Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020
Kavramın kuramsal araştırmacılarına göre stratejik kültür, ülkelerin güvenlik temalı strateji oluşturmadaki karar alma süreçlerine etki eden, duygu, düşünce ve davranış kalıplarının toplamı olarak tanımlanmaktadır. Bu tezde, ilk olarak stratejik kültür kavramının teorik içeriğinden bahsedildikten sonra, İsrail stratejik kültürünün, jeostrateji, tarih, din ve kamoyunun algı mercekleri üzerinden tanımlanan kaynakları ve kaynakları ile doğrudan ilişkili olan karakteristik davranış kalıpları belirlenmiştir. İkinci olarak ise İsrail stratejik kültüründeki karakteristik davranış kalıplarının, başta kabine, başbakanlık, savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı, askeri istihbarat başkanlığı, dışişleri bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar olmak üzere İsrailli karar alıcıların ilgili dönemlerin kendi bağlamları içerisinde, Hizbullah ile mücadele temalı güvenlik stratejileri oluşturmadaki karar alma süreçlerine nasıl etki ettiği tartışılmaktadır. Araştırma, Hizbullah’ın kuruluşundan itibaren, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği askerî harekâtları içermekte ve son olarak 2006 yılındaki stratejik başarısızlığının nedenlerini stratejik kültür üzerinden sorgulamaktadır. Bununla birlikte, İkinci Lübnan Savaşı ve bilhassa Hizbullah unsurlarının önemli bir bölümünün Suriye’ye kayması sonucunu doğuran Suriye İç Savaşı’ndan sonra bölgede uzun bir süredir taraflararası, göreceli bir sessizlik hakim olmuştur.
Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Önlemeye yönelik tüm girişimlere ve bu doğrultuda ortaya konulan fikir akımlarına rağmen savaşların meydan gelmelerindeki süreklilik, devletleri her an bir savaş durumunda kalma ihtimaline karşı hazır olmaya zorlamaktadır. Savaşın bir zorunluluk olduğu durumlarda da kazanmak için uygun stratejilerin ortaya konulması oldukça önemlidir. Geleneksel savaş stratejileri sadece askerî terimlerle ifade edilse de günümüzde savaşların değişen doğası nedeniyle savaş stratejileri askerî, siyasî, ekonomik, toplumsal, teknolojik alanları da içine alan çok boyutlu bir yapıya ulaşmıştır. Savaşan tarafların kimliği, savaş sahaları, kullanılan yöntemler, savaş süresi, düşman-dost algısı, silah ve araçlar büyük bir değişime uğramıştır. Sıcak çatışmaların yanına aktörler arasında yürütülen pek çok savaş türü eklenmiştir. Böylece de yeni bir savaş anlayışı ortaya çıkmıştır. Savaş alanındaki gelişmeler ışığında günümüzde savaş stratejisi oluşturmanın devletleri hiç olmadığı kadar zorladığını söylemek gerekmektedir. Bu zorlu işte devletler, yoğun şekilde istihbarat faaliyetlerine başvurmaktadırlar. İstihbarat faaliyetleri ile; savaş stratejilerinin oluşturulmasında son derece önemli olan öze ve düşmanlara yönelik bilgilerin toplanması, tarafların kapasitelerin belirlenmesi, mevcut ve olası tehditlerin ve tehdit kaynaklarının tespit edilmesi, olası savaşların ve çatışmaların gerçekleşebileceği yer ve zamanla ilgili öngörülerin yapılması, önleyici faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gibi görevler yerine getirilmektedir. Bu nedenle de savaşların kazanılmasında, ülke istihbaratının kalitesi belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada öncelikle savaş, strateji ve istihbarat kavramlarının genel hatları çizilecektir. Arkasından da savaşın ve savaş stratejisinin değişen doğası anlatılacak ve bu bağlamda istihbaratın savaş stratejisindeki önemine değinilecektir. Makale, yeni savaş anlayışına uygun stratejisi yapımında istihbaratın nasıl bir rol aldığını ortaya koymaya çalışacaktır. Değişen savaş anlayışında istihbaratın nasıl bir silah haline geldiği ve bu süreçteki strateji yapımında “bilinmezlik” tehdidinin önlenmesinde ilgili faaliyetlerin değerinin ifade edilmesi çalışmanın esasını oluşturmaktadır.
