Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
22 pages
1 file
Kategori, önermede yüklemi gösteren kavramdır. Aristoteles'in mantık üzerine yaptığı çalışmalarını içeren Organon adlı eserlerinin ilki kategoriler üzerinedir. Kategoriler varlığın en genel yüklemleridir. Ancak birinci kategorinin ana üyeleri, Aristoteles'in öğretisine göre hiçbir zaman gerçek anlamda yüklemler olmayıp özneler olan bireysel tözlerdir. Bireysel tözler tanımda zatın varlığını dikkate alan bir tanımı gerektirir. Bu bakış realizmin de temel hareket noktasıdır.
Tasavvufî gelenekte ibadetlerin, zâhirî ve bâtınî olmak üzere, iki tür hikmetinden bahsedilebilir. Örneğin, zekatın sosyal hayata bakan neticeleri ve orucun sağlığa katkısı, ibadetlerin zâhirî faydalarındandır. İbadetlerin diğer hikmetleri ise kişiye ahlaken olgunlaşma ve maneviyatını güçlendirme imkanı sunar. Allah'a itaatin mal ile ifadesine önemli bir örneklik teşkil eden kurban ibadeti de sosyal ve ruhî anlamda pek çok faydalar içerir. Mutasavvıflar, ağırlıklı olarak, kurbanın ikinci grup faydaları üzerinde durmuşlar ve ondaki bazı derûnî manalardan bahsetmişlerdir. Onlara göre kurban, yalnızca et paylaşımı değil, Allah'ı anmaktan O'na yakınlık kurmak maksadıyla nefsi öldürmeye (terbiye etmek) varıncaya kadar, pek çok mananın da sembolüdür.
Günümüzde dinî inanç, duygu, davranış, bilgi ve etki boyutlarının yer aldığı bir dindarlık kavramı üzerinde durulmaktadır. Ancak pratikte dindarlıkta beş boyuttan çok, bireyin kılık kıyafeti, dış görünümü ve dar anlamda belli rutin ibadetleri önemli belirleyiciler olarak öne çıkarılmaktadır. Yaptığımız uygulamada, dindarlıkla ilgili sorumuza verilen cevaplar daha çok bu yönde olmuştur. Kısaca dindarlık anlayışı bilhassa belli ibadetlerde yoğunlaşmaktadır. Dolayısıyla dinin etki boyutunun bireyin tüm hayatına yeterince yansımadığı anlaşılmaktadır. Bu süreçte iman-amel ilişkisine yüklenen anlam, ibadetlerin niteliğinden çok niceliğinin önemini öne çıkarmaktadır diyebiliriz.
Öz: Hadis ve fıkıh kaynağı olarak Muvatta', erken döneme ait önemli eser-ler arasında yer almaktadır. Muvatta'ın yazılış sebebi ve tarihi konusunda bazı tar-tışmalar vardır. Genel kanaat Muvatta'ın büyük oranda resmî otoritenin yönlen-dirmesiyle İmam Mâlik tarafından şekillendirilmiş olması yönündedir. Muvatta' hem içerdiği rivayetler hem de kavramlar açısından dikkat çeken bir eserdir. Ha-disler ve sahabe görüşleri Muvatta'da büyük bir yer kaplamaktadır. Hadislerin ya-nı sıra İmam Mâlik'in kendi görüşleri de Muvatta'ın içeriğini şekillendirmiştir. İmam Mâlik'in kullandığı sünnet, amel ve fıkıhla ilgili kavramlar ilk dönem usûl anlayışı hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Muvatta', İmam Mâlik'in birçok öğrencisi tarafından rivayet edilmiştir. Sonraki dönemlerde ise üzerinde birçok şerh yazılmıştır. Müslümanlar kadar Batılı araştırmacıların da ilgi odağında yer alan Muvatta', şarkiyat literatüründe daha ziyade telif edildiği dönem itibariyle tartışma konusu edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Muvatta', İmam Mâlik, Hadis, Fıkıh, Hukuk Tarihi Abstract On Imam Malik's al-Muwatta As a source of hadīth and fiqh, al-Muwatta is among the important works of the early period of Islam. There are some debates about the reason and writing history of Muvatta. The general opinion is that actually al-Muwatta was shaped by Imam Malik following the order of the official authority. al-Muwatta is a work that attracts attention both in terms of traditions and concepts. The hadīths and the views of the Sahaba take the greatest part of al-Muvatta. Along with the hadīths, Imam Malik's views have shaped the content of al-Muwatta. Concepts which are related to sunnah, amal and fiqh in al-Muvatta provides important information about the thought of the methodology of the first period. al-Muvatta was transmitted by many students of Imam Malik. In later periods, many commentaries were written on it. al-Muwatta, which has attracted the attention of both the Westerners and Muslim scholars, has been examined by the orientalist writings significantly in relation to the date of its original composition.
