve becerilerini geliştirirken, aynı zamanda bulundukları ülkenin kültür ve anlayışı ile karşılaşmaktadır. Bu karşılaşma, bir kültürel entegrasyonu beraberinde getirebilir. Kültürel entegrasyon bağlamında da değerlendirilebilecek birlikte yaşama kültürü, farklı kültürdeki bireylerin bir arada yaşamaları için gerekli görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye'ye yönelik algılarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Türkiye'deki bir üniversitenin Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)'de öğrenim gören farklı ülkelerden 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye'ye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini ortaya koymuştur. Verilerin analizinde nitel veri analiz tekniklerinden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır.
Social Sciences Studies Journal
Suriye'de yaşanan iç savaş binlerce insanın ölümüne ve milyonlarcasının ise yerinden yurdundan olmasına yol açmıştır. 5-6 Milyon insan başta Türkiye olmak üzere Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerde mülteci olmuştur. Bu mültecilerin 3.5 Milyonu Türkiye'ye yönelmiştir. İlk yıllarda savaşın kısa sürede biteceği öngörüldüğünden Türkiye bu insanlara mülteci statüsü yerine hiçbir hukuki anlamı olmayan "misafir" statüsü verilmiştir. Ne var ki savaşın uzun süreceği anlaşılınca bir yasal düzenleme ile Suriyeliler "geçici koruma" kapsamına alınmıştır. Bu onlara, eğitim, sağlık ve emek piyasalarına erişim izini vermektedir. İlk iki haklarını mülteciler hemen kullanırken, emek piyasalarına erişim hakkı 0cak 2016'da çıkarılan çalışma izini yönetmeliğini beklemek zorunda kalmıştır. Ancak verilen çalışma izninin mültecilerin oturma izni aldıkları şehirlerde geçerli olması ve Suriyeli işçi sayısının işyerinde yerli işçilerin % 10'undan fazla olması gibi sınırlamalar içermektedir. Bu nedenle kayıtlı oldukları kentlerde iş bulamayan mültecilerin iş bulmak için büyük şehirlere yönelirken çalışma izninin de anlamı kalmamıştır. Bu kadar çok sayıda mültecinin emek piyasalarına girmesi bir yandan vasıfsız emek arzının yetersiz kaldığı büyük şehirlerde hazır giyim ve tekstil gibi işgücü açığını kapatırken diğer yandan da tarım ve inşaat sektörlerinde çok sayıda yerli işçiyi işinden etmiş, ücretler düşmüş ve çalışma şartları da kötüleşmiştir. Ek olarak çocuk işçiliği ve kayıt dışılık ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.
I. Uluslararası Sosyal Bilimlerde Kritik Tartışmalar Kongresi, 2018
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Geçmişten Geleceğe İzmir - İzmir'in Ticari ve Ekonomik Durumu, 2022
TÜRKİYE'DE İŞVEREN DERNEKLERİ, MÜSİAD
UZALCBS 2022 Sempozyumu
Tarih okulu, 2024
Şehir Kültür Medeniyet: Çaka Bey'den Günümüze İzmir, 2022
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi (TALİD), 2015
ZİYA GÖKALP’İN VEFATININ 100. YILI ANISINA, 5. ULUSLARASI TÜRK DÜNYASI EĞİTİM BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ , 2024
dergi.adu.edu.tr
İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 2017