Özet: Bütünlefltirici planlama yaklafl›m›na göre proaktif, rasyonel, normatif ve kapsaml› bir ak›fl içeren stratejik yönetim ana hatlar› ile misyonun ve amaçlar›n belirlenmesi, çevre analizleri yap›larak stratejilerin belirlenmesi, uygulanmas› ve kontrolünden oluflmaktad›r. Strateji belirleme sürecinin ise önemli bir niteli¤i çevredeki f›rsat ve tehlikeler ile iflletmenin güçlü ve zay›f yanlar›n›n detayl› bir flekilde incelenmesi ve isabetli stratejik kararlar alabilmek için bu incelemelerde elde edilen verilerin en iyi bir flekilde de¤erlendirilmesi anlam›nda kullan›lan kapsaml›l›kt›r. Daha çok zaman ve kaynak ayr›lmas›, daha çok bilgi toplanmas› ve son karar› vermeden önce stratejist olarak görev yapan yöneticiler aras›nda daha çok fikir tart›flmas› yap›lmas› kapsaml› bir strateji belirleme sürecinin özelliklerindendir.
Bu çalışma küreselleşme sürecinin şekillendirdiği rekabet ortamında ortak hareket etmek, ortak paylaşım ve ortak gelişim yaklaşımlarıyla kurulan stratejik işbirliklerine genel bir bakış açısı oluşturmak için hazırlanmıştır. Çalışmanın birinci kısmında küreselleşme süreci; tanımı, kapsamı, kısa tarihi ve temel dinamikleri çerçevesinde incelenecektir. kinci kısımda ise teknolojik işbirliği kavramı ve türlerinden bahsedilerek teknolojik işbirliği türlerinden stratejik işbirlikleri; kavram, türleri, nedenleri, başarısızlık nedenleri ve stratejik işbirliği örnekleri bazında incelenecektir. This study has been prepared to constitude a general point of view about strategic alliances, which has been established to cooperate and co-development in the competitive environment that the globalization process has developped. In the first part of the study the globalization process will be analyzed in terms of its definition, short history, content and the basic dynamics. In the second part, by mentioning the concept of technological alliances and its types, the strategic alliances which is one of the types of technological alliances will be analysed. Strategic alliances concept, its types, reasons to form an alliance, reasons why an alliance be ineffective and the strategic alliance examples will be mentioned.
İran arasında bölünmüş bir bölgedir. Topraklarının büyük kısmı Pakistan'da yer alır. İran'da ise Sistan-Belucistan eyaletinde yaşarlar. Soğuk Savaşın hakim olduğu ve dünyada 2 Süper gücün bulunduğu dönemde bağımsız Belucistan sorunu gündeme getirilmiş ama bir çözüme kavuşamamıştır. Son zamanlarda ABD ve İngiltere'nin gizliden gizliye desteklediği projedir. Pakistan ise bu konu ile ilgili Afganistan'daki Taliban örgütüne el altından destek verir. Dış politika üzerinden etken olarak Hindistan'ın bu iç kargaşaya destek verdiği düşünülmektedir. Kısımlara ayrılan Belucistan bölgesi Kürdistan'a benzetilmektedir. Beluci halkı birbirine kenetlenmiş bir vaziyette olmasına rağmen birden fazla dış ülkenin ortayı karıştırılmasıyla kopukluk yaşamış ama hala da Özgür Belucistan düşüncesini yitirmemiştir. Belucistan' da bulunan Kürt halkı ve Kürtlerin bağımsızlık düşüncesi bu noktada birleşir. ABD ve bazı ülkeler Pakistan'ı rahatsız edecek derecede Belucistan ile ilgilenmekte bu da Pakistan bölgesini giderek istikrarsızlaştırmaktadır.
