Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Metallurgica Anatolica. Festscrift für Ünsal Yalçın anlaesslich seines 65. Geburtstags, Bochum, 2020
In this study, the daggers found in Adana -Ceyhan Tatarlı Höyük excavations in 2012 and 2015 and a shafthole axe found in 2015 are discussed. The analogues of this weapon group, which can be dated to the 2nd Millennium BC, can be seen in Anatolia, Cyprus and Syria-Palestine. Considering the dating of this group of artifacts, architectural remains and other small finds greatly assist with the Tatarlı Höyük metal weapon group too. Therefore, these weapons provide new information about Tatarlı Höyük's cultural relations with Central Anatolia and Northern Syria.
ÖZET: Bu çalışmada Şarhöyük Hitit plankarelerinde bulunmuş kemik aletler ele alınmıştır. Şarhöyük (Dorylaion) Hitit Kemik aletleri aşık kemiği/oyun pulu, bız, alet sapı, deri tabaklama aleti, kalem (stylus), amulet, mobilya aksamı, süs eşyası (boncuk, kolye ucu vb.), kıyafet aksamı (düğme), çekiç, perdah ve işlevi tanımlanamayan alet şeklinde 11 grup altında toplanmıştır. Aletlerin sayısal yoğunluğunu aşık kemikleri ve bızlar oluşturmaktadır. Eserlerin tanımlarının yapılarak değerlendirilmesi ve yorumlanması, benzerleriyle karşılaştırılması ve bu doğrultuda bir sonuç ortaya koymak çalışmanın temel amacıdır. Aletler belli tekniklerde işlenmiştir. Vurma, testere ile kesme, yontma, yiv açma sürtme ve düzeltme tekniği hemen hemen bütün aletlerde uygulanmıştır. Bazı aletlerde çizgi ve konsantrik daire şeklinde kazıma bezemeler mevcuttur. Aletler genel olarak boynuz, diş ve kemik kullanılarak yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Hitit Dönemi, Kemik Alet, Kemik Alet Teknolojisi, Kemik Alet Çeşitliliği.
GIDA / THE JOURNAL OF FOOD, 2017
Nazilli ilçelerinden 203 adet çi¤ süt örne¤i a¤›r metal analizi yap›lmak üzere toplanm›flt›r. Toplanan süt örnekleri mikrodalga f›r›nda çözünürlefltirilmifl ve ICP-OES ile Fe, Mn, Zn, Cu, Cd ve Pb analizleri yap›lm›flt›r. En yüksek Fe ortalamas› 1704.80 µg/L ile Bozdo¤an ilçesinde, en yüksek Mn ortalamas› 5.08 µg/L ile Ayd›n Merkez ilçede, en yüksek Zn ortalamas› 1468.39 µg/L ile Yenipazar ilçesinde tespit edilmifltir. Bütün ilçelerin süt örneklerinde, Cu, Cd ve Pb de¤erleri tayin edilebilir s›n›rlar›n alt›nda bulunmufltur. Elde edilen sonuçlar, literatür verileri ve FAO, WHO ve PMTDI'n›n belirtmifl oldu¤u tolere edilebilir s›n›rlar göz önüne al›narak de¤erlendirildi¤inde Ayd›n merkez ve di¤er ilçelerde üretilen sütlerde sa¤l›k aç›s›ndan tehlike oluflturacak bir a¤›r metal kontaminasyonu olmad›¤› anlafl›lm›flt›r.
ARMA, 2022
Gökhöyük Bağları Mound is located in the Bağlar locality of Gökhöyük Neighborhood the district of Seydişehir in Konya province in the South of Central Anatolia.It is understood that the mound, the heightof which is eleven meter from the lowland, is located on an area of approximately 5 hectares.
