Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
189 pages
1 file
Özet Bu çalışmanın amacı, İslâm ideolojisini savunan ailelerin dindar nesil yetiştirme ideali bağlamında sürdürdükleri ebeveynlik rollerinin gençlerin dindarlık algısındaki etkilerini anlamaktır. Araştırma sorunsalı bir vaka örneği üzerinden çözümlenmiştir. Gerekli verilere, ilk dindarlık yönelimini ailesinden aldığı etkilerle inşa eden ve eyleme geçiren, ergenlik döneminde ise din dışı eylemselliğe yönelen bir genç kızla derinlemesine görüşme yapılarak ulaşılmıştır. Veriler söylem analiziyle incelenmiştir. Araştırmada şu sonuçlara ulaşılmıştır: Aile, gençlerin din ve dindarlık algısı üzerinde önemli ölçüde etkilidir. Bu etki ergenlik döneminde sosyal çevresel faktörler nedeniyle yapı söküme uğrayabilmekte; genç, din dışı bir yaşantıyı tercih edebilmektedir. Gencin din dışı yaşam tercihinde, sosyal çevrenin cazibesinin yanında, aile ilişkilerinin sağlıksız olması ve mutsuz bir ev ortamı etkilidir. Ailede kazandığı dindarlık algısını farklılaştırmadan din dışı bir hayatı tercih eden kişilerde, inanç/ eylem farklılığı nedeniyle çelişkili bir kimlik inşası görülmektedir. Anahtar kelimler: Gençlik dindarlığı, aile, sosyal çevre, kimlik inşası, söylem analizi. Abstract THE EFFECTS OF FAMILY ON BUILDING RELIGIOUSNESS IN YOUTH This study aims to describe the effects of parenting by parents who defend Islamic ideology in adolescents' religiousness perception. Its problem was solved with a case example. The data were obtained by interviewing a young female who was non-religious during her adolescence period, but became religious due the effect of her parents and behaved accordingly. The data were assessed using discourse analysis. The study shows that family plays a key role in religion and religiousness perception. However, this can be destroyed. Adolescents may choose a non-religious life. Alongside the lure of the social environment, unhealthy family relationships and an unhappy home environment affect the choice of a non-religious life. A contradictory identity construction can be seen in people who prefer a non-religious life without comprehending religion.
AİLE İÇİ İLETİŞİMİN YAŞAM BAŞARISINDAKİ ÖNEMİ, 2017
Sosyal bir varlık olan insanın kimlik oluşumunda, kendini ait olarak hissettiği yakın çevresinin büyük etkisi vardır. Birey ve toplum arasındaki karşılıklı etkileşim, bireyin konuştuğu dilin oluşumunda etkilidir. Bireyin kültürünün ürünü olan dil, toplumsal kültürün de taşıyıcısı, tercümanı ve en önemli oluşturucusudur. Aile içi iletişim yoluyla bireyin kimliği, yaşamının ilk yıllarından itibaren olgunluk çağına gelinceye kadar, ait olduğu toplumun kültürünün etkisiyle şekillenir. Bireyin kimliği, kültür ve dil ile iç içedir; bu etkileşim ekseninde, içinde büyüdüğü kültürle yoğrulan bireyin kimliği, ait olduğu grubun “aynası”dır. Çocuk, büyüdüğü ailede gördüklerini ve öğrendiklerini sosyal ilişkilerine yansıtır, başkalarında gördüğü ve kabullendiği davranışları kopyalar ve tekrarlar. Bireyin kişiliği dış dünyayla olan etkileşimiyle değişime uğrar. Aile ve toplumdan sağlıklı veriler toplayan “ben”lik sahibi birey, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bir kişilik sahibi olur. Ailenin kendisine sağladığı bu özgüvenle kimliğini geliştiren birey, farklılıklardan korkmaz. Farklılıkların zenginlik olduğuna inanır, farklı kültürlerden insanlarla kolayca iletişim sağlayabilir. Hızlı gelişen iletişim teknolojisinin kimlik oluşumunda etkisi gün geçtikte artmaktadır. Diğer kültürleri tanıyan, kültür taşıyıcısı diğer insanlara önyargısız yaklaşan, iç dünyasıyla barışık, farklılıklarla yaşamayı ve iletişim sanatını öğrenen insanlar, “Küresel Köy”de başarılı olur. Baskı, korku kültürüyle büyüyen, dar kimlik sahibi ve önyargılı insanlar, başarısız olmaya aday bireylerdir.
