Academia.eduAcademia.edu

Ejderhayı Yenmek: Özkan Gözel'e Üç Soru

2020, Bitmemiş İnşa: Postmodernizm (ed. Ahmet Melih Karauğuz)

Abstract

Analitik bir tarih çizgisi çizerek modernliğin tarihine bir ömür biçmek ve sonunun artık geldiğini ilan etmekten ziyade pek çok eleştiri ve özeleştiriye rağmen hâlâ güçlü kalan ve teknolojiden şehirleşmeye, mimariden felsefeye, eğitimden askeri yapılanmalara kadar her alanda baskısını bir an olsun yitirmeyen modernliğin tasvirini dizgin tanımaz bir ejderhaya benzetmek sanıyorum ki yanlış olmaz. Etrafta bu ejderhayı dizginleyebilecek hiçbir şey kalmamıştır zira her şey (objectum) zaten ejderhaya yani özneye tabidir (subjectum): Çok düşünmeye de gerek yok; özne zaten “kafadan” merkezde, geri kalanlarsa ancak ve ancak onun tebaası olabilir. Özne’nin o kullanmakta gittikçe mahir olduğumuz VR gözlüklerinden tutun da şuncacık çocukların eline tutuşturduğumuz tabletlere kadar artık iyice gelişip serpildiği günümüz dünyasında hayli aşina olduğumuz modernliğin bu kaba hikâyesinin bir sona yaklaştığını ilan etmek fazla fantastik olacaktır. Sonuç olarak diyebiliriz ki modernlik hâlâ kanlı-canlı tepemizdedir. Şu çetrefilli soruyu bir dillendirelim o hâlde: Tepemizde tepinen bu ejderhayı yenmek postmodernliğin harcı mıdır?

Key takeaways

  • Özkan Gözel'in bu kitapta yer alan "Çekiver Kuyruğunu Ejderhanın!"
  • O hâlde, postmodern düşüncenin kurulu olan üstanlatılara darbeleri, modernizmi yere sermek için değil, belki de "hoşlaşma-yaratıcı (euro-gen) bir kaşınma" içindir (Gözel, 84).
  • Gözel, modernlik ve postmodernliği yekvücut bir yapı olarak tasvir ederken, bize sunulan bu alengirli orta oyununun berisine, ötesine bizi davet ediyor.
  • (Gözel, 81) Özne'nin modern dönemde yaratılmasıyla birlikte insanın ifsad edilen kökenini ıslah etmek için Gözel, modernliğin tüm bedeninden kurtulmayı tercih etmektedir.
  • Ki burada, postmodern düşüncenin modernliği "yenmek" gibi bir amacının olmaması da o hâlde anlayışla karşılanabilir.