Kasap, ed. Emine Gürsoy Naşkali, 2011
Özet: Osmanlı kasapları üç gruba ayrılmaktadır: salhanelerde hayvan kesimi ve yüzme yapanlar, kasap dükkânlarında çalışanlar, sokaklarda gezerek et satanlar. Osmanlı döneminde kasapların kullandıkları aletlerle ilgili bilgiler, yazılı kaynaklardan derlenmiş ve bunlar o döneme ait görsellerle ve günümüzde de yaşamaya devam eden Osmanlı ve erken 20. yüzyıl örnekleriyle karşılaştırılmıştır. 1582 ve 1720 tarihli iki minyatürde ve 17 veya 18. Yüzyıla ait olduğu sanılan bir albümdeki resimde görülen uzun ve ışıl ağızlı, dümdüz küt uçlu bıçak tipi oldukça dikkate değerdir. Kasapların kullandıkları diğer aletler satır, balta, bıçak, masat, çengel, yağrık (et kütüğü), terazi, kasap süngeri ve tel dolaptır. Anahtar kelimeler: Osmanlı, Kasaplar, Kasap aletleri, Satır, Mezbaha. Abstract:
Ege Arkeoloji Dergisi, 2024
Anadolu'nun batı kıyılarında Troas Bölgesinden başlayarak Güneybatı Anadolu'ya kadar Kıyı Ege şeridini takip eden alanlarda MÖ 2. binyıla tarihlenen yerleşimler ile ilgili araştırmalar yapılmış, yerel ve ithal kültür kalıntılarına ilişkin veriler elde edilmiştir. İzmir'in merkezinde, Bornova Ovası'nın İç Batı Anadolu'ya açıldığı yerde bulunan Yassıtepe Höyüğü, arkeolojik bulgularıyla Batı Anadolu'nun MÖ 2.binyıl sürecine katkı sağlayan yeni alan olarak karşımıza çıkmaktadır. İzmir'in tarih öncesi yerleşim alanında yer alan Yassıtepe Höyüğü, doğusunda İpeklikuyu, güneyindeki Yeşilova Höyüğü ile birlikte günümüzden 8500 yıl önceden başlayarak Roma dönemine kadar binlerce yıl kesintisiz yerleşim görmüştür. 3 hektar boyutuyla, İzmir ve çevresinde yer alan çağdaş dönem yerleşim yerleri gibi küçük ölçekli bir alan olan Yassıtepe Höyüğü, modern yapılar altında kalması nedeniyle sınırlı alanlarda çalışılmasına karşın, Batı Anadolu'nun Orta ve Geç Tunç Çağlarına katkı sağlayacak nitelikte veriler sunmuştur. Yassıtepe, mimarisi, çanak çömlekleri ve küçük buluntularıyla Anadolu'nun yerel özelliklerini büyük oranda yansıtırken, az sayıda ithal buluntusuyla da uzak bölgeler ile bağlı halinde olunduğunu göstermiştir. Bu bağlamda kervan yolları üzerinden Orta Anadolu kültürleri ile bağlantı kurulmuş, ticari ilişkinin varlığı ölçü sistemine ait arkeolojik bulgular ile kanıtlanmıştır. 77 no.lu parselde tespit edilen mezar buluntularıyla hem gömü geleneği hakkında bilgi edinilmiş hem de mezarlarda açığa çıkartılan Miken buluntuları sayesinde GH IIIA2 döneminde Yassıtepe'nin deniz aşırı bağlantı alanı tanımlı hale gelmiştir.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Olba, 2020
Bu makalenin amaci Seyitomer Hoyuk’de ele gecen muhurlu amphora kulplarinin bilim dunyasina tanitilmasidir. Calismamiz kapsaminda degerlendirilmeye calisilan amphora parcalari hoyugun Hellenistik Donemi’ne ait II. Tabakasi ile iliskili olarak bulunmuslardir. Mevcut amphora parcalari icerisinde Thasos, Rhodos ve Khios amphoralari ile iliskilendirilen ornekler yer almaktadir. Bunlardan Thasos amphoralari digerlerine gore daha fazla sayidadir. Bu calismada muhurlu amphora kulp parcalarinin uretim yerleri tespit edilerek siniflandirilmis, katalogu yapilmis ve ait olduklari kontekstler ve diger merkezlerden ele gecen benzer ornekleri goz onunde bulundurularak tarihlendirilmeye calisilmistir. Mevcut ticari amphora parcalari Seyitomer Hoyugun Hellenistik Donemde Ege dunyasi ile cok yogun olmasa da ticari iliskilerinin oldugunu gostermektedir.