Bu bölümde aşağıdaki yeterlikleri kazanmanız beklenmektedir: • Toplumsal etki kavramını tanımlayabilme; • Toplumsal etki türlerini örneklerle açıklayabilme; • Uyma davranışının nedenlerini tartışabilme; • Uyma davranışının türlerini belirtebilme; • Uyma ile ilgili araştırmaları değerlendirebilme; • Otoriteye itaat kavramını tanımlayabilme; • İtaat davranışının temel nedenlerini tartışabilme; • Azınlık etkisinin oluşumunu açıklayabilme.
DergiPark (Istanbul University), 2021
ÖZET Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm Dünya'da 12 Mart 2020 pandemi olarak ilan edilen COVID-19 virüsü Dünya'da üç ay kadar kısa bir sürede çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. Dünya'nın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de pandemi sürecinden sosyal, ekonomik, psikolojik açıdan olumsuzluklar ile karşı karşıya kalmıştır. Özellikle bu süreçte toplumun en küçük yapı taşını oluşturan aileler en çok etkilenen grup olmuştur. Çalışmada COVID-19 pandemi sürecinin bireylerin ve ailelerin hayatına yansımaları araştırılarak aile içi iletişime etkisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Yapılan çalışmaların incelenmesi sonucunda, artan vaka ve ölüm sayıları, sosyal mesafe kuralları, kısıtlama uygulamaları, artan işsizlik, gelir durumu, bireylerin kaygı ve korku seviyelerindeki artış, ev içinde uzun süre geçirilmesi, işin ve eğitimin ev içine taşınması gibi unsurların aile içi iletişimi etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda COVID-19 pandemi sürecinde psikososyal destek hizmetlerinin artırılması, aile danışmanlığı hizmetlerinin geliştirilmesi, devlet ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerekli ekonomik desteğin sağlanması, konu ile ilgili daha çok bilgilendirici videonun medya aracılığı ile sunulması önerilebilir. etmektedir.
2019
Horlama sosyal bir sorundur ve de aile ilişkilerini tehdit eden bir problemdir. Bu çalışmada horlamanın aile içi iletişime etkilerini araştırmayı amaçladık. Yöntem: Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak-Burun-Boğaz kliniğine horlama şikayetiyle gelen 50 hastaya horlamanın aile içi iletişime etkileri konusunda puanlama ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Ankete 36 erkek, 14 kadın katılmıştır. Katılan kişiler 20-74 yaş aralığındadır. Yaş ortalaması 45.08±11.88'dir. Ankete katılan kişilerin horlama konusunda bilgileri eğitim düzeyleri ile karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı bulundu.(p˂0.05) Sonuç: Horlama tüm aile bireylerini etkileyen aile içi iletişimi bozacak düzeyde bir sorundur. Bunun yanında kişinin sadece kendi fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyen bir sorun olmayıp hem aile hem de toplumdaki insanlarla iletişiminde bozukluklara neden olmaktadır. Anahtar Sözcükler: Horlama, anket, aile
Bu araştırmanın amacı globalleşen dünya ile birlikte İngilizcenin de globalleştiği açıklamasının yapılması ve evrenselleşen bu dilin “dil” üzerine etkisini araştırmaktır. Aynı zamanda dilin günümüz dünyasının vazgeçilmezi haline gelen hızdan ne derece etkilendiği de incelenmiştir.