LÜBNAN’DA HIZBULLAH’IN GÜÇLENEN POZISYONU VE İSRAIL’E OLASI YANSIMALARI, 2021
Son dönemde Lübnan ekonomisindeki sorunlar derinleşmiş ve içinden çıkılmaz bir hâl almıştır. Öyle ki ordunun günlük faaliyetleri için gerekli bütçenin ve gıda ve elektrik başta olmak üzere halkın en temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda dahi büyük zorluklar yaşanmaktadır. Diğer yandan, ülkedeki soruna asıl çözüm bulması gereken siyasi karar alma mekanizmalarının tıkanmış olması sorunları derinleştirmektedir. Bu noktada Hizbullah’ın, Suriye iç savaşı sayesinde hem Lübnan’da ekonomik ve siyasi kapasitesini arttırması hem de askerî açıdan hassas güdümlü füzeler de dâhil olmak üzere stratejik mühimmat envanterini nitelik ve nicelik olarak geliştirmesi bölgesel güvenlik dengesini değiştirmiştir. Örgütün, yalnızca savunmada kalmayıp İsrail’e karşı ofansif planlar geliştirmesi ve bunların alenileşmesi, İsrail’in caydırıcılığının zayıfladığına işaret eden önemli bir ayrıntıdır. Dolayısıyla İsrail’in, Hizbullah’ın edindiği kapasiteye dair tehdit algısı giderek artmaktadır ve İsrail, İran ile olan mücadelesinde kuzeyinde giderek yükselen bu tehdide karşı yeni stratejiler geliştirmeye çalışmaktadır. Bu ortamda, İsrail’de siyasi istikrarın hâlen tam anlamıyla sağlanamamış olması ve yeni belirsizlikler, bölgesel gelişmelerin dikkatle takip edilmesini gerektirmektedir.
Yüksek Lisans Tezi, 2015
Stratejik istihbarat; öngörülebilir gelecekteki potansiyel tehdit ve fırsatları tahmin ederek karar vericilere ve politika yapıcılara belirsizliklerle çevrili ortamda yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada stratejik istihbarat analizi tekniklerinden zaman serileri analizi ile 2009-2013 yılları arasında işlenen bilişim suçlarına ait dava karar dosya sayılarının analizi yapılarak bilişim suçlarının 2014,2015 ve 2016 yıllarında ulaşabileceği sayılar tahmin edilmiştir. Türkiye’de de ilk defa bilişim suçu 1990 yılında işlenmiş, internet kullanımının yaygınlaşmasına bağlı olarak ise 2004 yılından itibaren ülkemizde işlenen bilişim suç sayıları günden güne artmıştır. Bu çalışma, bilişim suçlarıyla mücadelede hem kolluk güçlerine hem de mevzuata gelecekte alınması tedbirler konusunda yol göstermeyi ve karar vericiler ile politika yapıcılara durumsal farkındalık sağlamayı hedeflemektedir.
This Chapter under the title "Ottoman Public Order Strategies" is a part of the book: "Türk Polis Tarihinin Kökenleri", edited by Yucel YIGIT. The article focuses on the measures taken by the Ottoman authorities to minimize the violation of law and order. Rather than punishing the guilties, the Ottoman Sultan and the government preferred lesser crimes in the society. In many cases, the measures was strict, but deterrent. Continuous naval patrol on the Bosphorus, prohibition of leaving villages, strict control on freedom of travel, collective legal liability by the society, and financial penalties to be paid to the ruling military authorities are among these measures. However, in many cases, despite all legal regulations, the criminal cases were very high in the society. Certain Sultans, like Murad IV, applied harsh penalties to punish the criminals. The article touch upon basic Ottoman strategies to overcome legal violations. Many samples and quotations are given from archival materials for each subtitle for better conceptualizing the issue.
SOSYAL GÜVENLİK DÜNYASI DERGİSİ (HAKEMLİ) SAYI:82 SYF: 92-105, 2013
Günümüz ekonomik, sosyal ve kültürel ortamının en fazla tartışılan konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Dünya coğrafyasının her geçen gün küçüldüğü, okyanus ötesi kavramının giderek kaybolduğu, ekonomik ve sosyal hayatın giderek melezleştiği bir süreç yaşanmaktadır. Son otuz yılın gündemini oluşturan küreselleşme kavramı, beraberinde derin tartışmalar doğurmakta, savunanları ve eleştirenleri karşı karşıya getirmektedir. Bu makalede küreselleşme yaklaşımları tarafsız olarak incelenmiş, süreci destekleyenlerin bakış açıları tespit edilmiş, küreselleşme karşıtlarının süreç ile ilgili şüphe ve endişeleri irdelenmiştir. Makalenin son safhasında ise Türkiye‘nin küreselleşme sürecinden istifade etme yol ve stratejilerine değinilmiştir.