IX. ULUSLARARASI HİTİTOLOJİ KONGRESİ BİLDİRİLERİ ÇORUM 08-14 EYLÜL 2014 Acts Of The IXth International Congress of Hititology ÇORUM, SEPTEMBER 08-14, 2014, 2014
IIème millénaire avant J.-C. dans la Plaine d'Isparta Entre 1972 et 2012, avec intervalles, nous avons fait des recherches systématiques dans la Région des Lacs (Pisidie). La Région des Grands Lacs, à l'ouest de Konya, comprend l'ensemble des provinces de Burdur et d'Isparta, et la partie septentrionale (Korkuteli) montagneuse de la province d'Antalya. Jusqu'à présent, nous avons découvert plus de 350 höyüks et établissements dans cette région. À partir de 1984, nos recherches se sont concentrées particulièrement dans la région d'Isparta. Notre propos portera ici sur les höyüks du IIème millénaire av. J.-C. dans la Plaine d'Isparta. Dans cette région, avant nous, des prospections avaient été faites par H. A. Ormerod, K. Bittel et J. Mellaart. Lors de ces prospections, trois sites seulement avaient été trouvés. Nous avons d'abord cherché et trouvé les sites connus, puis nous les avons examinés. Ensuite, nous avons fait des recherches approfondies dans ce secteur. Durant nos prospections dans cette plaine d'Isparta, nous avons trouvé 21 établissements. Ceux-ci ont livré des trouvailles datant de l'époque Néolithique Récente jusqu'à la fin de l'époque romaine. Dans sept établissements, les trouvailles sont du IIème millénaire av. J.-C. Ces établissements sont : Aliköy, Bozanönü Karayuğ, Findos, Göndürle I,
Belleten
Acemhöyük'te son yıllarda yapılan kazılar Hatipler Sarayı'nın batısındaki kuzeybatı açmasında yoğunlaştırılmıştır. Bu alanda, Assur Ticaret Kolonileri Çağı'na ait özel evler bulunmaktadır. 1992 yılında bu açmada saraylarla çağdaş olan III. kata ait yapıların bir kısmı açığa çıkarılmıştır.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dergisi, 2022
Akdeniz'e bağlayan bir kavşak noktasında yer almaktadır. Neolitik Çağ'dan itibaren yerleşim izlerine rastlanan ova, MÖ III. ve II. binyıllarda dikkat çekici bir kültürel gelişim sergilemiştir. Söz konusu kültürel gelişimin daha detaylı bir şekilde kavranabilmesi amacıyla ovada 2016-2022 yılları arasında arkeolojik yüzey araştırmaları yürütülmüştür. Bu araştırmaların ilk etabını Karaman Ovası'nın kuzeyinde, Karadağ'ın eteklerinde yer alan Eminler Höyük'te gerçekleştirilen yoğun yüzey araştırmaları oluşturmuştur. Eminler Höyük'te 2016-2019 yılları arasında gerçekleştirilen araştırmalar, höyüğün Erken Tunç Çağı'ndan başlayarak Demir Çağı sonuna kadar kesintisiz bir şekilde iskân edildiğini ortaya koymuştur. Bölgenin anahtar yerleşimlerinden biri olan Eminler Höyük, MÖ II. binyılın farklı evrelerine tarihlenen arkeolojik tabakalar barındırmasıyla dikkati çekmiştir. Bu çalışmada öncelikle Karaman Ovası genel özellikleriyle tanımlanmış ve Eminler Höyük yüzey araştırmaları hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın devamında yüzey araştırmalarından elde edilen çanak çömleklere ilişkin veriler ana hatlarıyla değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümünde, Karaman Ovası'nda tespit edilen MÖ II. binyıl yerleşimleri kısaca değerlendirilmiş ve Eminler Höyük'ün söz konusu yerleşimler içindeki konumu tartışılmıştır.