Ezan Müslümanları günde beş kez beş vakit namaza davet eden bir çağırıdır. Ayrıca Türk İslam kültüründe özgürlüğün ve bağımsızlığın simgesidir. Uzman kişiler tarafından okunduğu zaman insanların gönlünü etkileyen bir mûsikîye sahiptir. Her vakte uygun değişik makamlarda okunabilmektedir. Anahtar kelimeler: Zaman, makam, çağırı, namaz, minare, özgürlük.
Öz: Bu makalede, fıkıh literatüründe "el-hurûc mine'l-hilâf" diye isimlen-dirilen uygulamalar bağlamında Şâfiî mezhebinin İmam Ebu Hanîfe'nin ictihadla-rını ne ölçüde dikkate aldığı konusu üzerinde duracağız. Ele alınacak olan konu, üzerinde daha geniş çaplı araştırmaların yapılmasını gerektiren son derece önemli bir konu olmakla birlikte biz konunun önemine dikkat çekme bağlamında konuyu bir makalenin sınırları çerçevesinde, Şâfiî mezhebinin belirli eserleri üzerinden ir-deleyeceğiz. Anahtar kelimeler: Hilaf, İhtilaf, Hanefi Mezhebi, Şâfiî mezhebi, ictihad ملخص حنيفة أبي اإلمام الجتهادات الشافعي المذهب اعتبار مدى موضوع عن سنتحدث المقال هذا في ف سياق ي ما ال بالدراسات يتناول أن درجة إلى هام الموضوع ّأن رغم .الفقه كتب في "الخالف من ب"الخروج يسمى واسعة س نتناول المذهب في المعينة الكتب من الموضوع .الموضوع أهمية على للتنبيه مقال نطاق في الشافعي المذهب ، حنيفية ،الختالف ،الخالف :المفتاحية الكلمات ،االجتهاد ،الشافعي I. Teorik Çerçeve Fıkıh tarihinde mezheplerin "kurucu imamları" olan müctehidlerin ve fıkhın ku-rumsal yapıları olan mezheplerin "öteki müctehidler ve mezhepler" ile ilişkisi, fıkhî farklılıkların tolerans ya da tepki ile karşılanmasının sebeplerini ve sonuçlarını belirle-mede son derece önemli ipuçları verir. Farklı ictihadlar ve bunların kurumsallaşmış ya-pıları olan mezhepler, varlıklarını bir anlamda görüş ayrılığına yaklaşım konusunda İslam toplumunda geliştirilen reflekslere borçludur. Fıkıh tarihi boyunca "tepki" ve "to-lerans" varlığını sürekli koruyan iki olgu olmuştur. Mezhepler ve müctehidler arası gö-rüş farklılıklarını ele alan ve zaman içinde müstakil bir ilim dalı hüviyetinde ortaya çı-kan "ilm-i hilaf", mezheplerin müstakil birer yapı halinde devamını sağlayan farklılık noktalarını ortaya koymakla birlikte mezhepler arası ilişkiler her zaman "hilaf" düzle-minde seyretmemiş, karşılıklı görüş alışverişi çerçevesinde bir ilişki de söz konusu ol-muştur. Mezhepler arası görüş alışverişi kimi zaman görüş farklılığına müsamahalı yak-laşımla sınırlı kaldığı halde kimi zaman bunun da ötesine geçerek karşı görüşü uygula-maya değer görme ve hatta tavsiye etme noktasına kadar ulaşmıştır.