STRATEJİ VE GÜVENLİK ALANINDA TEMEL VE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR, 2020
Kültürel ögelerin devlet davranışlarına etkisi üzerine şekillenen stratejik kültür kavramı kitabın bu bölümünün temel konusunu oluşturmaktadır. Devletlerin milli politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynayan stratejik kültür kavramının tanımı ve genel çerçevesi çizildikten sonra sırasıyla Türk, Amerikan (ABD), Rus, Alman, Çin ve İran stratejik kültürleri özet olarak incelenecektir.
2024
Filistin sorunun bölgesel ve küresel düzeyde doğru şekilde anlaşılmasının önündeki temel engel hiç kuşkusuz tarihsel olarak Yahudi toplumu ve İsrail yönetimi tarafından üretilen teopolitik kökenli dezenformasyon girişimleridir. Bu girişimler tahrif edilmiş Tevrat ve Eski Ahit kaynaklı referanslarını kullanarak Filistin topraklarının Yahudi toplumuna ait olduğu dezenformasyonunu üretmeye devam etmektedir. Bunun en son örneği ise İsrail'in yıllardır sürdürdüğü saldırganlıklarına karşılık 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze Şeridi'nin yasal hükümeti Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın İsrail'e karşı başlattığı "Aksa Tufanı" saldırısının ardından yaşanan dezenformasyon savaşımıdır. 2006 yılından beri İsrail tarafından fiziki olarak abluka altında tutulan Gazze, 7 Ekim tarihinden itibaren enformasyon akışını da engelleyen yeni bir ablukayı tecrübe etmek zorunda kalmıştır. İsrail yönetimi bu süreçte Gazze'de işlediği savaş suçlarını ve soykırımı gizlemek, yaşananları ARAŞTIRMA * Selçuk Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü,
Türkiye’de üstün zekalı ve yetenekliler eğitimi ile ilgili çalışmalar son yıllarda hız kazanmıştır. Önemli adımlar atılmış olsa da, öğrencilerin ihtiyaçları karşılanamamaktadır. Bu alan yazın taramasında üstün zekalılar eğitimde yaklaşık 50 yıllık geçmişi olan İsrail de yapılan çalışmalar incelenmiş, öğretmen ve öğrenci eğitim çalışmaları üzerinde durulmuştur. İsrail’de yapılan çalışmalar incelenerek üstün zekalı ve yetenekli bireylerin eğitimlerine ne kadar önem verdiklerine ve bu bireylere yönelik uygulanan program, öğretmen, materyal gibi eğitimsel içeriklerin detaylarına dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de üstün zekâlılar ve yetenekliler eğitimindeki yapılacak çalışmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur
2025
Bu çalışmada, İsrail’in Filistin topraklarını hangi kamulaştırma gerekçeleri ile nasıl ilhak ettiği anlatılacak ve meşru bir zemin yaratmak adına çıkardığı yasalar ve yönetmeliklerle hukuku araçsallaştırma ve Filistinlilerin haklarını sistematik olarak ihlal etme süreci analiz edilecektir.
2021
Makalenin giriş kısmında Suriye iç savaşının ortaya çıkışı ve kısa zaman içerisinde küresel güçlerin dâhil olduğu bir bölge haline gelme süreci ve Esad'ın orantısız güç kullanımı analiz edilmiştir. Makalede özellikle BM mülteci sorununa yaklaşımına yer verilmiştir. ''Suriye'de Bulunan Küresel Güçlerin Nedeni'' isimli başlıkta ise Suriye iç savaşında küresel güçler ele alınarak bu bölgede bulunma nedenleri analiz edilmiştir. İdlib başlığında ise İdlib şehrinin Orta Doğu konjonktüründeki rolü ve stratejik önemi belirtilmiştir. Makalede özellikle İdlib'deki son durum ele alınmış, burada yürütülen Astana ve Soçi süreçleri analiz edilmiştir. İdlib'in stratejik başlığı altında ise bu bölgede bulunan ve hâkim gruplar analize tabi tutulmuştur. Çatışma Paradigmaları ve M4-M5 Karayolu başlığın altında İdlib bölgesinde Türkiye ABD ve Rusya'nın çatışma paradigmaları göz önüne alınarak DYÇ-Düşük Yoğunluklu Çatışma ve YYD-Yüksek Yoğunluklu Diplomasi yöntemleri örneklerle gösterilmiştir. İlaveten de bu başlık altında M4-M5 karayollarının önemi gösterilmiştir. Türkiye'nin İdlib'deki Stratejisi isimli başlıkta İdlib'in Türkiye için önemi ve BM 51. Maddesi, Adana mutabakatı ve Soçi mutabakatı kapsamında bu bölgede olma sebepleri belirtilerek İdlib'deki Türk Silahlı Kuvvetlerinin son durumu analiz edilmiştir.