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2021
The contents of this system and all articles published in Journal of TÜBA-KED are licenced under the "Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0".
Ekoloji, 2010
Ö zet ülkemizde de bazı büyük şehirlerde kullanılmaktadır. Tıbbi atıkların yakılması birçok zararlı toksin ve bulaşıcı içerikleri giderse de, içerisindeki ağır metalleri tamamen yok edememektedir. Bu metal ve ağır metal kirliliği, oluşan dip külünde ve uçucu külde kalmaktadır. Bu küllerin, düşük konsantrasyonlarda olsa bile çevreye karşı diğer küllere göre daha toksik bir etkisi vardır. Bu çalışmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kuruluşu olan İSTAÇ A.Ş. tarafından İstanbul ili içinde toplanan tıbbi atıkların yakılması neticesinde oluşan dip külü incelenmiştir. Külden sızıntı suyu oluşturularak, bu sızıntı suyundaki kirlilik araştırılmıştır. Araştırılan maddeler şunlardır; Cd, Co, Cr, Cu, Fe, M n, Ni ve Pb. Bu elementlerin tamamına rastlanıldığı için, kirlilik giderimi için stabilizasyon çalışmaları yapılmıştır. Stabilizasyon, zeolit ile yapılmış ve birçok element için son derece iyi giderim sağlanmıştır. Küle, % 17 oranında zeolit karıştırıldığında, kurşun, nikel, mangan ve bakır için iyi bir giderim sağlanırken, krom, kobalt ve kadmiyum için % 9 karışım oranı yeterli olmaktadır. A nahtar K elim eler: Tıbbi atık, yakma külü, zeolit, ağır metal analizi, stabilizasyon. Heavy M etal T reatm ent F o r M edical Waste Incineration Ash A bstract One o f the treatment methods o f medical wastes that have a widespread application all over is the incineration process. Incineration o f medical waste removes the harmful toxin and contaminated contents as well as decreases the volume however this process does not destroy the heavy metals completely. Most o f the metal and heavy metal contaminations remain in the bottom ash or fly ash content. The presence o f elevated concentrations o f heavy metal in the ash o f medical waste incineration will have more toxic effects on the environment compared with other ashes. In this study, bottom ash from medical waste incineration that are managed by ISTAC Co. Ltd. (ISTAC is one o f the Istanbul Metropolitan Municipality Enterprises for waste management) is used. The following elements were investigated from the leachate o f the ash; Cd, Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni and Pb. As all o f these elements exist, in order to decrease the contamination suitable additives for stabilization o f are tested. Stabilization was performed by zeolite and for most o f the elements good results achieved. When 17 % o f zeolite is mixed with ash, there will be good stabilization for lead, nickel, mangane and cupper. For chrome, cobalt and cadmium, 9 % o f mixture will be enough.
VII. Uluslararası Hititoloji Kongresi Bildirileri : Çorum 25-31 Ağustos 2008 = Acts of the VIIth International Congress of Hittitology, Çorum, August 25-31, 2008, 2010
Les sites archéologiques du IIème millénaire avant J.-C. à Akşehir Nous avons commencé à prospecter dans la sous-préfecture d'Akşehir. Akşehir se trouve à 131 km au nord-ouest de Konya. La région se situe au nord-est du Sultan dağ. Nous avions travaillé dans les années 1990, 1998 et 2003. Pendant nos prospections dans cette région, nous avons découvert 22 höyük et établissements-sites (höyük et habitats) datant de l'âge du Néolithique Récent à l'époque romaine. Auparavant, des prospections avaient été faites par J.Mellaart et D.French. Ils avaient trouvé 18 établissements. Nous avons d'abord cherché et retrouvé ces sites et nous les avons étudiés. Ainsi, à Akşehir, ce sont en tout 40 établissement-sites qui datent du Néolithique Récent à l'époque romaine. Dans cette communication, nous présentons en détail 9 des 12 sites du IIème millénaire avant J.C.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.