Özet: Çalışmada öncelikle siyaset, postmodern dönemde, modern dönemdekin-den farlılıkları bağlamında ele alınmıştır. Daha sonra Yeşil hareketin başlangıcın-dan siyasal alana dahil olmasına kadar geçen tarihçesi kısaca anlatılmış, daha son-ra da İsviçre Yeşil Liberal Partisi'nin kısa tarihçesi ve topluma, ekonomiye ve siya-sete olan bakış açısı incelenmeye çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise, liberal yeşil partilerin diğer ülkelerde de yaygınlaşıp, güçlenme şanslarının olup olmadığı tar-tışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Liberalizm, yeşil düşünce, yeşil liberalizm, İsviçre Yeşil Liberal Partisi. Abstract: A Reflectıon Of Postmodern Polıtıcs: Swıtzerland Green Lıberal Party In postmodern era, politics has been changing at both theoretical and practical sphere. As a consequence of this transformation, liberalism and ecologism, which were assesed as uncorrelated, even competitor ideologies, have also been affected. At this study it is amimed to analyze the interference between the mentioned two ideologies, the concept of " gren liberalism " is stressed. Later, a short history and principles of Green Liberal Party of Switzerland are mentioned. And lastly, it is tried to be argued that whether the mentioned party may be a model in the future fort he rest of Europe and the world. Giriş Postmodern dönem, adındaki post önekinden de anlaşılacağı üzere kronolojik olarak modern sonrası bir döneme tekabül etmektedir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında günyüzüne çıkmaya başlayan siyasal, toplumsal ve ekonomik değişimler, bir yandan teorik planda modernitenin temel varsayımlarını sorgulamaya açarken, diğer yandan da siyasal, toplumsal ve ekonomik yapıyı dönüştürmüştür. Siyaset de bu dönüşümden hem teorik hem pratik düzeyde etkilenmiştir.
Özet Kültür, belli bir grup insanın belli bir zaman ve yerde yaşattığı, sürdürdü-ğü, paylaşarak yeni nesillere aktardığı ve o gruptaki insanların davranışlarından çıkarılabilecek bir olgudur. Kültür, ulus, endüstri, örgüt ve meslek kültürü olmak üzere dört düzeyde incelenmektedir. Örgüt, endüstri ve meslek kültürünün ulusal kültürle karşılıklı bir etkileşimi söz konusu olmakla beraber, bu kültürlerin de kendilerine ait değerleri sembolleri, ritüelleri vardır. Polislik mesleğini yürüten ki-şilerin de, mesleğin yerine getirilmesinden doğan birtakım alışkanlıkları, inançları, uymak zorunda oldukları kuralları vardır. Polis kültürü ulus kültüründen etkilen-diği gibi, kendi içerisinde ulus kültüründen farklılaştığı birtakım değerler de geliş-tirmektedir. Bu çalışmanın amacı, ulusal ve kurumsal kültürler arası etkileşimler üzerine çalışan Hollandalı sosyolog Hofstede'in orta koyduğu kültürel boyutlar temelinde, Türkiye'de polislik mesleğinin kendine özgü bir alt kültüre sahip olup olmadığının araştırılmasıdır. Çalışmada Hofstede'in ulusal kültür boyutlarını or-taya koyup, diğer kültürlerle karşılaştırma yaptığı modelden yararlanılmıştır. Bu çerçevede Antalya Emniyet Teşkilatı'na bağlı çeşitli birimlerdeki polis memurları-na yapılan bir anket sonucunda elde edilen veriler ile Türk kültürel boyutları karşı-laştırılmıştır. Araştırma sonucunda eril-dişil kültür boyutu dışında tüm boyutları-nın benzerlik taşıdığı bulunmuştur. Bu durum polislik mesleği alt kültürünün ulu-sal kültürden etkilendiğini ortaya koymakla birlikte, eril-dişil kültür boyutundaki farklılıktan, polis alt-kültüründe mesleki birtakım kültürel değerlerin geliştiği ve ulusal kültürden farklılaştığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Kültür, Hofstede'nin Kültür Boyutları, Meslek Alt Kültürü Abstract: Culture is a fact which has been perpetuated and carried on by a certain group who shares and passes on new generations and that can be extracted from that group's members' behaviour, in a certain time and place. Culture is analysed in four levels as national, organization, industrial and professional. Although there is an interaction between industrial, organizational, professional culture and national culture, each type of culture has its own values, symbols and rituels. Also the police subculture has its own customs, beliefs, rules based on their profession. The police culture is influenced by the nation culture but also the police culture has its own values different from the national culture. The aim of this study is to find
Hilmî-zâde İbrâhîm Rıfat’ın Sa’d b. Ebî Vakkas İsimli Risâlesi, 2017
Sa'd b. Ebî Vakkâs (ra) yahut Târîhin Parlak Sahîfesi Ömeru'l-Fâruk (ra) hazretlerinin zamân-ı hilâfetlerinde ashâb-ı güzîn ile İrânîlerin Irak'taki Kâdisiye Muhârebesi'ni hâkîdir. Maârif Nezâret-i Celîlesi'nin 165 numrolu fî 2 Muharrem sene 317 ve fî 1 Mayıs sene 315 tarihli ruhsatıyla Tercümân-ı Hakîkat Matbaası'nda tab' olunmuştur.