Makalenin konusu, Türkiye'de yerleşim yerleri düzleminde aile yapısına bağlı olarak farklılık gösteren köy ailesinin aile içi ilişkileridir. Sanayileşme ve kentleşme süreçlerine bağlı olarak ailenin, bir çok konuda sosyal ve kültürel değişmeler geçirdiği bilinmektedir. Özellikle köy ailesindeki değişimler öncelikle aile içi ilişkilerde yoğunlaşmaktadır. Değişimin yönünü anlamak açısından aile içi ilişkileri ortaya koymak ve çözümlemek oldukça önemlidir. Aile içi ilişkilerinin kavramsallaştırılması; aile içi rol ve statü dağılımı, sorumluluk paylaşımı, karıkoca ilişkileri ve ebeveynler ile erkek ve kız çocukları ilişkilerinin nitelikleri ve çocuğa verilen değerin niteliği bakımından değerlendirilip, konusunda yürütülmüş araştırmalardaki verilerden de yararlanılarak hali hazırdaki durumu ortaya konulmuştur. Çalışmada, Türkiye'de köy ailesinin hem yapısal görünümleri itibariyle hem de ilişkileri bakımından gelenekselden moderne doğru değişme içinde olduğu vurgulanmaktadır.
Türk Psikiyatri Dergisi, 2008
Amaç: Araştırmada, göç etmiş ergenlerle göç etmemiş ergenlerin, yaşam doyumu, benlik saygısı ve sosyal destek ağları açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Beş gruptan oluşan örneklemin, birinci (İzmir doğumlu, N= 60), üçüncü (Kızıltepe-Nusaybin doğumlu, N = 64) ve beşinci (Köy doğumlu, N= 61) grupları göç etmemiş ergenlerden oluşurken, ikinci grup Mardin ve köylerinden İzmir'e göç eden ergenlerden (N= 60), dördüncü grup yakın köylerden Kızıltepe-Nusaybin'e göç eden ergenlerden (N= 60) oluşmaktadır. Dolayısıyla, örneklem 12-15 yaşları arasında, toplam 305 (kız: 152 ve erkek: 153) ergenden oluşmaktadır. Kullanılan ölçekler; Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Yaşam Doyumu Ölçeği, Sosyal Destek Ağları Ölçeği ve Kültürlenme Düzeyi Ölçeği'dir. Bulgular: İzmir'e göç eden ergenlerin yaşam doyumu ve benlik saygısı ortalamaları diğer gruplarınkinden daha düşüktür. Ayrıca İzmir'de yaşayan grubun sosyal destek ağlarındaki arkadaş sayısı diğer gruplarda olduğundan daha fazladır. Göç etmiş ergenlerde yaşam doyumu, benlik saygısı, sosyal destek ağları ve kültürlenme düzeyi puanları, yaş ve cinsiyete göre farklılaşmamaktadır. Okula giden ergenlerin yaşam doyumları daha yüksekken, sürekli çalışan ergenlerin kültürlenme düzeyleri daha düşüktür. Ayrıca göç etmiş olup geri dönmek isteyenlerin kültürlenme düzeyleri de düşük bulunmuştur. Son olarak, yakın ilçelere göç eden ergenlerin kültürlenme düzeyleri İzmir'e göç eden ergenlerinkinden daha yüksektir. Sonuç: Bulgular özellikle kültürel bağlam açısından farklılaşan bölgelere göç etmenin ergen ruh sağlığında birçok olumsuzlukla ilişkili olduğuna işaret etmektedir.
İNSAMER, 2020
Bizim dışımızda gelişen bu durumun kontrolünü sağlamak ve üstesinden gelmek için yöntemler belirlemek ve mücadele etmek, bu süreci en az hasarla atlatabilmek için en temel koşuldur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
AİLE ŞİRKETLERİNDE KURUMSALLAŞMANIN İÇ KAYNAK BAĞIMLILIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA, 2023
Türk Kültüründe Aile ve Çocuk, Pegem, 2020
Türk Dijital Platform Dizilerinin Aile Kurumuna Etkisi, 2021
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018
Dini Yayınlar Kongresi Dijital Yayıncılık, 2021
Marmara Üniversitesi kadın ve toplumsal cinsiyet araştırmaları dergisi, 2017
Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, 2020