Orta Çağlardan Günümüze Türk Dünyasında Kültür ve Şehircilik, 2019
Bithynia topraklarının gözde şehri olan İznik, Türkiye Selçuklu Devletinin ilk başkentidir. Devletin kuruluşunda önemli bir yapı taşı olan şehir, 1097 yılındaki kaybına kadar Selçuklulara gerek siyasî gerekse de iktisadî anlamda önemli dinamikler kazandırmıştır. Bu nedenle söz konusu dinamiklerin tespiti ve tahlili devletin kuruluş dönemini iyi anlayabilmek adına elzemdir. Bu makalede İznik’in mekânsal özellikleriyle birlikte işlevsel kimliği, askerî potansiyeli ve ulaşım ağı içerisindeki konumu genel bir değerlendirmeye tabii tutulacaktır.
Hitit Ekonomi ve Politika Dergisi, 2022
This study deals with the relationship between the Nestorians and the Western States on the way to the First World War, within the framework of the arguments of strategic intelligence. In this study, it is aimed to reveal how the Western states, through the use of strategic intelligence instruments through missionaries, had an effect on the Nestorians, who were living their lives without any problems within the borders of the Sublime State. Starting from this historical perspective, the strategic mistakes made by the Nestorians during the rebellion attempts that ended with immigration and the orientation of the Western states will be emphasized. Missionaries developed various channels of dialogue in their relations with the Nestorians, but not all missionaries had the sole purpose of spreading religion. It has been claimed that the ancestors of the Nestorians were “Assyrians” by the missionaries and the archaeologists and intelligence officers who subsequently came to the region. Western states made promises by expressing that an “Assyrian” state should be established in the region. Acting within the framework of these promises during the First World War, the Nestorians rebelled against the Sublime State. The Nestorians, who developed close relations with Russia and Britain, started massacres in the regions they were in, thinking that a state would be established for them by these countries. The arguments of strategic intelligence were gradually applied by the Britain, primarily exploiting the Nestorians for military purposes. The arguments of strategic intelligence were applied gradually by Britain, and the Nestorians were used primarily for military purposes. Thanks to the planning spanning many years, the Nestorians appeared on the stage as an important actor in critical times. The developments at the end of the war and afterward show that an “Assyrian” state was not established for the Nestorians. Nestorians, who lived in Hakkâri for many years, had to migrate to other countries under the protection of Britain after their revolt. Britain acted effectively in the difficult times of the war by actively using the elements of strategic intelligence in its relationship with the Nestorians.
Summary This study seeks to highlight the significance of South Saharan states in the Israeli foreign policy, and identify the goals and determinants of this policy and the ability of the Israeli decision makers to make use of the changing realities within and without the continent to reintroduce to reinforce their presence. The study relies on the analytical descriptive approach, and stands on the main hypothesis: that the Israeli foreign policy towards Africa stems from its full awareness of the importance of this resources-rich continent that has a notable weight in international organizations.
ÖNSÖZ Türkiye'de halkla ilişkiler kavramının tam yerine oturtulamaması nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde olmayan, "Sekreterlik ve Büro Yönetimi" mesleği ile hemen hemen eş anlamda kullanılması ve Türkiye'ye has bir meslek haline dönüştürülmüş olmasıdır. Halkla ilişkiler mesleği ülkemizde son on yıldır önemli kazanımlar elde etmiş olsa da halen mesleki olarak istenilen yerde değildir. Halkla ilişkiler mesleği üzerindeki daha önceden edinilmiş yanlış ve olumsuz kanıların giderilmesi için bu mesleğe gönül vermiş olan araştırmacı ve yazarlara önemli görev düşmektedir. Halkla ilişkilerin hak ettiği yeri alabilmesi için daha fazla yayına ihtiyaç vardır. Aynı ürün ya da hizmete sahip ve yoğun rekabet şartlarının yaşandığı küreselleşmiş iş ortamında işletmelerin hayatta
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.