Avrasya Uluslarası Araştırmalar Dergisi, 2021
Cumhuriyet Senatosu'nda Bingöl'ü temsilen en uzun süre görev yapmış olan Dr. Arif Hikmet Yurtsever, 1925 yılında Bingöl'de doğmuştur. Bingöl'de 10 yıl hekim olarak çalıştıktan sonra 1966 yılındaki üçte bir senato yenileme seçimlerinde, Adalet Partisi'nden aday olmuş ve seçimleri kazanarak 1975 yılına kadar senatörlük görevini devam ettirmiştir. Bu süre zarfında Yurtsever, başta Bingöl olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesi'nin sorunlarını senatoya taşımış ve sorunlara çözüm bulmaya çalışmıştır. Aynı zamanda Türkiye'nin doğusunun kalkındırılmasının hayati derecede önemli olduğuna inanmış ve bunun için senatoda mücadele vermiştir. Kendi bölgesinin sorunlarının dışında ülkenin genel meseleleriyle de ilgilenmiş ve buna ilişkin görüşlerini açıklayarak hükümetlere önerilerde bulunmuştur.
2022
Bu çalışmada inceleme sahası olarak belirlenen Yukarı Yeşilırmak Havzası Türkiye’nin önemli akarsularından birisi olan Yeşilırmak’ın alt havzasıdır. Yeşilırmak ve Çekerek Çayı’nın birleşim noktasının su toplama sahasından Çekerek Havzası haricinde kalan kesim araştırma sahasıdır. Araştırma sahasının konumu Türkiye’nin kuzeyinde, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nün iç kesiminde, Köse Dağları ve Sakarat Dağı güneyinde, Deveci Dağları’nın kuzeyinde yer almakta ve kabaca doğu-batı istikametinde uzanmaktadır. Araştırma sahası Tokat, Sivas ve Amasya il sınırları dâhilinde yer almaktadır. Çalışmanın temel amacı araştırma sahasının hidroklimatolojik özelliklerini tespit etmektir. Bu maksatla öncelikle havanın genel coğrafi özellikleri ortaya konulmuştur. Daha sonra da klimatolojik ve hidrografik analizler yapılmıştır. Hidroklimatoloji bilimi daha önceden yapılan çalışmalara göre en kısa tanımla iklimin hidrografya üzerindeki etkisini ifade etmektedir. Yapılan çalışmalarda genel itibariyle iklim elemanları ile akarsu akımları arasındaki bağlantı incelenmiştir. Bununla birlikte iklim dışında hidrografik özellikleri etkileyen litoloji, toprak özellikleri, eğim özellikleri gibi yapısal unsurlar ve beşeri unsurlar olan diğer coğrafi özellikler de bu çalışmada ortaya konulmuş ve değerlendirilmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi (MBUD)
YÜKSEK HAKEM KURULU'NUN MEVZUATI VE UYGULAMALARI
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2023
PESA INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL STUDIES, 2022
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2019
Journal of the Faculty of Divinity of Çukurova University, 2022
İnsan tek başına yaşayamayan, kendisini gerçekleştirebilmek ve dünyayı anlamlandırabilmek için diğer insanlara muhtaç olan bir varlıktır. Bir fert olarak insan ile içinde yaşadığı toplum arasında zorunlu bir birliktelik söz konusudur. Ancak toplum halinde yaşayan insanlar yaratılışlarından ka..., 2023
SABÛHÎ AHMED DEDE’NİN İHTİYÂRÂT-I SABÛHÎ’SİNDEKİ REDDİYE KULLANIMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME, 2021