Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
192 pages
1 file
İBN MISKEVEYH VE SİYASET, 2021
İslam siyaset düşüncesi son zamanlarda yeni bir ilgi odağı olmakla beraber aynı zamanda önemli bir tartışma konusu olma niteliğini de sürdürmektedir. Bu ilginin artmasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi, dönemin filozofları hakkındaki muğlaklığı ortadan kaldırma çabasıdır. Bu muğlak alanlardan bir tanesi de, İslam siyaset düşüncesine adını altın harflerle yazdırmış olan İbn Mıskeveyh'tir. Bu bağlamda bu çalışmanın konusunu, ünlü filozof 'un hayatı ve ele almış olduğu eserleri oluşturmaktadır. Bu çerçevede çalışma, öncelikle filozof 'un kronolojik olarak hayat öyküsünü ele aldıktan sonra, İbn mıskeveyh'in karakter ve kişiliğine de değinecektir. Son olarak, Ibn mıskeveyh'in eserlerinden yola çıkarak onun İslam siyaset düşüncesinde önemli bir anahtar kavram olarak belirlediği "ahlak" kavramı üzerinden onun siyaset anlayışı anlaşılmaya çalışılacaktır.
Bilimname, 2009
Bu makalede Yahûdîlerle Müslümanların savaşından bahseden hadisin tenkidi ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Öncelikle, tahric edilen bütün rivayetlerin hadise aidiyetini tespit için, rivayet metinleri belli kriterlere göre gruplandırılarak aralarında mukayeseler yapılmış; bu bağlamda rivayet metinlerinin hadise aidiyetini tespitin isnat analizinin ilk basamağı ve temeli olduğu vurgulanmıştır. Daha sonra, hadisin bütün rivayetlerinin senetleri birleştirilerek, isnat şeması inşa edilmiştir. İnşa edilen isnat şeması yapı olarak değerlendirilmiş, isnat zincirleri ravilerinin durumları bakımından tenkit edilmiştir. Bu tenkit ve değerlendirmeler sonucunda, hadisin sıhhati veya zaafı konusunda yorumda bulunulmuştur.
Özet Kentleşme olgusu, her ne kadar sanayileşme çerçevesinde ele alınan ve modernleşmenin fonksiyonlarından biri olarak değerlendiriliyorsa da, kent kavramının bütün toplumlara özgü niteliği ve bu bağlamda yaşanan tarihi pratik, konuyu bütün toplumlar açısından önemli hale getirmektedir. Bu önemin altı çizilmesi gereken bir yönünü ise, konuya yapılan farklı katkılar oluşturmaktadır. İbn-i Haldun " Mukaddime " adlı eserinde ilmi görüşlerine; sosyal, ekonomik ve siyasal olaylar ve bunlar arasındaki ilişkilere önemli ölçüde yer vermiştir. İbn-i Haldun Mukaddime'sinde, tarihi olayları neden-sonuç ilişkisi içinde incelemiş ve toplumlara dair bazı sonuçlar elde etmeye çalışmıştır İbn-i Haldun'un, kent kavramına özellikle uygarlıklar ve kent sosyolojisi bağlamında yaptığı katkılar, bugün de geçerliliğini koruyan önemli okumalar olarak ele alınabilir. The Urban in thought of Ibn Khaldun Abstract Notwithstanding the fact that urbanization has been evaluated to be a function of modernization and industrialization, the term 'urbanization' as a sui generis common attribute to different settings coupled with its historical praxis have become quintessential and important for most societies. One important dimension of this importance to be underlined is to realize different contributions to the theme. Ibn Khaldun has mentioned significantly at his named " Muqaddimah " scientific point of views; abaout social, political, economical, fiscal events and, to among the relations. Ibn Khaldun has examined historical events within the correspondence between cause and effect and has tried to get some deductions about communities. IbnIn particular Ibn Khaldun's contributions to the urban and civilizations' sociology as well as the concept 'urban' still remain important readings with a great deal of validity. Giriş Kent ve Kentleşme kavramları, demoğrafik olduğu kadar, ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve teknolojik boyutları da içeren evrensel bir olgudur. Bu nitelikler aynı zamanda ekonomik dönüşüm sürecinde kent ve kentleşmenin yeri ve kesişme noktalarını da içermektedir. Bu bağlamda, yani ekonomik, sosyal, siyasal ve teknolojik etkenlerin kesiştiği noktada ortaya çıkan kentsel olgu ve kentleşme, bu özelliğiyle, bir bağımlı değişken niteliği kazanmaktadır. Öte yandan kent ve kentleşme, aynı zamanda, toplumun ekonomik, sosyal ve siyasal yapısını; insan tutum ve davranışlarını, teknolojik gelişmeleri vb. etkileyen bir süreçtir. Kentleşmenin, bu anlamda, bir bağımsız değişken olarak algılanıp, değerlendirilmesi; onun salt, kırdan kente yönelen bir nüfus hareketi olmadığını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede kent ve kentleşme, sosyolojiden ekonomiye, siyasetten yönetime kadar birçok disiplinin ortak konusudur. Bu inter disipliner pozisyondan öte kent, her şeyden önce orada yaşayanların, kentlilerin asıl konusudur. Değer üretmek, kenti kurmak, düzenlemek, yenilemek asıl kentlilerin işidir. Bu durum ekonomik, sosyal, siyasal, idari ve kültürel bütün konularda katılım ve etkinlik açısından önem taşımaktadır.
İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ, 2020
Hiç şüphe yok ki, Marx öncesi iktisadî doktrinler, iktisadî düşünceler ve iktisadî teoriler, Marx’ın kendisine ait iktisat teorisini geliştirmede önemli bir yer tutmaktadır. Rubin’in yaşadığı dönem gözönüne alındığında, Marxist İktisat Teorisi alanında çalışmalarda bulunan ve aralarında Lenin, Preobrazhensky, Bukharin ve Kontratiev’in de yer aldığı birçok yazardan bir tanesidir. Rubin’in bu kitabı, Merkantilizmden John Stuart Mill’e kadar, Marx öncesi iktisadî doktrinleri, iktisadî düşünceleri ve iktisadî teorileri ayrıntılarıyla ele alıp inceleyen başarılı bir eser olma özelliğindedir. Kitapta yer alan iktisadî düşünce okullarının, filizlenip geliştiği toplumsal ve ideolojik ortam dikkate alınarak analize tabi tutulmasının yanı sıra tarihî arka plânının da gözetilerek iktisat teorilerinin evriminin sergilenmesi, Rubin’in bu çalışmasını alanındaki diğer çalışmalardan farklı kılan en önemli özelliktir.
DergiPark (Istanbul University), 2014
İnsanın köken ne da r çalışmaların tam b r b l msel zem ne oturması 19. yüzyılda mümkün olmuştur. Bu konudak düşünceler ve eserler yle dönem n b l m çevreler nde öne çıkan s mlerden b r de Ernst Haeckel'dır. 1898 yılında İng ltere'de düzenlenen Uluslararası Zooloj Kongres nde Haeckel'den b r konuşma yapması stenm ş, o da dönem n mevcut b lg ler nden yararlanarak nsanın köken ne da r b r b ld r sunmuştur. Bu b ld r de Haeckel, paleontoloj , karşılaştırmalı anatom ve f lojen dek gel şmelere dayanarak nsanın b yoloj k özell kler , nsanın pr mat takımı ç ndek yer üzer ne değerlend rmeler yapmıştır. B l m çevreler nde son derece öneml görülen ve farklı d llere çevr len bu met n, Ahmed Nebîl tarafından 1911 yılında İnsânın Menşe'î Nesl-Beşer başlığıyla Türkçeye kazandırılmıştır. Bu çalışmada öncel kle Haeckel' n b l msel ve felsef görüşler ne değ n lecek, ardından Ahmed Nebîl' n çev r s n n Türk antropoloj tarh ndek önem kısaca değerlend r lecek ve metn n transl terasyonu ver lecekt r.
2022
Hadis usûlü, Hz. Peygamber’e isnâd edilen haberlerin aslına uygun nakli ve ona aidiyetini belirleme amacıyla konulan prensipleri belirleyerek bunlarla ilgili terimleri konu edinen bir ilimdir. Sözü edilen temel ilkelerin büyük çoğunluğu rivayet, tedvin ve tasnif döneminde olmak üzere tarihî süreçte ihtiyaca göre belirlenmiş, uygulanmış ve geliştirilmiştir. Bu eser, hadisle ilgili rivayet prensiplerini ve oluşan kavramları tarihi süreç içindeki gelişimini incelemeyi hedeflemiştir. Sahâbe neslinin hadis nakil ve rivayetinde gösterdikleri tetkik ve denetim faaliyetleri, Tâbiûn döneminde hadis usûlüne kaynaklık edecek uygulamalar, ıstılahlar ve bu ıstılahların genel özellikleri araştırılmıştır. Bir geçiş dönemi olan tebeu’t-tâbiîn’in zamansal sınırı tespit edilmeye çalışılmış ve bu dönemde yazılan kaynaklar ve hadis usûlü konularının kimler tarafından kullanıldığı tetkik edilmiştir. Hicrî III. asırda hadis usûlüne kaynaklık eden temel dört eser ele alınmıştır. Bu eserlerin ele aldığı hadis usûlü incelenerek bazı ıstılahları kullanmada ilk oluşları değerlendirilmiştir. Bunun yanında mutekaddimûn ve muteahhirûn hadisçilerin kullandığı hadis usûlü kavramları arasındaki farklara değinilmiştir.
Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
Henüz hicri ilk yüzyılda Kuzey Afrika’nın tamamını fetheden Müslüman Araplar, Afrika ile yetinmemiş oradan İber Yarımadasına geçerek bugünkü İspanya topraklarının tamamına İslam’ı taşımışlardır. Yaklaşık sekiz asırlık Endülüs medeniyeti içerisinde pek çok alanda olduğu gibi edebiyat sahasında da Müslümanlar başarı göstermişler ve büyük şairler çıkarmışlardır. Bunlardan önemli bir isim olan İbnü'l-Haddâd (öl. 480/1087), edebi sanatları kullanmaya önem vermesi, Hristiyan bir rahibeye aşkını gazelleriyle dile getirmesi, Endülüslü olmasına rağmen Doğu Arap şairlerin yöntemini devam ettirmesi gibi pek çok açıdan dikkate değer bir şairdir. Bu çalışmada şairin divanı söz sanatları ve içerik bakımından incelenmiştir. Makalede daha ziyade kendisini mümtaz kılan yönleri ön plana çıkarılmış ve dikkat çeken yönleri incelenmiştir. Hristiyan bir rahibeye âşık olan fakat onunla evlenme imkânı bulamayan bir Müslüman şairin aşkını nasıl dile getirdiği özellikle irdelenmiştir. Söz sanatlarını kullanırken ne kadar tekellüften uzak olduğu üzerinde durulmuştur. Nesîbden methiyeye geçerken tehallus sanatında estetik kaygıları ne denli gözettiğine dair örnekler daha fazla ele alınmıştır.
Kent Araştırmaları II, 2024
Kentler, insanlık tarihinin hem fiziki hem de sosyal bağlamda en önemli sahnelerinden biri olmuştur. Antik çağlardan günümüze, kentler yalnızca yaşam alanları değil, aynı zamanda düşüncenin, sanatın, ticaretin ve kültürün merkezleri olarak şekillenmiştir. Bu bağlamda, kentleri anlamak ve onların dönüşüm süreçlerini kavramak, modern dünyanın dinamiklerini çözümlemek açısından oldukça önemlidir. "Kent Araştırmaları" serimizin bu ikinci kitabı, kentsel mekânların ve toplumsal yapıların çeşitli boyutlarını ele alan akademik çalışmaları bir araya getirmektedir. Kitap, kentlerin fiziksel dokusundan toplumsal hafızasına, küresele evirilen etkilerinden yerel dinamiklere kadar geniş bir yelpazede önemli tartışmalar sunmaktadır. Bu kitap, mekânsal gelişim sürecinde tarım alanlarının dönüşümünü, kent turizminin çekicilik unsurlarını ve göç hareketlerinin kentsel yaşam üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmalarla zenginleştirilmiştir. Ayrıca, depremlerin kent nüfusu üzerindeki uzun vadeli etkileri ve kent morfolojisinin cadde ve sokak sistemleri bağlamında ele alınması gibi konular da detaylı bir şekilde işlenmiştir. Kentlerin tarihî ve kültürel miraslarının turizm açısından değerlendirilmesi ve bu süreçte ortaya çıkan mekânsal dinamikler de kitabın dikkat çeken diğer başlıkları arasındadır. Her bir bölüm, kentsel yaşamın farklı bir yönünü incelerken, okuyuculara hem teorik hem de uygulamalı bir çerçeve sunmaktadır. Bu çalışmanın, kent araştırmaları alanındaki bilgi birikimini artırıp yeni sorular sormaya ve çözüm yolları aramaya teşvik edeceği öngörülmektedir. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarlara ve katkıda bulunan herkese teşekkür ederiz. Bilimsel bilgi birikiminin paylaşılması ve çoğaltılması yolunda sundukları bu değerli katkıların, gelecekteki kent araştırmalarına da ilham kaynağı olması dileğiyle… Editörler
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Bilge Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, 2012